• Sonuç bulunamadı

2. EVİ OLUŞTURAN UNSURLAR

2.4. ÇOCUKLARIN YÖNETİMİ

2.4.1. Ebeveynin Çocuğa Karşı Sorumlulukları

Anne ve babanın öncelikli görevi çocuğa güzel bir isim koymaktır. Peygamber Efendimizin buyruğu bu yönde olmuş, çocuklara güzel isim konulmasını tavsiye etmiş ve uygun bulmadığı isimleri değiştirmiştir.109 Çünkü çocuk kendisine konulan kötü bir isimden ömür boyu rahatsızlık duyar. Eskiden çocuğa isminin verilmesi yedi güne kadar ertelenirmiş. Kazerûnî ve İstanbulî, bunun sebebini, çocuğa en uygun ismin araştırılıp bulunması şeklinde açıklar.110

Maverdî, çocuğa isim verilirken üç hususa dikkat edilmesini tavsiye etmiştir: a) İsim, peygamberler ve Allah’ın salih kulları gibi dindar kimselerin isimlerinden seçilmelidir. b) İsmin telaffuzu kolay, anlaşılır, harflerinin az olması gerekir. c) İsmin anlamı güzel, kişinin toplum içindeki mertebesine ve makamına uygun olmalıdır.111

Ebeveynin çocuğun üzerindeki ikinci sorumluluğu ona iyi ahlaklı, mutedil mizaçlı bir sütanne seçmesidir.112 Taşköprülüzâde emzirme ile kötü huyların çocuğa       

108 Taşköprîzâde, Şerhu’l-Ahlâki’l-Adudiyye, s. 200.

109 a.yer.

110 Kâzerûnî, Şerhu’l Ahlâki-l Adudiyye, s. 154; İstanbulî, Şerhu’l Ahlâki-l Adudiyye, s. 170.

111 Ebu’l-Hasan Habib el-Mâverdî, Siyaset Sanatı Kitabü’l Nasihatü’l- Mülûk, çev. Mustafa Sarıbıyık, 2.

b., İstanbul: Ark Kitapları, 2016, s. 287.

112 Taşköprîzâde, Şerhu’l-Ahlâki’l-Adudiyye, s. 202.

sirayet edeceğini, bu nedenle çocuğun doğasının değişebileceğini söyler. Hatta Kınalızâde filozofların, süt emmeyi “ikinci doğum” olarak nitelediklerini belirtir.113 Maverdi ise tüm bu görüşlerin aksine, çocuğun annesi tarafından emzirilmesi taraftarıdır.114 O, bu fikrini şu ayet ile destekler: “Emzirmeyi tamamlamak isteyen için analar çocuklarını tam iki yıl emzirirler” (Bakara, 2/233). Sütanne ise annenin emziremediği durumlarda tercih edilmelidir.

Çocuk doğar doğmaz yapılacak olan bu vazifeler tamamlandıktan sonra, onun terbiyesi ile meşgul olunmalıdır. Aristoteles önce bedenin, sonra ruhun vücuda geldiğini, bu nedenle önce çocuğun bedensel terbiyesiyle, sonra ruh terbiyesi ile meşgul olunmasını tavsiye etmiştir. Bedenin eğitimi aynı zamanda ruh için de faydalıdır.115

Çocuğun terbiyesine temiz huylarını korumakla başlamalıdır. Ebeveynin öncelikli görevi, çocuğun temiz fıtratını korumaktır. Taşköprülüzâde, çocuğun zekâsının berrak ve alma yönüyle güçlü olmasından dolayı, ona verilen şeyi çok çabuk alacağını söyler.

Çocukta ilk ortaya çıkan güç ise utanmadır. İbn Miskeveyh, bu davranışın onun asaletinin delili ve eğitilmeye layık olduğunun göstergesi olduğunu ifade eder.116

Taşköprülüzâde çocuğu eğitirken, yeme-içme ve kılık-kıyafet ile ilgili ihtiyaçlarının asgari düzeyde karşılanmasını öngörür. Çocuğa öncelikle yemeyi ve giysiyi değersiz göstermeli, bunlardan amacın lüks, gösteriş ve başkalarına üstünlük kurma değil, açlığı yatıştırmak, soğuk ve sıcaktan korunmak olduğu öğretilmelidir. Hatta azla yetinmeyi öğretmek için yemek saatini iyice acıkana kadar geciktirmelidir. Tüm işlerini yerine getirmeden kendisine yemek verilmemelidir. Çocuğun beden ve akıl sağlığı için akşam yemekleri az olmalı, zekâsı için et azaltılmalı, saldırgan ve arsız olmaması için sarhoş edici şeylerden de sakındırmalıdır.

Taşköprülüzâde çocuğun hatalarını düzeltirken günümüz eğitim sisteminin tavsiyelerine uygun hareket eder. Buna göre, çocuk yanlış davranışlar sergilediğinde bunları bilerek değil, farkında olmadan yaptığı telkin edilmelidir. Günümüzde de sıkça vurgulanan “kişilik değil, davranış eleştirilmelidir” yöntemine uygun olarak çocuğun

      

113 Kınalızâde, Ahlâk-ı Alâî (Günümüz Türkçesiyle), s. 328.

114 el-Mâverdî, Siyaset Sanatı Kitabü’l Nasihatü’l- Mülûk, s. 287.

115 Aristoteles , Politika, çev. Furkan Akderin, 3. b., İstanbul: Say Yayınları, 2017, s. 249.

116 İbn Miskeveyh, Ahlâk Eğitimi / Tehzîbu’l-Ahlâk, çev. Abdulkadir Şener, İsmet Kayaoğlu, Cihat Tunç, 2. b., İstanbul: Büyüyenay, 2017, ss. 77-78.

karakterinin zedelenmemesine dikkat edilmelidir. Eğer çocuğun kötü davranışları alışkanlık haline gelmişse kınanmalı, bu davranışlardan vazgeçmediği takdirde, azarlanıp hafifçe kulağı çekilmelidir. Ancak bu azarlamalar tekrarlanmamalıdır. Zira bu, çocukta tekrar yapma hırsı uyandırabilir veya buna bağışıklık kazanabilir.117

Çocuğun görüştüğü kimseler de terbiyesi açısından önemlidir. Oturup kalktığı kişiler hayırlı insanlar olursa, onların huyları çocuğun tabiatına yerleşir. İyi huyların kendisinde yer etmesi için, eğlence ve zevk ehlinden uzak tutulmalıdır. Çocuk lüksten, bolluktan, aşırı uykudan korunmalıdır. Fakat gündüz bir miktar uyumasına müsaade edilmelidir. Çocuğun beden yönünden sağlıklı ve güçlü olması için yemesinin ve uykusunun az olması gerektiğine tüm ahlak eserlerinde değinilmiştir. Beden zindeliğini kazanması için yorucu işlerde çalıştırılmalı, spora, sıcak ve soğuk ortamlarda bulunmaya yönlendirilmelidir.118 Aristoteles, beden sağlığını oldukça önemsemiş bir filozoftur. Ona göre çocuklar, bebeklik döneminde vücutları ılık tutularak soğuğa alıştırılmalıdır.119

Taşköprülüzade’nin şerhinde buraya kadar verilen bilgiler çocuğun bakımı ve temel eğitimine dairdir. İnsanlar yaratılışları gereği farklı fıtratlara sahiptir. Bu nedenle aynı mesleğe ve ilme yönelmezler. Bu, Allah'ın âlemdeki nizamının gereğidir. Allah Teâla buyurur ki: “Rabbin dileseydi bütün insanları tek bir millet yapardı. Fakat onlar ihtilafa düşmeye devam edecekler. Ancak Rabbinin merhamet ettikleri müstesnadır. Zaten Rabbin onları bunun için ‘çeşit çeşit’ yarattı” (Hûd 11, 118/119). Kişi, tabiatına yatkın olanı çabuk kavrar ve amacına en kısa zamanda ulaşır. Bu nedenle çocuğun buluğ çağına gelinceye kadar hangi ilme ve sanata yatkın olduğu gözlenmeli ve çocuk ona yönlendirilmelidir.120 Çocuğun yatkınlığı ilme ise, bu hususta belirlenen usullere göre eğitilir. Eğer bir zanaata yatkın ise, ona uygun eğitime başlanır. Şayet bir meslekte başarılı olamama durumu ortaya çıkarsa, önce tüm gayretini sarf edip etmediğine bakılır. Sonra başka bir mesleğe yönlendirilir. Sık sık bir meslekten diğerine geçmesine müsaade edilmez. Çocuğa yaptığı işin ustası olması tembihlenmeli, sadece temel bilgiler ile yetinmesine izin verilmemelidir.121

      

117 Taşköprîzâde, Şerhu’l-Ahlâki’l-Adudiyye, s. 202.

118 Taşköprîzâde, a.g.e., s. 204.

119 Aristoteles, Politika, s. 252.

120 Taşköprîzâde, Şerhu’l-Ahlâki’l-Adudiyye, s. 204.

121 a.g.e., s. 206.

Çocuğu asıl mesleğine yönlendirecek ve onu terbiye edecek kimse hocasıdır.

Hocası onun hangi zanaat ve ilme yatkın olduğunu keşfedecek kişidir. Taşköprülüzâde hocanın talebesinin yeteneğinin hangi yönde olduğunu keşfetmesini Platon’un örneği ile açıklar. Bu örnekte Platon, hocayı bir simyacıya benzetir. Hoca talebesini tıpkı bir simyacı gibi gözlemeli ve onun neye dönüşebileceğini iyi tespit etmelidir.122