• Sonuç bulunamadı

2.2. EBEVEYN TUTUMLARINA İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.2.5. Ebeveyn Tutumları ile İlgili Araştırmalar

Winskel, Salehuddin ve Stanbury (2013) ‘Developmental Milestone Expectations, Parenting Styles and Self-Construal in Malaysian and Austarlian Caregivers’ isimli çalışmalarında Malay ve Anglo-Avusturalyalı bakıcıların gelişimsel dönüm noktası beklentilerini, ebeveynlik stillerini ve öz benlik kurgularını ortaya koymayı amaçlamışlardır. Bu amaç dahilinde yaşları 0 ile 12 arasında en az bir çocuğa bakan 42 Malay, 42 Anglo-Avusturalyalı bakıcı örneklem kapsamına alınmıştır. Araştırmada veriler toplanırken Hess ve diğerleri (1980) ile Joshi ve Maclean (1997) tarafından geliştirilen ebeveynlerin dönüm noktası/kilometretaşı beklentilerini ölçen anketlerinin düzenlenmesi ve geçerlilik-güvenilirlik çalışmaları yapılması sonucu cronbach alfa değeri .96 olarak bulunmuş formunun yanısıra Singelis (1994) tarafından öz benlik kurgusunu ölçmek amacıyla geliştirilen Self-Construal Scale (SCS) ve Robinson ve diğerleri (1995) tarafından ebeveynlik stillerini ölçmek amacı ile geliştirilen Parenting Style Questionnaire kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda Malay bakıcıların birbirine bağlı öz benlik kurgusu ve otoriter ebeveyn tutumun Anglo-Avusturalyalı bakıcılardan anlamlı derecede yüksek

olduğu bulunmuştur. Gelişimsel dönüm noktalarına bakıldığında ise Malay bakıcıların 6 dönüm noktasından/kilometretaşı 3’üne (uyum, akran ilişkileri, sözel beceriler) Anglo- Avusturalyalı bakıcılardan daha bağlı oldukları bulunmuştur.

Almeida, Abreu-Lima, Cruz, Gaspar, Brandău, Alarcău, Santos ve Machado (2012) ‘Parent Education Interventions: Results from A National Study in Portugal’ isimli çalışmalarında Portekiz’deki farklı aile eğitimi müdahalelerinin etkisini incelemeyi amaçlamışlardır. Bu amaçla 2007 ile 2009 yılları arasında toplumsal sosyal servislerden aile eğitimi müdahaleleri (parent education interventions) alan 540 yetişkin örneklem kapsamına alınmış, bunlardan 39’u son testlerdeki eksiklikleri nedeni ile örneklem dışında bırakılmıştır. Katılımcıların müdahale eğitiminden önce ve sonra iki kere değerlendirildiği bu araştırmada araştırmacılar tarafından geliştirilen katılımcıların çocukları ile ilişkilerini, aile yapısını, sosyodemografik özelliklerini içeren 18 maddeden oluşan anketin yanısıra Abidin (1990) tarafından geliştirilen Parenting Stress Index (PSI-long version), Bavoleck ve Keene (2001) tarafından geliştirilen The Adult-Adolescent Parenting Inventory, Goodman (2001) tarafından geliştirilen Strenghts and Difficulities Questionnaire’in ebeveyn versiyonu ile Dunst, Trivette ve Deal (1988) tarafından geliştirilen The Family Social Support Network Function Scale ve Martín ve diğerleri (2002) tarfından geliştirilen The Personal and Social Support Scale’in birlikte kombinasyonu sonucu oluşan sosyal destek algısını ölçen bir ölçek uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda ebeveynlerin streslerinde, ebeveyn tutumlarının etkililiğinde (empatik cevap verme, cezalandırıcı disiplinin kullanımı, ebeveyn rollerinin desteklenmesi) formal olmayan sosyal destek ağlarını algılanmalarında ve çocuklarının davranışsal ve duygusal güçlüklerinde müdahalenin (intervention) anlamlı pozitif etkisi olduğu bulunmuştur.

Budd, Behling, Li, Parikshak, Gershenson, Feuer, Danko (2012) ‘Measuring Attitudes Toward Acceptable and Unacceptable Parenting Practices’ isimli çalışmalarında kabul edilebilir ve kabul edilemeyen ebeveyn tutumlarını ölçme amacı ile geliştirilen Parenting Questionnaire (PQ)’in geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olup olmadığını test etmeyi amaçlamışlardır. Bu amaç doğrultusunda daha önce ölçme konusunda deneyimi olan 2 psikolog, 1 kültürler arası araştırmacı, 7 klinik çocuk psikoloğu, 5 ebeveyn, 7 henüz mezun olmamış psikoloji öğrencisi ile görüşmeler yapılmış ve bu doğrultuda ölçek formu

oluşturulmuştur. Araştırmanın örneklemine yaşları 18 ile 43 arasında değişen ve ortalama yaşları 19.8 (ss=2.2) olan 1398 öğrenci dahil edilmiştir. Araştırmanın sonucunda toplamda 63 maddeden oluşan ölçeğin Critical Feedback, Supportive Feedback ve Physical Discipline olmak üzere üç faktörünün olduğu ve bunların oldukça yüksek iç tutarlılığa sahip oldukları, toplam varyansın (R2=.38) oldukça iyi olduğu bulunmuştur. Bütün bulgular ölçme aracının bu üç faktör için oldukça güvenilir ve geçerli bir araç olduğunu göstermiştir.

Karakoç Demirkaya ve Abalı (2012) ‘Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Okul Öncesi Dönem Davranış Sorunları ile İlişkisi’ isimli araştırmalarında okul öncesi çağda çocuğu olan annelerin çocuk yetiştirme tutumlarını belirlemeyi, çocuk psikiyatri servisine başvuran ailelerle başvurmayan aileleri karşılaştırmayı ve bu ailelerin tutumlarında etkili olabilecek çocukların sorun olarak tanımlanan davranışları ve anne eğitiminin yerini değerlendirmeyi amaçlamışlardır. Bu amaçla yaşları 24 ile 72 ay arasında olan 200 çocuk ve onların annelerini örneklem kapsamına almışlardır. Araştırmada verileri toplamak amacıyla Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (PARI) ve Çocuk Davranış Değerlendirme Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda da PARI’nin alt boyutlarından aşırı koruyuculuk, katı disiplin, karı-koca geçimsizliği ve ev kadınlığı rolünün reddi ile çocuk psikiyatri servisine başvuran annelerin ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık olduğu ve psikiyatri servisine başvuran annelerin bu alt boyutlarda ortalamalarının yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca araştırma sonucunda lise altı eğitim düzeyine sahip annelerin lise ve üzeri eğitimli annelere göre daha olumsuz tutum sergiledikleri de kaydedilirken buna ek olarak da çocuklardaki psikopatoloji varlığı ile annelerin olumsuz tutumları arasında doğru orantılı bir ilişkinin var olduğu da belirlenmiştir.

Lee ve Kim (2012) ‘Socioeconomic Background Maternal Parenting Style and The Language Ability of Five- and Six-Year-Old Children’ isimli çalışmalarında sosyoekonomik durum ve annelerin çocuk yetiştirme tutumlarının beş ve altı yaşlarındaki çocukların dil becerileri üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamışlardır. Boylamsal araştırma şeklinde tasarlanan araştırmada bu amaçla ilk olarak 5 yaşında olan 578 çocuk daha sonra bu çocukların birinci sınıfa gitmesinin ardından ulaşılan 328 çocuk örneklem kapsamına alınmıştır. Araştırmada veriler toplanırken Uchida, Hamano ve Gotou (2008)

tarafından geliştirilen Maternal Parenting Style Assessment Criteria, Goodman (1997) tarafından geliştirilen Child Sociality Assessment Criteria (Strenghts and Difficulities Questionnaire), Child Language Ability Test, Reading Ability Test, Writing Ability Test, Vocabulary Ability Test, First-Grade Vocabulary Test kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda sosyoekonomik faktörlerin, gelir seviyesinin ve anne babanın eğitim seviyesinin çocukların kelime gücünü direkt etkilediği, annelerin ebeveynlik stillerinin (ebeveyn tutumları) ise çocukların 5 yaşındaki dil testi skorlarını etkilediği bulunmuştur. Dolaylı etkilere bakıldığında ise çocukların birinci sınıftaki dil testi skorlarının 5 yaşlarındaki skorlarından etkilendiği bulunmuştur. Bütün bunlara ek olarak da çocukların dil yetenekleri üzerinde ebeveyn tutumlarının oldukça büyük bir etkisinin olduğu görülmüştür.

McKelvey, Burrow, Balamurugan, Whitside-Mansell ve Plummler (2012) ‘Effects of Home Visiting on Adoloscent Mothers’ Parenting Attitudes’ isimli araştırmalarında ev ziyareti programının annelerin ebeveyn tutumlarının etkisini incelemeyi amaçlamışlardır. Bu amaçla 227 ergenlik döneminde çocuğu olan anne örneklem kapsamına alınmıştır. Araştırmanın verileri toplanırken ailelerin ebeveynliğe yönelik inançlarını ölçmeye yönelik tasarlanan Adult-Adolescent Parenting Inventory (AAPI-2) kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, 114 annenin çocuklarına kötü davrandıkları görülmüştür. Deney ve kontrol gruplarının ilk testleri karşılaştırıldığında toplam risk ve AAPI-2 sonuçları arasında çok dikkat çekici bir farklılık olmadığı görülmüştür. Son test sonuçları değerlendirildiğinde eğitimi alan annelerin çocuklarından uygun olmayan beklentileri (R2= 0.05), fiziksel cezaya

dair inançları (R2 = 0.05), ebeveyn-çocuk rolleri (

R2 = 0.03) ve toplam AAPI-2 puanları

arasında ters orantılı bir ilişki olduğu bulunmuştur.

Amirabadi (2011) ‘Investigating The Relationships Between Parenting Styles And The EI in Children’ isimli araştırmasında Tahran-İran’da okul çağındaki çocukların duygusal zekaları, ebeveynlik stilleri ve zeka bölümleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçlamıştır. Bu amaçla 67 ebeveyn ve bakıcıyı, 87 çocuğu tesadüfi örnekleme metodu ile örneklem kapsamına dahil etmiştir. Araştırmada veriler toplanırken The Emotional Quotients Test, The Parenting Styles Questionnaires, 6-9 yaşları arasındaki çocuklar için Raven’s Colored Progressive Matrices ve 10 yaş ve üzeri çocuklar için Standard Progressive Matrices kullanılmıştır. Verilerin analizleri yapılırken ANOVA ve tanımlayıcı

istatistik yöntemleri kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda koruyucu tutumun ailelerin çoğunluğu tarafından benimsendiği, bunu da demoktratik tutumun takip ettiği bulunmuştur. Ayrıca istatistiksel olarak parametreler arasında anlamlı bir ilişki bulunmamasına rağmen, çocukların duygusal zekaları ve IQ’larında onlarla ilişkide olan ebeveynlerin önemli olduğu bulunmuştur. Bunların yanı sıra duygusal zeka ve IQ üzerinde çevrenin etkili olduğuna dikkat çekilmiştir.

Daemi ve Janbozorgi (2011) ‘The Effect of Parenting Style and Early Maladaptive Schemas on Children’s Self-Esteem’ isimli araştırmalarında benlik saygısının bireysel iyi oluş üzerindeki etkisinden yola çıkarak, ebeveynlik stillerinin (ebeveyn tutumlarının) ve annelerin negatif şemalarının Tahran’daki lise öğrencilerinin benlik saygısı üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamışlardır. Bu amaçla 1260 kişiyi (630 lise öğrencisi, 630 anne) tesadüfi örnekleme metodu ile çalışma grubuna dahil eden araştırmacılar araştırmanın verilerini toplarken öğrencilere Coopersmith Benlik Saygısı Ölçeği’ni, annelerine ise Young Schemes Scales Questionnaire’i uygulamışlardır. Yapılan korelasyon ve regresyon analizlerinin ardından araştırmanın sonucunda annelerin ebeveynlik stilleri (ebeveyn tutumları) ile erken uyumsuzluk şemaları ve çocukların benlik saygıları arasında anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Ayrıca regresyon analizlerinin sonucunda otoriter tutum ve annelerin şema alanları ve şemaları, kopukluk ve reddetmenin duygusal yoksunluk ve duygusal engellenmenin çocukların benlik saygıları üzerinde keskin etkileri olduğu bulunmuştur.

Güner (2011) ‘Okul Öncesi Çocuklar ve Ebeveynlerinin Bağlanma Güvenlikleri İle Çocuk Yetiştirme Tutumları Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi’ isimli araştırmasında çocukların bağlanma güvenlikleri, ebeveynlerin bağlanma güvenlikleri ve çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişkileri incelenmeyi amaçlamıştır. Bu amaçla 4-6 yaş aralığında 65 çocuk örneklem kapsamına alınmıştır. Araştırmada veriler toplanırken Oyuncak Öykü Tamamlama Testi, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri ve Ebeveyn Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda ebeveynlerin bağlanma kaygı ve kaçınma puanları ile annenin kaçınma puanı ve demokratik tutumu arasında negatif yönde bir ilişkinin olduğu tespit edilmiş ve bu sonuca göre de annelerin daha düşük kaçınma puanına sahip oldukça demokratik tutumu benimsedikleri söylenmiştir. Babanın kaygısının tutum ile olan

ilişkisinin incelenmesi sonucunda kaygı ile aşırı koruyucu tutum arasında olumlu yönde ilişkilerin olduğu tespit edilmiş ve bu sonuca göre de yüksek düzeyde kaygıya sahip babaların aşırı koruyucu tutumu benimsedikleri söylenmiştir.

Yalçın ve Türnüklü (2011) ‘Algılanan Anne-Baba Davranışları İle Çocuk Yetiştirme Tutumları Arasındaki İlişki’ isimli çalışmalarında genç yetişkinlerin, çocuk yetiştirme tutumları ile algıladıkları ana-baba davranışları arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamışlardır. Bu amaçla 2009-2010 eğitim öğretim yılında İzmir İli bağımsız anaokullarında eğitim gören 3-6 yaş grubu çocukların ebeveynleri arasından seçkisiz örnekleme yöntemi ile örneklem oluşturulmuştur. Araştırmada veriler Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (PARI) ve Algılanan Ana-Baba Davranışları Envanteri (AAD) kullanılarak toplanmıştır. Araştırmanın sonucunda kontrolcü ve müdahaleci tutumu daha çok kullanan ebeveynlerin; çocukluk dönemlerinde ihtiyaç duydukları zamanlarda aileleri tarafından daha az destek gördükleri, daha tutarsız bir disiplinle büyüdükleri sonucu elde edilmiştir. Ayrıca karı–koca geçimsizliğini daha çok yaşayan ebeveynlerin; çocukluk dönemlerinde daha az koruyucu tutum ve duygusal cezalandırma durumlarıyla karşılaştıkları, çocuk yetiştirirken daha az sıkı disiplin uygulayan ebeveynlerin; çocukluk dönemlerinde başarı için anne ve babaları tarafından daha fazla baskı gördükleri de araştırmanın sonuçları arasındaki yerini almıştır.

Dursun (2010) ‘Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların Davranış Problemleriyle Anne Baba Tutumları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi’ isimli çalışmasında okul öncesi dönemdeki çocukların davranış problemleri ile anne baba tutumları arasındaki ilişkinin belirlenmesini ve aileye ait değişkenler açısından çocuklardaki davranış problemlerinin ve anne baba tutumlarının incelenmesini amaçlamıştır. Bu amaçla Burdur il merkezindeki okul öncesi eğitim kurumlarında eğitim gören 5-6 yaşlarında 233 çocuk ve bu çocukların anne babaları örneklem kapsamına alınmıştır. Araştırma kapsamında veri toplamak amacıyla aileye ait bilgiler için araştırmacı tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu, okul öncesi dönemdeki çocukların davranış problemlerini taramak için Okul Öncesi Davranış Sorunları Tarama Ölçeği (OÖDSTÖ) ve anne baba tutumlarını ölçmek için Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutumları Ölçeği (PARI) kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda genç anne ve babaların aşırı koruyucu ve sıkı disiplinli tutumlarının yüksek olduğu, anne babaların

eğitim düzeyleri yükseldikçe aşırı kontrol, sıkı disiplin tutumlarının ve aile içi geçimsizliğin azaldığı tespit edilmiştir. Ayrıca anne babalardan çalışmayanların çalışanlara göre daha koruyucu ve disiplinli olduğu saptanmış buna ek olarak da babaların annelere göre daha koruyucu, sıkı disiplinli ve daha demokratik oldukları ortaya çıkmıştır. Araştırmada son olarak da okul öncesi dönemdeki çocukların davranış problemleri ile anne baba tutumları arasında düşük düzeyde de olsa bir ilişki olduğu kaydedilen veriler arasında yerini almıştır.

Göktaş Telmaç (2010) ‘Anne Baba Tutumlarının ve Çocukların Davranışsal Özelliklerinin Sihirli Aile Çizim Testi ile İncelenmesi’ isimli araştırmasında 6 yaş çocuğu olan anne-babaların, çocuk yetiştirme tutumları ile çocukların anne-babalarını algılayışları ve çocukların davranış sorunları arasındaki ilişkileri incelemeyi amaçlamıştır. Bu amaçla Adana ve Diyarbakır’da 2009-2010 eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı ve Sosyal Hizmetler Kurumuna bağlı okul öncesi kurumlarına devam eden 6 yaş çocukları arasından seçkisiz örneklem ile seçilen 200 çocuk ve bu çocukların 200’ünün annesi ile 50’sinin babası örneklem grubuna dahil edilmiştir. Araştırmada veriler toplanırken Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (PARI), Çocuk Yetiştirme Biçimleri Ölçeği, Sihirli Aile Çizim Testi, Conners Davranış Derecelendirme Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda babasını birinci sırada çizen çocukların yarısından fazlasının ev kadınlığı rolünü red alt boyutu puan ortalamaları yüksek grupta olan annelerin çocukları oldukları gözlenirken, bu gruptaki annelerin çocuklarının babalarını ikinci sırada çok daha az çizdikleri gözlenmiştir. Ev kadınlığı rolünü reddetme boyutu yüksek annelerin çocuklarının annelerini daha çok saldırgan gruplamasında yer alan bir hayvanla temsil ederken (aslan, kaplan, kartal, yılan, köpek balığı…) düşük puanlar alan annelerin çocuklarının büyük çoğunluğu ise saldırgan olmayan hayvanlar grubundan bir hayvan çizimi ile temsil ettikleri tespit edilmiştir.

Fung ve Lau (2009) ‘Punitive Discipline and Child Behavior Problems in Chinese- American Immigrant Families: The Moderating Effects of Indigenous Child-Rearing Ideologies’ isimli çalışmalarında Çin kökenli Amerikan ailelerin kültürel çocuk yetiştirme inançlarının ebeveynlerin cezalandırıcı disiplin ve çocukların uyumu arasında bir ilişki olup olmadığını araştırmayı amaçlamışlardır. Bu amaçla çocuklarının yaşları 7 ile 17 arasında değişiklik gösteren 107 Çin kökenli Amerikan aileyi örneklem kapsamına alan

araştırmacılar verileri toplarken Straus, Hamby, Finkelhor, Moore ve Runyan (1998) tarafından geliştirilen 22 maddelik The Parent-Child Conflict Tactics Scale’in (CTS-PC) yanısıra, Lieber, Fung, Leung ve Leung’un (2006) Çin kültürünün çocuk yetiştirme inançları ile ilgili çalışmalarında kullandıkları ‘shame’ ve ‘training’ isimli iki boyutu olan ölçeği ve çocukların davranış problemlerini ölçen Achenbach ve Rescorla (2001) tarafından geliştirilen Child Behavior Checklist’i kullanmışlardır. Hiyerarşik regresyon modelinin sonuçları değerlendirildiğinde, çocukların davranış problemleri ile ebeveynlerin cezalandırıcı disiplin metodlarını kullanmaları arasındaki negatif yönlü ilişki üzerinde ebeveynlerin çocukları eğitici (training) ya da utandırıcı (shame) bir şekilde davranmalarından etkilenmediği bulunmuştur. Ayrıca çocuklara karşı benimsenen disiplin ile davranış sorunları arasında bağlantı olduğu, ebeveyn davranışlarının şekillenmesinde kültürel ögelerin etkili olduğu da bulunmuştur.

Tulviste ve Ahtonen (2007) ‘Child-Rearing Values of Estonian and Finnish Mothers and Fathers’ isimli çalışmalarında komşu iki ülke olan Estonya ve Finlandiya’da yaşayan 4-6 yaşları arasında çocukları olan anne ve babaların çocuk yetiştirme değerlerini ve bu uğurdaki amaçlarını incelemeyi amaçlamışlardır. Bu amaçla 57 Estonyalı aile (56 anne ve 47 baba) ile 48 Finlandiyalı aile (48 anne ve 45 baba) örneklem kapsamına alınmıştır. Araştırmada veriler açık uçlu soruların yanısıra ‘çocuğumun ileride çalışkan bir insan olmasını isterim’ gibi maddeleri bulunan 20 maddeden oluşan Tulviste ve Mizera (2006) tarafından geliştirilmiş bir ölçek kullanılarak toplanılmıştır. Araştırmanın sonucunda her iki toplumda da yardımseverlik, öz-yönelim ve güvenilir olmak gibi özelliklere değer verildiği görülmüştür. Ayrıca kibarlık ve nezakete Estonya kültüründe özel bir değer addedildiği görülürken, hedonizme Fin kültüründe özel olarak değer verildiği görülmüştür. Estonyalı ebeveynler ile Finlandiyalı ebeveynler karşılaştırdığında ise, Fin ebeveynlerin yardımseverlik, hedonizim ve kötü alışkanlıklardan ziyade uyum ve başarıyı vurguladıkları, çocuk yetiştirme değerlerinin homojenlik gösterdiği yani aynı aileden gelen anne ve babaların aynı özelliklere değer addettikleri görülmüştür. Bunlara ek olarak Estonyalı annelerin yardımseverlik ve uyuma Estonyalı babalardan daha fazla değer verikleri görülmüştür. Çocuk yetiştirme değerlerine genel olarak bakıldığında ise bu değerlerin çocuğun cinsiyetine göre değişiklik göstermediği ve bulguların genel değerlendirmesinde

değerlerin ebeveynlerin cinsiyetleri ile yetiştikleri kültüre göre değişiklik arz ettiği bulunmuştur.

Şanlı (2007) ‘Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumlarını Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi’ isimli araştırmasında okul öncesi dönemde çocuğu olan annelerin çocuk yetiştirme tutumlarını ve bunları etkileyen etmenleri incelemeyi amaçlamıştır. Bu amaçla 2005-2006 eğitim ve öğretim yılında eğitim gören toplam 390 çocuğun annesi örneklem kapsamına alınmıştır. Araştırmada verileri toplamak amacıyla kişisel bilgi formu ve Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (PARI) kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda yaşı küçük, ev hanımı ve eğitim düzeyi düşük olan annelerin aşırı koruyucu ve sıkı disiplin tutumlarının arttığı bulunurken, eşin eğitim düzeyi yüksek olduğunda annenin olumsuz tutumlardan uzaklaştığı ve demokratik tutumu benimsediği saptanmıştır. Annenin çocuk yetiştirme konusunda bilgi alması durumunda demokratik tutumun arttığı, diğer tutumların azaldığı da kaydedilen veriler arasındadır.

Şentürk (2007) ‘5-6 Yaş Çocuklarının Çalışan ve Çalışmayan Annelerinin Çocuk Yetiştirme Tutumları ile Bu Çocukların Sosyal-Duygusal Uyum Düzeylerinin Karşılaştırılması’ isimli çalışmasında 60–72 aylık çocukların çalışan ve çalışmayan annelerinin çocuk yetiştirme tutumları ile bu çocukların sosyal-duygusal uyum düzeylerini belirlemeyi amaçlamıştır. Bu amaçla 2006–2007 eğitim-öğretim yılında, İstanbul ili Küçükçekmece ilçesindeki 5 ilköğretim okulu bünyesindeki anasınıfı ve 5 anaokulu olmak üzere 10 resmi okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 480 çocuk ile onların anneleri örneklem kapsamına alınmıştır. Araştırmada veriler toplanırken annelerin çocuk yetiştirme tutumlarını saptamak amacıyla Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (PARI) ve çocukların sosyal-duygusal uyumlarını ölçmek amacı ile Önder ve arkadaşlarının (2004) geliştirdiği Marmara Sosyal-Duygusal Uyum Ölçeği’nin 60–72 aylık çocuklar için uyarlanan formu kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda çalışan ve çalışmayan annenin çocuk yetiştirme tutumlarının annenin eğitim düzeyine ve çalışma durumuna, ekonomik durumu değerlendirmelerine, İstanbul’da yaşama süresine, eşleri ile ilişkilerini nasıl gördüklerine, sahip oldukları çocuk sayısına, annelerin yaşına, çocuğun okul türüne göre istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık gösterdiği saptanmıştır. Ayrıca çalışan ve çalışmayan annenin çocuk yetiştirme tutumları ile 60–72 aylık çocuklarının sosyal-

duygusal uyum düzeyi arasında; annenin koruyucu çocuk yetiştirme, baskıya dayalı çocuk yetiştirme, demokratik çocuk yetiştirme tutumlarına göre istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık gösterdiği de kaydedilen veriler arasında yerini almıştır.

Durmuş (2006) ‘3-6 Yaş Arası Çocuğu Olan Ebeveynlerin Kişilik Özellikleri İle Anne- Baba Tutumlarının Bazı Değişkenlere Göre İncelenmesi’ isimli araştırmasında 3-6 yaş arası çocuğu olan ebeveynlerin kişilik özellikleri ile anne baba tutumları arasındaki ilişkiyi

Benzer Belgeler