• Sonuç bulunamadı

1.4. YaĢlılıkta Psikolojik, Sosyolojik ve Siyasal Kuramlar

1.5.5. Ekonomik Sorunlar

Yaşlılık döneminde karşılaşılan en büyük ve diğer problemlerin de temel nedenlerinden olan sorun şüphesiz ekonomik sorunlardır. Daha önceki bölümlerde de değindiğimiz gibi yaşlılıkta yaşlı bireyler bir takım psikolojik ve sosyal sorunlarla karşılaşırlar. Bunların en büyük nedenlerinden birisi de kötü ekonomik koşullardır.

Tabi bu yaşlının yaşamış olduğu ülkenin ekonomik durumuyla da yakından ilgilidir.

Hayat şartlarının giderek zorlaştığı ve pahalılaştığı bir ülkede emeklilikle birlikte de gelirin ciddi düzeyde azalmasıyla ya da ailenin geçimini sağlayan kişinin kaybı sonrasında yaşlı bireyin kendi kendini idame etmesi de zorlaşmaktadır.

Günümüz içerisinde yaşadığımız dünya giderek küreselleşmektedir. Bu da beraberinde birtakım problemler meydana getirmektedir. Bu sorunlar en fazla da yaşlı bireyler için sorun oluşturmaktadır. Globalleşme ile beraber ülkemizde de ayniyle gördüğümüz yüksek enflasyon, istihdamda problem ki bu genç nüfusun yüksek olduğu ülkelerde daha büyük bir problemdir. Tabi bunun yanında özellikle enflasyonla birlikte alım gücünün azalması ve beraberinde gelen yoksulluk, gelir dağılımında büyük adaletsizlikler gibi problemler de küreselleşmenin neden olduğu problemlerdir. Aynı zamanda küreselleşme ile birlikte dünya ülkelerinin birçoğu

33

sosyal devlet olmaktan vazgeçmişlerdir ve özelleşme her ülkenin temel felsefesi haline gelmeye başlamıştır. Tabi bu durum da yaşlı bireylerin sorunlarının daha da artmasına neden olmuştur. Örnek olarak ta sağlık alanının özelleşmesiyle birlikte ekonomik olarak zor durumda olan yaşlı bireyler yeteri kadar sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadırlar.

Yaşlıların ekonomik sorunları sadece bir çatı altında toplanamaz. İlk olarak yaşlıların en önem arz eden ekonomik sorunlarının başında gelir düzeyinin düşük olmasıdır. Bu kişiyle alakalı bir durumdur. Bir de kişiden kaynaklanmayan tamamen içinde yaşadığı ülkenin uygulamış olduğu sosyal ve politik uygulamalardan kaynaklı ekonomik sorunlar mevcuttur. Koşar‟ın da (1995: 9) ifade ettiği gibi ortalama insan ömrü giderek uzamaktadır. Bununla bağlı olarak ta emekli olan birey ya da yaşlı gelir düzeyinde çok ciddi bir düşüş yaşamakta ve hayatını idame ettirmede zorluklar yaşamaktadır. Esasında bu durum ülkelerin uygulamış oldukları sosyal politikaları da ilgilendiren bir meseledir. Çünkü ömür uzadıkça ülkeler yaşlılara yönelik onların hayatlarını kolaylaştırıcı sosyal güvenlik politikaları geliştirmek zorunda kalmaktadırlar. Sosyal güvencesi olmayan yaşlılar aktif iş yaşamından ayrıldıklarında geçimlerini sağlamaları konusunda tabii ki çok daha zorlanmaktadırlar.

Bu konuyu ülkemiz açısından değerlendirecek olursak durumun hiç te iç açıcı olmadığını söyleyebiliriz. Bizim ülkede yaşlılık döneminde bireyler çok fazla sorunla karşılaşmaktadır. Birçok yaşlı birey hayatının idamesini kamu kuruluşlarının yardımı ile sağlayabilmektedir. Tufan bu konuda 2006 yılında GeroAtlas isimli bir çalışma yapmış ve çok anlamlı bulgulara ulaşmıştır.

Bulgulara göre, “ortalama aylık geliri 100 YTL olan yaşlıların oranı araştırma kapsamına giren yaşlıların % 73‟üne ulaşmıştır. En zor durumdaki yaşlılar, dul kadınlardır. Yaşı 75‟in üzerinde olan dul kadınların % 67 sinin hiçbir geliri yoktur. Çocukları akrabaları ve komşuları tarafından bakılmakta ve desteklenmektedirler” (Tufan, 2006:

41). Yaşlı hem düşük gelire sahip hem de çevresiyle sağlıklı iletişim kurarak yaşamak durumunda kaldığında çok ciddi psik-sosyal sorunlarla karşılaşmaktadır.

Yaşlılık döneminin en önemli ekonomik sorunlarından birisi de aktif iş yaşamının isteyerek veya zorunlu olarak sonlanmasıyla gelir düzeyinde meydana gelen ciddi düşüştür. Bu durum sanayileşmenin beraberinde getirdiği istihdam sıkıntısı ve nüfusun çok hızlı artması ve de bunların yanında meydana gelen sağlık problemleriyle birleşince yaşlılar açısından son derece fazla sorunları beraberinde

34

getirmektedir. Burada da belirttiğimiz gibi bazen yaşlı isteyerek bazen de istemese bile kendinden sonra gelen nesle istihdam sağlanması açısından zorla aktif iş yaşamına son vermek zorunda kalabilir. Bu da genç emeklilik problemini beraberinde getirir. Yaşlı üretici konumundan tüketici konumuna geçer. Bu da kendisinden sonra gelen neslin yetişmesi konusunda ciddi problemleri beraberinde getirir.

Emeklilik kavramı sadece aktif iş yaşamının sonlanması anlamına gelmemektedir. Aynı zamanda Üretken bir birey olmaktan tüketici konumuna geçen bir kişi olmayı da ifade eder. Emeklilikle birlikte kişi artık yeni bir toplumsal statü ve konumla karşı karşıyadır. Tam olarak ifade edecek olursak emeklilik yaşlılığa ön hazırlık dönemidir (Baran, 1996: 29).

Aktif iş yaşamına son veren kişinin gelir düzeyi ciddi derecede düşmektedir.

Tabi yaşlı bununla birlikte yeni gelir seviyesine uygun bir yaşam sürdürmek zorundadır. Bu durum çalışırken kazanmış olduğu gelire göre hayatını düzenleyen bireylerde ciddi uyum bozukluklarına neden olmaktadır. Çünkü yaşlı işe yaramadığını kendisinin kimseye bir faydasının olmayacağı düşüncesi içerisine girmektedir. Bu durumu olabildiğince azaltmanın yolu emeklilik yaşını yükselterek bu süreci geciktirmek veya da emeklilikten sonra yaşlıların kazanç sağlayabilecekleri bir iş alanı oluşturmak olabilir (Akbayrak, 1994: 46).

Yaşlılıkta; gelirde azalma, işsizlikte artma görülmektedir. Özellikle yoksul kesimde yaşayan yaşlılarda kronik işsizlik bulunmaktadır. Bir işte çalışma güvencesi elde eden yaşlılar ise çoğunlukla düşük ücretle çalıştırılmaktadır. Sanayileşmiş toplumlarda yaşlıya iş verme ve ücret belirlemede yaş ayırt edici bir etmen olarak rol oynamaktadır. Yaşlılar yaşam düzeylerini yükseltecek gelirlerini arttıracak, yararlanabilecekleri ek iş bulmakta güçlüklerle karşılaşmaktadırlar (Emiroğlu, 1995:

41). Bireyler yaşlılıkla birlikte artık tüketici konuma geçmekte ve daha az çalışmaktadırlar.

Yaşlılıkta ekonomik sorunlar başlığını ülkemiz açısından özetleyecek olursak gerek emekli memur gerekse de işçi ve esnaf emekli olduktan sonra çok düşük maaş almaktadırlar. Bu yaşlılarımızın emeklilikten sonra hayatlarını belli bir standartın üzerinde sürdürememelerine ve birçok psikolojik ve sosyal problemlerle karşılaşmalarına neden olmaktadır.

35