• Sonuç bulunamadı

Eleştiri, etimolojik olarak Yunanca “critic” ya da “kritike” sözcüklerinden gelen ve Latinceye “criticus” olarak aktarıldıktan sonra, giderek farklı dillerde “yargılama sanatı” anlamında kullanılmaya başlanan bir kavramdır. (Şenşekerci ve Bilgin, 2008: 21)

Eleştiri kelimesi Türkçe kökenine baktığımızda, Eyuboğlu’na (1998: 228) göre “elemek” kelimesinden gelmektedir. Elemek kelimesinin gerçek anlamı ise bir bir, tek tek elden geçirmek, seçmektir. Bu anlamda eleştirel düşünme, doğru ile yanlışı, hak ile batılı birbirinden ayırma; bir bakıma bilgiyi kalitesine göre sınıflandırma işidir. Eleştirel düşünmenin yabancı literatürdeki ifadesi olan “critical thinking” ise, ölçüt (criteria) ile ilişkilidir. Çünkü kelime itibariyle kökleri aynıdır. Bu anlamda karar verme, yargıda bulunma ile ölçüt arasında önemli ve anlamlı bir ilişkinin bulunduğunun fark edilmesi gerekir. Ölçüt ile ilgili iki temel durum bulunmaktadır; ölçüt oluşturmak ve ölçüt kullanmak. Ölçüt oluşturmak ve kullanmak; savunabilirliği, temellendirmeyi ve inandırıcılığı arttırır. Ölçütlerin diğer işlevleri de karşılaştırmalara, sınıflamalara, benzerlik ve farklılıkların tespit edilmesine, önem ve öncelik sırasının belirlenmesine temel oluşturmasıdır. (Gelen vd., 2006: 15-16) Bu çerçevede “elemek” kelimesinin anlamı ile “criteria” kelimesi birlikte düşünüldüğünde bir anlamsal çerçeve oluşmakta, eleştirel düşünmede kullanılan kriterler/ölçütler, bir bakıma “elek” görevi üstlenmektedir.

Eleştirel düşünme ile ilişkili olan kavramlar ise şunlardır: 2.13.1. Kritik

Kritik (eleştirel) düşünme; açıklık, doğruluk, netlik, tutarlılık, ilgililik, kanıtlanabilirlik, sağlam nedenler, derinlik, genişlik ve hakkaniyet gibi başlıkları kapsayan fakat bunlarla sınırlı olmayan evrensel entelektüel değerleri esas alır.

Kritik düşünme; tüm muhakeme yollarında örtülü olarak bulunan bazı düşünce yapılarının ve öğelerinin incelenmesini gerektirir. Amaç, problem veya ana konu; varsayımlar; kavramlar; deneysel temellendirme; sonuca varan muhakeme, akıl yürütme ya da sonuçlar; alternatif bakış açılarından yapılan itirazlar ve referans çerçevesi bunlardandır. Eleştirel düşünme - çeşitli konu, sorun ve amaçlara yanıt niteliği taşımasından dolayı- ilmi, matematiksel, tarihi, antropolojik, iktisadi, ahlaki ve felsefi düşünmenin aralarında bulunduğu iç içe örülü düşünme biçimleriyle ortak hareket eder.

2.13.2. Tenkit

Bir konuyu ayrıntılarına varıncaya dek inceleme, geçerli geçersiz yanlarını ayırma. Bu sözcük Osmanlı aydınlarının, Arap dilbilgisi kurallarına göre, türettikleri bir dil varlığıdır. Türk yazınında daha çok eleştiri anlamında söylenir. (Eyuboğlu, 1998: 654)

“Tenkit” anlamıyla düşündüğümüzde de eleştiri, bir yandan dinimizin temel emirlerinden birisi olarak emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker içerisinde kaçınılmaz bir unsurdur.

2.13.3. Tahlil

Çözümleme demektir. Eleştirel düşünmede de olayları, olguları ve bilgileri çözümleme bu becerinin ve eğilimin önemli bir unsurudur.

2.13.4. Tahkik

Bir olayda, bilgide gerçek yanı, doğruyu aramak. Bilginin kaynağını dikkate alarak bilgiyi doğrulatmaya çalışmak demektir. Bu yönüyle tahkik eleştirel düşünce ile ilişkili bir kavramdır. Çünkü eleştirel düşüncede argümanların değerlendirilmesi, argümanların kusurlarının farkına varılması söz konusudur.

2.15.5. Muhakeme

Problem çözmede büyük düşünürler için tipik olan dört aşamadan biri kavrayış ya da aydınlamadır. Fakat gündelik problemlerden kimisi belki de çoğunluğu, kavrayışla değil başka genel iki yöntemle, mekanik yollar ve muhakeme ile çözülebilir. Mekanik yollar deneme yanılma ya da ezber şeklinde olabilir.

Deneme yanılmada insanlar nedenini fazla aramadan işe yararını bulana dek, önce bir çözüm yolunu, sonra bir diğerini sınarlar. Ezbere çözümde ise, sadece geçmişte başarıyla kullanılmış oldukları yöntemleri uygularlar. Eski problemlerine benzer yeni problemlerin çözümünde daha az düşünürler. En fazla düşünme gerektiren problem türü muhakeme yöntemlerine dayalı olanlardır. Bazen “muhakeme” ve “düşünme” aynı anlamda kullanılabilir. Fakat muhakemeyi içermeyen düşünme örnekleri de vardır. (Kazancı, 1989: 30)

Genellikle başarının, özellikle de güzel konuşup güzel yazmanın başlıca temellerinden birisi de düşünme ve muhakemedir. Birçok kimse bu melekesini gelişigüzel kullanır. Düşünce son derece muhterem olduğu halde, bazen bir kimse için: “Onun düşünceleri on para etmez” deriz. Bundan, değeri olmayan, mantıki bir sıra takip etmeyen, doğruluktan mahrum düşünceler kastedilir. Bazen de düşünmek sözü ile sadece bir şeyi tahayyül etmeyi kastederiz. Bizim, başarının şartı olarak gördüğümüz düşünce, teemmüllü düşüncedir. Bu, fikirlerin basit bir şekilde sıralanması değil, rabıtalı bir şekilde birbirini takip etmesidir. Bu kabiliyet bütün tahsil boyunca işlenerek, mantık ve matematik ilimleri ile düzenlenerek geliştirilir. Buna rağmen birçok tahsilli kimsede muhakeme düzensizliklerine sık sık rastlanır. O halde bu konu üzerine eğilerek, muhakeme düzensizliklerinden kendimizi korumayı ve kurtarmayı başarmalıyız.

Muhakemede en fazla rastlanan düzensizliklerden biri, acele genelleme yapmaktır. Bir diğeri de hatalı ikilemdir (dilemma, kıyas-ı mukassem). Bu, bir konuda birçok ihtimal bulunduğu halde, onları görmezliğe gelerek, işi iki şıkka indirmek ve kişiyi bunlardan birine kabule zorlamaktır. Bir üçüncü hata da aynı durum ve şartlarda olmayan iki ayrı şeyi birbirine kıyaslamak ve bu yanlış temelden yanlış sonuç çıkarmaya çalışmaktır. Birçok kimse hüküm ve sonuçlarda aşırı iddialı davranır; bazıları kendi tezini isbat için olayları ve delilleri çarpıtarak verir. Bazıları mantığa aykırı bir sonucu hislere hitap ederek sağlamaya çalışır; sevdiğini aşırı över, sevmediğini aşırı kötüler, karşı olduğu şahıs veya fikre fena bir isim takar, soruyu ters yönden ele alır veya anlamazlıktan gelir vs.

Tahsilde ve meslek hayatında karşılaşılacak müşkülleri çözmek için düşüncelerde orijinal ve üretici olmayı öğrenmek şarttır. Meseleleri, kendimizinkilerde dâhil olmak üzere, objektif olarak ele almalı, mantıki bir muhakeme yolu takip edebilmeliyiz.

Bir problemin çözümünde, şu mantıki merhaleleri takip etmek düşünülebilir:

1- Problemin, meselenin iyi ve doğru anlaşılması,

2- Bu konu üzerinde mümkün mertebe çok araştırma ve soruşturma yapılması, gereken bilgilerin toplanması,

3- Ortaya çıkan muhtelif çözüm ihtimallerinin tespiti, 4- Mümkün çözümlerin bir bir denenmesinin tasarlanması, 5- Bunlar içinden en iyi, en az riskli çözümün seçilmesi, 6- Nihai çözümün tatbik edilmesi. (Coşan, 2010: 25-26) 2.15.6. Tedebbür

Tedebbür, “bir işin sonucunu baştan hesap etmek” anlamına gelir. Aynı kökten gelen tedbir, tedebbürün sonucu olarak gereken önlemi almak demektir. (Kutluer, 1994: 53) Eleştirel düşünme de bir yönüyle, olası sonuçları öngörme ona göre karar verme becerisidir.

2.15.7. Tefekkür

Tefekkür kavramı da eleştirel düşünce ile ilgili kavramlardan birisidir. “Muhakkak ki göklerin ve yerin yaratılışında, gündüzle gecenin ard arda gelişinde akıl sahipleri için alametler vardır. Onlar ayakta, otururken ve yaslanmışken Allah’ı zikredip göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler.” (Al-i İmran 3/190- 191) mealindeki ayette akıl sahipleri, Allah inancıyla fikri araştırmayı bir arada götüren, entelektüel faaliyetlerini tezekkür ve tefekkürün birbirini takip ettiği, bütünlediği bir akli yapıyla gerçekleştiren insanlardır. (Kutluer, 1994: 53)