• Sonuç bulunamadı

HAK SAHİBİ OLAN EŞE ŞAHSİ HAK TANINMASI İLKESİ

1. Kural

Kural, hak sahibi eşin sadece alacak hakkı talep edebilmesi durumudur. Borçlu eşin de bu borcunu nakit veya isterse ayın (mülkiyet) olarak ödeme hakkı vardır81.

Bu düzenleme hakkında, ilk zamanlar medyaca yanlış bilgilendirmeler yapıldığından; tartışmalara neden oldu. Katılma rejiminde eşler arasında malların paylaşılması söz konusu değildir. Bu rejimde, eşlerin evlilik süresince edinilmiş olan mallarında aynî değil, alacak hakkına sahip olması esası kabul edilmiştir.

Katılma rejiminin sona ermesi hâlinde, evlilik süresince edinilmiş olan malların tasfiyesi sonunda, ortaya çıkan bir artık değer olursa, aksine sözleşme yoksa, bunun yarısı üzerinde eşler alacak hakkına sahip olacaklardır. Kanun, eşlerin artık değerin yarısı üzerinde sahip oldukları bu alacak hakkını “katılma alacağı” olarak adlandırmıştır. Buna göre, tasfiyede hesaba katılan malların mülkiyeti hangi eş üzerine kayıtlı ise, bu eş malların mâliki olmaya devam edecek, diğer eşe bir mülkiyet payı verilmeyecektir. Tasfiye, eşlerin mülkiyetinde bulunan malların, mal rejiminin sona erdiği tarihteki rayiç değerleri üzerinde bir hesaplamayı gerektirecek;

bu hesaplama sonunda borçlu çıkan eş, alacaklı çıkan eşe bu borcu ifa ile yükümlü olacaktır82.

Bunu bir örnekle açıklamam gerekirse; Ali ile Betül 1992 yılı Mart ayında evlenirler. Medeni Kanun yürürlüğe girdiğinde herhangi bir sözleşme yapmazlar.

Dolayısıyla 2002 yılı Ocak ayından itibaren yasalmal rejimi olan katılma rejimini ______________________

80 GENÇCAN, Genel Hükümler, s. 75, s. 186-187; SARI, s. 136-138.

81 KARAMERCAN, s. 199-201.

82 ZEVKLİLER/HAVUTÇU/ERTAŞ/GÜRPINAR, s. 262; AYAN, Mehmet, Miras Hukuku, 9.

Baskı, Ankara 2016, s. 75-80.

33 kanun gereği kabul etmiş sayılmaktadırlar. Ali mühendistir. Proje çizerek eline geçen para ile 20.000 TL’ye bir araba alır. Bu araba, edinilmiş maldır. Betül ise avukattır. Ücreti vekâletlerle biriken parası ile 15.000 TL’ye devre mülk alır.

Taraflar 2004 yılı mart ayında boşanırlar. Tasfiyede arabaya ve devre mülke tasfiye tarihinde boşanma tarihi itibariyle değerler konur. Araba Ali’de devre mülk ise Betül’de kalacaktır. Çünkü kayıtları kendi üzerlerinedir. Mülkiyet taraflarda kaldığı için taraflar birbirlerine karşılıklı ödeme yapacaklardır. Değerlendirmede araba 30.000 TL değerinde olup; araba Ali’de kaldığı için, yarı değeri olan 15.000 TL’yi Ali Betül’e ödeyecektir. Aynı şekilde devre mülk de Betül üzerinde olduğundan, 20.000 TL tasfiye tarihinde değer belirlendiğinden, Betül de Ali ye bunun yarı değeri olan 10.000 TL ödeme yapacaktır. Yalnız takas hükümleri burada karşılıklı olarak uygulanma durumu da yapılır. Dolayısıyla Ali Betül’e 5.000 TL katılma alacağı öder83.

Katılma alacağı, hak sahibi olan eşe bir alacak hakkı temin ettiğinden, burada da aynî haklarla nisbî (şahsi alacak) haklar arasındaki farklar aynen geçerlidir. Bir eşin herhangi bir borçlusuna karşı konumu ne ise, katılma alacağı nedeniyle hak sahibi olan eşine olan borcu da aynıdır. Buna göre alacaklı olan eş alacak hakkının ifası için, Borçlar Kanunu’nun para borçlarının ifasına ilişkin hüküm ve sonuçlarından yararlanabileceği gibi, alacağın takip ve tahsili konusundaki yasal olanakları da kullanabilecektir84.

2. İstisnası

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda edinilmiş mallara katılma rejiminin ölüm nedenine dayanan tasfiyesinde, alacak hakkı yerine belirli koşullarda hak sahibi olan eşin konut ve konut eşyasında kendisine aynî (intifa, oturma ya da koşulları varsa mülkiyet hakkı) hak verilmesini isteme hakkı tanınmıştır.

__________________

83 ATEŞ, s. 60.

84 KILIÇOĞLU, Edinilmiş Mallar, s. 24; GENÇCAN, Genel Hükümler, s. 151; ZEYTİN, Edinilmiş Mallar, s. 91-92.

34 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Türk Hukukuna kazandırdığı en önemli yeniliklerden birisi de, konut ve konut eşyasına eşler yönünden çok önemli bir koruma getirmiş olmasıdır. Konut ve konut eşyası, eşler için çok önemli malvarlığı değerleridir. Eşlerin bu malvarlığı değerlerini edinmesi, çoğu kez oldukça zor olmakta, bunlara sahip olmak kolay gerçekleşmemektedir. Öte yandan, eşler yaşamlarının büyük bir kesitini bu mallarla birlikte geçirmektedir. Özellikle, kadınlar, ev eşyalarına özenle bakmakta, onları her gün temizlemekte, âdeta çocukları gibi onların üzerine titremektedir. Eşler, özellikle uzun süre yaşantılarını geçirdikleri konutla bütünleşmekte, komşularıyla, alışveriş yaptıkları yerlerle, kapıcısı ile, konuttaki telefon numarası, kablolu televizyon bağlantısı, anteni gibi eklentilerle birlikte yaşamına bu özel ortamda yön vermektedirler. Eşlerin anlaşmazlığa düşmesi, evliliğin veya mal rejiminin sona ermesi hâlinde konut ve konut eşyasının kime ait olacağı, konut eşlerin mülkiyetinde değil de kiralık ise, bir eşin kira sözleşmesini tek başına feshedebilmesi, ya da konutta yaşantıyı tehlikeye sokacak şekilde konut üzerinde mâlik olan eşin tek başına aynî haklar (konutu başkasına satması, ipotek, temlikgibi aynî haklar) tesis etmesi, diğer eşin onarılması güç büyük zararlarına yol açabilir. Bu belirtilen insani düşüncelerle Türk Medeni Kanunu, konut ve konut eşyasının korunması ile ilgili çok önemli ve çağdaş düzenlemeler getirmiştir. Evlilik birliği devam ederken, konutta kiracı olan eşin kira sözleşmesini tek başına feshedememesi, mâlik olan eşin konut üzerinde diğerinin rızasını almadan bunu başkasına devredememesi ya da başka bir aynî hakla sınırlandıramaması (örneğin, bankaya ipotek verip kredi alamaması) gibi genel kurallarla bağdaşmayan yepyeni kurallar getirilmiştir85.

Konut ve konut eşyasında benzer koruma, mal rejiminin sona ermesi hâlinde, bunların kime kalacağına ilişkin düzenlemeyle de sağlanmıştır. Katılma rejiminde TMK. m. 240, paylaşma rejiminde TMK. m. 255, mal ortaklığı rejiminde TMK. m.

279 bu amaca hizmet eden çok önemli maddelerdir. Aynı anlayış, ölüm nedeniyle terekede konut ve konut eşyasının bulunması hâlinde de hakim olmuştur. Bu nedenle de TMK. m. 652 hükmü, tereke malları arasında konut veya konut eşyasının bulunduğu durumlarda, sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben bunlar üzerinde ______________________

85 KILIÇOĞLU, Edinilmiş Mallar, s. 26-27.

35 kendisine aynî hak verilmesi önceliğini tanımıştır86.

Katılma rejiminde, hak sahibi olan eşin sadece alacak hakkına sahip olması kuralının tek istisnasını oluşturan TMK. m. 240 hükmü, bu amaçla getirilmiş olan bir hükümdür. Bu hükme göre, katılma rejiminin ölüm nedeniyle sona ermesi hâlinde, sağ kalan eş katılma alacağına mahsuben konut ve konut eşyasında kendisine aynî hak tanınmasını (konutta intifa veya oturma, mirasçıların haklı sebepleri varsa mülkiyet, konut eşyasında ise, mülkiyet hakkı tanınmasını) talep edebilir87.