• Sonuç bulunamadı

Üyelerin ekonomik sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek, onların çalışma şartlarını iyileştirmek için uğraşan işçi sendikaları genel olarak esneklik ve esnek çalışma şekillerine pek olumlu yaklaşmamaktadırlar. Özellikle esnek çalışmanın ortaya çıktığı 1970’li yıllarda esneklik hususundaki belirsizlikler nedeniyle işçi sendikalarının tutumları daha sert olmuştur. Zamanla sendikaların esnek çalışma hakkındaki görüşlerinin, daha ılımlı olmaya başlandığı görülmüştür. Bunun nedeni teknolojik gelişmelerin esnek çalışmayı gerekli kıldığını ve esnek çalışmanın işçilere sakıncasından çok faydasının olduğunun sendikalar tarafından kabul edilmesidir. Ayrıca beyaz yakalı sendikalar mavi yakalı sendikalara göre, esnekliği daha çok desteklemektedirler. Çünkü esnek çalışmanın uygulanma alanı imalat sanayine göre, hizmet sektöründe daha fazla olmaktadır.194

Sendikaların esnek çalışmaya karşı gelmesinin diğer bir nedeni de, esnek çalışmanın haftalık çalışma sürelerinin kısalmasına alternatif olacağı ve engelleyebileceği şüphesidir. Sendikalar yıllardan beri çalışma sürelerinin kısalması için uğraşmış, toplu iş sözleşmeleri ile bunu sağlamaya çalışmıştır. Böylece işçilerin yaşam standartlarının arttırılması ve bir istihdam politikası olarak işsizliğin azaltılması hedeflenmiştir. 195

Sendikalar fazla mesainin azalması sebebiyle de, esnek çalışmaya pek olumlu bakmamaktadırlar. Çünkü, fazla mesai ücreti işçiler için önemli bir gelir kaynağını oluşturmaktadır.196

Diğer yandan sendikalar tarafından, esneklik ve esnek çalışma ile işletmelerde yönetimin güçleneceği, idarenin kontrolünün artacağı, sendikaların ve toplu iş sözleşmelerinin etkinliğinin azalacağı iddia edilmektedir.197

194 Nurseli Tarcan, “Çağı Yakalama ve Rekabet Edebilirlikte Çalışma Mevzuatının Rolü, Esnek ve Çağdaş İş Kanunu”, Mercek Dergisi, MESS Yayınları, 2000, s.38.; Serap Hanedar, Türk İş Hukuku’nda Esnek Çalışma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sakarya:

2002, s.33.

195 Rudolf Bushmann, “Alman İşçileri Açısından İş Hukukunda Esneklik”, Çalışma Hayatında

Esneklik, İzmir: 1993, ss.300-301.

Sendikalar göre, esnek çalışmada bulunanlar ile özellikle part-time çalışanlarla tam süreli çalışanlar arasında eşitsizlikler olmaktadır. Kısmi süreli çalışanların çalışma şartları daha kötü olmakta, ücretleri daha düşük ve meslekteki ilerleme imkanları daha az bulunmaktadır. Sosyal sigorta ve sosyal yardımlardan yararlanmaları tam gün süreli çalışanlara göre daha zor olmaktadır. 198

Başka bir görüş ise, Post-Fordist üretimin standart çalışma ilişkilerini zaafa uğratması, çalışma hayatının aktörleri arasında oluşan klasik güç dengesini işverenler lehine bozmaktadır. Diğer taraftan çok uluslu sermayenin dayattığı küreselleşme olgusu, çalışanları koruyucu mevzuattan yoksun bir çalışma ortamına sürüklemektedir. Bunun açık anlamı da sermaye uluslararası düzende hareketlilik kabiliyeti elde ederken, emek ulusal koşullara terk edilmektedir. Bu da bağımlı çalışanlar açısından daha fazla yoksulluk, ve korumasız bir çalışma dünyası demektir. Esnek çalışma olarak adlandırılan yeni çalışma ilişkisinde “insan kaynakları yönetimi” söylemiyle süslenmiş, sosyal mevzuattan yoksun, örgütsüz bir endüstri ilişkiler sistemi öngörülmektedir. Bütün bu gelişmeler, çalışanlar grubunun sosyal adalete olan ihtiyaçlarının eskiden daha fazla olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir.199

İşçi sendikaları “esnekliğin işverenler tarafından kullanılan bir slogan ve reel ücretlerin azalmasına neden olan bir vasıta olduğunu” belirtmektedir. 200 Esneklik, toplu pazarlık ile elde edilen hakları zayıflatmakta ve güvenden yoksun bazı istihdam türlerini teşvik edip yaygınlaştırmaktadır. Ayrıca, esneklik, işte eşitsizliğin artmasına, istihdam güvencesinin ve sosyal güvenlik açısından korunmanın azalmasına ve iş yoğunluğunun artışına sebep olmaktadır.

Ancak bu konuda ilginç bir gelişme ise; geleneksel olarak makro düzeyde toplu pazarlıktan yana işçi sendikalarının, sanayi ötesi ekonomilerde işyeri düzeyinde

197 Serap Hanedar, a.g.e., s.35.

198 Seyhan Erdoğdu, “Türk İşçileri Açısından İş Hukuku’nda Esneklik”, Çalışma Hayatında

Esneklik, İzmir: 1993, s.321.

199 Numan Kurtulmuş, Sanayi Ötesi Dönüşüm, İz Yayıncılık, İstanbul: 1996, s.59.; Nurhan Yentürk, “Türk Sanayinde Yeniden Yapılanma İçin Dış Ticaret ve Teknoloji Politikaları”, ODTÜ

Gelişme Dergisi, Cilt 20, 1993, s.4.; Ayda Eraydın, Post- Fordizm ve Değişen Mekansal Öncelikler, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Matbaası, Ankara: 1992, ss.22-23.

mikro çözüm önerileri benimseyerek, kurumsal varlıklarını korumak amacı ile yeni mikro stratejiler geliştirmekte oluşlarıdır.201

3.1.2. Türk İşverenleri Açısından İş Hukukunda Esneklik

İşveren ve örgütleri esnekliği; küreselleşen dünyada artan fiyat ve kaliteye dayalı rekabetin kaçınılmaz bir gerekliliği olarak ifade etmekte ve uygulamaya dönük düzenlemelerin bir an önce yapılmasını talep etmektedir.

İşverenlere göre, esnek çalışmanın uygulanmasıyla, işçilerin verimlilikleri artmakta, işe gelmemeler ve gecikmeler azalmakta, fazla mesai ödemeleri en aza inmekte, ekonomik açıdan, üretim araçlarının tam kapasiteyle kullanılması ve ana maliyetlerinin azalması sağlanmakta, işçi temini kolaylaşmakta ve işgücü devri azalmaktadır. Bütün bu faktörler de, işletmenin verimliliği ve rekabet gücünü artırmaktadır.202

İşverenler, esneklik ve esnek çalışmanın uygulanmasını istemekle beraber, imalat sektörü ile hizmet sektörü arasındaki farklılığın olduğunu belirtmekte, imalat sanayinde esnek çalışmanın uygulanmasının daha zor olduğunu ifade etmektedir.203

Bir işveren kuruluşu olan MESS’in genel hatlarıyla konuya yaklaşımı şöyledir204: “Ülkemizdeki katı iş hukuku mevzuatı esnekleştirilerek, üretim faktörleri ve çalışma süreleri daha verimli kullanılmalıdır. Küreselleşen rekabet ortamında katı mevzuatlar bırakılmalı, yeni üretim ve yönetim teknikleri uygulanmalıdır. Değişen teknoloji ve üretim yöntemlerine uyum sağlayabilmesi için insan gücü esnek kullanılmalıdır.” Yine TİSK konuya şu şekilde yaklaşmaktadır205: “Mevcut çalışma hayatını düzenleyen kurallar iş piyasasının ihtiyaçlarını karşılar nitelikte değildir. Bu durum çalışma hayatında daha az kural, daha az mevzuat, buna karşın daha çok esneklik, daha çok serbesti olarak ifade edilen esneklik arayışlarını da beraberinde getirmiştir. Bu düşünceden hareketle, ücrette esneklik, ücret dışı işgücü maliyetlerinde esneklik, fonksiyonel esneklik, iç esneklik, çalışma saatlerinde esneklik, bugün çalışma hayatımızın en çok üzerinde durduğu konulardır.” Her iki

201 Mehmet Akçay, “Esneklik ve Çalışma Hayatı”, Sabahattin Zaim’e Armağan, İktisat Fakültesi

Mecmuası, B-3, Cilt: 1-4, 1994, s.119.

202 Numan Kurtulmuş, a.g.e., s.216.; Serap Hanedar, a.g.e., s.38. 203 Serap Hanedar, a.g.e., s.39.

204 MESS, Endüstri İlişkilerinde Son Durum, MESS Yayınları, Yayın No:233, İstanbul: Temmuz

1996, s.43.

205 Petrol İş 97-99 Yıllığı, Esnek Çalışma ( Türk – İş), Petrol İş Yayınları, İstanbul: Mart 2000,

yaklaşımda da genel eğilim, “mevcut iş mevzuatı son derece katıdır, işçi-işveren ilişkilerini düzenleyen sendikalı-sendikasız tüm işçileri kapsayan çalışma yasaları, toplu sözleşme düzeni ve sendikaların varlığı esnekleşme önünde en büyük engeldir” yönündedir. Bu bağlamda çalışma yaşamı açısından son günlerin temel tartışması, son derece “katı” olduğu iddia edilen çalışma mevzuatının “esnekleştirilmesi” ve AB’ye uyum sürecinde gerekli yasal uyarlamaların vakit kaybedilmeksizin gerçekleştirilmesi yönündedir.

Bu nedenle gerekli esneklik sağlanarak, işsizlik azaltılmalı ve işletmelerin rekabet gücü arttırılmalıdır.

3.2. İŞ KANUNUNDA ESNEK ÇALIŞMA DÜZENLEMELERİNİN