• Sonuç bulunamadı

1.3. Örgütsel Adaletin Boyutları

1.3.3. Etkileşim Adaleti

Son yıllarda geliştirilen örgütsel kuramların kişiler arası etkileşim ve bu etkileşimden kaynaklanan sorunlar üzerinde yoğunlaştığı gözlemlenmektedir (Özmen vd., 2007: 20). Örgütsel adaletin bir diğer türü de Bies ve Moag (1986) tarafından ortaya atılan etkileşim adaletidir. Etkileşim adaleti kişiler arasındaki ilişkiler sonucunda işgörende oluşan adalet algısıdır. Karar alma pozisyonunda bulunan yöneticilerin bu kararları işgörenlere aktarırken sergiledikleri davranışları ile verilecek mesajı nasıl ilettikleri işgörenlerin kararlara katılımını ve kabullenme derecesini etkilemektedir. Örneğin Greenberg (1994) çalışmasında; kendilerine adil davranıldığı hissi oluşan bireylerin örgüt içerisinde uygulanan sigara içme yasağına büyük ölçüde bağlı kaldıklarını, özellikle kendilerine daha kapsamlı ve doğru bilginin, yasağın gerekçeleriyle birlikte uygun bir dille aktarıldığına (etkileşim adaleti) ikna olan bireylerin sigara içme yasağını kabul etmelerinin daha kolay olduğunu bulgulamıştır (Foster, 2010: 12).

Etkileşim adaletinin temelinde, kişilerin örgütteki çeşitli süreç ve işleyişlerin, kendilerine karşı davranışların veya görev dağılımlarının adaletli olup olmadığı konusunda sürekli bir yargılama süreci içine girmeleri ve bu süreç sonucunda örgüte karşı bir tutum geliştirmeleri yatmaktadır (Greenberg, 1990: 399). Buna göre etkileşim adaleti, örgütsel işlemler uygulamaya geçirilirken çalışanların maruz kaldıkları kişiler arası muamelelerin niteliğine ilişkin algılar olarak ifade edilmektedir (Bies, 1986’dan Aktaran: Skarlicki ve Folger, 1997: 435).

Karar alma sürecinde kullanılan prosedürlerin ve kuralların karar alıcılar tarafından uygulanma şekli ile ilgili olan ve etkileşime dayalı boyutu ele alan (Greenberg, 1990: 411) etkileşim adaleti kişiler arası adalet ve bilgilendirme adaleti olmak üzere iki alt boyuttan oluşmaktadır. Kişilerarası adalet, yöntemlerin uygulanması ve çıktıların belirlenmesi kararlarını açıklarken ilgili makamların veya üçüncü şahısların kararlardan etkilenecek kişilere karşı nezaket ve saygı ile davranmalarının derecesini yansıtır. Bilgilendirme adaleti ise, dağıtımda kullanılan yöntemlerin nedenleri ve dağıtımın neden bu şekilde yapıldığının karardan etkilenecek bireylere açıkça izah edilmesine odaklanır (Colquitt vd., 2001: 427).

29 Kaynakların dağıtımından pay alanlar ile alınan kararlardan etkilenebilecek bireyler arasındaki etkileşime dayanan etkileşim adaleti, alınan kararların işgörenlere söylenme tarzı ve örgüt içi sosyal ilişkilerde nasıl davranılacağı ile ilgili adalet algılamasıdır (Demirel ve Dinçer, 2011: 36). Çalışanların etkileşim adaleti algılarının oluşmasında yöneticilerin davranışları örgütün bütününden daha fazla etkilidir. Kendilerine nazik ve kibar davranılmadığını ve alınan kararlarla ilgili olarak gerekli açıklamanın yapılmadığını hisseden çalışanlar örgüt içerisinde gereğinden fazla bir rol davranışı sergilemeyecek, örgütsel vatandaşlık davranışları da kısıtlı olacaktır (Laschinger, 2004: 355).

Etkileşim adaletinin temelinde otorite pozisyonunda bulunanların davranışlarının yerindeliği yatmaktadır. Bu da çalışanlara karşı nezaket ve saygı ile yaklaşmayı ve kendileriyle ilgili bilgilerin çalışanlarla paylaşılmasını gerektirir (Cropanzano vd., 2007: 36). Etkileşim adaletinin ilkeleri ve bu ilkelerin içeriği Tablo 5’te özetlenmiştir.

Tablo 5 : Etkileşim Adaletinin İlkeleri

Etkileşim Adaleti Kuralları

Yazar Kuralın İçeriği

Saygı Bies ve Moag

(1986)

Karar vericiler çalışanlara karşı davranışlarında saygılı ve ehemmiyetli olmalıdır.

Adalete Uygunluk Bies ve Moag

(1986)

Karar vericiler kararları verirken önyargılarından uzak olmalıdırlar.

Doğruluk Bies ve Moag

(1986)

Karar vericiler aldatıcı davranışlardan uzak ve dürüst olmalıdırlar.

30 (1986) açıklıkla ve yeterince anlatılmalıdır.

Kaynak: Çolak ve Erdost, 2004: 63

Etkileşim adaleti kişiler arasında uygun bilgi paylaşımını sağlayarak iletişim esnasında kaba ve uygunsuz sözler sarf edilmesini engellemektedir. İşlerin yolunda gitmediği örgütlerde bile işlerin yolunda gitmemesinin neden ve gerekçeleri çalışanlara uygun bir dille anlatıldığında çalışanlar bunu olgunlukla karşılayacaklardır. Çünkü etkileşim adaleti yüz yüze ilişkiyi gerektirir ve çoğu zaman çalışanlar bu adalet algısını yöneticilerinin tavır ve hareketlerinde ararlar (Cropanzano vd., 2007: 38-39). Örneğin; Van Yperen vd. (2000), Hollandalı 244 hemşire üzerinde yaptıkları çalışmalarında, çalışanların sorunlu bir olayla karşı karşıya oldukları zaman etkileşim adaleti algısının negatif olmasının yıkıcı davranışların güçlü bir belirleyicisi olduğu sonucunu elde etmişlerdir (Laschinger, 2004: 355).

Etkileşim adaletinin örgütsel adalet içindeki konumu literatürde tartışmalıdır. Tyler ve Blader (2000), Tyler ve Lind (1992) gibi kimi yazarlar etkileşim adaletinin ayrı bir adalet türü olmayıp işlem adaletinin bir bileşeni olduğunu ileri sürmektedir. Bunun aksini savunan Bies (2001), Masterson, Lewis, Goldman ve Taylor (2000) gibi yazarlar ise, etkileşim adaletinin dağıtım ve işlem adaleti türleri gibi üçüncü bir adalet türü olduğunu savunmaktadırlar. Her ne kadar yazarlar arasında etkileşim adaletinin örgütsel adalet içindeki konumu konusunda tartışma bulunmakta ise de diğer adalet türleri gibi bireyin işyerindeki tutum ve davranışlarını etkileme potansiyeline sahip olan etkileşim adaleti algısının önemi tartışmasızdır (Ambrose, 2002: 804-805).

Sonuç olarak söylem ve davranışa dayalı olan etkileşim adaleti, dağıtım ve bu dağıtımının nasıl belirlendiğine ilişkin kararların sebep ve gerekçelerinin karardan etkilenen kişilere anlatılması sırasında, karar vericilerin bunu anlatma yöntemi ile bu sıradaki davranış kalıplarının işgörenin adalet algısını etkileyeceği temeline dayanmaktadır. Doğru seçilen bir iletişim yöntemi ve sergilenen davranış örgüt içerisinde adil olarak algılanmayacak bir durumu bile işgörenlerin kabullenmesine (ya da en azından adaletsizlik algısının zayıflamasına) yol açabilir.

31

İKİNCİ BÖLÜM

ÖRGÜTSEL BAĞLILIK KAVRAMI VE KAPSAMI

Bu bölümde örgütsel bağlılık kavramının tanımı, önemi, türleri ve örgütsel adalet ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişki açıklanarak araştırmanın hipotezleri için kavramsal bir yapı ortaya konulacaktır.

Benzer Belgeler