• Sonuç bulunamadı

1.6. REKABET GÜCÜ GÖSTERGELERİ

2.1.2. Enerjinin Önemi

Ticari engellerin ortadan kalktığı ve rekabetin keskinleştiği küreselleşme sürecinde daha ucuz ve kaliteli mal üretmek, küresel rekabette ayakta kalmanın temel şartı haline gelmiştir. Enerji de, maliyetlere etki eden önemli bir üretim girdisi olarak gittikçe önemi artan bir unsur haline gelmiştir. Enerji, temel ihtiyaçların karşılanması ve yaşamın sürdürülebilmesi için vazgeçilmez bir unsurdur. Ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel girdilerinden biri olan enerjinin, Dünyanın ve insanlığın geleceğindeki belirleyici konumu, her geçen gün daha da artmaktadır (Sabır, 2004).

Günümüz toplumlarında modern enerji hizmetlerinin yaygınlaşması kalkınma ve sosyal gelişme açısından yaşamsal öneme sahiptir. Tarihsel açıdan bakıldığında insanlar tarafından üretim sürecinde kullanılan enerji kaynaklarının değişmesiyle insanlık tarihi açısından büyük adımlar atılmış ve böylece hem iktisadi hem de sosyal anlamda tüm insan ilişkileri büyük bir değişim ve dönüşüme uğramıştır. Enerji kaynakları ve türünün değişmesi teknolojik, iktisadi ve sosyal değişmenin itici gücü olmuştur. Sanayide hem hammadde hem de ısıtıcı güç olarak kullanılan enerji kaynakları sanayileşme süreci içindeki ülkelerin ekonomilerinde önemli bir yer tutmaktadır. Enerjiden yararlanmanın insanlık tarihi ile başladığı söylenebilir. İnsanın kullandığı ilk enerji ateştir. İnsanoğlu ateşten hem savunma hem de daha iyi yaşamak amacıyla faydalanmıştır (Güven, 1997: 89).

Enerji sektörü tüm enerji kaynaklarını kapsamaktadır. Enerji kaynakları, doğada var olduğu haliyle kömür, ham petrol, doğalgaz, uranyum, toryum, güneş, rüzgar, su gücü, biyokütle ve benzerleri olarak sıralanabilir. Bu doğal kaynakları, insanların yeryüzünde yürüttükleri etkinliklerde gereksinim duydukları, ısı ve elektriğe dönüştüren teknolojiler, çevrim teknolojileridir. Doğal kaynakların taşıdığı enerji ancak elektriğe dönüştürülerek kullanılmaktadır. Örneğin bir kömür santralinin kazanında yakılan kömürden sağlanan enerjiyle elektrik üretilmektedir. Kalorifer kazanları fosil yakıtların enerjisini konutların ısıtılmasında kullanılan enerjiye dönüştürmektedir. Ayrıca rafinerilerde ham petrol, petrol ürünlerine dönüştürülmektedir. Isı, elektrik ve petrol ürünlerini tüketerek ulaştırma, barınma, sanayi ürünleri elde etme ve gıda üretme benzeri insan etkinliklerini mümkün kılan teknolojiler son kullanım teknolojileridir. Ekmek kızartma makinesi, elektrikli tren, buzdolabı, bilgisayar, tekstil makinesi, otomobil, traktör son kullanım teknolojilerinin örnekleridir (TÜGİAD, 2003: 9).

İnsanlık tarihi boyunca kullanılan enerji çeşitleri, teknolojik gelişme ve teknik ilerleme, enerji kaynaklarında yaşanan darboğazlar ve üretim maliyeti gibi nedenlerle ekonomik yapıya uygun olarak değişmiştir. Su ve rüzgar güçleri ile su ve yel değirmenleri Feodal Üretim Sistemi’ni (tarım toplumu), kömür ve buhar gücü ile buhar makinesi İlk Sanayi Devrimi’ni, petrol ve elektrik ile içten patlamalı ve elektrikli motorlar İkinci Sanayi Devrimi’ni ve son olarak elektrik ve nükleer enerji ile bilgisayar, elektrik-elektroniğe dayalı mikro teknolojiler ise Üçüncü Sanayi Devrimi’ni niteleyen simgelerdir.

Yirminci yüzyılın başına kadar üretim sürecinde kömür ve buhar gücü ön planda olan enerji kaynaklarıydı. Ancak ikinci sanayi devrimi ile birlikte petrol ve elektrik enerjisi ön plana çıkmıştır. Petrol ve elektrik enerjisinin yaygınlaşmasında özellikle içten patlamalı motor ve elektrik motorunun geliştirilmesinin büyük payı olmuştur. Buhar makinesinin sadece büyük fabrikalar ve tesislerde kurulmaya uygun olması nedeniyle küçük işletmeler için daha uygun olan bu iki motor tipi önemli ikame aracı olmuştur. Yirminci yüzyılın başındaki temel üretim sistemi olan Fordist Üretim Sisteminin devamlılığı açısından enerjinin devamlılığının olması önemli bir rol üstlenmiştir. 1950’li yıllardan 1970’lere kadar enerji fiyatlarının çok düşük düzeylerde seyretmesi ülkeleri ucuz enerji bağımlılarına dönüştürmüştür (Pala, 2001:3-10).

Ekonomik ve toplumsal kalkınmanın en önemli girdilerinden olan enerji, 1970’li yıllardan itibaren tüm Dünya ülkelerinin gündemini ağırlıklı olarak işgal etmektedir. Dünya enerji sektöründe, önceleri petrol krizinden kaynaklanan arz kısıtlamaları, şimdilerde ise çevresel baskılardan kaynaklanan maliyet artışları söz konusudur. Enerji sektörü artık ülke sınırlarını aşmış, uluslararası boyutları ile incelenmesi gereken bir konu haline gelmiştir. Uluslararası organizasyonların enerji sektörü ile ilgili olarak benimsedikleri ve uyguladıkları kararlar tüm Dünya ülkelerini etkilemektedir. Küreselleşme ile birlikte Dünya enerji sektöründe, giderek artan bir ülkelerarası bağımlılık, çevre konularında artan bir duyarlılık ve piyasalarda liberalizasyon faaliyetleri ön plana çıkmaktadır.

İkincil bir enerji türü olan elektriğin kullanımının yaygınlaşması sosyoekonomik gelişmenin önemli bir göstergesi olup, insani gelişme açısından da önemli bir rol oynamaktadır. Bununla birlikte, bu hizmetlere erişim konusunda gelişmiş ülkelerle yoksul ülkeler arasında, hatta bir ülke içinde de farklı sosyoekonomik gruplar arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Dünya enerji tüketiminin 2005-2030 yılları arasında % 50’den fazla artacağı, bu artışın sanayileşmiş ülkelerde % 25 civarında olurken, -özellikle Asya, Orta ve Güney Amerika olmak üzere- gelişmekte olan ülkelerde iki kat olarak gerçekleşeceği öngörülmektedir (TMMOB, 2006: 9).

Enerjinin ve elektrik enerjisinin yeterli, güvenilir, tüm toplumsal kesimler için ulaşılabilir bir şekilde temin edilmesi ve bunun sürdürülebilir olması ülkelerin öncelikli konuları arasındadır. Bu anlamda enerjinin planlama ve yönetim boyutları da önem kazanmaktadır. Özellikle, Dünya’da sık sık gündeme gelen enerji veya enerji hammaddeleri krizleri, ülkeleri, enerji politikalarını muhtemel krizleri göz önünde

bulundurarak planlamaya, kaynak kullanımında dikkatli olmaya ve ekonominin enerjiye olan bağımlılığını azaltacak önlemleri almaya yöneltmiştir. Bu bağlamda, ulusal kaynakların etkin, verimli ve rasyonel kullanımları ülkelerin enerji yönetimleri için hayati önem taşıyan bir konudur.

2.2. ENERJİ ÇEŞİTLERİ VE DÜNYA’DAKİ POTANSİYELİ