• Sonuç bulunamadı

Epigrafik Buluntular

IV. ARKEOLOJİK BULUNTULARI

4.1. Epigrafik Buluntular

İskender’in askeri başarıları sonrasında doğuda geniş alana yayılan Grekli kolonistler kültürel kimliklerini koruyarak dillerinin ve el yazılarının kullanımı arttırdılar. Hellenistik Dönem’de Grekçe’nin yayılım alanı Baktriya’dan İndus Vadisi’ne kadar uzanıyordu.

İskender’in ölümden sonra Türkistan’ın batısına ve güneyine hâkim olan Seleukos Krallığı’nın resmi dili Grekçe’idi. Bu dönemle Türkistan’ın batısında ve güneyinde yaşayan yerli halk Aramice kullanırken ticaretle ve politikayla uğraşan halk sınıfı ise artan politik ve ticari temaslar nedeniyle Grekçe kullanmaya başladı. I.Seleukos döneminde Chandragupta Maurya ile yapılan dostluk anlaşması sonrasında Türkistan’ın batısında ve güneyinde yaşayan halkların Hindistan ile olan kültürel ve dilsel teması arttı. Bu dönemde I.Seleukos tarafından Hindistan büyükelçisi olarak atanan Megasthenes; Hint kültürünü ve dilini Türkistan’ın batısında ve güneyinde yaşayan halklara tanıtmayı başardı.

Greko-Baktriya Kralı I.Demetrius’un Hindistan’a doğru devletin sınırları genişletmesiyle Türkistan’ın batısında yaşayan halklar Hint dili ve kültürüyle doğrudan temas kurmaya başladı. Hint-Greko Krallığı döneminde kültürel ve dilsel temasların artmasıyla Hint kültürü ve dili; Grek kültürünü ve dilini baskıladı.297 Grekçe, Hindukuş’un güneyinde uzunca bir süre varlığını sikkeler üzerinde korumaya devam etti. Hindukuş’un kuzeyinde ise Türkistan’ın doğusundan göç eden Yüeçiler nedeniyle Grekçe bir alt tabaka dili haline geldi. Araştırmacılar göçebe Yüeçilerin Hint-Avrupa dil ailesine mensup kaybolmuş bir dil olan Toharca konuştuklarını düşünmektedirler.298

Türkistan’ın güneyinde nümizmatik olmayan Grek epigrafisinin ilk örneği 1946 yılında Afganistan’ın Belh kentinin 36 km batısında bulunan Tepe Nimlik’te bir çanak çömlek buluntusu üzerinde tespit edildi.299 (Res. 41) 1969 yılında ise

297 Tarn, 1951: 255-260.

298 Narain,1957: 153.

Emshi Tepe’de300, Grek harfleri ile yazılmış bir ostracon parçası bulundu. Takht-i Sangin’de gerçekleştirilen kazılar sonucunda ise çift flüt çalan bir Marsyas heykeli bulundu. Heykelin kaidesinde “Atrosokes bunu [tanrı] Oxus’a adadı.” şeklinde bir yazıtı bulunur. Yazıt Grekçe’dir; fakat adak adanan tanrı yereldir.301(Res. 42)

Türkmenistan’daki Afrasiab kazılarda kırılmış bir çanak-çömlek parçası üzerinde bir Grek adı tespit edildi. Aynı zamanda, Dilberdjin yakınındaki Hellenistik bir bölge olan Jiga Tepe’de altı satırdan oluşan bir Grek yazıtı bulundu. Terra-cotta tabletin üzerine yazılan bu yazıt; belki de bir cenaze epigramıdır. Metin açıkça Diogenes adında bir Grek’ten belki de Grek tanrısı Hades’ten bahseder.302

Özbekistan’da yer alan Tirmiz’de ise Antiokhos veya Antiokhia Tarmita’nın adı bir çanak-çömlek üzerinde gözlemlendi. Güney Özbekistan’daki Kampyr Tepe’de ise yine çanak çömlek üzerine yazılmış Grekçe yazıtlar bulunmuştur.303

Hellenistik Arachosia’da bulunan Asoka Yazıtı (Kandahar Yazıtları) XX. yüzyılın en dikkat çekici epigrafik buluntularından biridir.304 Yazıt, Maurya İmparatorluğu’nun kralı Asoka’nın Budizm ile ilgili öğretilerini konu alır.305 MÖ 272 yılında Maurya Krallığı’nın başına geçen Asoka; Kalinga Krallığı’nın üzerine gerçekleştirdiği askeri sefer sırasında 100.000 kişinin ölümüne neden oldu. Asoka, yüz binlerce insanın ölümden etkilenerek yaptıklarından büyük pişmanlık duydu ve Budizm’in barışçıl Hindu değerlerine geri döndü. Asoka, fikirlerini yaymak için Budist öğretilerini kamuya açık alanlardaki sutünlara ve duvarlara yazdırdı. Hellenistik Arachosia’da bulunan yazıt Asoka ideolojisinin en önemli unsurlarının bir özeti şeklindedir.306 Yazıt, bazalt tabaka ile kaplanmış 60 cm’lik bir kireçtaşı blok üzerinde yer alır. Yazıtın en önemli özelliği çift dille yazılmış olmasıdır. Grekçe metin en üste oyulmuştur ve 13,5 satırdan oluşmaktadır. Grekçe metnin 2 cm altında 7,5 satırdan oluşan Aramice metin yer almaktadır. Yazıtta, iki dilde yer alan

300 Afganistan’ın kuzeybatısında yer alır.

301 Litvinsky ve Pichikyan, 1994: 47-66. 302 Holt, 2012: 116. 303 Rtveladze, 1994: 14. 304 Christol, 1998: 25-42. 305 Schlumberger, 1964: 126-144. 306 Scerrato, 1958: 4.

metinlerin içeriği birbirine paralel olarak uzanır; fakat metinler doğrudan birbirlerinin çevirisi şeklinde değildir. Grekçe metni oluşturan Grekçe harfler açıkça oyulmuştur ve boyutları 0.7 ile 1.5 cm arasında değişmektedir.307 Yazıt, paleografik analizler sonucunda MÖ 250 yılına tarihlenir.308(Res. 43)

1963 yılında Afganistan’ın Kandahar kentinde bir başka Grekçe yazıt bulunmuştur. Yazıt, 1964 yılında Daniel Schlumberger tarafından yayımlandı. Sophytos Yazıt’ı olarak adlandırılan bu yazıt 45 x 69,5 x 12 cm ölçülerinde süngerimsi kalker bir blok üzerine oyulmuştur.309 Grekçe ile yazılmış Sophytos yazıtı bir başlık ve 20 maddeden oluşur. Sophytos, yazıtında Naratos’un oğlu olarak Hintli bir aileden dünyaya geldiğini, Greko-Baktriya Krallığı’nın istila faaliyetleri nedeniyle atalarının topraklarından ayrılmak zorunda kaldığını, iyi bir Grek eğitimi aldıktan sonra tüccar olduğu ve büyük bir servet biriktiğini ve ailesinin mezarını yaptırmak için yıllar sonra ülkesine döndüğü anlatır.310 Yazıtın dili, tonu ve kültürel referans noktaları gösterişli bir şekilde Grekçe’dir. Sophytos’un yazıtını; Asoka yazıtından ayıran en önemli fark yalnızca Grekçe yazılmış olmasıdır. Bazı araştırmacılar bu yazıtın Aramice sürümü olduğunu ve kaybolduğunu düşünmektedir. (Res. 44)

Ay Hanım’da farklı alanlarında yapılan kapsamlı kazılar sonrasında oldukça az sayıda epigrafik buluntu ortaya çıkarılmıştır. Ay Hanım, Greko-Baktriya Krallığı döneminde bir kraliyet merkeziydi; bu nedenle epigrafik buluntular mali ve dini içeriklidir. Ay Hanım’ın sarayının ana avlusunun doğu ve batı tarafında birer tane hazine binası bulunur. Garnet taşı, turkuaz, kristal, asbest, lapis lazuli gibi değerli madenlerin yanısıra; mücevherler, taş levhalar, tütsü, zeytinyağı gibi değerli sayılan varlıklar hazine binalarında depozito ve nakit rezerviyle birlikte saklanırdı. Hazinelerde saklanacak olan her materyal bir amphora’nın içine yerleştirilirdi ve her bir kabın içeriği omzuna yazılırdı. Grekçe ile yazılmış bu yazıtlar, Seleukoslar döneminden miras kalan oldukça gelişmiş bir finansal örgütlenme sistemine tanıklık etmektedir. Ay Hanım, saray hazinelerinde görülen Grek kökenli bu sistem Delos

307 Scerrato, 1958: 4-6.

308 Scerrato, 1980: 627-650.

309 Schlumberger, 1964: 129-130.

Apollon Tapınağı’nın hazinesiyle büyük benzerlik gösterir. (Res 45) Öte yandan şarabın dağıtımıyla ilgili olarak da kentin ana tapınağı olan Girintili Nişli Tapınak’da Aramice yazılmış ostraconlar bulunmuştur. Bu durum yerel bir ekonomik yapının varlığını da gösterir.

Clearchus, Aristoteles’in Peripatetic okuluna ait MÖ IV. ve III. yüzyıla tarihlenen bir Grek filozofu’dur. Soli’li Clearchus, MÖ 275 yıllında Hellas’ı ziyaret ederek Grek yaşamının ideallerini somutlaştıran Delphi Apollon Tapınağı’nda bulunan yaklaşık 150 aforizmanın bir koleksiyonu oluşturdu. Ay Hanım’da yer alan önemli bir dini yapı olan Kineas Temenosu’nun yazıtı ikiyüzlüdür ve yapının Kineas’a adanmış bir tapınım alanı olduğunu belirtir.311 Bu yazıt, Delphi Apollon Tapınağı’nda yer alan aforizmanın bir kopyası niteliğindedir. Bazı araştırmacılar, bu yazıt nedeniyle Clearchus’un Ay Hanım’ı seyahat ettiğini düşünüyor.

I.Euthydemus, I.Demetrius ve Antimachus edebi metinlerde adları geçen Greko-Baktriya Krallarıdır. Tacikistan’ın Kulob (Kuliab) kenti yakınlarında MÖ 200 yılına tarihlenen büyüleyici bir yazıt bulundu. Yazıt şu şekildedir: “Bu hoş kokulu sunağı sizin için Hestia, Heliodotus yaptı... Euthydemus, oğlu olarak tüm kralların

en büyüğü ve seçkini Demetrius, iyi zaferlerle ünlendi.312 Hellenistik Dönem’de yerel

kralların kendilerini Grek tanrılarıyla özdeşleştirmeleri oldukça yaygındır. Tacikistan’da bulunan bu yazıt ikonografik açıdan Kommagene Kralı Antiochus ‘un oluşturduğu Kommagene Heykelleriyle büyük benzerlik gösterir. Yazıt, I.Euthydemus ile I.Demetrius’un baba-oğul ilişkisini de doğrular niteliktedir. Demetrius’u bu yazıtta tanımlayan sıfat (καλλίνικος) “ iyi zaferlerle ünlü” dür. Aynı sıfatı görünüşe göre II.Seleukos’da kullanıldı.313 Bu yazıtın, I.Euthydemus’un I.Antiokhos’a karşı kazandığı başarılardan sonra oluşturulduğu düşünülüyor. Ayrıca I.Euthydemus’un döneminde oğlu I.Demetrius’u ikinci kral olarak görevlendirdiği de düşünülüyor. 314(Res. 46) 311 Martinez-Seve, 2014: 265-281; Mairs, 2013: 105-106. 312 Bernard vd., 2004; Hollis, 1996: 161-164. 313 Polybius, II, 71, 4. 314 Walbank, 1984: 66-67.

Günümüzde Ashmolean Müzesi’nde sergilenen “Asangorna Yazıtı” MÖ II. yüzyılın ilk yarısına tarihlenir. Metin, 5 x 10,5 cm ölçülerinde iyi işlenmiş bir deri parçası üzerine Grekçe olarak yazılmıştır. Metnin içeriğinden bir Grek vergi makbuzu olduğu anlaşılıyor. Metin şu şekildedir: “Antimachus hükümdarlığı döneminde, Tanrı Eumenes ve oğulları arasında, 4. yıl, Olous’un ayı, Asangorna’da, kanunun koruyucusu, vergi tahsildarı Menodotus, Simus’un huzurunda Demonax tarafından gönderildi, rahip Dataes’ın oğlundan aldığı, satın

alma ile ilgili aidatları kabul etti. ..”315 Bu makbuz, Dataes’in oğlu (Grekçe olmayan

bir isim;olası İskitli(?)) tarafından vergi tahsildarı Menodotus’a yapılan bir ödemeyi kabul eder; işleme usulüne uygun olarak birkaç kişi şahit olur. Lekelenmiş son kısım net okunmaz; fakat ödemenin yirmi vadede gerçekleştirildiği düşünülüyor. (Res. 47)

Benzer Belgeler