• Sonuç bulunamadı

1. YAPIM EKLERİ

2.3. FİİL ÇEKİMLERİ

2.3.2. BİRLEŞİK ÇEKİMLER

2.3.2.1. Hikâye

2.3.2.1.2. Şimdiki Zaman İfadeli Geniş Zamanda Hikâye

-a / -e idé, -adur idé, -ıy / -iy idé, -ıydır / -iydér idé -maḳda / -mekde idé

Teklik 1. Şahıs Çekimi:

Elé yazuv yaza bélgenéné de ṭabup bulmas dip ḳurḳa idém. Şimdi yazı yazabildiğini

de bulup olmaz diye korkuyordum.” (38/16), Şul Fātiḥné uġılım kébi kürép yarata

idém. “Şu Fātiḥ’i oğlum gibi görüp seviyor idim” (55/12), Kiyevge baruv digeç hervaḳt öylenmegen yeş kéşé uylıy idém. “Damada varmak denince her zaman

evlenmeyen genç kişi düşünüyor idim.” (51/17), Hervaḳt ḳayçan ġına siña barup

ṭora başlarmın iken, dip uylıy idém. “Her zaman ne zaman sana gelip hayat sürerim acaba, diye düşünüyor idim”. (52/16-17)

Teklik 3. Şahıs Çekimi:

Dünyāda iskélékden söygen nersesé yuḳ idé. Her éşde iskéçe buluvnı, evvelgéçe toruvnı yarata idé. “Dünyada eskilikten (başka) sevdiği şey yok idi. Her işte eskisi

gibi olmayı, … durmayı seviyor idi.” (2/21-22), Medresege bundan başḳa

bundan başka Ramazan’da zekat getirmek, yemeklere davet etmek gibi çok iyilikler

yapıyor idi.” (3/14-15), Alarnıñ alga kitken éşleréné yuldan çıḳarırġa ṭırışa idé.

“Onların yoluna giren işlerini yoldan çıkarmaya gayret ediyor idi.” (6/11-12), Kübésénçe aḳça arḳasında télegenéné buldıra da idé. “Çoğunlukla para sayesinde dilediğini yaptırıyor idi.” (6/19-20) Ḥalīme Abıṣṭay, Ḫālid Aġaynı söygen kébi Ḫālid Aġay da Ḥalīmené çın küñélénden yarata idé. “Ḥalīme Abıṣṭay’ın Ḫālid Aġay’ı sevdiği gibi Ḫālid Aġay da Ḥalīme Abıṣṭay’ı gerçek gönülünden seviyor idi.” (7/10- 11) Üzénden ni géne ṣorasalar cevāb birürge ögrenken idé hem anġa kiñeşke barġan kéşéler de süzéne ışana idé. “Kendine ne sorsalar cevap vermeyi öğrenmiş idi ve ona

tavsiye için gelenler de sözüne inanıyor idi.” (12/1-2) Üzé de 3-4 méñ ṣuma iyesé

bulup üz ṣumasından başḳ “Kendi de 3-4 bin

suma sahibi olup kendi sumasından başka bazı inançlar ile işini büyütüyor idi.”

(15/2-3), Anıñ ḳara ḳaşları, ozın saçları, nefīs söyekleré, aḳ nūrlı yözé, temlé süzé,

caġımlı ḳılanışları her kürkenéné ṣoḳlandıra idé. “Onun kara kaşları, uzun saçları, nefis kemikleri beyaz nurlu yüzü, tatlı sözü, gönül okşayıcı hareketleri ker görenini

hayran bırakıyor idi.” (46/3-4), Ḫālid Aġay üz maḥalleséndegé medresenéñ faḥrī

müdīré (popoçitel) bulup uṭun, kiresin, kizüvlernéñ yalları herbéré anıñ aḳçası ile ütele idé. “Ḫālid Aġay kendi mahallesindeki medresenin fahri müdürü olup odun,

kiresin, nöbetçilerin ücretleri (3/12-13-14), ṭorup nādānlarnıñ

yuḳ ne idé. “Âlimlerin hakir görülüp cahillerin el üstünde

tutulmasını garipsiyor idi.” (5/5-6), İstirāhat iterge yaramayınça hervaḳtda ṭav

ḳılup uṭırırġa tiyüşlé dip béle idé. “İstirahat etmek yaramayınca her zaman dağ eteğindeki zahitler gibi sadece ibadet edip

kalmak gerekli diye düşünüyor idi.”(17/23-24,18/1), Fātiḥ tīz öylenüv kireklégéné,

ḥabbet kébi ḳalb rāhatları bulġanını añlasa da ḳaydan öylenüv ḥaḳında fikré bik tirbene idé. “Fātiḥ tez evlenmenin gerekliliğini, evlenmekte aile saadeti, muhabbet gibi kalp rahatları olduğunu anlasa da evlilik

hakkındaki fikirleri pek değişiyor idi.” (36/5-6), Barup kiçlerde ḳaytḳanda ḳıpḳızıl

bulup isérüp ḳaytadur idé. “Gidip akşamlarda döndüğünde kıpkırmızı olup şarhoş

olup dönüyor idi.” (17/15), Üzénéñ bu uyını dürüstke çıġarurġa törlé delīller de

söyliy idé. “Kendinin bu fikrini hakikate çıkarmak için törlü türlü deliller de

uylıy idé. “Her işte her doğruda kendi fikrini doğru, aklını hakikat diye düşünüyor

idi.” (3/4), Alay bulsa da Ḥ

bulġalıy idé. “Öyle olsa da Ḥālid Aġay ile öğrenciler arasında çoğunlukla kavgalar

da olup duruyor idi.” (3/18-19), Barup ḳotırtuvçı kéşélernéñ süzleréne ḳarap

medresege barup uḳuvlarını kiléştérmiy, şākirdlerné törléçe borçıy idé. “Gidip tahrikçi kişilerin sözlerine bakarak medreseye gidip okumasını geliştirmiyor,

öğrencileri çeşit çeşit teleşlandırıyor idi.” (3/21-22-23), Anda hīçbér nāçār uylar,

bozıḳ fikrler kürénmiy idé. “Onda hiçbir kötü düşünceler, bozuk fikirler görünmüyor idi.” (27/22), Kāmil Efendénéñ gezitler uḳuvını medrese ḫalḳı kübésé yaraṭmıy idé. “Kāmil Efendé’nin gazeteler okumasını medrese halkının çoğu sevmiyor idi.”

(30/18), Fātiḥ maturlıḳġa isé kitmiy digeç de alaçaḳ tutaşınıñ ṣuḳır, aḳṣaḳ buluvını

télemiy idé. “Fātiḥ’in güzelliğe (karşı) aklı gitmiyor deyince de alacağı kızın kör,

topal olmasını dilemiyor idi.” (36/17-18) Ḫ ḳvānı bérde

ayırmıydır idé. (5/3), Kübésénçe mescidge hem barġalıydır idé. “Ḫālid Bay âlim ile

takvayı hiç ayırmıyor idi.” (17/1), Ḥüseyin Baynıñ küp şākird arasında bérniçe

yaratḳan şākirdleré de bulġalıydır idé. “Ḥüseyin Bay’ın çok şakirt arasında sevdiği

birkaç şakirt de oluyor idi.” (18/10-11), Şul ḳadar küñéléne bérkétüp uḳıydır idé.

“Şu kadar gönülüne bağlayarak okuyor idi.” (47/13-14), Uḳuvlarınıñ, uḳıtuvlarınıñ

da üzénéñ nādān fikréne muvāfıḳ buluvını téliydér idé. “Okumalarının, okutmalarının da kendi cahil fikrine muvafık olmasını diliyor idi.” (3/20-21), “Raḥmet siña’ytem, miném baḫtım açıluvına sin sebeb buldıñ.” dip eytkeliydér idé. “‘Teşekkürler, sana söylüyorum, benim bahtımın açılmasına sen sebep oldun.’diye

söyleyip duruyor idi.” (8/13-14), Ammā Ḥüseyin Abzıy alarnı péşérüvné bérde

ḳūl kürmiydér idé. “Ama Ḥüseyin Abzıy onları pişirmeyi hiç makul görmüyor idi.” (16/9), Bīçāre sizmiydér idé. “Biçare sezmiyor idi.” (22/13), Fātiḥ ḳayda üzé bozıluv, başḳalarını ḫorlıḳ éşlerden tuḳ

“Fātiḥ’in nerede kendinin bozulması, başkalarını kötü işlerden durdurmak için vaazlar, öğütler söylüyor idi.” (34/22-23); “Tuġrı kilgende faḳīrlerné medresege ṭutırmaḳda idé. “Fırsat çıktığı için fakirleri medreseye doldurmakta idi.” (5/17-18- 19), Fātiḥġa bötünley küñél birüp tīzden nikâhlı zevce olmaḳnı kötüp tormaḳda idé. “Fātiḥ’e tamamıyla gönül verip hemen nikâhlı zevce olmayı bekleyip durmakta idi.” (51/5-6), Şunıñ öçün Ḫālid Aġay uġılına hīç sebebséz könden kön düşmānlanmaḳda

idé. “Şunun için Ḫālid Aġay oğluna hiç sebepsiz günden güne düşman olmakta idi.” (61/1-2), Fātiḥ ḳız ḳatına her kön yörémekde idé. “Fātiḥ kızın yanına her gün gitmekte idi.” (60/22)

Çokluk 1. Şahıs Çekimi:

“Sin selāmet ḳt ḫ

birgen idém, bérbérémézné şul ḳadar yarata idék. “‘Sen sağlıklı olduğunda ömrümde (senin) üstüne hiçbir zaman hatun almam.” diye sözler vermiş idim. Birbirimizi şu kadar seviyor idik.” (69/19-20)

Çokluk 3. Şahıs Çekimi:

Şuñar küre şākirdler, Ḫālid Aġaynı yaratalar idé. “Şuna göre öğrenciler, Ḫālid Aġay’ı seviyorlar idi.” (3/15-16), Ḥālid Aġay télegençe bulurġa anġa ḳarşı kilmeske ṭırışalar idé. “Ḥālid Aġay’ın dilediğince olur, ona karşı gelmemeye gayret ediyorlar idi.” (3/17), Mümkin bulmaġanını bik kölüp söyliyler idé. “Mümkün olmadığını pek gülerek söylüyorlar idi.” (5/2-3)

Etkeyéñe kértüv iḥtimālé yuḳ iken, dip ümīdéné kisüp anası ile bik rāḥat kön itmekde idéler. “Babanın girmesinin ihtimali yok imiş, diye ümidini kesip annesi ile pek rahat yaşamakta idiler.” (66/15-16-17)

Benzer Belgeler