2.1. Dikkat eksikliği ve hiperaktive bozukluğu (dehb) nedir?
2.1.3. Epidemiyoloji
DEHB küçük yaşlarda başlamasına rağmen yetişkinlikte de devam eden ve en fazla tanı konulan çocukluk dönemi başlangıçlı nörodavranışsal bir bozukluktur. Eğitim öğretim hayatına geçiş yapılan ilk evrede DEHB öğretmen gözlemi, aile gözlemi, akran farklılıkları gibi izlemelerle belirtilerini vermeye başlamaktadır. Ancak aileler söz konusu çocuklarda doğumdan itibaren bazı farklılıkların olduğunu ve hiperaktivite gözlemlediklerini söylemektedirler.33 4 yaş civarı dikkat eksikliği ve
hiperaktivite ile birleşik tipe oranla daha fazla karşılaşılmaktadır.34
DEHB belirtileri ile 7 yaş öncesi karşılaşılsa bile tanı koyulabilmesinin ve doğru bir değerlendirme yapılabilmesinin sınırı 7 yaş ve üzeri yani okul hayatı dönemi olarak belirlenmiştir. Ancak bazı çalışmalar %5 kadar 7 yaş öncesi çocuğun, anasınıfında eğitim görmekte iken tanı aldığını bildirmiştir. 35
Gözlenen semptomlar kişilerin bulunduğu yaşa göre değişiklik gösterebilmektedir. Dürtüselliğin baskın olduğu dönemin Ergenlik olduğu düşünülmektedir. 36
32M Peter Lewinsohn vd., "Adolescent psychopathology: III. The clinical consequences of
comorbidity." Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 1995, 34.4, s.510-519.
33 Bussing Regina, Frank Lehninger, and Sheila Eyberg, "Difficult child temperament and attention-
deficit/hyperactivity disorder in preschool children." Infants & young children , 2006, 19.2, s.125-131.
34 Russel A Barkley, Attention-deficit hyperactivity disorder: A handbook for diagnosis and
treatment. 3rd Edition, Guilford Press, New York, USA, 2006.
35 Hayati Sınır, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Tanısı Konan Çocuklarda Uyku Ve Uyku Bozuklukları: Polisomografik Çalışma, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara, 2011, (Uzmanlık
Tezi).
36 Cengiz Tuğlu ve Ercan Abay, “Erişkinlerde Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğunu Öykü, Tanı Ve
Ruhsal Durum Bakımından Gözden Geçirilmesi”. Psikiyatri Psikoloji Psikofarmakoloji Dergisi, 1997, 5.1, s.19-28.
17
DEHB’li bireylerin %65 i erişkinlik döneminde, %80 i ise ergenlik döneminde tanı almaktadır. 37
DEHB’li çocukların % 70’inde harekete dayalı alt tipler olan hiperaktivite ve dürtüsellik semptomları erişkinlik döneminde hafiflemektedir. 38
Konu hakkında yürütülen çalışmalar, erkek cinsiyete mensup kişilerin kız olanlara göre bu bozuklukla daha sık karşılaştığını söylemektedir. 39
Erişkin bireyler üzerinde yapılan araştırmaların sonuçlarına göre cinsiyet faktörü açısından bazı farklılıklara ulaşılmıştır. Bir araştırma kadınların daha sık tanı aldığını bildirirken 40 başka bir çalışma Erkeklerin 1,6 oranda daha fazla tanı aldığını
bildirmiştir. 41 Araştırmalardaki sonuç farklılıkları ve geniş aralıklı oranların; evren
kriterleri, tanı ölçütleri, veri toplama araçları, güvenilir, samimi yanıtlara ulaşabilme gibi değişkenlerden dolayı farklılık gösterdiği ve hemfikir olunamadığı düşünülmektedir.
Toplumsal gözlemler ve merkezlere yapılan başvurular incelendiğinde, birleşik tipe sahip olan kişilerin kliniğe daha sık başvurduğu ancak dikkat eksikliği baskın olan tipe sahip olan kişilerin toplumda daha sık karşılaşıldığı ve birleşik tipe oranla klinikere daha nadir başvuru yapıldığı söylenmektedir.42
Bazı görüşler DEHB’in sosyodemografik farklılıklardan oldukça etkilendiğini ve bu sebeple Amerika kökenli bireylerde bu bozukluğun daha fazla karşılaşıldığını bildirmiş ve DEHB’i “Amerikan Hastalığı” olarak nitelendirmişlerdir. %5,9 – 7,1 DEHB tüm evren prevelansı olarak bildirilmiştir.43 Ülkemizde DEHB sıklığı ile ilgili DSM-IV
37Turgay, a.g.e., s.8-48.
38Faraone, S., J. Biederman, and M. C. Monuteaux. "Further evidence for the diagnostic continuity
between child and adolescent ADHD." Journal of Attention Disorders, 2002, 6.1,s.5-13.
39Guilherme Polanczyk vd., "The worldwide prevalence of ADHD: a systematic review and
metaregression analysis." American journal of psychiatry, 2007, 164.6, s.942-948.
40 Şahbal Aras vd., ‘’Çocuk ve ergen psikiyatrisi polikliniğine başvuran hastalarda belirtiler, tanılar ve tanıya yönelik incelemeler’’ Klinik Psikiyatri Dergisi, 2007,10, s.28- 37. ,
41G. Michelle Craske, Origin of Phobias and Anxiety Disorders: Why More Women than Men? Oxford, United Kingdom: Elsevier, 2003.
42Erik G Willcutt, "The prevalence of DSM-IV attention-deficit/hyperactivity disorder: a meta-analytic
review." Neurotherapeutics, 2012, 9.3, s.490-499.
43 Taciser Özaslan Uysal ve Önur Bilaç. “Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu epidemiyolojisi”. Türkiye
18
tanı ölçütleri kullanılarak yapılan bir çalışmada 6-15 yaş arasındaki çocuklarda DEHB sıklığı % 8.1 olarak belirtilmiştir. 44
Tüm dünyada çocuk ve ergenlerdeki DEHB prevalansı %5-7.1, erişkinlerdeki prevalansı ise %2.5 olarak belirlenmiştir.45
2.1.3.2. DEHB’li çocuklarda akademik performans ve zeka
Tanı sahibi kişilerin diğerlerine oranla okul başarısının daha düşük olduğu 46,
akademik başarısızlıktan ötürü sınıf tekrarı riskinin daha yüksek olduğu bilgisi yapılan araştırmalar sonucu elde edilmiştir. 47
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile zeka arasındaki ilişkiyi irdelemeye yönelik çalışmalarda birbirinden oldukça farklı sonuçlar elde edilmiştir. WISC-R Zeka bölümü ile DEHB arasında hafif düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmasına rağmen 48, iki olgunun arasında kesinlikle bir ilişki olmadığını bildiren çalışmalarda
literatürde mevcuttur.49
Konu ile ilgili yürütülmüş olan çalışmalar; DEHB’li bireylerin WISC-R raporları değerlendirilmiş ve sonuç olarak, performans ve sözel zeka puanları arasında veriler elde edilmiştir. Elde edilen veriler, DEHB’li bireylerin sözel zeka puanlarının, performans zeka puanlarına göre daha yüksek olduğu göstermiştir.50 Araştırmaların
bazıları WISC-R ın DEHB tanısında yetersiz kaldığını söylerken51, bazıları ise bahsi
44 E Erdal Erşan vd.. “The distribution of symptoms of attention deficit hyperactivity disorder and oppositional defiant disorder in school age children in Turkey”. Eur Child Adolesc Psychiatry 2004, 13: s.354-361.
45Gallo Eduardo F. and Jonathan Posner. "Moving towards causality in attention-deficit hyperactivity
disorder: overview of neural and genetic mechanisms." The Lancet Psychiatry , 2016, 3.6, s.555-567.
46Michael Gordon vd., “Symptoms Versus Impairment The Case for Respecting DSM-IV’s Criterion D”.
Journal of Attention Disorders ,2006, 9(3), s.465-475.
47 Joseph Biederman vd., “Clinical correlates of ADHD in females: findings from a large group of girls ascertained from pediatric and psychiatric referral sources”. Journal of the American Academy of
Child & Adolescent Psychiatry, 1999, 38(8); s.966-975.
48Arthur D Anastopolous vd., “The WISC-III Freedom from Distractibility factor: Its utility in identifying children with attention deficit hyperactivity disorder”. Psychological Assessment, 1994, 6(4), s.368. 49Virginia I. Douglas, "Stop, look and listen: The problem of sustained attention and impulse control in
hyperactive and normal children." Canadian Journal of Behavioural Science/Revue canadienne des
sciences du comportement, 1972, 4.4, s.259.
50Gülin Evinç, "Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısı alan çocukların WISC-R profillerinin, farklı
bir psikiyatrik tanı alan ve herhangi bir tanısı olmayan çocuklarla karşılaştırılması." Turk Psikiyatri
19
geçen sözel ve performans puan arasındaki ilişkinin anlamlı olduğunu ve testin yeterli olduğunu söylemiştir.52
Türkiye’de yürütülen bir araştırma ise, DEHB tanılı bireylerin genel zeka puanlarını normal ve normale yakın olmak üzere çoğunlukta olduğunu söylemektedir.53 Yapılan başka bir araştırma ise, DEHB tanılı bireylerin WISC-R
sonuçlarına göre ortalama genel zeka puanını 97,6 yani normal zeka sınırları içerisinde olduğunu bildirilmiştir.54