• Sonuç bulunamadı

5. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI

4.4. EDİRNE KENT KÜLTÜRÜNDE FOLKLORİK GİYİM VE KUŞAM

4.4.3. Edirne Kadın ve Erkek Giyiminde Yöresel Farklılıklar

Edirne yöresel kıyafetleri açısından tek tipte bir tanım yapmak olanıksızdır. Edirne merkez ve ilçe köylerinde giyim ve kuşam konusunda çeşitli farklılıklar görülmektedir. Bu farklılıklar, Balkanlar’dan gelen toplulukların gelenek ve görenek anlayışları ile daha da belirginleşmektedir. Örneğin; Keşan açısından değerlendirme yapıldığında şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır: Kadınlar başlarına; Edirne’nin neredeyse birçok kesimde yer alan, kenarları yerel motiflerle süslenmiş, grepler takmışlardır. Bu grepler; üçgen şeklinde katlanmış, enseden bağlanıp omzun iki yana doğru sarkıtılmıştır. Greplerde yer alan motifler; genellikle tığı ve iğne oyaları ile oluşturulmuş, kola ile sabitlenmiştir. Kadınlar, kulaklarına küçük formda altın küpeler, boyunlarına ise kurdele üzerine dikilmiş altın ya da beşi bir yerde takmışlardır.

Kadınların üst giysilerine bakıldığında, geleneksel kıyafetin temel tekstil maddelerinden biri olan bürümcük kumaştan yapılmış gömlekler, oldukça dikkat çekmektedir. Kadınlar; gömleklerin üzerine kalın kumaştan yapılmış, kısa ceket formunda dikilmiş, “cepken” adı verilen bir üst giysisi giymişlerdir. Bu cepkenin rengi genel olarak siyah renkte olmuş ve üzeri simli ipliklerle çeşitli motiflerde işlenmiştir. Keşan’da kadınların alt kısımlarında genel olarak şalvar yer almış, bol olan şalvarın beline uçkur geçirilmiştir. Bu şalvarların ağ kısmının hiç oyulmamış olması oldukça dikkat çekicidir. Ayrıca Edirne’nin birçok kesiminde yer alan şalvarın üstüne yağlık takma geleneği Keşan’da da uygulanmıştır.

Edirne ili, birçok kültür ile etkileşim halinde olmuş, Balkan topraklarından gelen göçler ile daha da zenginleşmiştir. Bu göçler, Edirne’nin merkez ilçe ve köylerine dağılmış, farklı kültürlerin kazanımı olan gelenek ve görenekler giyim ve kuşama da yansımıştır. Edinilen kaynak kişilerin ifadelerine göre Edirne merkez köylerinde yaşayan “Dağlı” diye nitelendirilen kadınlar; yünlü kumaştan dokunan, “aba” veya “ferace” diye adlandırılan, uzun kollu, yuvarlak yaka formlu, önden düğmeli ve yere kadar uzanan üst giysileri giymektedirler. Kadınların alt kısımlarında ise yazın ipekli şalvarlar olurken kışın ise “pazen” diye adlandırılan çiçek desenli, yere yakın ağı bulunan şalvarlar bulunmaktadır. Bazı dağlı kadın giyiminde; siyah renkte, hafif satenimsi dokuda, çarşaflar da görülmektedir. Bu çarşaf, iki parçadan oluşmaktadır. Birinci parça, “çarşaf kapağı” denilen kısımdır. Bu çarşaf kapağının altına, ilk önce desenli yemeniler takılır. Yemeniler, çarşaf kapağının altından 5-6 cm kadar gösterilerek bağlanır. Çarşafın ikinci parçası ise belden lastikli, dizlere kadar uzanan, büzgülü, “çarşaf eteği” denilen kısımdır. Bu çarşaf eteklerinin altına; bol paçalı ve az ağı olan “don” adı verilen bir alt giysisi giyilmektedir. Dağlı kadınlarının ayaklarında daha çok yapaktan işlenmiş, beş şişle örülen çorap veya renk renk desenlerden oluşan çetikler görülmektedir.

Edirne’de geleneksel giyim kültürünün görüldüğü başka bir topluluk ise Pomaklar’dır. Pomak kadın giyiminde çarşaf kapaklarının ipleri, enseden bağlanarak takılır. Pomak kadınları, Dağlı kadınları gibi çarşaf kapaklarından yemenilerini göstermezler. Ayrıca Pomak kadınlarında çarşaf eteğinin boyu, Dağlı kesim kadınlarının etek boylarına göre daha uzundur.

Fotoğraf 98: Çarşaf Kapağı ve Çarşaf Eteği Örneği

(Fotoğraf: Servet Çınar)

Fotoğraf 100: Bulgaristan Kız Çocuk Giyimi, Esat Uluumay Müzesi, Bursa

Edirne’nin Meriç ilçesine bağlı bazı köylerde “Karacaovalı” diye adlandırılan Balkanlar’dan gelmiş topluluklar yaşamaktadır. Gelenek ve göreneklerini yoğun bir biçimde yaşayan Karacaovalı kadınların, giyim ve kuşamında da geleneksel izler halen mevcuttur. Kadınlar üstlerine “bürgü” diye adlandırdıkları siyah renkte, yünlü kumaştan dokunmuş, topuk kısımlarına kadar uzanan, alt kısmı bol formda inen, bir çeşit çarşafa benzer üst giysisi giymektedirler. Kadınların alt kısımlarında ise ipek veya kadife kumaştan yapılmış, bol dökümlü şalvarları yer almaktadır. Karacaovalı kadınların giysileri genel olarak diğer Balkan topluluklarına göre daha dökümlü ve bol biçimdedir.

Erkek giyim ve kuşamı açısından ise belirgin farklılıkların olmadığı açıktır. Erkeklerin, 1940’lı yıllar içerisinde kırsal yaşamdaki giyim şekilleri ele alındığında, bu dönemde bazı giysi türlerinin yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Tarlada çalışan erkekler, “çevre” denilen mendil biçimdeki örtüyü, boyunlarına bağlamış yahut şapkalarının altından aşağı doğru sarkıtmışlardır. Çevrelerinin etrafı, kadınlar tarafından kanaviçelerle işlenmiştir. Hatta bu dönemde genç kızlar; sevdiklerine

çevreler işlemiş, işlenen çevreler manilere dahi konu olmuştur. Kırsal yaşamda erkekler; yakası dar olan ve daha çok akfil ve amerikan kumaştan yapılmış gömlekler, gömleğin üzerine ise arkası saten kumaştan yapılmış, ön kısmı sivri gelen, iki yanında küçük cepleri bulunan yelekler giymişlerdir. “Setre” dedikleri ceketleri ise üst giysisi tamamlayan bir başka unsur olmuştur. Erkekler, alt giyimlerinde daha çok bol kesimli pantolonları tercih etmişlerdir. Giysiyi tamamlayan şapkalar bu dönemde de sıklıkla kullanılmış, erkeklerin başlarında, “fötr” adı verilen şapka ya da kaşe kumaştan yapılmış şapkalar yer almıştır.

Fotoğraf 101: Edirne Kırsal Yaşamında Erkek Giyim ve Kuşamı

(Fotoğraf: Servet Çınar)