• Sonuç bulunamadı

C. Halkevlerinin Üçüncü Dönemi

III. EMİNÖNÜ HALKEVİ

İstanbul, eski çağlardan beri birçok medeniyetin buluştuğu, birçok sanatçıya ilham olmuş bir şehirdir. Hem Osmanlı Devleti döneminde hem de cumhuriyet döneminde merkezî konumda olmuştur. Eminönü ilçesi ise İstanbul’un en tarihî, en kalabalık ve en işlek ilçelerinden birisidir.

“İstanbul’da kurulması düşünülen halkevi için mekân olarak halkın yoğun uğrak yeri olan Eminönü ilçesinin seçilmesi hedeflenen amaç doğrultusunda iyi bir tercihti. Çünkü burayı ziyarete gelen halk, halkevine de uğrayarak burada yapılan şube çalışmalarına katılma imkânı bulacak ve hedeflenen kitlelere daha çabuk ulaşılacaktı.”(Kocaağa, 2015: 18)

23

19 Şubat 1932’de İsmet İnönü’nün de katılımıyla açılan İstanbul Halkevi ilk etapta açılan on dört halkevinden biridir. Fakat bu halkevinin bütün şubeleri aynı zamanda açılmamıştır. (Vecdi Ahmet, 1933: 1085) Halkevlerinin birinci yıldönümü olan 1933 senesine gelindiğinde şubeler faaliyetlerine aktif olarak devam eder. Sosyal yardım şubesi balo düzenleyerek öğrencilere para yardımı yapılmasına aracı olur, maddi durumu iyi olmayan başarılı öğrencilere kitap ve kırtasiye yardımı yapar, işsizlere iş bulmaya çalışır. Kütüphane ve neşriyat şubesi Yeni Türk ve Halk Bilgisi Haberleri dergilerini çıkarır, kütüphanedeki kitap sayısının arttırılması için çalışır. Güzel sanatlar, müze ve sergi, temsil şubesi sergiler açar, konserler verir. Faruk Nafiz Çamlıbel’in Özyurt ve Kahraman isimli piyesleri, Yaşar Nabi Nayır’ın Mete isimli piyesi sahnelenir.

Edebiyat, tarih, dil şubesi siyaset, iktisat, edebiyat, sağlık gibi konularda konferanslar verir. Ayrıca Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu ile birlikte derleme çalışmaları yapar. Köycülük şubesi İstanbul-Çatalca civarındaki köyleri ziyaret eder, köylerde ilaç dağıtır. Ülkede ilk olarak Köy Duvar Gazetesi yayımlanır. Bu gazete ücretsiz olarak dağıtılır, köy kahvelerine, okul duvarlarına asılır. Köycülük şubesi başkanı İsmail Şevket Bey’in açıklamasına göre bu gazetenin amacı köylüleri ayın önemli olaylarından haberdar etmek, köylülerin toplumsal ve ekonomik alanda yükselmesine katkı sağlamaktır. Gazeteye dikkat çekebilmek için sade bir dil, çok sayıda resim, renkli ve büyük puntolar kullanılmıştır. Bunlar dışında halkevinde dört Fransızca, iki İngilizce, üç Almanca, iki İtalyanca, bir Türkçe kursu açılır. Kurslara toplam 1500 kişi katılmıştır. (Vecdi Ahmet, 1933: 1085-1086) “3 yıllık çalışmalarının ardından CHP Genel Sekreterliğinin isteği doğrultusunda lağvedilen İstanbul Halkevinin yerine 22 Şubat 1935 tarihinde İstanbul merkezinde 7 ayrı halkevi açılmıştır. Bu halkevleri; Eminönü, Şehremini, Şişli, Beyoğlu, Kadıköy, Beşiktaş ve Üsküdar Halkevidir.” (Kocaağa, 2015: 18-19)

Eminönü Halkevi dışındaki diğer halkevleri bina ve çalışma kadrosu bulmada sıkıntılar yaşar. İstanbul Halkevinin binası ve çalışma kadrosu aynen Eminönü Halkevi’ne aktarılır. 1949 yılında CHP İstanbul İl Teşkilatı Eminönü Halkevinin adını İstanbul Halkevi olarak değiştirmek istese de bu konuda

24

yapılan teklif CHP Genel Sekreterliği tarafından kabul edilmez. (Kocaağa, 2015:

19)

“İstanbul Halkevinin devamı niteliğinde olan Eminönü Halkevi İstanbul Halkevinin başlatmış olduğu faaliyetleri kaldığı yerden devam ettirmiştir.”

(Kocaağa, 2015: 19-20)

Eminönü Halkevi, halkevlerinin 3. yılında ülkenin farklı şehirlerindeki 23 yeni halkevi ile birlikte açılır. Bu halkevlerinin açılışı İsmet İnönü tarafından yapılır. İsmet İnönü açılışta yaptığı konuşmada halkevlerinin siyasî değil, sosyal ve kültürel kurumlar olduğuna dikkat çekmiştir. (Kocaağa, 2015: 20)

1932 tarihli CHF Halkevleri Talimatnamesi’ne göre tüm vatandaşlar halkevlerine üye olabilirdi. “Halkevi, kalplerinde ve dimağ1annda memleket sevgisini mukaddes ve ileri yürüten yüksek bir heyecan halinde duyanlar için toplanma ve çalışma yeridir. Bu itibarla halkevinin kapıları fırkaya kayıtlı olan ve olmıyan bütün vatandaşlara açıktır. Ancak Halkevi idare heyetiyle şube idare komitelerine aza olabilmek için Halk Fırkasına mensup olmak lâzımdır.

(Memurların bu idare heyetlerine ve şube komitelerine girmelerinde kanunî mahzur yoktur.)” (Y.b.d., 1932: 5) Yine CHF Halkevleri Talimatnamesi’nde il fırka idare heyetinin kendi aralarından seçecekleri kişinin halkevi idare heyetine başkanlık yapacağı belirtilir. Halkevi idare heyetinin görevleri ise şöyle sıralanır:

“a- Millî bayramlara ait umumî halk tezahürleri tertip ve idaresi.

b- Halkevi müsamere proğramlarının tatbiki.

c- Muhtelif şubeler arasında çalışma ahenginin korunması.

d - İhtilâf ve anlaşmamazlık hallerinde şubeler arasında hakemlik.

e - Şubelerin kendi faaliyetlerini tanzim için hazırlıyacakları hususî talimatnameleri tetkik ve tasdik

f- Halkevi hesaplarının tutumu ile demirbaş eşyanın bakımı.

g- Halkevi bütçesinin tanzim ve tatbiki hususlarıdır.” (Y.b.d., 1932: 8-9)

25

Eminönü Halkevi açık kaldığı sürece 5 farklı isim başkanlığını yapmıştır.

Bu kişiler; Agâh Sırrı Levend, Feridun Dirimtekin, Yavuz Abadan, Aziz Ogan ve Kemal Çilingiroğlu’dur. Agâh Sırrı Levend 1936-1940, Feridun Dirimtekin 1940-1942, Yavuz Abadan 1942-1946, Aziz Ogan 1946-1948, Kemal Çilingiroğlu 1948-1951 yılları arasında başkanlık görevi yapar. Agâh Sırrı Levend ve Yavuz Abadan 4 yıllık görev süreleriyle Eminönü Halkevinin en uzun süre başkanlık yapan isimleridir. (Kocaağa, 2015: 21)

“Eminönü Halkevi, biri eski Türk Ocağı, diğeri sonradan yapılan bina olmak üzere iki kısımdır. Türk Ocağından devralınan bina halkevinin merkezi konumunda olup 300 kişiyi rahatça alabileceği bir salona sahiptir. Binanın bulunduğu yerin CHP İl Merkezi, resmi daireler ve üniversiteye yakın merkezi bir konumda olması nedeniyle CHP binayı maliyeden satın almıştır.” (Kocaağa, 2015: 25) Eminönü Halkevi binası Cağaloğlu’ndadır. Bina önce, Türk Ocağı tarafından daha sonra İstanbul Halkevi tarafından kullanılmıştır. Halkevlerinin birinci döneminin sonu olan 1951’de kapatılmıştır. Kapatılmanın ardından bina, İstanbul Gazeteciler Derneği’ne devredilmiştir. (Kocaağa, 2015: 27) “Son yıllarda Fatih Belediyesine bağlı Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan bina Şubat 2015 tarihinden itibaren Birlik Vakfı ve Türk Talebe Birliği’nin genel merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır.” (Kocaağa, 2015: 25)

Eminönü Halkevi, yayın organı olarak iki adet mecmua çıkarır. Birincisi tezin konusu olan Yeni Türk Mecmuası, ikincisi ise Halk Bilgisi Haberleri Mecmuası’dır.

Halk Bilgisi Haberleri Mecmuası, “Türk Halk Bilgisi Derneği”

tarafından 1929-1942 yıllarında toplam 124 sayı yayınlanır. 1931-1933 yılları arasında maddi imkânsızlıklar nedeniyle derginin yayınlanmasına ara verilir.

Derginin neşriyat müdürlüğünü 19. sayıya kadar İzzet Âdil, 19. sayıdan itibaren Mehmet Halit (Bayrı) yapar.

“Halk Bilgisi Haberleri, 1. sayıdan 20. sayıya kadar H. B. D. İstanbul merkezi tarafından yayımlanmıştır. 20. sayıdan 63. sayıya kadar İstanbul Halkevi Dil, Edebiyat ve Tarih Şubesi, 63. sayıdan 124. sayıya kadar ise

26

İstanbul Eminönü Halkevi Dil, Edebiyat ve Tarih Şubesi yayını olarak faaliyetini sürdürmüştür.” (Turan Karabulut, 2013: 140-141)

Dergi, ülkenin çeşitli bölgelerinden derlenen folklorik malzemeleri derleme amacı taşır. Geleneksel yöntemlerle derleme çalışmaları yapan araştırmacıları bilimsel çalışmalar yapmaya yönlendirir. (Turan Karabulut, 2013:

140) “Yerel derlemelere önem veren dergi dönemin aile yaşantısından halk inançlarına, folklor alanındaki haberlerden sözlü kültür ürünlerine kadar geniş bir alanı içine almıştır.” (Turan Karabulut, 2013: 142) “Dernek, mecmua, kitap ve broşür yayınlarının yanı sıra değişik bölgelere araştırma gezileri yapmış, konferanslar vermiş, kongre ve anketler düzenlemiştir.” (Turan Karabulut, 2013:

141)

“Halk Bilgisi Haberleri Mecmuasında dil olarak sade ve yalın bir Türkçe kullanımını benimsenmiş, özellikle halkın dil ve kültür seviyesi göz önünde bulundurularak yapılan derlemelerin anlaşılması ve yaygınlaştırılması maksadıyla duru bir anlatım tercih edilmiştir. Kimi derlemelerdeyse bizzat halkın kullandığı dilin yöresel ve bölgesel özellikleri aynen yansıtılmıştır.”

(Kocaağa, 2015: 83)

“Mecmuanın geneline bakıldığında seri halinde yazılmış çok sayıda yazı vardır. Genellikle yazı dizisi şeklindeki yazılar mecmuanın daimi yazar kadrosu tarafından kaleme alınmıştır. Mehmet Halit Bayrı, Mehmet Şakir Ülkütaşır, Naki Tezel gibi yazarlar birkaç örnektir. Mecmuada toplam 71 yazar sadece bir kez yazı yazmıştır.” (Kocaağa, 2015: 85)

Halk Bilgisi Haberleri Mecmuası’nda yazılar kaleme alan yazarların çoğu Yeni Türk Mecmuası’nda da yazılar kaleme almıştır.

Halk Bilgisi Haberleri Mecmuası’nın 1935 tarihli 49. sayısında Yeni Türk Mecmuası ile Halk Bilgisi Haberleri Mecmuası’nın birlikte basılacağına dair bir duyuru yer alır:

“Bu sayıdan itibaren Yeni Türk Mecmuasile gene Halkevimizin çıkardığı Halk Bilgisi Haberlerini birleştiriyoruz. Böylece okuyucularımıza iki mecmuayı

27

birden vermiş olacağız. Halk Bilgisi Haberlerinin yazı işlerini gene arkadaşımız Mehmet Halit Bayrı idare edecektir.”

Yeni Türk Mecmuası’nın 34. ve 35. sayısı ile Halk Bilgisi Haberleri Mecmuası’nın 49. ve 50. sayıları birlikte basılmıştır. Ancak bu uygulama yalnızca iki sayı devam etmiştir.

28

İKİNCİ BÖLÜM

Benzer Belgeler