• Sonuç bulunamadı

1.3. ERGENLİK DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

1.3.2. Ergenlik Dönemi

Bireyde gözlenebilen hızlı ve sürekli bir gelişim evresi olarak tanımlanan ergenlik, gelişim sürecinde olan insanın çocukluk döneminin bitmesinin ardından fizyolojik olarak erişkinliğe ulaşıncaya kadar arada geçen bir gelişim sürecidir. Bu süreç, fizyolojik anlamda kızlarda adet görülmesi ve göğüslerin büyümesiyle; erkeklerde ise yüzde kılların çıkması ve sesin kalınlaşmasıyla başlayan genel olarak da 13–22 yaşları arasını kapsayan bir gelişim evresidir (Koç, 2004).

58

Ergenlik dönemi ve yaşı hakkında farklı görüşler ortaya atılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığına göre ergenlik dönemi, buluğ çağına erme sebebiyle psikolojik açıdan çocukluk döneminin bitimi ile yetişkinlik dönemi arasında kalan 12-24 yaşları arasındaki evredir (Koç, 2003).

Unesco’nun yapmış olduğu tanım ise: “Kişinin, öğrenim gördüğü ve hayatını

kazanmaya çalıştığı için ekonomik bağımsızlığına kavuşamadığı ve medeni durum olarak da evli olmadığı bir gelişim dönemidir”. Unesco’nun yapmış olduğu bu

tanımlamaya göre ergenlik dönemi, 15-25 yaşları arası olarak belirlenmiştir. Birleşmiş Milletler ise bu dönemi 12-25 yaşları arasında ele almıştır (Gündüz, 2010).

Ergenlik döneminin özelliklerini “tutku, tepisellik, denetim yokluğu” bununla beraber “cesaret, idealizm, başarı hazzı ve iyimserlik” olarak tanımlayan Aristo, ergenlik dönemini 15-21 yaşları arasındaki evre olarak değerlendirmektedir (Kula, 2012:19).

Ergenlik, yedi-sekiz yıla yayılabilen bir süreçtir. Her ne kadar ergenlik dönemi süreci hakkında farklı görüşler ortaya atılmış olsa da en kapsayıcı olarak 12– 24 yaş arası genel kabul görmüştür (Kayaalp, 2008:34). Süreç içinde genel olarak, 11–14/15 arası yaşlar ergenliğin başlangıcı, 14–16/17 arası yaşlar orta ergenlik, 17– 20/21 arası yaşlar ise ergenliğin sonları ya da geç ergenlik olarak kabul edilir (Çoban, 2013:22).

Ergenlik döneminin daha iyi anlaşılabilmesi için ergenliği bu üç alt dönemde incelenmek yerinde olacaktır.

1.3.2.1. Erken Ergenlik

11-14 yaş aralığı olarak kabul edilen erken ergenlik dönemi (boy uzaması, vücut kitlesinde artış, ikincil cinsel karakterlerin gelişimi gibi) fiziksel ve fizyolojik değişimlerin hızla gelişmesiyle vücutta farklılıkların meydana gelmesidir (Arıkan, Çelebioğlu ve Güdücü, 2013: 75).

59

Bu dönemde “sekonder seks karakterleri” görülmeye başlar. En belirgin özelliği puberteyle birlikte ortaya çıkan biyolojik değişikliklerin yarattığı baskıya karşı gencin uyum ve baş etme çabalarıdır (Akçan ve Diğerleri, 1999).

Fiziksel, duygusal ve zihinsel anlamda değişikliklerin meydana geldiği bu dönemde ergenler, dış görünümleri ve çevrelerindeki insanların onlar hakkında ne düşündükleri hakkında oldukça alakadardırlar (Cansever, 2010:52).

Erken ergenlik yaşayan kişi bedenindeki hızlı değişime uyum sağlamakta zorluk çekebilir. Ergen, bu hızlı değişimi benimseyemediği için etrafında bulunan kişilere karşı davranışlarında aşırı tepki ve ani çıkışlarda bulunabilir. Bedende oluşan bu erken olgunluk erkek ergenlerin ruh sağlığına olumlu etki ederken, kızlarda akran grubuna ayak uydurmakta güçlük yaşayabilecekleri düşüncesiyle düşük benlik saygısı, yüksek depresyon oranı, anksiyete ve yeme bozuklukları gibi sorunlar oluşturabilmektedir. Ergenliğin ilk dönemlerdeki değişimler yetişkinler tarafından ne tam yetişkin ne de çocuk olarak algılanmadığı için yetişkinler özellikle anne ve babalar ergenlerin neler yapabilecekleri ve neleri yapamayacakları konusunda net bir düşünceye sahip olmamaktadırlar. Bu durumda ergenlerin akranları ile etkinliklere katılma eğilimi ağır bastığı için artık anne ve babalarının fikirlerini ve güvenirliklerini sorgular, onlara karşı gelir, itaat ve bağımsızlık arasında karmaşık duygular içine girer ve duygular ergenin bilişsel süreçlerini karmaşık hale sokar (Şahin ve Özçelik, 2016).

1.3.2.2. Orta Ergenlik

15-17 yaş aralığı olarak kabul edilen orta ergenlik döneminde ergenler vücutlarındaki değişimlere alışarak daha rahat davranışlar sergiler. Fakat bu dönemde ergenler yeni vücutlarına uygun bir kişilik arayışında bulunurlar (Hockenberry, 2011).

Genel olarak ergenlik dönemi coşkulu geçen bir dönem olarak bilinmektedir. Ergenlik döneminde farklı nedenlere bağlı olarak sorunlar ve çatışmalar görülmektedir. Bununla beraber, bu sorunların bir kısmı ergenlik sırasında oluşan

60

bedensel, cinsel, duygusal, sosyal ve kişisel gelişmelerin ergende oluşturduğu farklılaşmadan kaynaklandığı söylenebilir (Gündüz, 2010).

Bütün olarak kişiliğin oluşması ve bağımsız olma isteği bu dönemin başlıca özelliğini oluşturur. Pubertal değişiklikler ve bilişsel gelişme tamamlanmıştır. Genç, genellemeler yapabilir, soyut düşünebilir ve deneyimleriyle birleştirebileceği içgörü geliştirebilir. Bu dönemin önemli konularından biri cinsel kimlik gelişimidir (Çuhadaroğlu, 2000).

Psiko-sosyal problem ve çatışmaların oldukça yoğun yaşandığı bu dönemde ergenler, çocukça gördükleri bağlılık ve hamlıktan kurtulmak isteyerek olgunlaşmaya ve bağımsızlaşmaya doğru bir arayış içine girerler (Koç, 2003).

Orta ergenlik döneminde ergenlerin bağımsızlık arzularından dolayı ailelerine olan ihtiyaç azalmıştır. Bu dönemde ergenler ailelerinden uzaklaşarak karşı cinslere yönelir ve ilişkilerini bu yönde geliştirirler. Kendilerinin her işin üstesinden gelebilme düşüncesiyle aileden uzaklaşmaları, ergen ile anne ve baba arasında tartışmalara yol açabilmektedir. Orta ergenlik dönemi ergenlerin çete aktivitelerine katılım açısından riskli bir dönemdir. Bu dönemdeki arkadaş baskısı, gruplara üye olma düşüncesi ve başka gruplara karşı korunma ihtiyacı ergenleri çetelere üye olmaya sevk eden nedenlerdendir (Törüner ve Büyükgönenç, 2012:55).

1.3.2.3. Geç Ergenlik

18-21 yaş aralığı olarak kabul edilen geç ergenlik döneminde anne ve babaların ergene karşı göstermiş olduğu müdahaleci tavırlar azalmaktadır. Ergenler artık kendilerini, ilgi duydukları alanlarını ve yeteneklerini daha iyi bilmektedir. Bu durum ergenlerin yaşadıkları çelişkileri azaltarak kendi kararlarını vermelerine ve kendi seçimlerini yapmalarına olanak sağlamaktadır (Şahin ve Özçelik, 2016).

Geç ergenliğin üst sınırı kültürel, ekonomik ve eğitsel faktörlerle kısmen değişebilir. Büyüme ve cinsel gelişmenin tamamlanması ile bu konuda yaşanan kaygılar sona ermiş, soyut düşünme süreçleri tamamlanmıştır. Geleceğe yönelik seçimlerin yapılması ve uygulama yeteneği oluşmuştur (Akçan ve diğerleri, 1999).

61

Bu dönemde ergenler hayat boyu devam edecek olan meslek, iş, eş gibi seçimlerde veya hayatta karşılaştıkları sorunları ele alma ve onlarla baş etme konusunda daha uyumlu daha ciddi tavırlar sergiler. Geç ergenlik döneminde samimi ilişkiler ergenlerin kişiliklerinin önemli parçası haline gelir. Arkadaş grupları önemini kaybeder ve yerini bireysel ilişkiler alır. Bu durum ergende karşı cinse karşı sevgi dolu, gerçekçi, uzun süreli ve iyi anlaşmayı içeren ilişkilerin oluşumuna olanak sağlar (Arıkan, Çelebioğlu ve Güdücü, 2013: 75).

Sonuç olarak bu üç dönem ergenlerde fiziksel, duygusal ve sosyal gelişim özellikleri gösterdiği gibi ergenin toplum içinde yer edinmesinde de önemli derecede etkilidir.