• Sonuç bulunamadı

Son zamanlarda, küresel iş çevreleri çok daha dinamik ve karmaşık ve daha rekabetçi hale gelmiştir. Bu yüzden, zorluklar işletmeleri farklılaşmaya itmiştir. Bu nedenle, bu gelişmelere ayak uydurmak için, kuruluşlar rekabet gücünü artırmak üzere entelektüel sermayeye odaklanmalıdır (Zerenler, Hasiloğlu ve Sezgin, 2008).

Entelektüel sermayeyi belirleme konusunda yazarların ve araştırmacıların farklı görüşleri vardır. Skandia modeli dört ana unsuru içermektedir; insan, müşteri, süreç ve yenileme/geliştirme. Yenileme/geliştirme bileşeni daha sonra inovasyon sermayesi olarak kategorize edilmiştir. Skandia modeli, entelektüel sermaye bileşenlerinin insan sermayesini ve yapısal sermayeyi içerdiğini varsayar. Şekil 2.1.’de gösterildiği gibi yapısal sermayenin müşteri sermayesi ve örgütsel sermayenin bir birleşimi olduğunu varsaymaktadır.

Şekil 2.1. Leif Edvinsson’un Skandia SFC için Entelektüel Sermaye Modeli

Kaynak: McElroy, M. W. (2001). Social innovation capital. Journal of Intellectual Capital, 3(1), 30-39.

Ayrıca, Örgütsel İktisat Gelişim Merkezi de entelektüel sermayenin insan sermayesi ve yapısal sermayeye bölündüğünü göstermektedir. Entelektüel sermayenin insan sermayesi, yapısal sermaye ve müşteri sermayesinden oluştuğu da iddia edilmektedir (Stewart ve Ruckdeschel, 1998). Bontis (1998) bu görüşü desteklemiştir. Entelektüel sermaye bileşenleri için yaygın olarak kabul edilen bir standart bulunmamakla birlikte, mevcut literatür birbiriyle ilişkili yapıların üçüne ışık tutmaktadır.

Geçmişte yapılan araştırmalar üç entelektüel sermaye bileşenini insan sermayesi, yapısal sermaye ve sosyal sermaye olarak ele almaktadır (Kannan ve Aulbur, 2004; Chang ve Hsieh, 2011). Birçok çalışma bir örgütün bilgi kaynaklarını entelektüel sermayesi olarak tanımlar. McElroy (2001), sosyal sermaye kavramının entelektüel sermayenin bir parçası olarak başarısızlığından bahsetmiş ve belirli ağ modellerine atıfta bulunmasından dolayı bu noktayı kanıtlamak için birçok eleştiri sunmuştur. Sosyal sermaye, bilgi transferini ve yeni bilginin gelişimini hızlandırır. Edvinsson’un görüşünde bir eksiklik olduğuna inanmıştır ki bu McElroy’un düzenlenmiş entelektüel sermaye haritasına yol açmıştır. Edvinsson’un modelinin yeni ve düzenlenmiş hali Şekil 2.2.’de görülebilir.

Finansal Sermaye Entelektüel Sermaye

İnsan sermayesi Yapısal Sermaye

Müşteri Sermayesi Örgütsel Sermaye

İnovasyon Sermayesi Süreç Sermayesi

Fikri Mülkiyetler Diğer Maddi Olmayan Varlıklar

Şekil 2.2. McElroy’un Düzenlenmiş Entelektüel Sermaye Haritası

Kaynak: McElroy, M. W. (2001). Social innovation capital. Journal of Intellectual Capital, 3(1), 30-39.

İsmail (2005), entelektüel sermaye bileşenlerine yeni bir ek olarak manevi sermayeyi de tanımlamıştır. 1998’de, Entelektüel Sermaye Modeli, entelektüel sermayenin insan sermayesi, yapısal sermaye ve ilişkisel sermaye olmak üzere üç bileşene sahip olduğunu iddia etmiştir. Daha sonra 2001’de KMCI modeli, entelektüel sermayenin insan sermayesi, sosyal sermaye ve yapısal/örgütsel sermayeyi içerdiğini belirtirken, Bueno, Salmador and Rodriguez (2004) bu modelin neredeyse Nahapiet ve Ghoshal (1998) modeli ile aynı olduğunu düşünmüştür, çünkü bu sadece sosyal sermaye ile ilişkisel sermayeyi değiştirmiştir. Daha sonra, Bueno, Salmador and Rodriguez (2004) sosyal sermayeyi iç-sosyal ve dış-sosyal sermaye biçimlerine ayırmıştır.

Bueno, Salmador, Rodriguez ve de Castro (2006) entelektüel sermayenin insan sermayesi, müşteri/iş sermayesi, yapısal/örgütsel sermaye, sosyal sermaye ve teknolojik sermaye formlarından oluştuğunu tespit etmiştir. Dahası, Khalique, Shaari ve Isa (2011), Şekil 2.3.’te bileşenleri ile görülmekte olduğu gibi Bütünleştirilmiş Entelektüel Sermaye Modeli (Integrated Intellectual Capital Model – IICM) olarak adlandırılan entelektüel sermayenin bütünleştirilmiş modelini sunmuştur.

Finansal Sermaye Entelektüel Sermaye

Sosyal Sermaye Yapısal Sermaye

İnsan Sermayesi Süreç Sermayesi İnovasyon Sermayesi Fikri Mülkiyet Sosyal İnovasyon Sermayesi Dış-Sosyal Sermaye İç-Sosyal Sermaye Egosentrik Sosyal

Sermaye Müşteri Sermayesi Ortaklık Sermayesi

sermayeyi Diğer Maddi Olmayan Varlıklar Sosyosentrik Sosyal Sermaye

Entelektüel Sermaye İnsan sermayesi Müşteri sermayesi Yapısal sermaye Sosyal sermaye Teknolojik sermaye Manevi sermaye

Şekil 2.3. Bütünleştirilmiş Entelektüel Sermaye Modeli

Kaynak: Khalique, M., Shaari, J. A. N., & Isa, A. H. M. (2011). Intellectual capital and its major components.International Journal of Current Research, 3(6), 343-347.

Sonuç olarak, araştırmalarda sıkça atıf yapılan entelektüel sermaye ile ilgili olarak, Subramaniam ve Youndt (2005) entelektüel sermayenin üç bileşenini insan sermayesi, sosyal sermaye ve yapısal sermaye olarak belirlemiştir.

2.1.3.1. İnsan sermayesi

İnsan sermayesi, çalışanları herhangibir örgütün içinde birbirine bağlayan deneyimler, yetkinlikler, bilgi, beceri ve deneyim açısından pek çok şey içeren son derece önemli entelektüel sermaye bileşenidir (Bontis ve Serenko, 2009). Ayrıca, her bir çalışanın işteki bilgi, yetenek ve becerilerini içerir (Youndt, Subramaniam ve Snell, 2004). Dahası, büyük bir inovasyon kaynağı olarak, bir örgütün üyeleri için tam zeka kaynağıdır. Temel kaynakları arasında eğitim, beceri, bilgi, liderlik, davranış kalıpları vb. bulunur (Bontis, Keow ve Richardson, 2000).

Sydler, Haefliger ve Pruksa (2014)’a göre, insan sermayesi çalışanların ustalığında yatar. Yukarıda belirtilen bileşenlere ek olarak, takım çalışması, eğitim ve öğretim, sorunları çözme yeteneği, kabiliyet, sadakat ve motivasyonu içerir. Aslında insan sermayesinin gelişimi, örgütlerin bugünlerde karşı karşıya geldikleri zorluklardan birisidir, çünkü bir şirketin can damarı ve gelişimidir. İnsan sermayesinin satın alınması imkansızdır, ancak kiralanabilir, bu da örgütleri için yeteneklerini, zamanlarını ve becerilerini kullanan çalışanlar anlamına gelir (Khalique, Shaari, Isa ve Samad, 2013).

2.1.3.2. Sosyal sermaye

Sosyal sermaye terimi, toplum çalışmalarının bir parçasıdır ve davranışı etkileyen karşılıklı saygı ve insanlar arasındaki bağlantıya odaklanır. Kurumsallaşmış bilgi ve deneyim iş-rutinleri, patent hakları, teknik el kitapları ve yapı-oluşumları gibi temel veritabanlarında saklanır (Nahapiet ve Ghoshal, 1998).

Yukarıda bahsedilen araştırmacılar, sosyal sermayenin, düzenli bir entelektüel sermaye bileşeni yerine kolaylaştırıcı olarak bir rolü olduğunu iddia etmişlerdir. Sosyal sermaye, ağ bağlantılarının ötesindedir ve bu yüzden, sosyal sermaye, etkileşimleri, ilişkileri ve işbirliğini kolaylaştıracak kurallar gerektirir (Subramaniam ve Youndt, 2005).

2.1.3.3. Yapısal sermaye

Yapısal sermaye patentler/telif hakları, ticari markalar, süreçler, modeller, yasal evraklar, yapay zeka, yazılım dahil bilgi teknoloji ağları ve /veya yönetim sistemleri gibi bilgi varlıklarından oluşur. Veri depolama, gerekli verileri sağlayarak karar vermede yardımcı olduğu için yapısal sermaye olarak adlandırılabilir (Stewart ve Ruckdeschel, 1998). Tüm çalışanlar bir firmadan ayrılsa bile yapısal sermaye varolur yani, çalışandan bağımsızdır. Yönetim ve diğer karar verme düzeylerine ulaşması gereken bir bilgi bütünü oluşturur.

Yapısal sermaye, işletmenin sahip olduğu örgütsel bilgi birikiminden oluşur. Araştırmacılar ve onların entelektüel sermaye ile ilgili tartışmaları, insan sermayesini çalışanların bilgi, yetenek ve becerilerine yansıttığına atıfta bulunmaktadır, ancak sosyal sermayenin bireysel veya örgütsel düzeylerde mevcut olmaması yapısal sermayenin bir ara şekli olmasıyla açıklanmaktadır.

Yapısal sermayenin ayırt edici özellikleri, patentlere/lisanslara bağımlılığı temsil eder (Hansen, Nohria ve Tierney, 1999). Farklı bakış açılarından yola çıkarak, birçok entelektüel sermaye araştırmacısı entelektüel sermayeyi bir örgütün değerini artırma potansiyeline sahip stratejik bir araç olarak gördüklerini ortaya koymuşlardır (Subramaniam ve Youndt, 2005).