• Sonuç bulunamadı

ECÂNİBİN MEMÂLİK-İ OSMÂNİYYEʹDE HAʼİZ OLDUKLARI İMTİYÂZÂT-I ʻADLİYYE

Mukaddime

Kapitülasyonların Sûret-i Zuhûru, Kapitülasyonların Edvârı Târihiyyesi, ʻUhûd-ı ʻAtîkanın Ahkâmı ʻUmûmiyyesi,

Eserin İhtivâ Ettiği Mebâhis-i Esâsiyye

Kapitülasyonların Sûret-i Zuhûru ̶ Maʻlumdur ki şark ile garb, bu iki ʻâlem uzun bir müddet ayrı ayrı yaşadıkları hâlde ehl-i Salîb muhârebâtını müteʻâkib münâsebât-ı ticâriyyede bulunmaya başlamışlardır. Fakat her iki taraftaki ʻâdât ve hissiyyât-ı mütehâlif ve fazla olarak tavâʼif-i mülûk devrine tesâdüf eden o zamânlarda masûniyyet-i şahsiye ve tevzîʻ ʻadâlet husûslarında teʼmînat-ı fiʻliyye gayr-i mevcûd olması cihetiyle, memâlik-i şarkıyyede icrâ-yı ticâret eden Garblılar kendileriçün baʻzı imtiyâzât ve muʻâfiyât istihsâl eylemişlerdir.

Târih-i kadîm tedkîk olunursa görülür ki Kurûn-ı Vustâ ibtidâlarında Amalfi (Amalfi) Venedik, Raguza, Cenova, Piza, Marsilya, Monpellier (Montpellier) Barselon gibi şehirlere mensûb tâcirler Anadoluʼya, Suriye'ye, Filistin'e, Mısır'a gidip gelirler ve muʻâmelelerini teshîl zımnında oralarda ticârî müʼesseseler (factoteries) teşkîl ederler idi; vergiden muʻâf bulunan bu müʼesseseler içün şark şehirlerinde ayrıca mahalleler tahsîs (s. 3) edilirdi. O vakitler şahsiyyet-i kavânîn (personnalité des lois) merʻî yaʻnî ecânib beyninde mütekevvin deʻâvide kendi memleketlerinin kavânîni ve ʻâdât-ı ticâriyyesi nazar-ı iʻtibâre alınmak muʻtâd olduğundan, şarkta mensûb bulunduğu memleketin kavânînini bilen birer hâkim bulunmasına lüzûm görülür ve tâcirler arasından müntahab olan işbu hâkime konsül (consul) nâmı verilir idi.

Bu cümleden olmak üzere 1060 târih-i mîlâdîsinde Bizans hüküm-dârı Venediklilere kendi beynlerinde mütekevvin hukûk ve cezâ dâʻvâlarını rüʼyet etmek üzere Venedik'den hâkim gönderilmesine müsâʻade etti. Manuel Comnenos ise milâdın 1152 senesinde Cenovalılar ile bir mukâvele ʻakd ve onlara İstanbul'da bir iskele, bir gümrük ve ayrıca bir mahalle teşkîl etmek üzere baʻzı müsâʻadât irâʼe ve III. Aleksis (Alexis III) de (Bulla aurea) denilen emir-nâme ile Venediklilere

kendileriyle Bizanslılar beyninde mütehaddis deʻâvînin rüʼyeti salâhiyyet-i fevka'l- âdesini bahş ve iʻta eylemiştir. Mişel Paleolog dahî 1275 sene-i Mîlâdiyyesinde Cenevizler ile ahkâmı daha vâzıh ve vâsiʻ bir muʻâhede ʻakd ve bununla Cenovalıların Galata'da ikâmetlerini ve gerek kendi aralarında ve gerek bir Ceneviz ile bir Bizanslı beyninde mütekevvin ihtilâfât Cenevizliler tarafından müntahab konsolos maʻrifetiyle hall ve fasl edileceğini kabûl ve tasdîk eylemiştir. 1304 sene- i mîlâdiyyesinde de Cenevizliler İmparator II. Andronikos'la ʻakd eyledikleri bir mukâvele netîcesinde bir tâkım muʻâfiyyât-ı rüsûmiyye istihsâl eylemişlerdir.

Memâlik-i İslamiyyeʼye gelince: İlk defʻa olarak Fransa Kralı (s. 4) IX. Sen Lui 1252 sene-i mîlâdiyyesinde Mısır Hükümetiʹnden ecnebîlerin İskenderiye ve Trablus Şam'da ikâmet edebilmeleri içün bir imtiyâz istihsâline muvaffak olduğu gibi Trablus Garb hâkimini de mîlâdın 1270 târihinde Fransa Kralı III. Filib ile böyle bir muʻâhede ʻakd etmiştir.

Bi'l-âhire Mısır'da nâʼil-i hükümet olan Sultan Gavri tarafından 1507 senesinde bir fermân daha verilerek müsâʻadât-ı sâbıka teʼkîd edilmiştir. Kostantiniye şehri Sultân Mehmed Hân-ı Sânî hazretleri tarafından feth edildiği zamân bâlâda zikr-i mesbûk ticâret müʻesseselerinin imtiyâzât-ı ibkâ ve Cenovalılarda kadîmen istihsâl etmiş oldukları müsâʻadât tecdîden bahş ve iʻta buyuruldu; Venedikliler ile dahî 1254 sene-i mîlâdiyyesinde bir muʻâhede-i ʻakd ve bunun 16'ıncı maddesinde Venediklilerin kemâfi's-sâbık bir hâkim (bailli) göndermek hakkı kabûl ve Rumeli Beylerbeyi de bu hâkime muʻâvenete meʼmur kılındı.

Yavuz Sultân Selim Hân hazretleri de Mısır'ı feth buyurduklarında selâtîn-i sâlife cânibinden Fransızlara verilmiş olan imtiyâzâtı ibkâ ve merʻiyyeti kabûl ve tasdîk eylediler.

Daha sonra yaʻni mîlâdın 1535 ve hicretin 941 târihinde Fransa Hükümetiʹne Mısır içün verilen müsâʻadâta mümâsil olarak memâlik-i Osmâniyye'nin her tarafında câri olmak üzere baʻzı müsâʻadât iʻta olunmuş ve gitgide devletimiz ile kadîmen münâsebât-ı siyâsiyye ve iktisâdiyyesi olan

devletlerden birçoğu aynı müsâʻadât ve imtiyâzât-ı elde etmiştir. (s. 5)

Kapitülasyonların Edvâr-ı Târihiyyesi ̶ Târihçe-i muʻâhedâtımızı tedkîk ettiğimizde bir Kanûnî Sultân Süleyman zamân-ı saltanatından Tanzîmât-ı

Hayriyye'ye ve diğeri Tanzîmât-ı Hayriyye'den 1295 senesine ve diğeri de o vakitten zamânımıza kadar imtidâd etmek üzere yek-diğerinden farklı üç devir nazar-ı dikkate tesâdüf eder; filvâkiʻ birinci devrede Avrupa'da hüküm-rân olan Düvel-i Muʻazzamaʹya ve hattâ baʻzı küçük devletlere birçok imtiyâzât bahş ve ecânibin mümtâz bir mevkiʻde bulundurulması hâl-i tabîʻ ʻadd edildiği ve ikinci devrede ise yavaş yavaş kapitülasyonların mehâzîri anlaşılarak bunların ilgâsı veyâ tehvîn-i mazarrâtı esbâbına tevessül-i lüzûmu idrâk edilmekle berâber yine baʻzı devletlere her nasılsa kapitülasyonlar iʻta olunduğu ve devr-i hâzırda da kapitülasyonların hakk-ı hâkimiyyetimizi pek ziyâde tehdîd ettiği bi-hakkın tezâhür eylemesine mebnî ʻakd edilen muʻâhedâtın hukûk-ı ʻumûmiyye-i düvel kavâʻidine meh-mâ-emken tevfîk kılındığı nümâyan olur.

Kapitülasyon noktasından en zengin olan birinci devirde her devlete verilmiş olan ʻahid-nâmelerden şâyân-ı ehemmiyyet olanlarını burada hülâsaten irâʼe edeceğiz.

Fransa: Fransız kapitülasyonlarının başlûcaları şunlardır:

1. 941 H. (1535 M.) kapitülasyonudur ki Şarlken (Charle-Quint) tarafından mağlûbiyyetten mağlûbiyyete düçâr edilen Fransa Kralı I. Fransuva'nın (François I) Sâhibkiran zamân-ı Kanûnî Sultân Süleyman hazretlerine ilticâ ve resmen Jan dö la Fora (Jean de la Forét) nâmındaki sefîri iʻzâm etmesi üzerine bahş (s. 6) ve ihsân edilmiş ve Fransızlar arasında bir dâʻvâ ve nizâʻ olursa konsoloslar maʻrifetiyle fasl edilmek ve bir Osmanlı ile Fransız arasındaki dâʻvâ tercümân hâzır olduğu hâlde kâdı tarafından rüʼyet olunmak, Fransızlardan alacağı olanlar bu haklarını sened ile isbât eylemek bu birinci kapitülasyonun cümle-i ahkâmından bulunmuştur. Bu ilk kapitülasyonun Türkçe metnî zâyiʻ olmuş ve fakat bunun 1791 târih- i mîlâdiyyesinde mevcûd olduğu Muradca Doson'un (Moradja dʼOhsson) (Tableau général de Iʼmpire Ottoman) nâm eser-i meşhûrunda birkaç maddelerini aynen zikr

etmesiyle müstedill [1]213 ve diğer taraftan Fransa Hâriciyye Nezâreti evrâk

(s. 6) 213 [1] Muradca Doson ʻan-asl Ermeni milletine mensûb olub 1740 sene-i mîlâdiyyesinde

Dersaʻâdet'te tevellüd ve 1807 târihinde Avrupa'da vefât etmiştir. Pederi İzmir'de İsveç konsolosu idi. Kendisi de ibtidâ Dersaʻâdet İsveç sefâretinde tercümân ve 1782 târihinde maslahat-güzâr ve 1795 târihinde de sefîr olmuştur. Elsine-i şarkıyyeye ve bi'l-hassa Arabî ve Fârisî ve Türkî lisânlarına bi-hakkın âşina olan mûmâ-ileyh gerek ʻörf ve ʻâdet-i mahallîyi ve gerek zamânında mevcûd kavânîn-i Osmâniyye'yi pek güzel tedkîk etmiş ve evâhir-i hayatında Paris'e çekilerek baʻzı âsârı vücûde getirmiştir; bunlardan en mühimi iki büyük cild teşkîl eden bâlâdaki eser olup bunda Saltanat-ı Seniyyeʹnin teşkîlât-ı esâsiyyesi ve usûl ve ʻâdât ve merâsimi hakkında maʻlûmât-ı kâffeye

dosyaları meyânında bu birinci ʻahid-nâmenin bir Fransızca ve birde İtalyanca metnî el'ân mahfûz bulunmuş ve ahkâm-ı mündericesi 1153 târih-i hicriyyesine (1740 M.) kadar on iki defʻa tecdîd edilmiştir. (s. 7)

2. 975 H. (1569 M.) kapitülasyonudur ki Sultân Selim-i Sânî'den IX. Şarl istihsâl eylemiştir.

3. 987 H. (1581 M.) kapitülasyonudur ki Sultân Murad-ı Sâlis'ten III. Henri (Henri III) istihsâl etmiştir.

4. 1005 H. (1597 M.) kapitülasyonudur ki Sultân Mehmed-i Sâlis zamânında IV. Henri'ye bahş edilmiştir.

5. 1012 H. (1604 M.) kapitülasyonudur ki Sultân Ahmed-i Evvel âvân-ı saltanatında yine IV. Henri'ye ihsân edilmiş ve Kudüs'e gidecek Fransa ruhbânının himâyesi bu kapitülasyonun medâr-ı temeyyüzü olmuştur. Pilisiye Duruzas 1604-1673 seneleri arasındaki altmış dokuz senelik müddette kapitülasyonlar tecdîd edildiğini iddiʻâ eyliyorsa da Hammer ve emsâli müʼellifler bunun aksini iddiʻâ ettiği gibi Gabriyel Noradunkyan (Recueil dʼactes internationaux de IʼEmpire Ottoman) nâm eserinin birinci cildinde bu arada ilâve ve tecdîd edilen ʻahid-nâmeler hakkında maʻlûmât-ı kâfiye iʻta ve 1015 H. (20 Nisan sene 1607 M.) târihinde 1604 kapitülasyonuna baʻzı müsâʻadât zamm ve ilhâk ve 1018 H. (1609 M.) ve 1027 H. (1618 M.) ve 1033 H. (1624 M.) ve 1050 H. (1640 M.) ve 1059 H. (1649 M.) târihlerinde de tecdîd kılındığını zikr ve tasrîh eylemekte ve 1740 târih-i mîlâdiyyesine kadar ʻakd edilen muʻâhedât hüküm-dârın şahsıyla kâʼim ve bu arada beş defʻa tebeddül-i saltanat vakiʻ olması da 1604 kapitülasyonunun defaʻâtle tecdîd edilmiş olduğu hakkındaki reʼyi müʼeyyed görülmektedir. (s. 8)

6. 1084 H. (1673 M.) kapitülasyonudur ki Sultân Mehmed-i Râbiʻ

tarafından XIV. Lui'ye ( Louis XIV) verilmiştir. [1]214.

7. 1153 H. (1740 M.) kapitülasyonudur ki bizde Sultân Mahmud Hân-ı Evvel ve Fransa'da XV. Lui zamân-ı saltanatlarında Sefîr Marki de Vilanov'un (Marզ is de Villeneuve) tavassut ve mesâʼîsi sâyesinde ʻakd

iʻtâ eylemiştir. Vefâtından sonra oğlu tarafından 1821 târihinde neşr edilmiş olan eserin üçüncü cildi ise Devlet-i Osmâniyyeʼnin kavânîni medeniyyesi, siyâseti şerʻiyyesi, ahkâmı cezâʼiyyesi ve usûl-i askeriyyesi hakkında hayli maʻlûmâtı câmiʻdir. (s. 8)

214 [1] İşbu ʻahid-nâme Muʻâhedât-ı ʻUmûmiyye Mecmûʻasıʹnın cild-i evvelinin 4-41ʼinci

edilmiş ve bundan evvelki ʻahid-nâmeler muʻâhedât-ı şahsiye kabîlinde olduğu hâlde «fi ma baʻdin ʻahid-nâme-i hümayunun şürût ve kuyûduna riʻâyet ve hilâfına hareketten mücânebet olunmak üzere Devlet-i ʻAliyyem'in muʻayyen olan iskelelerinde vesâʼir iktizâ eden mahallerinde vakiʻ bi'l-cümle hükkâm ve zâbitâna tenbîhât-ı ekîdeyi hâvi evâmir-i ʻaliyye ısdâr ve irsâl ve mehâkimde sicillâta kayd ve isbât olunmaya müsâʻade-i ʻaliyye erzâni kılına» ʻibâresinin sevk ve

istiʻmâliyle işbu kapitülasyona bir şekl-i ebediyyet verilmiştir. [2]215 (s.

9)

Bu ʻahid-nâme bundan evvelki kapitülasyonların bahş ettiği imtiyâzâtı maʻ- ziyâdetin ihtivâ etmesi ve ahkâm-ı el'ân merʻî bulunması hasebiyle muʻâmelât-ı ʻadliyyeye müteʻallik ber-vech-i âtî aynen derc ediyoruz:

«Françelülerin biri biri arasında kân veyâhûd âher şenâʻat vakiʻ olur ise elçîleri ve konsolosları âyînleri üzere görüp fasl edib zâbitlerden bir ferd dahl ve taʻarruz eylemeyeler»

«Tâcirlerinin ahvâli için nasb eyledikleri konsoloslardan baʻzı kimesneler dâʻvâ ettiklerinde kendülerin habs edib evlerin mühürleyib teʻaddî etmeyeler ve konsoloslarıyla dâʻvâsı olanların husûsi Âsitâne-i Saʻâdetimʹde istimâʻ oluna»

«Ve eğer mürd olsa esvâb ve emvâline kimesne dahl etmeye kime vasiyyet eder ise ona verile eğer vasiyyetsiz mürd olur ise konsolosları maʻrifetiyle evvel yerlü yoldaşına verile beytü'l-mâlciler ve kassâmlar dahl eylemeye»

«Françe tâcirleri ve tercümânları ve konsolosları Memâlik-i Mahrûsemʹde beyʻ ve şirâ ve ticâret ve kefâlet husûslarında vesâʼir umûr-ı şerʻiyyede kâdıya varub sebt-i sicill ettirüb veyâ hüccet alalar sonra nizâʻ olur ise hüccet ve sicile nazar olunub mûcebi ile ʻamel oluna ikisinden biri olmayub mücerred şâhid-zôr ikâmet edüb hilâf-ı şerʻi şerîf nesne dâʻvâ ederler ise mâdemki kâdılardan hüccetleri

215 [2] İşbu kapitülasyon Muʻâhedât-ı ʻUmûmiyye Mecmûʻasıʹnın cild-i evvelinin 15-35'inci

sahîfelerinde münderic ve fakat fıkra-i ahîresiyle Fransızca tercümelerinde mukâbili olan 85'inci madde beyninde haylice fark-ı meşhûdʻdur; fi'l-vakiʻ son fıkranın Türkçe metni bâlâda muharrer olduğu vechle mestûr ve hâlbûki Fransızca metninde gerek Sultân Mehmed-i Râbiʻ hazretleri ve ahlâf-ı kirâmın ve gerek XV. Lui ve vâris-i hükümetlerinin ahkâm-ı muʻâhede-nâmeye riʻâyet eyleyecekleri taʻahhüdü münderic ve aynen şu sûretle muharrerdir:

Tant que de la part de S. M. Le trés maqnifique Empereur de France, et de ses successeurs, il sera constammet donné des temoignages de sincérité et de bonne amitié envers notre glorieuse empire, le siége du Khalifat, pareillement, de la part de notre Majesté impériale, je m'engage sous notre auguste serment le plus sacré et le inviolable, soit pour notre sacreé personne impériale, soit rien permis de contraire aux présents articles.

olmayub veyâhûd sicilde mukayyed bulunmaya onun gibi tezvîr ettirilmeyüb hilâf- ı şerʻi şerîf olan dâʻvâları istimâʻ olunmaya»

«Françe tüccârı ile bir kimesnenin nizâʻı olsa kâdıya vardıkda Françelünün tercümânları hâzır bulunmaz ise kâdı dâʻvâların istimâʻ etmeye eğer tercümânları mühim masâlihde ise gelince tevkif oluna amâ onlar dahî teʻallül edüb tercümânımız hâzır değildir deyû ʻavk etmeyüb tercümânları ihzâr eyleye»

«Eğer Françelülerin biri biri ile nizâʻları olsa elçîleri ve konsolosları

ʻâdetlerince görüb fasl ede kimesne mâniʻ olmaya» (s. 10)

«Françelüye tâbiʻ olan piskoposlar vesâʼir frenk mezhebinde olan ruhbân tâʼifesi her ne cinsten olur ise olsun memâlik-i pâdişâhîde kadîmden oldukları yerlerde kendü hallerinde olub âyînlerin icrâ eylediklerinde kimesne mâniʻ olmaya ve Kudüs-i Şerîfʹin dâhilinde ve hâricinde ve kamâme nâm kenîsâda kadîminden ola geldiği üzere temekkün eyleyen frank râhiplerinin hâlâ sâkin olub ellerinde olan ziyâret-gâhlarına kemâ-kân frenk râhiplerinin ellerinde olub kimesne dahl eylemeye ve tekâlif talebiyle rencîde eylemeyeler ve dâʻvâları zuhûr eyledikte mahallinde fasl olmazsa Âsitâne-i Saʻâdet'e havâle oluna ve Kudüs-i Şerîf'e varan Fransız ve onlara tâbiʻ olan her ne cinsten olur ise varmada ve gelmede kimesne dahl eylemeye»

«Âsitane-i Sâʻâdet'te elçîleri ve konsolosları ve kethüdâları olmayan Portakal ve Çiçilye ve Katalan ve Messina ve Ankona vesâʼir harbî tâʼifesinden Françe padişahının bayrağı altında kadîmden geldikleri üzere ihtiyârları ile gelenler kendü hallerinde olub sulh ve salâha mugâyir vazʻ ve hareket sâdır olmadıkca sâʼir Fransızlar gibi gümrüklerin verüb kimesne dahl eylemeye»

«Dört bin akçeden ziyâde olan dâʻvâları Dîvân-ı Hümâyun'da istimâʻ olunub gayrî yerde istimâʻ olunmaya»

«Asıl Françelüden bulunan tercümânlar elçîlerin ve konsolosların vekîlleri olmakla tercümelerini sıhhat ve hakîkati üzere îrâd-ı vazîfelerini icrâ eylediklerinde muʼâheze ve habs olunmayalar ve bir husûsta taksîrâtları zuhûr eder ise elçîleri ve konsolosları tarafından teʼdîb olunub âher taraftan rencîde olunmayalar»

«Konsolos kapûlarının emniyyeti için konsoloslarının iltimâs eyledikleri yasâkcılar taʻyîn olunması câʼîz ola ve bu makûle yasâkcılar odabâşıları vesâʼir zâbitleri taraflarından sıyânet ve himâyet olunub ...»

«Konsolosların ve tüccârın sâʼir milel nasâri konsolos ve tüccârı ile beynlerinde nizâʻ vâkiʻ oldukda tarafeynin rızâ ve talebleriyle dâʻvâları Âsitâne-i

Saʻâdet'te mukîm elçîlerine havâle olunmaya cevâz verilub ve mâdem müddeʻî ve müddeʻî ʻaleyhin rızâları olmaya bu makûle beynlerinde olan dâʻvâyı vülât ve hükkâm ve kuzât ve zâbitân ve gerek amennâsı bizler istimâʻ ederiz deyû haber eylemeyeler» (s. 11)

«Françelüden ve bayrakları altında olanlardan biri katil olub yâhûd bir gayr- i cürm edüb ve şerîʻat-i şerife tarafından rüʼyet olunmak murâd olundukda Devlet- i ʻAliyyemʹin kuzât ve zâbitânı bu gûne dâʻvâyı bulundukları mahalde elçîlerinin veyâhûd konsoloslarının veyâ vekîllerinin muvâcehesinde istimâʻ ve şerʻi şerîfe ve yedlerine verilen ʻahid-nâme-i hümâyûnuma mugâyir olmamak için tarafeynden dikkat ile teftîş ve tefahhus oluna»

«Taraf-ı mehâkimden ve Devlet-i ʻAliyyem zâbitânı câniblerinden ve ehl-i ʻörf tâʼifesinden Françelü olanların sâkin oldukları hâneye bilâ-mûceb cebren duhûl olunmayub hânesine duhûle hâcet mess eylediği hâlde elçî ve konsolos bulunan yerlerde onlara ihbâr ve taraflarından taʻyîn olunan âdemler ile olduğu mahale varulub bu husûsta hilâfına hareket eder bulunur ise baʻde't-tahkîk teʼdip olunalar» «Françelü ve onlara tâbiʻ olanların Devlet-i ʻAliyyem'e tâbiʻ kimesnelerde ve reʻâyâsında vakiʻ olan alacakları dâʻvâ olundukda hükm olunub hâsıl olan akçelerinden harc-ı mahkemeleri ve ke-zalik mübâşiriyye ve ihzâriyyeleri dahî ʻahid-nâme-i kadîme mûcebince yüz gurûşda ikişer gurûş alunub ziyâde talebiyle rencîde olunmayalar»

«Memâlik-i Mahrûsemʹde bulunub Françe padişahına tâbiʻ olan piskoposları ve râhibleri kendü hâllerinde oldukca mahmî kılınub...»

«Devlet-i ʻAliyyem'in Françe Devleti sâʼirlerden ziyâde kadîmi dostu olub lâyıkı üzere kendisine muʻâmele olunmak için sâʼir müsteʼmenlere olan müsâʻade ve riʻâyet Françe padişahının reʻâyâsı hakkında dahî merʻî ve muʻteber tutula»

«Françelünün gerek elçî ve konsolos ve tercümânları ve gerek onlara tâbiʻ olan tüccâr ve ehl-i kârları ve gerek Françelü sefâʼinini iʻmâl eyleyen kapûdân ve mellâhları ve gerek ruhbân ve piskoposları mâdemki kendü hallerinde yürüyüb dostluk merâsimine ve sadâkat levâzımına halel getirecek hareketten mücânebet üzere olalar işbu ʻatîk ve cedîd ʻakd olunan mevâdd fî mâ baʻdin tavâʼif-i erbaʻa-i mezkûrenin haklarında merʻî ve muʻteber tutulub»

8. 1217 H. (25 Haziran sene 1802 M.) kapitülasyonudur ki bizde Sultân Selim-i Sâlis hazretleri ve Fransa'da Direktuvâr (Directoire) Hükümeti

ve Napolyon'un (Napoléon Bonapart) Birinci Konsolosluğu zamânında ʻakd edilmiş ve dokuzuncu maddesinde «Devlet-i ʻAliyyem ve Françe (s. 12) cumhûru işbu ʻahid-nâme ile biri birinin memâlikinde ehabb olan devlet gibi olmak murâd etmeleriyle düvel-i saʼireye tehvîz olunan ve olunacak menâfiʻi işbu ʻahid-nâmede mahsûsen şart olunmuş ki tecvîz eyledikleri zâhir olur» denilmesine göre tarafeyn tebaʻasının en ziyâde nâʼil-i müsâʻade-i millet muʻamelesine tâbiʻ olmaları işbu ʻahid-nâmeye

şekl-i ebediyyeti haʹiz bir esâs teşkîl eylemiştir. [1]216

İngiltere: İngilizlere ilk kapitülasyon bizde Sultân Murad-ı sâlis ve İngiltere'de Kraliçe Elizabet (Elisabeth) devr-i saltanat ve hükümetinde ve 988 H. (1580) târihinde bahş edilmiş ve 1011 H. (1603) de Sultân Mehmed-i Sâlis ve I. James (James I) ve 1015 H. (1606 M.) târihinde Sultân Ahmed-i Evvel ve yine I. James zamân-ı hükümetlerinde ve ke-zalik 1031 H. (1622 M.) ve 1033 H. (1624 M.) de tecdîd ve 1086 H. (1675 M.) de Sultân İbrahim Hân ve II. Çharles (Charles

II) zamânlarında taʻdîl edilmiştir. [2]217

İşbu 1086 ʻAhid-nâmesi Sultân Murad-ı Sâlis ve Sultân Mehmed-i Sâlis ve Sultân Ahmed-i Evvel ve Sultân Osman-ı Sânî zamân-ı saltanatlarında bahş ve ihsân buyurulan müsâʻadâtı ve yeniden verilmiş olan bir tâkım imtiyâzâtı câmiʻ ve mevâdd-ı kesîreyi şâmil ve âdetâ Fransa'nın 1153 H. (1740 M.) ʻahid-nâmesine muʻâdil ve kapitülasyon mebâhisine müteʻallik olarak sefâretler ile Bâb-ı ʻÂlî arasında zuhûr (s. 13) edecek ihtilâfâtın halli emrinde mürâcaʻat olunacak bir vesîkâ mâhîyyetini hâʼizdir.

1086 H. (1675) kapitülasyonunun imtiyâzât-ı ʻadliyyeye müteʻallik baʻzı fıkarâtı ber-vech-i âtidir:

«İngilterelü ve ona tâbiʻ olan yerlerin bâzirgânları ve âdemleri ve tercümânları ve simsârları ile Memâlik-i Mahrûse'de beyʻ ve şirâ ve vîresi ve ticâret ve kefâlet husûsları vesâʼir umûr-ı şerʻileri vakiʻ oldukda murâdları olur ise kâdıya varub sebt-i sicill ettirib hüccet alalar baʻdehu nizâʻ olur ise hüccet ve sicile nazar olunub dâʻvâları hüccete muvafık ise mûceb-i hüccet-i şerʻiyye ile ʻamel oluna ve

(s. 12)

216 [1] İşbu ʻahid-nâme Muʻahedât-ı ʻUmûmiyye Mecmûʻası cild-i evvelinin 36-38'inci sahîfelerinde

mestûr ve on maddeyi şâmildir.

217 [2] Bunlardan yalnız 1086 ʻahid-nâmesi Muʻâhedât-ı ʻUmûmiyye Mecmuʻası cild-i evvelinin

mâdemki kuzâttan hüccetleri olmayub mücerred şâhid-zôr ikâmet etmekle dâʻvâları istimâʻ olunmayub dâʼima hüccet-i şerʻiyye müktezâsınca icrâ-yı hak oluna»

«İngilterelü ve ona tâbiʻ olanların dâʻvâ ve husûmetleri vesâʼir umûr-ı şerʻiyyeleri oldukda tercümânları veyâ vekîlleri hâzır olmadıkca hükkâm dâʻvâların fasl ve istimâʻ eylemeyeler»

«İngilterelülerin birbirleriyle nizâʻları oldukda elçîleri ve konsolosları görüb kâdıları vesâʼir zâbit kullarım karışmayub dâʼima âyîn ve ʻâdetleri üzere fasl ve katıʻ nizâʻ eyleyeler»

«Venedik ve Françe vesâʼir Âsitâne-i Saʻâdetimiz ile dostluk üzere olan krallara verilüb ʻahid-nâme-i hümâyûn ve şurût ve mevâdd İngilterelünün hakkında dahî fermân ve mukarrer-i ʻinâyet olunmuştur. Ve ʻale'd-devâm işbu ʻahid-nâme-i hümâyûn mûcebince ʻamel olunub min baʻdin kimesne bu ʻahid-nâme-i hümâyûnumda vazʻ ve hareket ve bir tarîkle dahl ve taʻarruz eylemeyeler»

«İngilterelü ve ona tâbiʻ olanların bir husûsu vesâʼir umûr-ı şerʻiyyeleri vakiʻ oldukda elçîleri veyâ konsolosları veyâ tercümânları hâzır olmadıkca hükkâm fasl ve istimâʻ etmeyub ve dört bin akçeden ziyâde olan dâʻvâları Âsitâne-i Saʻâdet'te istimâʻ olunub gayrî yerlerde istimâʻ olunmaya»

«İngiltere elçîleri tâcirlerinin himâyet olunmak içün Memâlik-i Mahrûseʹde nasb ve taʻyîn eyledikleri konsolosları aslâ habs olunmayub ve evleri mühürlenmeyüb kendilerin aramayalar ve refʻ olunmayalar ve her ne makûle

dâʻvâları olur ise Südde-i Saʻâdetʹime ʻarz (s. 14) olunubİngiltere elçîleri cevâben

vereler»

«İngiltere ve ona tâbiʻ olan yerlerden ve bayrağı altında yürüyenlerden birisi Memâlik-i Mahrûseʹde mürd oldukda bâkî kalan emvâl ve erzâkına beytüʼl-mâlciler vesâʼir hükkâm mâl gâʼibidir deyû kabz ve dahl ve taʼarruz etmeyub herhângi İngilterelüye vasiyyet eder ise ona verile vasiyyetsiz mürd olur ise konsolosları veyâ onda bulunan evvel yerlü yoldaşları bulunmaz ise kâdı tarafından kabz ve zabt

Benzer Belgeler