• Sonuç bulunamadı

5. ZARF-FİİLLER

7.1. Kullanılış Biçimleri Bakımından Edatlar

7.2.4. elle

Laṭīfe: – Yaḫ ḥarām digen labaṣa.

Anı nik yeşérüp ḳalsun? Ḥarām bula ṭorup birér idéñmé elle? “Laṭīfe: – İyice anla! sına haram demiş elbette. Onu neden gizlesin? Haram olmasına rağmen verir miydin yoksa?” (55/3-4-5)

7.2.5. elé

Bu könge yoḳlap ḳarıyḳ elé, irtege taġı küréşérméz. “Bugün uyuyalım hele, yarın

tekrar görüşürüz.” (59/18-19), ḫalḳ arasına

çıḳmaġandır. “Siz böyle yapınız şimdi hele, bu mesele halk tarafından duyulmamıştır.” (59/4-5)

7.2.6. labaṣa

Medrese faḳīrler yata torġan yir (dārü’l- labaṣa, medrese uḳuv yorṭı,

medreseméznéñ hevāsı şākirdleréméznéñ üzleréne de yitmiy. “Medrese fakirlerin yatıp durduğu yer (düşkünler yurdu) değil elbette, medrese okuma yurdu, medresemizin havası öğrencilerimizin kendilerine de yetmiyor.” (5/11-12),

Balaçaġ ṭoraçaḳ yirde bötün

yorṭımıznıñ rāhatını, ṭınıçlıḳını boza labaṣa! “Çoluk çocuğu ve gençliğinden beri ömür sürdüğü hanımı ile güzelce yaşayacağı yerde bütün evimizin rahatını, huzurunu bozuyor elbette.” (42/19-20)

7.2.7. la / le

İy uḳuçılar! Uylap ḳarasañız le, dünyāda sin bér-bér kéşéné söyüp de ul kéşéné siné söymev yeki ṭaşlav ḳadar bér aġır bér éş barmıken? “Ey okurlar, düşünsenize, dünyada senin herhangi bir kişiyi sevip de o kişinin seni sevmemesi veya bırakması

kadar ağır bir iş var mı acaba?” (10/14-15), Ḥaẓret bulġan éş bulsun la!

Ṣadaḳasından éş ḳ ḳulıñızda zinḥār bér cayun ṭapsañız la! dip

ḳaradı. “Ḥaẓret, olmuş iş olsun ya. Sadakasından iş kalmazdı. Şeriat kendi elinizde, aman bir çözüm yolu bulunuz! diye baktı.” (58/22-23)

7.2.8. bit

Ḥalīmenéñ ḳartayuvı ḥaḳ bit, yuḳsa muḥabbetém yuḳdan tügél. “Ḥalīme’nin

yaşlandığı gerçek elbette, yoksa sevgim olmadığından değil. (9/6), Herkém üzéné

üzé ḳızġansun, kéşé aḳça tügél bit. “Herkes kendine kendi acısın, insan para değil ya.” (21/2)

8. ÜNLEMLER

8.1. ay hay

– Ay hay Māhrūy Abıṣṭay! Bu éş ḫayrlı bulurmıken? Niḳāḥda bulup tiken bétüvé ni indé! Ḳız bik cılıy. “–Ah Māhrūy Abıṣṭay! Bu iş hayırlı olur mu acaba? Nikâhtayken sıkıntı çıkması ne şimdi? Kız çok ağlıyor.” (54/1-2)

8.2. ay

Ḥüseyin: – Ni éşlep ḥarām bulsun? Yuḳ süz! Yuḳ süz! Ay oyatsız! Min siné atañ üzéméznéké bulup bétse niçék iterge bélürmén. “Ḥüseyin: – Niçin haram olsun? Boş söz! Boş söz! Ey utanmaz! Ben, senin babanım, kendimizinki olsa ne yapacağımı bilirim.” (55/6-7)

8.3. ey

Ey Ḫ ḳl bir, çāre bir! “Ey Allahım, sen bir akıl ver, çare ver!”

(43/15)

8.4. āḫ

Āḫ, Allāh ni géne éşlemek kirek indé? “Ah, Allah’ım ne yapmak lazım şimdi?” (42/18)

8.5. uf

Uf, Allāh ni géne éşliym? “Of, Allah’ım ne yapayım?” (51/16)

9. SORU ÇEKİMİ

“Tatarcada soru biçimi, arka ve ön damağa uyumlu iki türü olan mı / mé edatıyla yapılır. Çok eski dönemlerden beri ses uyumlarına bağlanan bu edatın giderek ekleşmiş olduğunu da vurgulamak gerekir” (Öner 2007: 710) Tatarcada mı / mé soru

edatı ile iken ekinin birleşmesinden meydana gelen mıken / miken şekli de hem

isimlerde hem fiillerde soru çekimine girmektedir. Maîşet’te karşılaşılan hem mı /

mé hem de mıken / miken şekillerini günümüz Tatar Türkçesindeki gibi ekleşmeden dolayı birleşik yazmayı tercih ettik:

Ey Allāh şulay-uḳ baḥtsızmı ni min? “Ey Allah’ım böyle bahtsız mıyım ne ben?

(51/14), Laṭīfe: – Añlamıysıñmı yuḳ ḫarāb itkenméz! “Laṭīfe: –

mahvetmişiz!” (54/20), Fātiḥ bu éş öçün

ḳayġıruv, ḫafālanuv tiyüş idémé? Tügélmé? “Fātiḥ bu iş için kaygılanmak, üzülmek gerekli miydi? Değil miydi? (42/11-12),Yañġadan nikāḥlanurġa künmesmiken?

“Yeniden nikâhlanmaya razı olmaz mı acaba?” (71/11), Ey Allāh! Min de şular kébi bulurmınmıken ni?! “Ey Allah’ım! Ben de şunlar gibi olur muyum acaba?!” (52/5-

6), İy uḳuçılar! Uylap ḳarasañız la, dünyāda sin bér-bér kéşéné söyüp de ul kéşéné

siné söymev yeki ṭaşlav ḳadar bér aġır bér éş barmıken? “Ey okurlar, düşünsenize, dünyada senin bir kişiyi sevip de o kişinin seni sevmemesi veya bırakması kadar ağır

bir iş var mı acaba?” (10/14-15), Ḳartlıḳda yeş ḫatun aluvçılar bu tuġrını

añlamıylarmiken ni? “Yaşlılıkta genç hanım alanlar bu hakikati anlamıyorlar mı acaba?” (52/1-2)

SONUÇ

Maîşet, Türkiye’de bilim adamı, hukukçu ve siyasetçi olarak tanınan ve Türk kültür ve siyaset hayatında önemli hizmetleri bulunan Sadri Maksudi Arsal’ın henüz çocuk sayılabilecek bir yaştayken realist bir üslupla kaleme aldığı ve içinde bulunduğu devrin ve toplumun sıkıntılarını dile getirdiği bir eserdir.

Maksudi, Maîşet’i yazmakla Kazan şivesine dayalı edebî bir dil vücuda

getirmeyi, bu edebî dille İdil-Ural Türklerinin millî gelişimlerine ve millî edebiyatlarına katkı sağlamayı amaçladığını ifade eder. İşte böyle bir edebî dil

oluşturma gayesiyle kaleme alınan Maîşet, çalışmanın inceleme kısmında, şekil

bilgisi açısından incelemeye tabi tutuldu. İnceleme kısmında tespit edilen örneklere

bakıldığında Maîşet’i bugünkü Tatar Türkçesinden ayıran bazı farklılıklar göze

çarpmaktadır. Bu farklılıklar şöyledir:

1. Bugünkü Tatar Türkçesinde düz-dar ünlülü şekilleriyle kullanılan +lıḳ / +lék; +lı/+lé eklerinin, Maîşet’te düz-dar ünlülü şekillerinin yanında yuvarlak ünlülü

şekilleriyle de karşılaşılmıştır: töslük “uygun” 3/2; analuḳ “annelik” 76/10;

“namuslu” (39/16), faẓīletlü “faziletli” (56/18). Ayrıca +lıḳ/+lék ekinin sonundaki

-ḳ/-k sesleri bugünkü Tatar Türkçesinde iki ünlü arasında kaldığında sedalılaşırken Maîşet’te hem sedalı hem sedasız olarak karışık bir hâl almaktadır: bay-lıġ-ım “zenginliğim” (9/4), bay-lıḳ-ım “zenginliğim” (68/21).

2. Bugünkü Tatar Türkçesinde hareket adı olarak kullanılmayan -maḳ/-mek eki, Osmanlı Türkçesinin tesiriyle Maîşet’te Türkiye Türkçesindeki gibi hareket adı

olarak kullanılmıştır: uylamaḳ “düşünmek” (19/10), alup tormaḳ “alıp durmak”

(23/11), éç poşmaḳ “canı sıkılmak” (34/2), yazuv yazmaḳ “yazı yazmak” (38/9). 3. Çokluk eki, bugünkü Tatar Türkçesinde /m/, /n/ ünsüzü ile

biten kelimelerden sonra ilerileyici benzeşmeye uğrayarak +nar/+ner şekline

dönüşmüştür. Maîşet’te ise bu benzeşmeye rastlanmaz: kiyémler “giysiler” (15/6),

könler “günler” (15/18); könner “günler”, uramnar “sokaklar”.

Maîşet +lar/+ler

Bugünkü Tatar Türkçesi +lar/+ler; (m, n) +nar/+ner

farklı kılan çokluk şahıslarda meydana gelen ünsüz değişiklikleridir. Çokluk 1. şahıstaki /m/ sesi /b/’ye, çokluk 2. şahıstaki /ñ/ sesi /ġ,g/’ye, çokluk 3. şahıstaki /l/

sesi /m,n/ ünsüzüyle biten sözcüklerden sonra /n/’ye dönüşmüştür: şākirdleréméz

“öğrencilerimiz” (5/12), ḳıñız “aşığınız” (40/4), ḫatunları “hatunları” (7/16);

üzébéz “kendimiz”, uramıġız “sokağınız”, kürgenneré “gördükleri”.

Maîşet Bugünkü Tatar Türkçesi

çokluk

1.ş. +mız/+méz +bız/+béz

2.ş. +ñız/+ñéz +ġız/+géz

3.ş. +ları/+leré +ları/+leré, (m, n) +narı/+neré

5. Bugünkü Tatar Türkçesinde teklik ve çokluk 3. şahıs iyelik eki taşıyan kelimelerin yükleme hâli çekiminde +n eki kullanılıyorken bunun dışında hem yalın hem iyelik ekli bütün sözlerin yükleme hâli çekiminde +nı/+né eki kullanılmaktadır. Maîşet’teki yükleme hâli çekimini bugünkü Tatar Türkçesinden ayıran özellik, teklik

ve çokluk 3. şahıs iyelik eki taşıyan kelimelerden sonra da +nı/+né ekinin

kullanılmış olmasıdır: küñéléné “gönlünü” (10/12), ḳayġılarını “kaygılarını” (34/15); ḳapḳasın “kapısını”, séñéllerén “kız kardeşlerini”.

Maîşet Bugünkü Tatar Türkçesi

Yalın +nı/+né +nı/+né

1 ve 2. şh. iyelik +nı/+né +nı/+né

3. şh. iyelik +nı/+né +n

6. Yönelme hâli +ġa / +ge; +ḳa / +ke; +a / +e için Maîşet’te birkaç örnekte ek uyumsuzluğuna rastlanılmaktadır. Bu uyumsuzluk günümüz Tatar Türkçesinde

görülmemektedir: sırge “sırra” (42/6), ḫilḳatge “yaratılışa” (42/24), Fātiḥḳa

“Fātiḥ’e” (12/16).

7. Maîşet’te ünsüz uyumuna uymaksızın +da/+de şekli ile karşılaşılan

bulunma hâli eki, bugünkü Tatar Türkçesinde ünsüz uyumuna uygun bir şekilde +da/+de, +ta/+te şeklindedir: yirde “yerde” (4/20), kileçekde “gelecekte” (26/9); armiyede “orduda”, yégétte “yiğitte”.

Maîşet +da/+de

Bugünkü Tatar Türkçesi +da/+de; +ta/+te

8. Maîşet’te ünsüz uyumuna uymaksızın +dan/+den şekli ile

karşılaşılan ayrılma hâli eki, bugünkü Tatar Türkçesinde ünsüz uyumuna bağlı olarak +dan/+den, +tan/+ten, ayrıca ilerileyici benzeşmeye uğrayarak /m, n/ sesiyle biten sözlerden sonra +nan/+nen şeklindedir. Maîşet’te +dan/+den şeklinin yanında bugünkü Tatar Türkçesinden ayrı olarak +dın/+din çıkma hâli ekini alan örnekler de vardır: mollālardan “mollalardan” (5/22), bérevden “birisinden” (15/12), gezitden

“gazeteden” (30/19), kinetden “aniden” (68/1), belāsındın “belasından” (34/10),

üsüp yitkendin ṣoñ “büyüyüp yetiştikten sonra” (41/8); suluvdan “güzelden”, mamıḳtan “pamuktan”, söygenémnen “sevdiğimden”.

Maîşet +dan / +den, +dın / +din

Bugünkü Tatar Türkçesi +dan / + den, +tan / +ten; (m, n) +nan / +nen

9. Maîşet’te vasıta hâli için kullanım sıklığına göre şu üç bağlama

edatından faydalanılmıştır: ile, ilen, bélen, béle. Bugünkü Tatar Türkçesinde de

ismin bu hâli için genellikle bélen, nadiren de béle edatı kullanılmaktadır. Maîşet,

Osmanlı Türkçesinin tesirinden dolayı ile ve ilen edatının kullanımıyla bugünkü

Tatar Türkçesinden farklılık arz etmektedir. Ayrıca ile edatının birkaç örnekte ekleştiği de görülmektedir: télé ile “dili ile” (4/8), şul ḳadar maturlıġı ilen “şu kadar

güzelliği ile” (10/22), bér törlé hevāyla “bir türlü havayla” (4/7), gazéte, kitāb,

roman müṭ “gazete, kitap, roman mütalaasıyla” (33/10).

Maîşet -(y)la; ile; ilen; bélen; béle

Bugünkü Tatar Türkçesi bélen; béle

10. Bugünkü Tatar Türkçesinde eşitlik hâli için kébék edatı ve +çA, +dIy, +dAy ekleri kullanılmaktadır. Maîşet’te kébék edatının dışında diğer eklerin

örneklerine rastlanılmaktadır. Ayrıca bunların yanında Maîşet’te bugünkü Tatar

yatuv, toruv, aşav, éçüv kébi “yatmak, kalkmak, yemek, içmek gibi” (3/16), mollā kük “molla gibi” (27/17).

Maîşet kébi, kük; +çA, +dIy, +dAy

Bugünkü Tatar Türkçesi kébék; +çA, +dIy, +dAy

11. Maîşet’te şahıs zamirlerinin çekiminde bazı ikili kullanımlar vardır. Maîşet, bu kullanımlar ile bugünkü Tatar Türkçesinden farklılıklar arz etmektedir: 1, 2 ve 3. teklik şahıs zamirleri yönelme hâlinde miña (9/7) ~ minġa “bana” (4/15), siña (39/23) ~ sinġa “sana” (51/21), aña (10/17) ~ anġa “ona” (10/24) şekillerinde

çekimlenmiş olup bugünkü Tatar Türkçesinde bunların miña, siña ve aña şekilleri

görülmektedir. 3. teklik şahıs zamirinin çıkma hâli çekimi andan (31/10) ~ andın

“ondan” (48/21) şeklindedir ve bugün annan şekli kullanılmaktadır. 1. çokluk şahıs zamirinin ilgi hâli çekimi ise béznéñ (11/17) ~ bézém “bizim” (38/21) şeklinde olup béznéñ şekli günümüz Tatar Türkçesinde de kullanılan şekildir. Ayrıca 1, 2 ve 3. teklik şahıs zamirlerinin çıkma hâli çekimleri bugünkü Tatar Türkçesinde ilerileyici benzeşmenin sonucu olarak minnen, sinnen, annan şeklindedir.

12. Maîşet’te işaret zamirlerinin çekiminde de bazı ikili hatta üçlü

kullanımlar vardır ve bu kullanımları ile Maîşet, bugünkü Tatar Türkçesinden

farklılıklar görterir. Maîşet’te /bu/ işaret zamiri bütün hâl çekimlerinde istikrarlı

değildir: bunıñ (19/4) ~ monıñ (25/1), bunı (41/10) ~ monı (53/3), buña (23/10) ~

bunġa (14/5) ~ buñġa (10/1) ~ monġa (20/5), bunda (16/1)~ monda (4/14), bundan

(17/9) ~ mondan (38/15). Bunların bugünkü Tatar Türkçesinde aldığı şekiller şöyledir: monıñ, monı, moña, monda, monnan. Maîşet’te /şu/ ve /şul/ olarak geçen işaret zamirinin yönelme hâli çekiminde de standart bir durum görülmez: şuña (2/6) ~ şuñġa (13/9). Bunlardan şuña bugün kullanılmaktadır. /ul/ işaret zamirinin

yönelme hâli çekiminde de aña (31/2) ve anġa (10/24) gibi ikili bir şekille

karşılaşılmaktadır. Bunlardan aña şekli bugün kullanılmaktadır. Ayrıca /bu/, /şul/,

/ul/ işaret zamirlerinin çıkma hâli çekimleri bugünkü Tatar Türkçesinde ilerileyici benzeşmenin sonucu olarak monnan, şunnan, annan şeklindedir.

kesin gelecek zaman, geniş zaman çekimlerinde kullanılan “zamir kökenli şahıs ekleri”, teklik ve çokluk 1. ve 3. şahıs çekimlerinde bugünkü Tatar Türkçesinden

farklılık göstermektedir: Teklik 1. şahıs çekimlerinde -mın/-mén ekinin yanında -m,

-(u)m eki, Teklik 3. şahıs çekimlerinde ise bugün kullanımdan düşen -dır/-dér eki

kullanılmıştır. Çokluk 1. şahıs çekimlerinde -mız/-méz ekindeki /m/ sesi, bugünkü

Tatar Türkçesinde /b/’ye dönüşüp -bız/-béz hâlini almıştır. Çokluk 3. şahıs

çekimlerinde ise Maîşet’te sadece -lar/-ler eki kullanılıyorken bugünkü Tatar

Türkçesinde /n/ sesiyle biten zaman eklerinden sonra (-ġan/gen; -ḳan/-ken) -nar/-ner de kullanılmaktadır:

Teklik 1. Şahıs Çekimleri: yaratam “seviyorum” (23/1); min Ḫalid Abzıy ḫatunı bulurummı ni? “Ben Ḫalid Abzıy hatunu mu olacağım?” (51/20).

Teklik 3. Şahıs Çekimleri: şādlanġandır “mutlu olmuştur” (29/22); borçıladır “kaygılanıyor” (71/5); kimçélék bulaçaḳdır “kusur olacaktır” (26/3).

Çokluk 1. Şahıs Çekimleri: ükénéçge ḳalamız “pişmanlığa düşeriz” (43/12), irtege taġı küréşérméz “sabaha tekrar görüşürüz” (59/19).

Çokluk 3. Şahıs Çekimi: kiyevge birgenler “evlendirmişler” (10/21).

Maîşet Bugünkü Tatar Türkçesi

te kli k 1.ş. -m,-(U)m, -mın/-mén -mın/-mén 3.ş. -ø;-dır/-dér ø çokluk 1.ş. -mız/-méz -bız/-béz

3.ş. -lar/-ler -lar/-ler, (n) -nar/-ner

14. Maîşet’te görülen geçmiş zaman, şart ve istek çekimlerinde kullanılan “iyelik kökenli şahıs ekleri”, çokluk 2. şahıs çekimlerinde bugünkü Tatar

Türkçesinden farklıdır: Çokluk 2. şahıs çekimlerinde -ñız/-ñéz ekinde /ñ/ sesi

bugünkü Tatar Türkçesinde /g, ġ/’ye dönüşüp -ġız/-géz hâlini almıştır: Çokluk 1.

Şahıs Çekimleri: kiñeşdéñézmé “danıştınız mı?” (44/12); (40/1), ésteseñéz “isteseniz” (57/10); elbette béleséñéz bik kilür “ çok da bilmek istersiniz” (33/3).

Maîşet Bugünkü Tatar Türkçesi

çokluk 2.ş. -ñız/-ñéz -ġız/-géz

15. Maîşet, teklik 1, 3. ve çokluk 2, 3. şahıs emir çekimlerinde bugünkü

Tatar Türkçesinden farklılık göstermektedir: Teklik 1. şahıs emir eki hem Maîşet’te

hem de bugünkü Tatar Türkçesinde -ıym-iym şeklindeyken Maîşet’te tesbit edilen

bir misalde -ayım şeklindedir: yeş ḫatun alayım “genç hatun alayım” (10/4). Teklik 3. şahıs emir eki bugünkü Tatar Türkçesinde düz-dar ünlülü -sın/-sén şeklindeyken Maîşet’te hem düz-dar ünlülü -sın/-sén hem de yuvarlak-dar ünlülü -sun/-sün

şeklindedir. Çokluk 2. şahıs emir eki Maîşet’te geniz n’li -ñız/-ñéz olarak çekime

giriyorken bugünkü Tatar Türkçesinde /ñ/ fonemi ünsüz değişimine uğrayarak -ġız/

-géz hâlini almıştır. Maîşet’te yuvarlak-dar ünlülü çokluk 3. şahıs emir eki -sunlar/ -sünler, bugünkü Tatar Türkçesinde ilerileyici benzeşmeye uğramış olup düz-dar

ünlülü -sınnar/-sénner şeklindedir: Teklik 3. Şahıs Çekimi: éş apaçıḳ bélénsün “iş

apaçık bilinsin” (57/15).Çokluk 2. Şahıs Çekimi: süzéne ḳarañız “sözüne bakınız” (49/21).Çokluk 3. Şahıs Çekimi: ni éşlesünler? “ne yapsınlar?” (51/10).

Maîşet Bugünkü Tatar Türkçesi

teklik

1.ş. -ıym/-iym, -ayım -ıym/-iym

3.ş. -sın/-sén, -sun/-sün -sın/-sén

çokluk

2.ş. -ñız/-ñéz -ġız/-géz

3.ş. -sunlar/-sünler -sınnar/-sénner

16. Maîşet’te ünlü/ünsüz uyumuna uymaksızın düz-dar (ı, é) ve yuvarlak-dar (u, ü) ünlülerle çekime giren görülen geçmiş zaman eki, bugünkü Tatar Türkçesinde ünsüz uyumuna uyarak sadece düz-dar ünlülerle çekime girmektedir: sézné ṭapdım “sizi buldum” (39/20), añlaturġa ṭırışdum “anlatmaya çabaladım” (20/21).

Maîşet -dı/-dé, -du/-dü

Bugünkü Tatar Türkçesi -dı/-dé, -tı/-té

farklı olarak Türkiye Türkçesinde öğrenilen geçmiş zaman kipi için kullanılan -mış/ -méş (<-mış/-miş) eki ile çekime girmiş örneklere rastlanılmıştır: ṣanalmışdır

“sanılmıştır” (51/4), birméşdér “vermiştir” (9/13), ülüp kitméşlerdér “ölüp

gitmişlerdir” (26/1).

18. Maîşet’te, şimdiki zaman ifadeli geniş zamanda teklik ve çokluk 3. şahıslarda zarf-fiil eki -A’nın tur- fiilinin geniş zaman eki almış biçimi olan turur ile kurdukları -adır/-edér(ler),-ıydır/-iydér yapısı ile -dır/-dér ekini almadan oluşturulan yapı beraber kullanılmıştır. Bu yapı bugünkü Tatar Türkçesinde kullanılmamaktadır: éçém poşa “canım sıkılıyor” (71/3), kéşélékden çıḳadır “insanlıktan çıkıyor” (25/14), yul ézliydér “çare arıyor” (9/17), dünyādan kitedérler “dünyadan gidiyorlar” (22/15).

Teklik ve Çokluk 3. Şahıs

Maîşet -a/-e,-y,

-adır/-edér(ler), -ydır/-ydér Bugünkü Tatar Türkçesi -a/-e,-y

19. Maîşet’te, Osmanlı Türkçesinin tesiriyle günümüz Tatar Türkçesinden farklı olarak Türkiye Türkçesinde şimdiki zaman kipi için kullanılan eklerden biri olan -mAktA (>-maḳda/-mekde)’nın teklik 1. şahıs, teklik ve çokluk 3. şahıs

çekimleriyle karşılaşılmıştır: télemekdemén “dilemekteyim” (41/11), yaşamaḳdadır

“yaşamaktadır” (67/17), açılmaḳdadır “açılmaktadır” (25/21), ḳalmaḳdalardır

“kalmaktalardır” (48/23), ézlemekdelerdér “aramaktadırlar” (25/19),

20. Maîşet’teki geniş zamanı bugünkü Tatar Türkçesinden ayrı kılan

özelliklerden biri, bugünkü Tatar Türkçesinde -ar/-er, -ır/-ér, -r olarak çekime giren

eklerin Maîşet’te yuvarlak-dar ünlülerle -ur/-ür şeklinde de kullanılmasıdır. Bir diğer özellik ise 1. şahıs çekiminde hem zamir kökenli hem de iyelik kökenli şahıs ekleriyle çekime girmesidir: onutırmınmı? “unutur muyum?” (52/1), bulurummı ni? “olurum mu ki? (51/20), ögrenür “öğrenir” (46/9).

Geniş Zaman Ekleri Teklik 1. Şahıs

Maîşet -ar/-er, -ır/-ér, -ur/-ür, -r -mın/-mén, -(U)m

21. Maîşet’te, Osmanlı Türkçesinin tesiriyle bugünkü Tatar Türkçesinden farklı olarak Türkiye Türkçesinde istek bildiren -mAk éste- (<-mAk iste-) yapısıyla da karşılaşılmaktadır: almaḳ éstedégéné “almak istediğini” (39/10), parlanmaḳ éster idém “evlenmek ister idim” (40/1).

22. Maîşet’te, Osmanlı Türkçesinin tesiriyle bugünkü Tatar Türkçesinden

farklı olarak Türkiye Türkçesinde gereklilik bildiren -mAk kirek (<-mAk gerek) ve

-mAlI yapılarına da rastlanılmıştır: ni éşlemek kirek? “ne yapmak lazım?” (9/6); bélgértmeliséñ “belirtmelisin” (44/6).

23. Türkiye Türkçesinde geçmiş zaman bildiren -dıḳ/-dék sıfat-fiili ile Osmanlı Türkçesinin etkisinden dolayı bugünkü Tatar Türkçesinden farklı olarak Maîşet’te de karşılaşılmıştır: baya söyledégémçe “demin söylediğim gibi” (24/4), éçénde ṣaḳladıġı açuvnı “içinde sakladığı öfkeyi” (61/16).

24. -a / -e zarf-fiilinin olumsuz şekli bugünkü Tatar Türkçesinde -mıy/-miy şeklindedir. Maîşet’te, günümüz Tatarcasından farklı olarak -mıy/-miy şeklinin yanı

sıra -y ekinin vokali daraltmadığı -may/-mey şekli de kullanılmıştır: küz ṣalmıy

“bakmadan” (7/4), bér çāre ṭapmay “bir çare bulmadan” (53/1).

25. -ġan/-gen sıfat-fiilinin üzerine isim hâl eklerinden +ġa/+ge getirilerek kalıplaşan -ġanġa/-genge zarf-fiili Maîşet’te sebep belirten cümlelerde kullanılmıştır.

Bugünkü Tatar Türkçesi gramerlerinde böyle bir kullanıma rastlanılmamıştır: yaḫşı

küñéllé bulġanġa “iyi kalpli olduğu için” (2/18).

26. Bugünkü Kıpçak lehçelerinden Kazakça ve Kırgızcada bulunan fakat Tatarcada kullanımda olmayan ve Türkiye Türkçesindeki -madan/-meden zarf-fiiline

denk gelen -mayınça/-meyinçe zarf-fiil eki ile Maîşet’te -p zarf-fiilin olumsuzu

olarak karşılaşılmıştır: oyalmayınça “utanmayıp” (44/5).

27. -r, -Ar, -Ir / -Ur + -mAz ekleriyle kurulan ve Türkiye Türkçesinde kullanımı yaygın olan bu zarf-fiil ile Osmanlı Türkçesinin etkisi sonucunda bugünkü

Tatar Türkçesinden farklı olarak Maîşet’te de karşılaşılmıştır: yidé yeşéne kilür

kilmes “yedi yaşına gelir gelmez” (28/5).

28. Görülen geçmiş zaman kipi kuran -DI / -DU ekiyle mI/mU soru ekinden

oluşan -DI/-DU mI/mU şekli, Türkiye Türkçesinde bazı durumlarda zaman zarfı

Osmanlı Türkçesinin tesiriyle bugünkü Tatar Türkçesinden farklı olarak Maîşet’te görülmektedir: buş vaḳtı buldımı “boş vakti olduğunda” (33/9-10).

29. Bugünkü Tatar Türkçesinde mahallî ağızda değişikliğe uğrayan alıntı

kelimeler, Maîşet’te aslına uygun bir şekilde yazılmışlardır: ādem <Ar. “insan,

adam, kişi” (2/9) > adem > edem; <Ar. “âdet, alışkanlık, huy” (3/6)

> ġadet; ḳl <Ar. “akıl” (6/8) > ġaḳıl; bīçāre <Fars. “çaresiz” (10/16) > biyçara; dünyā <Fars. “dünya, yeryüzü” (2/21) > dönya; ḳāżī <Ar. “kadı” (4/11) > ḳazıy. Bazı alıntı kelimeler ise hem aslına uygun olarak hem de bugünkü Tatar

Türkçesindeki ağız özelliklerine göre yazılmıştır: <Ar. “mânâ” (27/17),

meġne (34/15); <Ar. “yani” (24/23), yaġniy (46/23).

30. Bugünkü Tatar Türkçesinde fazlaca kullanılan Rusça kelimeler, Maîşet’te

parmakla sayılacak kadar azdır: gaspoda “bir isimden önce veya yalnız

kullanıldığında bay, bey, beyefendiye eşdeğer, çoğu zaman saygı gösteren Rusça bir

isim” (32/13), ışkaf (şkaf) “dolap” (37/19) natariyus (notarius) “noter” (63/19)

poçtalyun (pochtal’on) “postacı” (61/14), popoçitel “yetimi kendi evine alan, 18 yaşına kadar koruyan” (3/12), prastoy (prostoy) “basit” (49/14).

31. Maîşet’te, dönemin imparatorluk dili Osmanlı Türkçesinin kelime

hazinesinden örneklere rastlanılmıştır: döşén- (2/19), dün- (25/15), çalış- (27/2),

éste- (62/6), eyle- (74/1), daha (26/17), duġrı (2/11).

Bu farklılıklar, bize, eski yazı geleneğine haiz Tatar Türkçesiyle yazılan Maîşet adlı metnin, henüz Tatar Türkçesine ait mahallî unsurların Tatar yazı diline tam olarak girmediği ve Tatar Türkçesine ait mahallî özelliklerin alfabede tam olarak gösterilmediği lakin gösterilmesinin gerektiği tartışmalarının başladığı bir zamanda yani edebî Müşterek Orta Asya Türkçesi ile konuşma diline dayalı ve mahallî unsurlarla yeni bir yazı dili hâline gelen/getirilmeye çalışılan Tatar Türkçesi arasındaki geçiş döneminde yazıldığını gösteriyor. Bu geçiş döneminde, Kazan

ağzına dayanan edebî bir dil oluşturma amacıyla yazılan Maîşet, kelime varlığı ve

dil bilgisi yapıları yönünden devrinin imparatorluk dili olan İstanbul Türkçesinden

izler taşımaktadır. Bu durum, bize Maîşet’in Ayda, Devlet ve Sadi’nin iddialarının

KAYNAKÇA

AHĠNCANOV, Sercan M. (2014) Türk Halklarının Katalizör Boyu Kıpçaklar (Çev.

Kürşat Yıldırım), İstanbul: Selenge Yayınları.

AKPINAR, Yavuz vd. (2005) İsmail Gaspıralı: Seçilmiş Eserleri 1 Roman ve Hikâyeleri, İstanbul: Ötüken Neşriyat.

ARAT, Reşit Rahmeti (1987) Makaleler I (Haz. Osman Fikri Sertkaya), Türk

Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları: Ankara: Seri IV - Sayı A. 20.

ARGUNġAH, Mustafa (2013) Tarihî Türk Lehçeleri Çağatay Türkçesi, İstanbul:

Kesit Yayınları.

ARGUNġAH, Mustafa vd. (2010) Tarihî Türk Lehçeleri; Karahanlıca, Harezmce, Kıpçakça Dersleri, İstanbul: Kesit Yayınları.

ARSAL, Sadri Maksudi (2018) Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları, Milliyet Duygusunun Sosyolojik, Psikolojik ve Tarihi Temelleri Üzerine Araştırmalar, (Haz.

Gönül Pultar), Ankara: Ötüken Neşriyat.

AġCI, Ufuk Deniz (2012) Mirzā Aḫmed bin Mirzā Kerīm, Mûsâ-nâme, Konya: Palet

Yayınları.

ATA, Aysu (2014) Çağatay Türkçesinin İlk Devresi Harezm-Altın Ordu Türkçesi,

Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları.

BAYRAMLI, Ayşen Uslu (2007) “Sadri Maksudi‟nin Ölümünün 50. Yılı Anısına: Sadri Maksudi‟nin Hayatı ve Maksudi‟nin Az Bilinen „Maîşet‟ Romanı Hakkında”,

Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Balıkesir: S. 17: 101-109.

DEVELLĠOĞLU, Ferit (2010) Osmanlıca-Türkçe Ansiklopodik Lûgat, Ankara:

Benzer Belgeler