• Sonuç bulunamadı

Eleştirel Düşünme Tanımları

I. BÖLÜM ELEŞTİREL DÜŞÜNME VE MEDYA

1.1. Eleştirel Düşünme

1.1.1. Düşünme

1.1.2.1. Eleştirel Düşünme Tanımları

Farklı araştırmacılar eleştirel düşünmeye farklı açılardan bakmışlar ve kendi bakış açılarına uygun tanımlar geliştirmişlerdir. Bazıları durumu ve dünya görüşünü daha ön plana çıkarırken, bazıları tartışmaları ve kanıtı ön plana çıkarmıştır (Demir, 2006).

Munzur’un (1999) aktardığına göre, Melih Cevdet Anday, batı dillerinde “eleştiri” ve “eleştirel” anlamı taşıyan sözcüklerin kaynağını şu şekilde açıklamaktadır: İngilizce “critical”, eleştirel /

eleştiren anlamına gelirken “critique”, eleştiri anlamına gelir. Batı dillerindeki bu sözcüklerin kökeni Yunanca “kritikos” sözcüğünden gelmektedir. “Kritikos” sözcüğü ise, ilk kez Homeros destanlarına sonradan katılmış olabilecek dizeleri ayırma görevini üstlenen İskenderiyeli üç Yunan bilgini için kullanılmıştır.

İngilizcede “critical”, Osmanlıcada “tenkit”, Almancada “kritik”, Fansızcada “critique” ve Yunancada “kritike (tekhne)” sözcüklerinin Türkçe karşılığı olan “eleştiri” sözcüğünün tanımı genel olarak, Türk Dil Kurumu (2008) sözlüğünde, bir insanı, yapıtı ya da konuyu, doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme olarak, “eleştirel” sözcüğü ise “eleştiri niteliği taşıyan, eleştirisel, tenkidî” olarak tanımlanmaktadır.

Eleştirel düşünme konusunda önemli çalışmaları olan Ennis (1989), eleştirel düşünmeyi, bireyin ne yapacağı veya neye inanacağıyla ilgili karar verirken, akla uygun ve derinlemesine düşünmesi olarak tanımlamaktadır.

Cüceloğlu (1997), bir soruna yönelik bireyin kendi düşünceleri, aynı sorun hakkında diğer insanların düşünceleri ve o konuda öğrenilen bilgilerin bir araya getirilmesiyle çözmeye çalışılan soruna bir anlam vermenin, eleştirel düşünmenin amacını oluşturduğunu vurgulamaktadır.

Elder ve Paul (1994)’a göre, eleştirel düşünme, en iyi biçimde bireylerin düşüncelerinin sorumluluğunu alması olarak anlaşılabilir. Bunun için de bireylerin düşündüklerini analiz etmeleri ve değerlendirmeleri, çeşitli standartlar ve kriterler geliştirmeleri ve

düşüncelerinin kalitesini artırmak için de bu kriterleri ve standartları rutin biçimde kullanmaları gerekmektedir.

Vural ve Kutlu’ya (2004) göre, eleştirel düşünme, bir sorun üzerine akıl yürüterek (varolan durumla ilgili bilgi toplamak, hipotezleri ve argümanları belirlemek ve belirlenen argümanları tartışmak, kişisel çıkarım ve sentezlerde bulunmak) bir yargıya ulaşmaktır.

Celuch ve Slama’ya (1999) göre eleştirel düşünme, muhakemenin bileşenleri ile bağlantılıdır: Bu bileşenler düşünmenin, anahtar sorunlar veya dikkate alınan soruların, varsayımların, bakış açısı, kanıtlar, kavramlar ve fikirlerin, çıkarsamalar veya yorumların, akıl yürütmelerin imaların veya sonuçların amacıdır.

2007 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın oluşturduğu Komisyon tarafından hazırlanan “İlköğretim Düşünme Eğitimi Dersi Öğretim Programı”nda, “eleştirel düşünme” ile “ölçüt” sözcüklerinin yabancı literatürdeki ifadelerinin (critical thinking / criteria) aynı kökten geldiği, dolayısıyla bu iki sözcüğün birbiriyle ilişkili olduğu belirtilmiş; sorgulamayla ulaşılan her sonucun bir karar, bir yargılama olduğu, karar vermenin ise eleştirel düşünmenin temel özelliği olduğu üzerinde durulmuş; bu açıdan bakıldığında karar verme, yargıda bulunma ile ölçüt arasında önemli ve anlamlı bir ilişkinin bulunduğu ifade edilmiştir. Bu programda ölçüt ile ilgili iki temel durum olan, ölçüt oluşturmak ve ölçüt kullanmanın savunabilirliği, temellendirmeyi ve inandırıcılığı arttırdığı, bununla birlikte ölçütlerin, karşılaştırmalara, sınıflamalara, benzerlik ve farklılıkların

tespit edilmesine, önem ve öncelik sırasının belirlenmesine temel oluşturduğu üzerinde durulmuştur (Komisyon, 2007b).

Seferoğlu ve Akbıyık (2006)’a göre, eleştirel düşünme becerileri kısaca; ifadeleri çözümleme, ifade edilmemiş düşüncelerin farkına varma, önyargıların farkına varma, düşüncelerin farklı ifade edilişlerini arama olarak özetlenebilir.

Eleştirinin belki de en önemli özelliği, bilgiyi kişisel kanılara değil, yönteme, tartışmaya ve fikir alış verişine bırakmasıdır (Kökdemir, 2003).

Wen (1999), eleştirel düşünme ile ilgili tanımlar incelendiğinde, bazılarının eleştirel düşünmeyi bir “anlamlandırma yeteneği”, bazılarının ise “problem çözme yeteneği” olarak tanımladıklarını belirtmiş; ve eleştirel düşünmeyi, bir kişinin, bilişsel sorgulama, derinlemesine düşünme ve yeniden yapılandırma gibi bilişsel pratikleri içeren yeteneği olarak tanımlamıştır.

Eleştirel düşünmeyi tanımlamada en sistematik yaklaşım, 1988 yılı şubat ayında başlayan ve 1989 yılı kasım ayında sonlanan Delphi Paneli’nde gerçekleşmiştir. Delphi tipi çalışma modeli sonucunda uzmanların bir konsensüse vararak ortaya çıkardıkları tanım Delphi Modeli ya da tanımı olarak adlandırılmış ve Amerikan Felsefe Birliği tarafından 1990 yılında açıklanmıştır. Bu tanım şöyledir:

Anlıyoruz ki eleştirel düşünme, kararın dayandırıldığı, kanıtsal, kavramsal, metodolojik, ölçütsel veya bağlamsal değerlendirmelerin açıklamasıyla birlikte yorumlama, analiz, değerlendirme ve çıkarımla

sonuçlanan, amaçlı, öz düzenleyici bir karardır.Eleştirel düşünme temel olarak araştırmanın gerekli bir aracıdır. Bunun gibi eleştirel düşünme eğitimde özgür bırakılan bir güç ve bireyin kişisel ve toplumsal hayatı içerisinde güçlü bir kaynaktır. Bununla birlikte iyi düşünmeyle eş anlamlı olmasa da eleştirel düşünme yaygın ve kendini düzelten bir insan fenomenidir. İdeal eleştirel düşünür alışılmış bir şekilde meraklı, iyi bilgilenmiş, mantıklı bir şekilde akıl yürütmeye güvenen, açık fikirli, esnek, değerlendirmede tarafsız, kişisel önyargılarla yüzleşmede dürüst, karar verirken dikkatli, yeniden incelemeye istekli, sonuçlar hakkında açık, karmaşık sorunlarda sistematik, konuyla ilgili bilgiyi araştırmada gayretli, ölçüt seçiminde mantıklı, araştırmaya odaklanan, konu ve araştırma koşulları hakkında dikkatli olduğu kadar araştırma sonuçları hakkında da ısrarcıdır (Facione, 1990:2).

Burada, eleştirel düşünmeye ilişkin yer verilen kimi tanımlar, eleştirel düşünmenin tek bir tanımının yapılamayacağını, eleştirel düşünmenin tek bir etmenle açıklamanın olanaklı olmadığını göstermektedir. Kısaca, eleştirel düşünmenin, üst düzeyde bilişsel becerileri gerektiren, karmaşık ve kapsamlı bir süreç olduğu söylenebilir (Güven ve Kürüm, 2004).