• Sonuç bulunamadı

Erteleme DavranıĢının Tanımı

2.1. Erteleme DavranıĢı

2.1.2. Erteleme DavranıĢının Tanımı

Erteleme davranıĢına iliĢkin literatürdeki çalıĢmalar incelendiğinde, çalıĢmalardaki araĢtırma alanları ile iliĢkili olarak çeĢitli tanımlamaların yapıldığı görülmektedir. Akademik, sosyal, örgütsel veya psikolojik alanlarda yapılan tanımlamalar bazı açılardan farklılaĢsa da ertelemenin bireyi rahatsız eden bir davranıĢ olduğu sonucu bu tanımlamalarda ortaya çıkan ortak bir sonuçtur.

Erteleme davranıĢı, Latinceden gelmekte ve procrastinate fiilinden türeyerek

"yarına kadar ertelemek, işleri daha sonraya bırakmak, ağırdan almak, geciktirmek, ertelemek" anlamlarına gelmektedir (Karacaoğlu ve Kaplan, 2013: 339). Erteleme davranıĢına iliĢkin yazılan kitap ve yapılan araĢtırmalar incelendiğinde, ilk tarihsel analizin Milgram (1992) tarafından yapıldığı görülmektedir. Milgram‟ın (1992) yaptığı analizde, teknolojinin geliĢtiği toplumlarda taahhüt ve teslim zamanı gibi kavramların ortaya çıktığı ve bu kavramlara oldukça önem verilmesi sonucunda bireylerin erteleme davranıĢlarında bir yükseliĢin olduğu savunulmuĢtur (Akt. Steel, 2007: 66). Bu yükseliĢle birlikte erteleme davranıĢı önem kazanmıĢ ve bu davranıĢa yönelik çeĢitli çalıĢmalar yapılmıĢtır. Literatürde öne çıkan bu kapsamdaki çalıĢmalar incelendiğinde ertelemeye yönelik tek bir tanımlamanın olmadığı görülmektedir.

Öncelikle erteleme davranıĢı ile ilgili Türkçe sözlüğüne bakıldığında (TDK: 2017) bu kavrama iliĢkin sadece erteleme kelimesi kullanılarak tanımlama yapıldığı

51 görülmektedir. Türkçe sözlükte ertelemenin; ertelemek iĢi, tehir, tecil kelimeleriyle tanımlandığı görülmektedir. Oxford Ġngilizce Sözlüğünde (2017) ise ertelemenin, bir Ģeyi geciktirme veya sonraya bırakma eylemi olarak tanımlandığı görülmektedir.

Görüleceği üzere bir eylemi içeren bu kavramda, herhangi bir eylemi veya iĢi sonraya bırakma veya geciktirme söz konusudur.

Ellis ve Knaus (1975, Akt. Milgram, 1987: 3)‟a göre, yetiĢkinler iĢ, evlilik, aile, sosyal iliĢkiler ve eğlence alanlarında yaĢamları boyunca büyük kararlar alırken ve bireyin tamamlaması gereken önemli görevler veya yükümlülükler olduğunda, gecikmelerin ve sonraya bırakma davranıĢının kendini gösterdiği belirtilmiĢtir. Burka ve Yuen (2008: 6-8) ise ertelemeyi, iĢleri sonraya bırakma davranıĢı olarak açıklamaktadır.

Ertelemenin bireyde bir sorun olarak algılanması için erteleme davranıĢı sonuçlarının birey için ciddi sorunlara yol açıp açmadığının ölçülmesi gerektiğini savunmuĢlardır.

Ellis ve Knaus (1977, Akt. Balkıs, 2006: 12) tarafından yapılan klinik deneyde, ertelemenin zihinsel yönelimli davranıĢsal bir yaklaĢım olduğu savunulmuĢtur. Bu çalıĢmada, erteleme davranıĢının ruhsal bir rahatsızlığı göstermediği, erteleme davranıĢına sebep olan iĢlevsizliğin zihinde baĢladığı genel yargısı geliĢtirilmiĢtir.

Örneğin, biliĢsel durumlar (korku ve öz eleĢtiri) ile davranıĢların (erteleme) iliĢkili olduğunu savunmuĢtur. Zihinsel durumların ertelemenin davranıĢsal olarak gerçekleĢmesini ortaya çıkaran sebepler olduğu belirtilmiĢ ve aralarında etki-tepki iliĢkisi olduğu savunulmuĢtur.

Solomon ve Rothblum (1984: 503) ise akademik iĢleri erteleme davranıĢı ile ilgili yaptıkları çalıĢmada, erteleme davranıĢının tanımını “işleri rahatsızlık hissedene kadar gereksizce sonraya bırakma eylemi” olarak açıklamıĢlardır. Yine akademik iĢleri erteleme davranıĢı ile ilgili Lay (1986: 492-493) tarafından yapılan çalıĢmada ise erteleme davranıĢı, amaçlara ulaĢmanın ertelenmesi ve bitirilmesi gereken iĢlerin mantıklı olmayan bir Ģekilde ileriye bırakılması olarak tanımlanmıĢtır. Tuckman (1990:

3), erteleme davranıĢını bireyin kontrolündeki bir faaliyeti erteleme veya ihmal etme olarak tanımlamıĢtır. Mann (1982) ise ertelemenin, çatıĢmalar ya da seçimlerle baĢetmek için kullanılan uyumsuz veya fonksiyonel olmayan bir strateji olduğunu belirtmiĢtir (Akt. Kim ve Seo, 2015: 27).

52 Milgram (1987:198-199), erteleme davranıĢının bir görev/iĢ ile birlikte oluĢtuğunu belirtmektedir. Bu görev veya durumun zamansal olarak ertelendiğini varsayabilmek için değiĢik açılardan bakılması gerektiğini belirtmiĢ, bazen bir kiĢinin karakteri sebebiyle sabah erken veya geç kalkmasının normal kabul edilebileceğini savunmuĢtur. Benzeri Ģekilde, o iĢten veya görevden sorumlu olanların farklı bakıĢ açılarına sahip olmaları sebebiyle erteleme davranıĢı olarak kabul edilebilecek bazı davranıĢların zaman zaman görevin son dakikada bitirilmesi olarak veya sadece geç bitirilmesi olarak değerlendirildiği de belirtilmektedir. Yani erteleme davranıĢına yönelik bakıĢ açısının bireyden bireye değiĢebileceği ve bu kapsamda bir iĢin sırf geciktirildiği için erteleme davranıĢı olarak kabul edilemeyeceği savunulmuĢtur. Bu sebeple erteleme davranıĢının durumsal ve kiĢiye bağlı olarak ayrı ayrı incelenmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Erteleme davranıĢı gündelik hayatta, iĢ hayatında ve akademik hayatta pek çok insanın karĢılaĢtığı ortak bir sorundur. Dewitte ve Lens (2000: 121) erteleme davranıĢının sonucunda pek çok insanın kronik olarak kapasitelerinin altında performans sergilediğini belirtmiĢtir. Bu süreçte bireyler fırsatları değerlendirememekte ve hüsrana uğramıĢ hissetmektedir. Bazı ertelemeciler ise davranıĢlarını mantıklı hale getirmek için erteleme davranıĢının performanslarını üstün hale getirdiğini, daha az zamanları olması sebebiyle daha sağlıklı bir çalıĢma yapıldığını ve daha iyi performans sergilendiğini belirterek bu davranıĢın avantajlı taraflarını savunmuĢlardır. Ancak yapılan bazı araĢtırmalar bu iddiaları reddetmekte ve bu araĢtırmalarda ertelemecilerin daha düĢük performansa ve daha kötü sağlığa sahip olduğu (Senecal vd., 1995; Tice ve Baumeister, 1997, Akt. Dewitte ve Lens, 2000: 121) savunulmaktadır.

Erteleme davranıĢı sorun yaratan bir durumdur. Bireyler çoğu zaman ertelemeyi kötü, zarar verici ve aptalca olarak nitelendirmekte, ertelemecilerin %95‟inin bu eğilimi azaltmayı istediği belirtilmektedir. Bu davranıĢın birey için çok farklı zararlı sonuçları olabilmektedir. Örneğin, 2002‟de H&R Block tarafından yapılan bir araĢtırmada Amerika‟da vergi ödemelerinde yaĢanan erteleme sebebiyle birey baĢına 400$ ekstra ödeme yapıldığı ve sonuçta bu gecikmelerin toplamda 473 milyon$ fazla ödemeye sebep olduğu tespit edilmiĢtir. Benzeri olarak tıp alanında da erteleme davranıĢının

53 hastalarda büyük sorunlara sebep olduğunu belirten ve bu kapsamda toplu klinik analiz çalıĢmaları ile bu sonucu destekleyen çalıĢmalar da bulunmaktadır (Steel, 2007: 65).

Ferrari vd. (1995:11-12) erteleme davranıĢının bireyden bireye değiĢebildiğini, bireylerin birçoğunun erteleme olarak değerlendirdikleri bir davranıĢı, bazı kiĢilerin o iĢi yapmak için gerekli motivasyonu ve heyecanı sağlamak üzere özellikle tercih ettiğini belirtmektedir. Bu sebeple, erteleme davranıĢının bireye zararlı (iĢlevsiz) olup olmamasına veya fayda sağlayıp sağlamamasına göre erteleme davranıĢının açıklanabileceği belirtilmiĢtir. Burka ve Yuen (2008: 6-7) de demografik açıdan yaptığı değerlendirmelerde, erkeklerde erteleme davranıĢlarının kadınlara nazaran daha yüksek olduğunu, yaĢ ilerledikçe erteleme davranıĢlarının azaldığını ve her meslekte erteleme davranıĢının yaĢanabileceğini belirtmiĢlerdir.

Milgram ve Tenne (2000) erteleme davranıĢını, bir kiĢilik özelliği olarak ya da davranıĢsal olarak geciktirmeye yatkınlık ve bununla ilgili olarak görevleri yapmaktan ya da kararları vermekten kaçınma olarak tanımlarken, Steel (2002), erteleme davranıĢının, bireyin verimliliğini olumsuz etkilemesine rağmen, istemli olarak yaptığı bir eylem olarak (Akt. Krause ve Freund, 2014: 75) açıklamaktadır. Bu davranıĢı değerlendirmek üzere erteleme davranıĢı üzerine günümüze kadar ulaĢan çeĢitli öz değerlendirme ölçekleri ve metodolojileri benimsenmiĢtir. Fakat erteleme davranıĢının bu ölçekler ile gerçek davranıĢı ne kadar ölçebildiğine yönelik tartıĢmalar da halen devam etmektedir.

Erteleme davranıĢı konusunda en kapsayıcı tanım ise Milgram vd. (1988: 197-212) tarafından yapılmıĢ ve bu tanımlamada erteleme bir süreç olarak ele alınmıĢ ve bu süreç; (1)bireyin zamanını ve enerjisini harcayacağı bir görevinin olması; (2)bu görevin programlanan zamana göre bitirilmesinde zorluk ve bireysel verimsizlik yaĢanması;

(3)bireyin yetenek yoksunluğu dıĢında, beklentileri, yaklaĢımları ve zamanı etkin kullanamaması sebebiyle o kiĢinin standartın altında performans sergileyerek görevini zamanında bitirememesi; (4)bireysel verimsizlik ile birlikte duygusal olarak sıkıntı ve stres hissetmesi ve/veya görev performansına ve bu performansın sonuçlarına göre kendini olumsuz olarak değerlendirmesi Ģeklinde açıklanmıĢtır. Bu tanımlamadaki en büyük eksiklik ise bireyin özellikle erteleme davranıĢını seçmesinin kapsam dıĢı

54 bırakılmasıdır. Ġlerleyen bölümlerde erteleme davranıĢını çeĢitli nedenlerle özellikle seçen aktif ertelemecilere yönelik bilgilendirme ayrıca yapılacaktır.

Erteleme davranıĢına iliĢkin iĢ hayatında özel bir tanımlama olmamakla birlikte çalıĢanların erteleme davranıĢları ve özellikleri ile ilgili literatürde çeĢitli çalıĢmalar yer almaktadır. Günümüzde örgüt içinde yapılan iĢlerde verimliliğin ve kalitenin önemi göz önünde bulundurulduğunda, hem çalıĢanlar hem de örgütün kendisi için erteleme davranıĢının olumsuz sonuçlar doğuracağı çıkarımını yapmak doğru olacaktır.

Beheshtifar ve Nasab (2012: 54-59) da yaptıkları çalıĢmada erteleme davranıĢının çalıĢanlarda olumsuz olarak algılandığını ve çalıĢanların erteleme davranıĢının örgütlerine verdikleri değer ile ilgili olumsuz bir mesaj gönderdiğini savunmuĢlardır. Bu konuda detaylı bilgi ilerleyen bölümlerde verilmektedir. Fakat genel olarak iĢ hayatında erteleme davranıĢı da, yapılması gereken önemli bir iĢin sonraya bırakılması, bir kiĢilik özelliği, akılcı olmayan, davranıĢsal bir eğilim olarak açıklanmakta ve önceki paylaĢılan tanımlamalara benzer olarak açıklanmaktadır.