• Sonuç bulunamadı

Milli Eğitim Yayınevi ve Özel Yayınevinin Birey ve Toplum Adlı Temasındaki Kalıp Yargıları Fark Etme (Bireyin Görüngesini Geliştirme)

BÖLÜM 3: BULGULAR VE YORUM

3.4. Kalıp Yargıları Fark Etme (Bireyin Görüngesini Geliştirme: (İnançları, görüşleri veya Kuramları Yaratma ya da Keşfetme) Stratejisi ile İlgili Bulgular Ve

3.4.1. Kalıp Yargıları Fark Etme Stratejisi ile İlgili Birey ve Toplum Adlı Temadaki Bulgular:

3.4.1.1. Milli Eğitim Yayınevi ve Özel Yayınevinin Birey ve Toplum Adlı Temasındaki Kalıp Yargıları Fark Etme (Bireyin Görüngesini Geliştirme)

Stratejisi ile İlgili Metin Analizleri:

Eleştirel düşünmenin kalıp yargıları fark etme stratejisi ile ilgili Milli Eğitim 5. sınıf Türkçe ders kitabının Birey ve Toplum adlı temasındaki metinlerin içerik analizi sonucunda:

“Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken şaşkınlığını gizleyemiyordu.” (Balon)

Cümledeki büyülenmiş kelimesindeki duygusal yükleme karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

“Çocuk sessizce geri döndü. O ana kadar balonlardan ayıramadığı gözleri dolu dolu olmuş, yürümeye bile gücü kalmamıştı.” (Balon)

102

Cümledeki “yürümeye bile gücü kalmamıştı” ifadesindeki duygusal yükleme karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

“Koşarak ağacın altına doğru yöneldi ve ayakkabılarını aceleyle fırlatıp

tırmanmaya başladı.” (Balon)

Cümledeki ağaca tırmanma olayının basitleştirilerek ifade edilmesi karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

“Çocuk bu sefer ayakta bile duramadı, kaldırımın kenarına oturup baloncunun uzaklaşmasını bekledi. Sonra, dallar arasında parlayan balona uzun uzun bakarak:” (Balon)

Cümledeki “ayakta bile duramadı” ifadesindeki duygusal yükleme karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

“Okuldaki ilk günlerimde yeni ve süslü çantamın verdiği gururla, kibirli kibirli dolaşıyordum.” (Yeni Çantalar da Eskir)

Cümlede karşımıza yeni eşyaların insanlara gurur verdiği ve bu yüzden bu gururun da kibirli kibirli dolaşmaya neden olduğuna dair genellenmiş inanç niteliği taşıyan kalıp yargı çıkmaktadır.

“Kimisi de benim gibi, önce kıyamayıp sonra yıpranan okul çantalarıyla, yokuş aşağı, karların üzerinde yuvarlanıp duruyorlardı.” (Yeni Çantalar da Eskir)

Cümledeki “önce kıyamayıp sonra yıpranan…” ifadesindeki duygusal yükleme karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

“Asıl marifet, imkânsızlıklara rağmen böyle bir karne getirmektir diyerek yeniden Seyfettin’in karnesini gösterdi.” (Yeni Çantalar da Eskir)

Cümledeki “Asıl marifet, imkânsızlıklara rağmen” ifadesindeki duygusal yükleme karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

“Kafası olmadığı için gece gündüz ders çalıştığını söylerdik.” (Yeni Çantalar da Eskir)

103

Cümlede kafası çalışmayan insanların daha çok ders çalıştığına dair genellenmiş inanç niteliği taşıyan kalıp yargı karşımıza çıkmaktadır.

“Zaten ben komşunun oğlunu Şadırvan Yokuşu’nda, çantalı ve çantasız, kızak kayarken hiç görmedim. Uysal bir çocuk olduğu için yolda herhangi bir yere takılıp kalmazdı.” (Yeni Çantalar da Eskir)

Cümlede uysal çocukların yolda herhangi bir yere takılmadan doğru eve gittiklerine dair genellenmiş inanç niteliği taşıyan kalıp yargı karşımıza çıkmaktadır.

Eleştirel düşünmenin kalıp yargıları fark etme stratejisi ile ilgili Özel Yayınevinin 5. sınıf Türkçe ders kitabının Birey ve Toplum adlı temasındaki metinlerin içerik analizi sonucunda :

“Çevremizdeki insanlar bizi bir bütün olarak algılarlar. Biz farkında olmasak da bizim hakkımızda fikir edinirler.” (Beden Dilimiz)

Cümlede insanların her zaman bir bütün olarak algıladıklarına dair kalıp yargı karşımıza çıkmaktadır.

“Çünkü beden dili; ülkelere, kültürlere, ailelere, yaşa, cinsiyete göre değişiklik gösterir.” (Beden Dilimiz)

Cümlede beden dilinin ülkelere, kültürlere, ailelere göre değişiklik gösterdiğine dair genellenmiş inanç niteliği taşıyan ifadeler kalıp yargı olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Örneğin, yediğimiz yemeğin çok güzel olduğunu söylemek istiyorsunuz. Hemen parmaklarınızı uçlarından birleştirerek elinizi yukarı aşağıya sallamaya başlarsınız, değil mi?” (Beden Dilimiz)

Cümlede yemeğin güzel olduğunu belirtmek için yaptığımız hareketin aynı olduğuna dair genellenmiş inanç taşıyan ifade kalıp yargı olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Araştırmalar “evet”in ve “hayır”ın beden diliyle ifadesinin tüm dünyada çoğunlukla aynı olduğunu gösteriyor.” (Beden Dilimiz)

Evet ya da hayır ifadesinin tün dünyada aynı anlama geldiğine dair genellenmiş inanç niteliği taşıdığından dolayı kalıp yargı olarak karşımıza çıkmaktadır.

104

“Beden dili iç dünyamızdan izleri dışarıya yansıtır. Buna çoğu zaman engel

olamayız.” (Beden Dilimiz)

Beden dilimizin sürekli olarak iç dünyamızdan izleri dışarıya atması karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

“Buna göre, hissettiğimiz gibi davranmaktan çok, davrandığımız gibi hissediyormuşuz. Örneğin, sıkıntılı bir insan gibi davranmak, insan bedeninde kimyasal değişiklikler oluşmasına yol açıyormuş. Bu da bazı durumlarda gerçekten iç sıkıntısına neden olabiliyormuş.” (Beden Dilimiz)

Cümlede gerçekleşen olayların her zaman ve her insan için geçerli olduğuna dair genellenmiş inançlar karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

- “Benimle oynar mısın, dedi Küçük Prens. O kadar mutsuzum ki…

- Hayır, dedi tilki. Oynayamam, evcil değilim ben.” (Küçük Prens)

Cümlede oyun oynamak için evcil olunması gerektiğine dair genellenmiş inanç niteliği taşıyan kalıp yargı karşımıza çıkmaktadır.

- “Ama beni evcilleştirirsen, birbirimiz için gerekli oluruz o zaman. Benim için sen dünyadaki herkesten farklı olursun. Ben de senin için eşsiz, benzersiz olurum.” (Küçük Prens)

Cümlede kişi veya hayvanların evcilleştirildiklerinde gerekli olduklarına dair genellenmiş inanç niteliği taşıyan kalıp yargı karşımıza çıkmaktadır.

“Benim yaşamım çok tekdüze, diye anlatmaya başladı. Ben tavuk avlıyorum, insanlar da beni…” (Küçük Prens)

Cümlede tilkilerin yaşamının sürekli tavuk avlamaktan ibaret olduğu ve bu yüzden yaşamının tek düze olduğuna dair genellenmiş inanç niteliği taşıyan kalıp yargı karşımıza çıkmaktadır.

“Bütün tavuklar birbirine benziyor, bütün insanlar da.” (Küçük Prens)

Bütün tavukların birbirine, bütün insanların da birbirine benzediğine dair abartılı genelleme ifadeleri karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

105

“Çok sabırlı olmalısın, dedi tilki. Önce karşıma, şöyle uzağa oturacaksın. Gözümün ucuyla sana bakacağım ama bir şey söylemeyeceksin. Sözler yanlış

anlamanın kaynağıdır. Her gün biraz daha yakınıma oturacaksın.” (Küçük

Prens)

Metinde sözlerin yanlış anlamanın kaynağı olduğuna dair genellenmiş inanç niteliği taşıyan kalıp yargı karşımıza çıkmaktadır.

- “Bir şeyi evcilleştirince, yaşantın boyunca ondan sorumlu olursun.” (Küçük Prens)

Cümlede bir şeyi evcilleştirince ondan yaşamın boyunca sorumlu olacağına dair genellenmiş inanç niteliği taşıyan kalıp yargı karşımıza çıkmaktadır.

“Ben küçükken, sokağımız çok büyüktü. Sonra ben büyüdükçe sokağımız küçüldü. O kadar küçüldü ki benim büyüyen hayatım içine sığmaz oldu.” (Hayat Bir Sokakta Geçer)

Metindeki koyu yazılmış ifade ile yapılan basitleştirme karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

“Bu koskocaman dünyayı görünce sanki büyüyüp büyüyüp sokağından dışarı

taşan kendisi değilmiş gibi yeniden küçülüp bir nokta kadar kalıveriyor.” (Hayat Bir Sokakta Geçer)

Cümledeki “koskocaman” ifadesi karşımıza çıkan duygusal yüklemeler karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

“Biz dünyanın uçsuz bucaksız diyarlarında ne kadar dolaşırsak dolaşalım,

sonuçta hep sokağımızın insanıyız. Ve o sokak da bizim sokağımızdır. Orada kim olduğumuzu hiç unutmayız.” (Hayat Bir Sokakta Geçer)

Cümlelerdeki koyu yazılmış ifadeler abartılı genelleme ve genellenmiş inanç niteliği taşıdıklarından dolayı karşımıza kalıp yargı olarak çıkmaktadır.

106

3.4.2. Kalıp Yargıları Fark Etme (Bireyin Görüngesini Geliştirme) Stratejisi ile