• Sonuç bulunamadı

97 et-Tinbüktî, Neylü’l-ibtihâc, s 437

1.2.5 Miftâhu’l-Vusûl ilâ Binâʾi’l-Fürûʿ ʿale’l-Usûl

1.2.5.3 Eserin Özelikler

et-Tilimsânî, Miftâhu’l-Vusûl adlı eserinde usûl tanımları yaparak tanımını yaptığı usûlden çıkan füru meseleleri mezheplere göre karşılaştırmalı olarak ele almaktadır. Eserde zikrettiği konuyla ilgili çoğunlukla Hanefî, Şâfii ve Mâlikî mezheplerinin görüşlerine yer verdiği görülmektedir. Hanbelî ve Zâhiri mezheplerinin görüşlerine ise çok az değinmiştir.108 Yer verdiği birkaç istisnai mesele hariç görüşleri mezhepteki

‘âlimlere değil doğrudan mezhebe isnad etmiştir.109

Malikî mezhebinin görüşlerini aktarırken genellikle ‘bizim mezhebe göre’ anlamında “indena” ve ‘mezhep imamları’ anlamında “ashâbunâ” kelimelerini kullanmış bazen de “Malikîlerin yanında” ve “Malikîlerin cevabı” tabirlerini tercih etmiştir.110

Eserde mezhep içi ihtilâflara yer verilmemiş, sadece birkaç yerde Malikî ve Şâfii mezheplerinin mezhep içerisindeki ihtilâflarına değinilmiştir.111 Detaylı usûl

tanımlamalarından ziyâde kısa ve öz tanımlar ile yetinmiş, yaptığı tanımlarda terimlerin

106 Nazm örnekleri için bkz. el-Fülâtî, Elfiyyetü’l-uṣûl, ss. 6-20. 107 Tilimsânî, Miftâhu'l-vusûl, muhakkikin girişi, ss. 283, 285-286. 108 Bkz. Tilimsânî, Miftâhu'l-vusûl, ss. 82, 88, 97, 106.

109

İstisnalar için bkz. et-Tilimsânî, Miftâhu’l-Vusûl, s. 34, 37.

110 Bkz. Tilimsânî, Miftâhu'l-vusûl, ss. 19,21, 67. 111

lügavi manalarına ve lügavi mana ile ıstılahi mana ilişkisine değinmemiş, yer yer de tanımlamadan ziyâde doğrudan konuya yer vermiştir. Örneğin istishâb terimini anlatırken herhangi bir tanımlamadan ziyâde doğrudan istishâbın çeşitlerini ve delil oluşunu açıklamıştır.112

Üslup olarak mukaddime dışında kafiyeli, edebi, beliğ tabirler kullanmamıştır. Eserinde yaptığı taksimat ve her taksimatta verdiği örnekler ile kitabını okuyan kimseye furû meseleleri nasıl usûle dayandıracağını öğreterek fıkhi bir meleke kazandırmaya çalışmıştır. Görüşlerine yer verdiği mezhebi veya âlimi zedeleyecek bir ifade kullanmamıştır.

Mensup olduğu Mâliki mezhebinin görüşlerinin delillerine yer verdiği gibi muhâlif diğer mezheplerin de görüşlerini incelemiştir. Kabul ettiği görüşleri ifade etmek için kullandığı usûl kavramları şunlardır: Ve’s-sahih, inde’l-muhakkikîn, ve’t-tahkik, ve kâne’s-sahih. Hakkında görüş belirtmediği konularda ise cumhurun görüşünü doğru bulduğu söylenebilir.113

Tekrarlardan genel anlamda kaçınmış ve ele aldığı usûl konularında örnekleri furû fıkhın bir alanından ziyâde her alanından vererek esere zenginlik katmıştır. Yararlandığı veya alıntı yaptığı herhangi bir kaynağa alenen işaret etmemiş olan müellif114 eserde genel olarak detaylı kısımlandırmalarda bulunmuş ve kısımlandırma için mantık ilminin ıstılâhlarını kullanmıştır. Kısımlandırma için kullandığı ıstılâhlar şöyledir: Cins, nev‘, sınıf, bab, fasıl, kısım, taraf, darb, cihe, matlab. Bu terimlerden birini kullandıktan hemen sonra konu ile ilgili başlığa yer verip farklı bir terim kullanmış, akabinde de konu ile ilgili örneğe yer verip öncekilerden farklı bir terim kullanmıştır. Bu yapıya eserde yer verilen şu tasnif örnek olarak verilebilir:

Cins-i evvel, delil bi-nefsihi ile ilgilidir. Nev‘-i evvel, aslün-bi-nefsihi ile ilgilidir. Sınıf-ı evvel, asl-ı naklî ile ilgilidir. Bab-ı evvel, senetle ilgilidir. Fasl-ı evvel tevâtür ile ilgilidir.

112

et-Temimî, et-Tahric ‘inde’l-fukâha, ss.147-148.

113 es-Susî, Şerhu Miftâhu’l-Vusûl, ss. 7-8. 114

et-Tilimsânî ile ilgili çalışma yapmış olan son dönem araştırmacıları onun Miftâhu'l-vusûl’ da yararlandığı bazı kaynaklara yer vermişlerdir. İbn Hazm’ın (ö. 456/1064) el-İhkam fi Usûli'l-

Ahkam, el-Bâcî’nin (ö. 474/1081) el-Minhac fi Tertibi'l-Hicac, eş-Şîrâzî’nin (ö. 476/1083) el- Maʿûne fi’l-cedel, Sahnûn’un (ö. 240/854) el-Müdevvenetü'l-Kübrâ’sı yer verilen eserlerden

bazılarıdır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Tilimsânî, Miftâhu'l-vusûl, muhakkikin girişi, ss. 241-245; Nu‘ayma, “İshâmâtu beyti’ş-Şerif”, ss. 187-188.

Kısm-ı evvel kavl ile ilgilidir.

Cihet-i evvel, cihet-i mantuk ile ilgilidir. Taraf-ı evvel hükmün delaleti ile ilgilidir.

Darb-ı evvel emr-i aklî veya naklî olan istishâb ile ilgilidir. Matlab-ı evvel mücmelin sebeplerini tarif etme ile ilgilidir.115

Hamdele ve salvele ile başlayan eser aynı şekilde hamdele ve salvele ile sona ermektedir. Kitabın sonundaki hamdele ve salveleden sonra müellif kitabın bitiriliş tarihini de eklemiştir. Onun belirttiğine göre kitabı tamamladığı tarih şöyledir: “29 Cemaziyelahir 754 yılı Çarşamba gecesi yatsı namazından sonra.116

Miftâhu’l-Vusûl’ün üç tane yazma nüshası bulunmaktadır. Birincisi Amerika’nın New Jersey eyaletinde yer alan Princeton Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir. İkincisi Fas’ın başkenti Rabat’ta yer alan özel bir kütüphanede yer almaktadır. Üçüncü nüsha ise Cezayir Milli Kütüphanesi’nde yer almaktadır. et-Tilimsânî’nin bu eseri Ezher Üniversitesi Şeriat Fakültesi öğretim üyesi Abdulvehab Abdullatif ve Cezayir Üniversitesi öğretim üyesi Muhammed Ali Ferkûs tarafından ayrı ayrı tahkik edilmiş olup basılmıştır. Çok sayıda baskısı bulunan bu eser, özellikle kısa ve öz olduğu için çok sayıda eğitim kurumunda ders kitabı olarak okutulmakta olup fıkıh ilmi ile iştigal edenler tarafından bilinen bir eserdir. Abdulğani el-Bâcıknî gibi birçok çağdaş müellif eserlerinde Miftâhu’l-Vusûl’den alıntılar yaparak yararlanmışlardır.117

Müellif, merâtib/derece esaslı bir deliller tasnifini eserinin başında sunmakta ve bu tasnife göre kitabın konularını aktarmaktadır. Delilleri, “delil bi-nefsihi” ve “mütadammin li’d-delil” olmak üzere iki kısma ayırmaktadır. Delil bi-nefsihi kısmını da kendi içerisinde “aslü’n-bi-nefsihi” ve “lazimu’n-‘an-nefsihi” olmak üzere ikili bir tasnife ayırmaktadır. Aslü’n-bi-nefsihi kısmını da kendi içerisinde “asl-ı naklî ve asl-ı aklî olmak üzere ikiye taksim etmektedir. Asl-ı nakliyi de tevâtür ve âhâd olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Kitabın birinci bölümünü nakl-i asıl’da bulunması gereken şu dört şarta nazaran dört baba ayırmaktadır: Senedin sahih olması, elde edilmek istenen hükme (hükm-i matlub) delaletinin açık olması, hükmün sürekli olması (mensûh olmaması) ve muarızlarına göre tercihe elverişli (râcih) olması. Bu dört bab, delilü’n-binefsihi'nin

115 Tilimsânî, Miftâhu'l-vusûl, ss. 14,26, 27,46, 103. 116 Tilimsânî, Miftâhu'l-vusûl, s.134.

aslü’n-binefsihi kısmının asl-i naklî bölümü ile ilgilidir. Asl-ı aklî ile istishâbı ifade etmekte ve kitabın bu bölümünde istishâb-ı emr-i aklî veya hissi ve istishâb-ı hükm-i şer’i biçimde ikiye ayrılan istishâb delili anlatılmaktadır. Delilü’n-bi-nefsihi'nin ikinci kısmı olan lazım an-aslihi başlığı altında kıyâs-ı tard, kıyâs-ı aks ve kıyâs-ı istidlal konuları ele alınmaktadır. Kıyâs-ı istidlal'de telâzum ve tenâfi yollarıyla istidlal konuları işlenmektedir. Mutazammin li'd-delil ise icma‘ ve sâhabi kavli olmak üzere ikiye ayrılmaktadır ki bunlar da eserin ikinci kısmını oluşturmaktadır.118

et-Tilimsânî’nin deliller taksimatını şematik olarak şöyle göstermek mümkündür:

Miftâhu’l-Vusûl’ün deliller sıralaması klasik kitaplardaki deliller sıralamasından farklıdır. Önce Kur’ân-ı Kerîm işlenmekte sonra Sünnet daha sonra ise istishâb anlatılmaktadır. Ondan sonra sırasıyla kıyâs, icmâ ve sahâbi kavli ele alınmaktadır. Eserde müellif, lafızların delaletinin metne göre değiştiğini belirtip metni kavl, fiil ve takrir olmak üzere üçe ayırmaktadır. Kavli de hükme delalet etmesi bakımından cihet-i

mantûk ve cihet-i mefhûm olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Cihet-i mefhûmu, mefhûmu muvâfaka ve mefhûmu muhâlefe olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Cihet-i mantûk’u ise hükmün kendisine delalet etmesi ile hükmün taallukuna/bağlantısına delalet etmesi yönüyle ikiye ayırmaktadır. Hükmün kendisine delalet etmesi yönüyle lafızları emir, nehiy ve tahyîr olmak üzere üçe ayırmaktadır. Hükmün taallukuna delalet etmesi yönüyle de lafızları nas, mücmel, zâhir ve müevvel olmak üzere dörde ayırmaktadır.119

Eserde lafızların delaletini şematik olarak şöyle göstermek mümkündür:

119 Tilimsânî, Miftâhu'l-vusûl, ss. 26, 42, 78. LAFIZLARIN DELALETİ KAVL MANTUK(LAFZI SÖYLENEN) HÜKMÜN KENDİSİNE DELALET ETMESİ YÖNÜYLE EMİR NEHİY İBAHA HÜKMÜN TALALLUKUNA DELALET YÖNÜYLE NASS MÜCMEL ZAHİR MÜEVVEL MEFHUM(MANASI SÖYLENEN) MEFHUMU’L MUHALEFE MEFHUMU’l MUAFAKA FİİL TAKRİR