• Sonuç bulunamadı

Yeni öğretim programlarında da “öğretme-öğrenme sürecinde öğrencilerin bireysel farklılıkları dikkate alınmalıdır” ifadesi sıkça yer almaktadır. Bireysel farklılıkları dikkate almak demek sadece öğretme-öğrenme sürecinde farklı yöntem, teknik, strateji kullanmak ya da farklı etkinlikler yapmak değil, aynı zamanda öğrencilerden beklentileri de farklılaĢtırmak anlamına gelmektir. Bu durum, eğitim sisteminin; öğrencileri, kendi yeterliliklerinin farkında olarak düĢünmeye ve üretmeye tevsik edecek Ģekilde iyileĢtirilmesini, yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu anlayıĢla hazırlanan yeni program, bireyin sahip olduğu bilgilerini ve deneyimlerini dikkate alarak, derse etkin katılımını, doğru karar vermesini, problem çözmesini, sağlıklı iletiĢim kurmasını, yaratıcı ve eleĢtirel düĢünme becerilerini geliĢtirmesini sağlayıcı bir yaklaĢımla yapılandırmayı önemsemiĢtir (Demiralp, 2010: 22).

Bilgi yükleme yerine, bilgiyi kullanma ve bilgi üretmeyi amaçlayan eğitim programları geliĢtirilmelidir. Her yaĢtaki öğrenciye değerlendirme, planlama, öncelik sırasına koyma gibi becerileri kazandıracak konular eğitim programına girmelidir. Öğretim yöntem ve teknikleri de öğrencinin düĢünme becerilerini geliĢtirmeyi amaçlamalıdır (Özden,2008: 142).

Yansıtıcı düĢünmenin eğitim için doğurgaları Ģöyle özetlenebilir (Demirel, 2007: 232):

1. Eğitim, öğretmen rehberliğinde çalıĢan bir grubun ortaya koyduğu üründür. 2. Öğrenciler, açık, kesin ve merak uyandırıcı bilgiler sunduğu için harekete geçerler.

3. Öğretmen otoriter olmaktan çok yaptığı hataları kabul etmeye hazır olmalıdır.

4. Öğrencilerin düĢünceli, mantıklı ve düĢündüklerini yansıtan kiĢiler olmaları beklenmelidir.

Yansıtıcı düĢünmeyi geliĢtirme, eğitim programının önemli bir iĢlevi olarak görülmektedir. Çünkü yansıtma öğretmenlerin hedeflerine, hedeflerinin niçin önemli olduğuna ve öğrencilerin bu hedeflere ulaĢmalarına nasıl yardımcı olacaklarına iliĢkin açık kararlar almalarını sağlar. Dikkatli bir planlama olmaksızın gerçekleĢtirilen yansıtma süreci karanlık ve belirsiz olur. Öğrencilerin yansıtıcı düĢünmeyi öğrenmeleri büyük oranda katıldıkları eğitim programının niteliğine bağlıdır. Yansıtıcı düĢünmeyi geliĢtirici bir eğitim ve öğretim programının öğeleri Ģu özelliklere sahip olmalıdır (Demirel, 2007:144-145):

Hedefler öğrencilerle birlikte belirlenmelidir.

Hedefler, öğrencilerin bireysel ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda belirlenmelidir.

Ġçerik, öğrenenin amacından bağımsız olgular, kavramlar, genellemeler vb. ders kitabında bulunabilecek bilgilerden oluĢan bir yapıda olmamalıdır. Ġçerik önemli bir soru, sorun ya da problem üzerinde yansıtmalar yapabilmek için gereksinme duyulan bilgidir.

Öğrenciler, içeriği oluĢturmak için bulabildikleri her kaynaktan bilgi araĢtırmaya güdülenmelidir.

Ġçerik, yalnızca bir ders kitabı kullanılarak oluĢturulmamalıdır. Ġçerik öğrencinin gerçek yaĢamı ile bağlantılı olmalıdır

Öğretme-öğrenme yaklaĢımları öğrencilerin öğrenme biçimleri, geliĢim düzeyleri belirlenen hedefler ve içeriğe uygun olmalıdır.

Öğretme-öğrenme etkinlikleri eğlenceli ve ilginç olmalıdır. Öğretme- öğrenme kinliklerine ilgiyle katılan öğrencilerin neyi, nasıl ve ne kadar öğrendiklerini düĢünme olasılıkları artar.

Öğrenciler arasında iĢbirliğine dayalı bir öğrenme ortamı oluĢturmak da yansıtıcı düĢünmeleri açısından çok önemlidir. Çünkü iĢbirliğine dayalı öğrenme yaklaĢımını kullanan öğrenciler birbirlerine iliĢkin görüĢlerini ve eleĢtirilerini bildirir; birbirlerinin eleĢtirilerini dikkatle dinler; öteki öğrenciler ya da öğretmene grubun süreci, görevi ve grup çalıĢmasının baĢka yönlerine iliĢkin

dönüt verir. Dolayısıyla, kendilerinin ve grubun öğrenme biçimi ve düzeyine iliĢkin yansıtıcı düĢünür1er.

Öğretme-öğrenme etkinliklerinde öğrencilere çözmeleri için problem durumları verilmeli ve çözüm yollarını bulmaya yönelik üst düzeyde düĢündürücü sorular hazırlanmalıdır.

Yansıtıcı tartıĢma etkinliklerine yer verilmelidir. TartıĢma etkinliğinde "Bunu nasıl algılıyorsun? ", "ġimdi söylediğin (açıkladığın, gösterdiğin) bir olgu mudur?", "Bu bir olgu değilse, bir kavram mı?" vb. öğrenciye yönelik sorular planlanmalıdır. TartıĢma etkinliğinde üst düzeyde düĢündürücü sorulara ağırlık verilmelidir.

Değerlendirme etkinliği öğrencilerin bedensel, sosyal, duygusal, biliĢsel geliĢim düzeylerinin hedeflerde tanımlanan düzeyde olup olmadığını ortaya çıkarmaya yönelik olmalıdır. Bu sayede öğrenciler kendilerinin belirlenen hedeflere ne derecede ulaĢtıktan, ulaĢabildikleri hedeflere nasıl ulaĢtıkları ve ulaĢamadıkları hedeflere neden ulaĢamadıkları üzerinde düĢünmeye baĢlar.

Kullandığımız program yansıtıcı düĢünmenin dayandığı ilerlemecilik felsefesine dayanmaktadır. Bu felsefe yansıtıcı düĢünmenin çıkıĢ noktasıdır. Yansıtıcı düĢünme öğrencinin öğrenmelerinden sorumluluk duymasını, kendi hedeflerini belirlemesini ve öğrenme sürecine katılmasını destekler. Ġlerlemecilik akımının bir devamı olan yapısalcılık veya yeniden kurmacılık da 2004 programının temelin oluĢturmaktadır (Demirel, 2004: 25-27).

Bu görüĢe göre eğitim programı kavramlara ağırlık verir ve bütünden parçaya doğru islenir. Öğrenciler kendi öğrenmelerinden sorumlu ve aktif bireylerdir (Saban, 2002).

Ġlköğretim programında genel olarak yansıtıcı düĢünen öğretmen ve öğretim ortamı özellikleri yer almaktadır. Ancak bu programda yansıtma kavramı ve uygulamalarına yeterince değinilmediği görülmekte ve yansıtıcı düĢünmeyi geliĢtirici yaklaĢımlara yer verilmemektedir.

Sorunları etkin bir Ģekilde çözebilen birey ve toplumlar yetiĢtirilmesini hedefleyen ilköğretim programı problem çözme becerisine önem verme açısından yansıtıcı öğrenmeye uygundur. Çünkü yansıtıcı düĢünme bir problem çözme süreci olup, bu becerinin kazandırılması esasına dayanır. Yansıtıcı düĢünmenin sorunları

hissetmek, mantıklı çözümler bulmak ve sonuçları değerlendirmeye dayandığını belirtilebilir.

Ġçerik öğrenciye problem çözme becerisini kazandırmalı ve günlük hayatta kullanacağı bilgileri içermelidir. Ġlköğretim programında konuların öğrenci merkezli ve yaparak-yaĢayarak düĢünmesini sağlayacak Ģekilde olması gerektiğini belirtir. Ayrıca konuların kavram içerikli ve yaĢama dönük olması gerektiği de ifade edilmiĢtir (MEB, 2007). Program ve yansıtıcı öğrenme içeriğin somut konulardan oluĢturulması gerektiğini savunur.

Yansıtıcı öğrenme ortamında öğrencilere verilecek konular somut ve anlamlıdır. Öğrencilerin yansıtma yapabilmeleri için de konular kendileri için anlamlı olmalıdır. Öğrenme ortamını ilginç ve eğlenceli duruma getirmek yansıtıcı düĢünmenin hedefidir.

Türkçe dersi hedefleri

“Dinleme sonucunda neler öğrenebileceğinizi düĢünüyorsunuz? “Bunu niçin dinleyeceğimizi düĢünüyorsunuz?

“Bunu dinlememizin nedenleri neler olabilir?” soruları sorularak öğrenciler dinleme amaçlarını belirlemeye yönlendirilebilir (Ġlköğretim 5. sınıf Türkçe dersi kazanımı).

“Hikâye Haritası” etkinliği yaptırılabilir. Not alarak okur.

Okuduklarından çıkarımlar yapar.

Metindeki düĢüncelerle kendi düĢünceleri arasındaki benzerlik ve farklılıkları belirler.