• Sonuç bulunamadı

Eleştirinin amacı anlamaktır. Sanat eleştirisinin temel amacı, sanat eserinde bireyi etkileyen nedenleri anlamaktır. Eleştiri sanat hakkında konuşmaktır. Sanat eleştirisinin ortak paydası, bir sanat nesnesinin seviyesini ve değerini tespit etmektir (Boydaş, 29–33).

Sanat objelerine bakma açısından, onların anlam ve değerleri içinde içselliğini en çok ortaya çıkartacak yolu bulmaya ihtiyacımız var. Bir sanat yapıtı, eğitilmiş gözlemci için bilgi üretmesine rağmen, biz öncelikli olarak onun

mükemmelliği ile ilgili bilginin nasıl olduğuyla ilgileniriz. Bizim ana amacımız üzerimizde etki bırakan sanat eserlerindeki durumları anlamaktır. Sanat eleştirisinin ikinci amacı, belki de birincisi kadar önemli olanı zevk veya hazdır. Sanattan aldığımız haz iki şeye bağlıdır: Nesnenin kendisinde var olan kalitesi ve onu görmedeki kendi deneyimimizi kullanma kapasitemiz. Böylelikle sanat eleştirisi, kendi bilgimize odaklanırken ve bir estetik durumda deneyim kazanmayı öğrenirken ondan zevk almamızı arttırmalıdır. Fakat, eleştirmenler tarafından bulunan bilgi kendi tatminkarlık kaynağını oluşturur. Kendi dünyalarında ortaya çıkan bir çalışma hakkındadır ve bu çalışma içinde kendi var oluşlarının anlamı üzerinde yoğunlaşırlar. Bir sanat eserine bakarken depresyona uğramış, cesaretlendirilmiş, ürkütülmüş, heyecanlandırılmış, sinirlendirilmiş veya sakinleştirilmiş olduğumuzu keşfedebiliriz. O zaman, nedenleri bilmek istiyoruz (Feldman,1987).

Eleştirmenler keşfettikleri şeyleri ortaya çıkartarak, anlama ve hoşlanma kapasitemizi genişletirler. Bu yaklaşımla, sanat eleştirisi tıpkı öğretme gibidir. Sanat hakkında fikirlerin iletişimidir.

Haz ve anlamın araştırması sanat eleştirisinin yalnızca tek fonksiyonu değildir. Bulduğumuz şeyleri paylaşma gibi gerçek bir arzumuz da vardır. Başka birinin tepkileri hakkında düşünmeksizin bir şeyden hoşlanmak veya tanımak oldukça güçtür. Bu nedenle olsa gerek kitaplardan, filmlerden, müzikten, sanattan konuşuyoruz ve diğerlerinin de aynı cevapları, tepkilere sahip olup olmadığını bulmak istiyoruz. Kendi fikir ve yorumlarımızı kabul ettirmek için onları zorlamak istiyoruz. Böylece, eleştiride her zaman sosyal bir motivasyon vardır. Bu ne olursa olsun tahmin ediyoruz ki sanat kritiği sanattan bahseder. Neden sanat hakkında konuşmaktan hoşlanıyoruz? Çünkü utanmış olmaksızın duygularımızı en iyi iletmenin yollarından biri sanat (Feldman 1987, 453).

Sanat eserinin mantıklı bir şekilde gözlenmesi, eleştiri aktivitelerine katılanlara eserin değerini, eserin yapısına dayanan nedenlere bağlamalarını sağlamaktadır. Böylece bilinç ve hislerin estetik bilgiyle birleşmesiyle oluşan sezgiler, estetik anlatımda sanat eserinin nerelerde başarılı veya başarısız olduğunu belirtecektir. Kaelin konusallığı kabul etmemekte ve herkesin inandığı fakat yanlış

olan bir etkileşim olduğunu belirtmektedir. Bu fikirlerin etkisiyle birçok araştırmacının uyguladığı bir teknik olan “parantezleme” estetik beğenisi gündeme gelmiştir. Burada estetik objenin, insanların beğenisini nasıl etkilediği üzerinde durulmaktadır. Böylece sanat izleyicileri sanat eserinde gözlenen fiziksel karakter ile estetik arasındaki farkın farkına varırlar (Cromer 1990, 223).

Eleştirinin sunduğu kabul edilmiş amaçlarından biri, bir sanat nesnesinin sıralanması ile diğerini oluşturmaktır. Gerçekten de, yukarıda söz edilen amaçlar bir işin “nasıl iyi” olduğuna dair öncelikli olarak yargılamak için düşünülebilir. İşte sürekli bir insan eğilimiyle yüzleşiyoruz, bir şeyin bir şeyden daha iyi olduğunu veya bir şeyden daha değerli olduğunu söyleme ihtiyacı duyuyoruz. Bu, muhtemelen neyin değerli olduğunu sürdürme isteğimizden ve ciddi bir disiplin olarak bir insan motivasyonunun sanat eleştirisi gelişimini açıklamak olabilir. O halde neyin iyi, daha iyi veya en iyi olduğuna dair yargı için bir temel yaklaşıma ihtiyacımız var. Niçin? Çünkü hoşlandığımız şeyin hakkını güvende hissetmek istiyoruz. Buna ek olarak, ün, zenginlik ve prestij bizim eleştirel yargılarımızda köklenmişlerdir. Bazı açılardan sanat tarihi, sanat eserlerini ve sanatçıları ayırmak için bir çaba olarak başladı. Sonra, sanatçıların büyüklüğü gerçekleştirildiğinde, özellikle sanat simsarlarının onları satmaya başladıkları zaman sanat eserlerinin orijinalliğini gerçek olmayan değerlerini belirlemede disiplin gerçekleştirildi (Feldman 1987, 454).

Sanat eleştirisi, sanatsal bir esere karşı verilen duyarlı, estetik bir tepkidir. Mehmet Fuat’a (1994) göre; bir sanat yapıtı için, nedenlerini belirtmeden, iyi-kötü demek ya da bir sanatçı için, ayaküstü, başarılı-başarısız demek de eleştiridir. Kurallara uymasa da bir değerlendirmedir. Oysaki sanat eleştirisi öncelikle eser ile ilgili bir değerlendirmedir. Eserin plastik dili ve değeri, kullanılan yöntem ve tekniğin özgünlüğü belirleyicileridir. Bir diğer eleştiri ise sanatçısı ile ilgilidir. Sanatçının bulunduğu toplumsal, sosyal-çevre etkileri, kültürel özellikleri, psikolojisi, dünya görüşü, kişiliği, eğitimi gibi kriterler üzerinden bir değerlendirmeye gidilebilir (Artut, 2007: 33-34).

Metinlerin, resimlerin, kentlerin, yüzlerin, hareketlerin ve manzaraların okunabilirliği üzerine yeni bir dünyadır eleştiri. Görünenin altındaki derin yapının ve sistemin incelenmesi yorumlanması ile farklı bir gerçekliğe ulaşabilmektedir insan. Resim, anlatmak istediği şeyin dışında, sadece görsel bir nesne, bir yaratı olarak, aynı zamanda bir tür haz kaynağıdır. Resimleri yorumlama ve çözümleme noktasında birçok farklı yöntem vardır. Görünenin verdiği hazzın yanı sıra bu anlamları çözmek sanat eserinin özüne inmektir bir anlamda (Akbulut, 2006: XI-XV).

Bir sanat yapıtına önce bakarız, sonra düşünürüz, en son olarak da eylem yaparız. Daha derin bir incelemede, Örneğin; göz dikip bakma durumunda sürekli yeniden yargılamalarla beliren duyumsal sinyaller oluşur. Bu anlaşılması zor ince duyumlar temel eylemlere katılır. Böylece yapıtla eleştirmen arasında iç bağlantılar kurulmaktadır (Ersoy 1995, 81-82-83).

Sanat eleştirisi, sanatı, sanatçıyı ve sanatsal etkinlikleri tartışmada görsel kavramları kullanmaktadır. Öğrencilerin bir eseri anlamaları sadece gördüklerini algılamaları ile değil daha derinlere ulaşabilmelerinde yatmaktadır. Bunun içindir ki sanat eleştirisi yöntemi ile görsel sanatlar dersi etkinleştirildiğinde öğrencinin bir eseri tam anlamı ile çözümlemesi kolaylaşacaktır. Öğrenciler sanat hakkında konuşmayı ve yazmayı sanat eleştirisi ile öğrenirler. Çocuklar, eleştiri ile sanat eserini anlamaya çalışırlar ve eserde bulunan özellikleri kendi bilişsel süreçlerinde değerlendirerek farklı anlamlara ulaşabilirler.

Eleştiri çoğu zaman hata bulmak gibi olumsuz bir anlamda kullanılabilmektedir. Eleştiri bir sanat nesnesini, bir olayı, durumu anlamak için yapılmalıdır. Eleştirinin özünde hoşgörü yatmaktadır. Farklı görüşler tolere edilerek böyle bir ortamda özgün analizler yapılabilir.

Dört basamaklı eleştiri yöntemi –betimleme, çözümleme, yorumlama, yargı- çabuk karar vermeden olabilecek hataları azaltır veya önyargıları giderir. Sanat eleştirisi, öğrencilere sanat eserlerinden anlam çıkarmayı öğretir. Bir sanat eserini incelerken bir estetik yargıya varmadan önce, öğrencilerin konu kompozisyon ve

anlama dikkat etmelerine yardımcı olur. Öğrencilerin estetik yargılarını geciktirir ve eser hakkında daha duyarlı tepki göstermelerine neden olur.

Sanat eseri sürecinde adı geçen dört basamak şunlardır:

ƒ Betimleme, ƒ Çözümleme, ƒ Yorumlama, ƒ Yargı.

İlk iki basamak olan betimleme ve çözümleme objektif olmak zorundadır. Yorumlama aşamasında yorum yapılmalıdır. Betimleme aşamasında öğrenciler eserde görülen bilgi objelerini ortaya çıkarırlar. Bu işlem öğrencilerin algısal, sezgisel süreçlerinin yavaşlatılmasına yardım eder. Yorumlama aşamasında betimleme ve çözümleme aşamasında elde edilen verilerle her öğrencinin bilgi birikimine bağlı olarak değişerek düşünceler ortaya çıkar. Son estetik yargı basamağında öğrenciden sanat eseri hakkında bir değer yargısı yapması beklenir. Öğrenciden eserin başarılı olup olmadığına karar vermesi istenir. Estetik kuramları bilerek esere yaklaşan öğrenci herhangi bir yargıda bulunup savunabilir (Boydaş: 2- 13).

Benzer Belgeler