• Sonuç bulunamadı

Emek-yoğun Sektörde Fiyat

4. Makro Dengelerin Oluşumunda Girişimcinin Rolü

4.3. Denge Fiyatlar

4.3.3. Emek-yoğun Sektörde Fiyat

4.3.3. Emek-yoğun Sektörde Fiyat

Mill, daha çok yaşadığı çağla ilişkili olarak bu mallar için tarım ürünlerini örnek göstermiştir. Ricardo’nun üretilen malın kıymetini belirleyen unsurun emek için yapılan harcamalar olduğu yönündeki görüşü, bu mal grubu için büyük ölçüde geçerlidir.

Günümüz şartlarında bu ürün grubunun yer aldığı sektörler, emek-yoğun sektörler olarak tanımlanabilir. Gerçekten de böyle bir ayırım bizi yine farklı sonuçlara ulaştırabilir.

Birincisi, bu sektörler; örneğin tarım sektörü, elde edilecek ek hâsıla için neredeyse aynı ölçüde harcama yapılmasını gerektirmektedir. Öncelikle tarıma elverişli arazi genişletilmeli, daha sonra üretim için diğer harcamalar -büyük ölçüde MC=MR olacaktır.- yapılmalı ve sonra iklim koşulları başta olmak üzere aynı risklere katlanmalıdır.

Günümüzde binlerce kişi el sanatları ile geçimini temin etmektedir. Bu doğrultuda diğer bir örnek çini üretiminden verilebilir. Çini üretiminde neredeyse her bir ürün için yapılan ilave harcamalar, birbirine eşittir.

İkincisi, bu tür ürün grubunun marjinal maliyet eğrisi, marjinal hasıla eğrisine yakın seyretmektedir. Toplam getirisinin diğer ürün gruplarına eşitlenebilmesi için daha fazla faktör kullanımı gereklidir.

Ürünlerin kıymetleri ile ilgili olarak yapılan açıklamalardan hareketle, marjinal maliyet ve marjinal hasıla ilişkisini, bu üç koşulu birlikte açıklayan görüş, şekil-6’de yer almaktadır.

Şekil.7’de üç sektörün marjinal maliyet ve marjinal hasıla ilişkisi diyagrama aktarılmıştır. Varsayım olarak tüm sektörler için marjinal hasıla eşit, marjinal maliyetler değişkendir. Burada, elde edilen karın gösterilmesi için marjinal hasıla değişkeni sabit tutulmuştur. Başlangıç ve sonuç noktasında marjinal maliyet ve marjinal hasıla eşittir.

Böylelikle, kıymetin oluşumuna maliyet unsurlarının etkisi açıklanmaktadır.

Arzı sabit olan ürünlerin maliyeti, emek-yoğun sektörlere göre faktör giderleri daha az olduğu varsayımıyla daha düşüktür. Ancak, bu ürünlerin kıymeti dışsal faktörlerin etkisiyle baskı altındadır. Fiyatlar istendiği gibi artırılamamakta, üretim giderleriyle orantılı

“normal fiyat” teşekkül etmektedir. Risk düşüktür.

Emek- yoğun (artan masraflı) III. sektörün marjinal maliyeti marjinal hasılaya yakın seyretmektedir. Diğer sektörlere göre getirisi düşüktür. Yüksek risk içermemekte, en azından esnek sektörlere göre daha az risk taşımaktadır.

Girişimcinin yoğunlaştığı sabit ( ya da azalan) maliyetli II. sektör, diğer sektörlere göre daha riskli, bununla birlikte yüksek karlılık oranına sahiptir.

Emek -yoğun sektör (III) Arzın sabit olduğu

sektör (I) Maliyet,

Hasıla

X malı miktarı Marjinal Hasıla Marjinal Maliyet

O

X1 X2

Şekil 6. Sektörlerde Fiyat Oluşumu

Girişimcinin yoğunlaştığı sabit ya da

azalan maliyetli sektör (II)

Diğer taraftan, girişimcinin kıymet doktrinleri ile ilişkisini tebarüz bakımından bir başka değerlendirmede daha bulunulabilir. Aşağıda yer alan Şekil-7’de, malların kıymetleri ve üretim faktörlerinin ilişkisi üç ayrı sektör için değerlendirilmektedir.

Sabit sektör olarak nitelendirilen arzı sabit olan malların yer aldığı sektörün faktör kullanımı, diğer sektörlere oranla daha düşük, buna karşın kıymeti dışsal baskılar nedeniyle (f) düzeyinde sınırlanmıştır. Esnek sektör olarak incelenen sabit ya da azalan maliyetli sektörün önü açık, kullandığı faktör karşılığında toplam kıymet artmaktadır. Emek-yoğun artan maliyetli sektörde ise, başta emek olmak üzere kullanılan faktörler arttıkça kıymet yükselmekte, ancak bir süre sonra azalan verimler yasası nedeniyle kıymet toplamı düşmektedir.

Esnek sektörün ifade edildiği çizgi doğrusaldır. Burada ilk bakışta azalan verimlerin devreye sokulmadığı ve karın sıfıra doğru eğim içinde olması gerektiği düşüncesinden hareketle, hatalı bir çizim yapıldığı düşünülebilir. Ancak bu çizimde, girişimcinin, yenilik yapmak suretiyle her defasında uygun faktör terkibini üretip, bu durumu sonsuza kadar sürdürmeyi başardığı anlatılmak istenmiştir. Zira, Marshall, marjinal kavramların yanlış anlaşıldığını, esasen azalan verimlerin, üretim faktörlerinin herhangi birinin oransız kullanımından kaynaklandığını ve fiyatı belirleyen unsurların marjinal kavramlar olmayıp, ancak fiyatın nasıl belirlenmesi gerektiğini gösteren bir süreç olduğunu ifade etmiştir.101 Bu yüzden toplam kıymette sürekli artmaktadır. Ayrıca, yukarıdaki diyagramların ışığında,

101 Aynı, s. 594

Faktör Toplamı Kıymet

Toplamı Esnek Sektör

(Sabit Maliyetli )

Sabit Sektör (Arzı sabit ) f

Marjinal Hasıla Şekil 7. Sektörlerde Faktör- Değer İlişkisi

Emek-yoğun Sektör (Artan Maliyetli )

girişimcilerin ağırlıklı olarak imalat ve hizmetler sektöründe yer almasının tesadüfî olmadığı söylenebilir. Zira faktörlerin uygun bileşimi bu alanlarda çok daha rahat sağlanmaktadır.

Denge fiyat teorisi üzerinde yapılan analizin çok kapsamlı olmasının nedeni, makro dengeleri etkileyen en önemli faktör olmasının yanı sıra fiyat dengesinin oluşumunda girişimcinin bizzat içinde yer almasıdır. Bir diğer deyişle girişimcinin doğrudan oluşumuna katkı sağladığı (mark up), yatırım kararlarını etkilediği, bu nedenle de en duyarlı olduğu unsur, şüphesiz fiyat dengesidir.

Klasik teorinin, mübadele ve kullanım değeri olarak ikiye ayırarak incelediği kıymet (fiyat) kavramı, neo-klasiklerin marjinal fayda, Keynes ve Friedman’nın da para arzının etkisini tartışmanın içine çekmesiyle daha da derinlik kazanmıştır. En çok katkı verenlerin başında yer alan Mill’in fazla önem vermediği -ki teorisinin üçüncü bölümünde ele almıştır.- kıymet kavramı üzerinde, iktisatçıların katkısı sürmektedir.

Esasen fiyat dengesinin üzerinde yeterince durulmaması, piyasaların çizdiği rota hakkında da gerekli bilgiden yoksun kalmak anlamını taşımaktadır. Bölüm içerisindeki yorumlardan anlaşılacağı gibi, fiyat teorisi sadece makro ekonomik etkileri açıklamakla kalmamış, bunun çok ötesinde girişimcinin sektör seçimlerinde yararlanabileceği bir faktör haline gelmiştir.

Günümüzde doğru fiyat politikası oluşturamayan işletmeler, bu nedenle zarara girmelerine rağmen (MC>MH), bunun nedenlerini fiyatlandırma konusundaki hatalarına yormaktan çok, dışsal faktörlere bağlayabilmektedir. Ayrıca, konjonktür teorilerinin ulaştığı sonuçlardan biri de, gelir yetersizliğidir ve bu sorun da yanlış fiyatlandırma yoluyla ortaya çıkmaktadır.