• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: İLETİŞİM, ÖĞRENME VE EĞİTİM

2.2. İletişim ve Eğitim

2.2.1. Eğitim İletişimi

Thayer, iletişimin fonksiyonlarını göz önünde bulundurarak, örgütsel ortamda iletişimin bir sınıflandırmasını yapmıştır (Güney, 2014, s. 263):

- bilgi sağlayıcı iletişim, - değerlendirici iletişim,

- inandırıcı ve etkileyici iletişim ve - eğitici ve öğretici iletişim.

Bilgi sağlayıcı iletişim biçiminde iş bilgisi alışverişi ile örgütsel yaşamın devamlılığı amaçlanır. Burada örgütsel yaşam, toplumu ve toplumsal grupları da kapsar. Değerlendirici iletişim biçiminde yöneticilerin denetim sonuçlarını ya da bir soruna ilişkin elde ettikleri bulguları masaya yatırarak stratejiler ve faaliyet planları geliştirirler. İnandırıcı ve etkileyici iletişim biçiminde alıcılar iletinin konusuna ilgi duymalı ve iletinin anlamını da anlayabilmelidirler ki, ileti alıcının değer yargılarına aykırı olmamalı ve kişisel ihtiyaçlarına cevap verici nitelikte olmalıdır. Eğitici ve öğretici iletişim, öğretme ve öğrenme süreçlerinde eğitmen (kaynak) tarafından kullanılan ve amaca yönelik yöntemler içeren iletişim becerileri ve yetkinliklerdir (Friedrich, 1987, s. 4).

Eğitici ve öğretici iletişim, bir başka açıdan, bireylerin nelerin yapılması ve nelerin yapılmaması konusunda diğer bireyleri eğitmesini ifade etmektedir. Bu iletişim biçiminde alıcı durumunda olan bireylerin, gönderilen iletinin konusunu anlaması gerekirken, aktarılan bilgi ve haberlerin alıcının ve örgütsel görevin amaçları ile uyumlu olması gerekmektedir. Alıcı tarafından kaynağa gönderilen geri bildirimler çatışmaya yol açmamalıdır. Eğitici ve öğretici iletişimde, alıcı bireyin bilişsel süreçleri kullanılarak algılarının bellekte yapılandırılması hedeflenir. Bu nedenle alıcı bireye iletilen içerik, alıcının hâlihazırda bildikleriyle öğreneceği arasında bir bağlaç olarak da kullanılmalıdır. Eğitici ve öğretici iletişim, bireyin zihinsel düşünme süreçlerine odaklandığından dolayı, eğitmenin (yani kaynağın) algıda seçiciliği kullanması ve empati uygulaması gereklidir. Empati; bireyin, kendisini karşısındaki bireyin yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır (Dökmen, 2003, s. 135). Bu çabanın karşıdaki bireye hissettirilmesi ya da davranışlarla gösterilmesi de gerekmektedir. Hurt, Scott ve McCroskey’e göre, bilme ve öğretme arasındaki fark, iletişimdir (Hurt, Scott, & McCroskey, 1978, s. 3). Amacını başarmış bir iletişim için, iletişim sürecinin plansız olarak kesintiye uğramaması gereklidir. Thayer, iletişimi engelleyici etmenlere kapsamlı

22

bir yaklaşım getirmiştir (Thayer, 1986, s. 128). İletişimi ve iletişimin etkililiğini engelleyen etmenler; - örgütsel, - bireylerarası, - bireysel, - ekonomik, - coğrafi ve

- kanal ve iletiden kaynaklanan

etmenler olarak sınıflandırılmaktadır. Öğretme-öğrenme sürecinde bunun anlamı, eğitmenler ile eğitilenler (öğrenciler) arasındaki iletişimin başarısı için, hem ortamın uygun şeklide düzenlenmesi, hem de bireylerin iletişime uygun davranışlarda bulunmaları ön şartlarının var olması gerektiğidir (Deryakulu, 1992, s. 790).

Yukarıdaki tanımların da işaret ettiği üzere, eğitim bir iletişim sürecidir. İletişimde bulunmaksızın eğitimi gerçekleştirmek olası değildir.

Son yıllarda bilgi aktarımını, iletişim kuramlarına dayandırma amaçlı çalışmalar üzerinde yoğunlaşıldığı gözlemlenmektedir (Deryakulu, 1992, s. 528). Daha etkili öğretme-öğrenme süreçlerine ulaşılması amacıyla, iletişim ile ilgili kuramsal yapının incelenerek eğitim kuramları ile bağdaştırılmasına yönelik yapılan çalışmalar, yeni bir araştırma alanı yaratmış ve bu alan eğitim iletişimi olarak adlandırılmıştır. Eğitim, genel anlamda istenilen yönde davranış değişikliği gerçekleştirme sürecidir. Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışında meydana gelen değişme ise öğrenmedir. Dolayısıyla eğitim istenen (beklenen, planlanan, hedeflenen) öğrenmeleri oluşturma süreci olarak da tanımlanabilir. Bireyler, toplumsal yasam için kendisine gereken bilgi, beceri, davranış ve rolleri iletişim yoluyla öğrenmektedir. İletişim, davranışları şekillendirmektedir. İletişim ve eğitim, birbirinden ayrılmaz iki kavramı ifade etmektedir. Bunun temel nedeni, eğitim amaçlarını gerçekleştirmenin tek yolunun iletişim kurmaktan geçmesidir. Watson 1924’te, içgüdü kaynağı haricindeki tüm insan davranışlarının, öğrenme sonucu oluştuğu önermesini yapmıştır (Watson, 2017, s. xii). Vygotsky, hemen hemen tüm öğrenmelerin, lisanı kapsadığını belirtmiştir (Vygotsky, 1978, s. 102). İnsan iletişimi, entelektüel bir zihin geliştirmede ve bilginin aktarılmasında temel rol oynar. Eski dönem Platon eserlerinde olduğu kadar modern felsefede de iletişim ve öğrenme arasındaki bağlantıları bulabiliriz. İletişim, düşünme ve öğrenme arasındaki ilişki pek çok felsefi analizde ortaya çıkmaktadır; örneğin, Dewey'in Nasıl Düşünürüz (1910) ve Wittgenstein'ın Felsefe Araştırmaları (1953) adlı eserleri.

23

İletişim, düşünme ve öğrenmenin temel unsurlarından biridir ve ifade etme ve paylaşma için vazgeçilmezdir. Dahası, iletişim yöntemleri, öğrenme çıktılarını etkileyebilir ve eğitim sistemi ve performans ortamlarının tasarımını, uygulanmasını ve değerlendirilmesini etkileyecektir.

Yukarıda da verildiği üzere; bilme ve öğretme arasındaki fark, iletişimdir (Hurt, Scott, & McCroskey, 1978, s. 3). Aynı şekilde, Richmond, McCroskey ve Mottet için, öğretme-öğrenme süreci (bkz Şekil 2-9), özünde bir iletişim sürecidir (Richmond, McCroskey, & Mottet, 2006, s. 9).

Şekil 2-9: Eğitim İletişimi

Kaynak: Richmond, V., McCroskey, J. & Mottet, T. (2006). Handbook of Instructional Communication: Rhetorical and Relational Perspectives. London: Routledge, s.9.

Deryakulu, eğitim sürecinin iletişim süreciyle temelde eş süreçler olduğunu ve iyi bir eğitim için iyi bir iletişimin ön koşul olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle de, iletişim kuram, ilke ve tekniklerinin, eğitim sürecini etkin ve verimli uygulamalara dönüştürmek için kullanılması, “Eğitim İletişimi”nin bir çalışma alanı olarak geliştirilmesi sonucunu doğurmuştur (Deryakulu, 1992, s. 791). Eğitimde, temel bilgi aktarma yöntemi bireyler arası iletişimdir. Sadece eğitmen-eğitilen değil, eğitilen-eğitilen arasındaki iletişim de eğitimin bir parçasıdır ve tüm bu iletişimler iki yönlüdür. Eğitim iletişimi, bireyin zihinsel düşünme süreçlerine odaklandığından dolayı, eğitmenin (yani kaynağın) algıda seçiciliği kullanması ve empati uygulaması gereklidir. Empati; bireyin, kendisini karşısındaki bireyin yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır (Dökmen, 2003, s. 135). Bu çabanın karşıdaki bireye hissettirilmesi ya da davranışlarla gösterilmesi de gerekmektedir. Eğitim iletişimi, Güler’e göre, eğitmen tarafından kanal, ileti ve iletişim

Öğretme Tatmini Eğitmen Yeterliliği Eğitmen Uygunluğu Eğitmen  Eğitilen İletişim Eğitilenin Öğrenmesi Eğitilen Motivasyon u Eğitilen Uygunluğu

24

araçları kullanılarak eğitilende istenen yönde bilgi geliştirme süreci olarak tanımlanabilir (Güler, 1990, s. 104),

Yukarıdaki tüm kaynaklar, eğitim iletişiminde iletinin; öğrenilen ya da öğrenilecek olan içerik olduğunu doğrulamaktadır. İstenen yönde bilgi geliştirme süreci, doğru- uygun-yeterli-gerekli içeriğin, doğru-uygun-gerekli zamanda, doğru-uygun-yeterli-gerekli kanallar kullanılarak iletilmesi ile başlar. İçeriğin kaynak ve alıcı arasında gidip gelirken anlam ve bilgi kaybına uğraması, gereksiz ayrıntılar içeriyor olması, kullanılan zamanın gereğinden uzun yahut kısa olması gibi iletişimi ve dolayısıyla eğitimi olumsuz yönde etkileyecek unsurlar da doğal olarak bulunacaktır.

Spector da eğitim iletişimini; fikirlerin, verilerin ve bilginin ifade edilmesi ve paylaşımına yönelik biçim, araç ve yöntemlerin, öğrenmeyi ve öğretmeyi desteklemek amacıyla kullanılması olarak tanımlamaktadır (Spector, 2008, s. 21). Şimşek’e göre; eğitim alanında iletişim unsurları açısından; kaynak eğitmen; alıcı ise eğitilendir. İleti öğretilen, kodlama kullanılan eğitim yöntemleri ve kod açma ise öğrenme stratejileri şeklinde ele alınabilir. Geri bildirim, eğitsel iletişimde değerlendirme şeklindedir (Şimşek A. , 2000, s. 21). İstenen yönde bilgi geliştirme sürecinin bir parçası, içeriğin doğru- uygun-yeterli-gerekli kanallar kullanılarak iletilmesi olduğuna göre, eğitim iletişimi yaklaşımlarında, bu parçaya da değinilmiş olması gerekir. Nitekim Collier eğitim iletişiminin, öğrenme sürecini geliştirecek sistemlerin, tekniklerin ve yardımların uygulanmasını da içerdiğini ortaya koymuştur. Bu yaklaşımın dört temel özelliği bulunmaktadır (Aydın, 1998, s. 363):

- eğitilene kazanım amaçlarının aktarılması,

- eğitim konusunun yapılandırılması ve çözümlenmesi için öğrenme ilkelerinin uygulanması,

- eğitim materyallerinin sunumu için uygun ortamların seçimi ve kullanılması, - materyallerin ve dersin etkililiğinin ölçülebilmesi için eğitilen performanslarının

değerlendirilmesinde kullanılacak uygun ölçme yöntemlerinin seçimi ve kullanılması.

Shannon ve Weaver'ın bilgi kuramı (1949), Wiener'in sibernetiği (1950) ve Berlo'nun İletişim Süreci Modeli’nden (1960) hareketle, eğitim kuramcıları eğitim problemlerini, iletişim sorunları olarak ele almışlardır. Spector’a göre, iletişimin geliştirilmesi, ileti genişletme, alıcıların eşleştirilmesi, dil bilgisini iyileştirmek, göndericiye alıcının algısı hakkında daha iyi geribildirim sağlamak gibi eğitim sürecinin zayıf noktalarını tespite ve onları iyileştirmeye yönelinmiştir (Spector, 2008, s. 11).

25

Eğitim iletişimi, bir bilimsel alan olarak ele alınmaya 1960’lı yıllarda başlamış ve günümüze kadar çeşitli kuramlar üretilmiştir. Bu kuramların içinde öğrenme kuramları öncelikli durumdadır ki, bu kuramlar yukarıda sunulmuştur. Öğrenme kuramları içinde, eğitim iletişimi alanına en çok katkı yapmış olanlar, davranışçı ve bilişsel kuramlardır. Black’in ortaya koyduğu programlı eğitim kapsamında davranışçı yaklaşımın önerdiği;

- gözlenebilir, ölçülebilir çıktılar,

- eğitilenlerin hazır olma düzeylerinin ölçülmesi,

- aktarılacak bilginin küçük parçalar halinde sunulması, - eğitilenlerin gösterdiği başarının ödüllendirilmesi

gibi ilkeler bugün de birçok eğitim tasarımı kuramınca önerilmektedir (Aydın, 2000, s. 185). Ancak Aydın’a göre, davranışçı yaklaşımın, insan zihninin öğrenme ve davranış üzerindeki etkisini kabul etmemesi ve öğrenme-öğretme sürecinde insancıl duyguları önemsememesi; eğitim iletişimindeki etkisinin azalmasına ve genelde insan algılaması, bellek süreçleri, düşünme gibi zihinsel işlevleri inceleyen bilişsel yaklaşımın önem kazanmasına neden olmuştur (Aydın, 2000, s. 186)

Bilişsel yaklaşımın, eğitim iletişimi alanındaki uygulamalarından başlıcaları şunlardır:

- Öğrenme stratejileri: eğitilenlerin bilgiyi algılama, kod açma, depolama ve geri çağırma işlemlerini kolaylaştırmak için türettikleri yöntemlerdir.

- Öğrenme biçimi: Eğitilennin genel ve alışık olduğu şekilde sorun çözmesi, düşünmesi, algılaması ve hatırlamasıdır.

- Ön düzenleyiciler: Yeni bilgiyi var olanlarla ilişkilendirmek ve ana hatlarını tanıtmak için öğrenme-öğretme sürecinin başında sunulan genel uyarıcılardır.

- Eğitim olayları: Gagné'nin, eğitimin içsel öğrenme işlemlerinin desteklenmesi amacıyla tasarımlanmış bir dizi dışsal olayı içerdiğini ileri sürdüğü eğitim modelidir. Eğitim olayları şunlardır (Gagné, 1985, s. 246):

o dikkat çekme,

o amaçların eğitilene bildirilmesi, o ön bilgilerin hatırlatılması, o bilginin sunumu,

o yönlendirmenin sağlanması,

o beklenen performansın ortaya çıkarılması,

o performansın iyileştirilmesi için geribildirimde bulunulması, o performansın değerlendirilmesi ve

26 o kalıcılığı ve aktarmayı güçlendirme.

- Durumlu öğrenme: Durumlu biliş kavramına dayandırılarak geliştirilmiş bir yöntemdir. Brown, Collins ve Duguid durumlu bilişi, bilginin kullanıldığı kültürden, bağlarından ve etkinlikten etkilendiği biçiminde açıklamıştır (Brown, Collins, & Duguid, 1989, s. 32). Durumlu öğrenmenin üstünlükleri; o bireylere, bilgilerini uygun şartlar altında kullanmalarının öğretilmesi, o eğitilenleri sorun çözmeye iterek, yaratıcılıklarını hızlandırması,

o eğitilenlere sınıf içinde öğrendiklerinin gerçek yaşamda ne işe yaradığını göstermesi ve

o öğrenilen bilginin benzer durumlara kolayca aktarımını sağlaması biçiminde özetlenmiştir.

- Bilişsel araçlar: Bilişsel araçlar, düşünmeye, sorun çözmeye ve öğrenmeye yönelterek insanın zihinsel güçlerini geliştirmeyi amaçlayan teknolojilerdir. Eğitim anlayışı; bilgiyi transfer etmekten, aktif öğrenmeyi yönetmeye, anlamayı kolaylaştırmaya ve kavramsal (conceptual) değişimi cesaretlendirmeye; sadece bilgiyi alandan, bağımsız öğrenen yaratmaya; öğrenmeyi kolaylaştırmaya; araştırmaya yönelik eğitime; bireyselden işbirliğine dayalı çalışma için ortam hazırlamaya doğru kaymıştır (Entwistle, N., Skinner, D., Entwistle, D., Orr S., 2000, s. 2).

Tek yönlü bilgi aktarımı, yerini çift yönlü iletişime bırakmıştır. Geri bildirim, eğitim iletişiminde değerlendirme şeklini almıştır. Eğitim iletişiminde özel bir unsur olarak yeni bir kavram belirginleşmiştir; ileri besleme. İleri besleme, sistematik eğitim tasarımını kapsamaktadır (Şimşek A. , 2000, s. 21). Eğitim iletişimi yaklaşımı, aşağıdaki iletişimsel becerilerin kullanılmasını içerir:

- tutku ve adanmışlık,

- adil olmak (eğitilenleri bireyler olarak da anlamak),

- eleştirel düşünme (eğitmenin, içeriği farklı şekillerde ve farklı perspektiflerden aktarması),

- mizah ve eğlence (eğitmenin eğitilenlere ulaşılabilirliğin artırılması, öğrenme görevlerini üstlenmeyi kabullenmelerini kolaylaştırma ve ilham verme). Eğitim iletişimi, artık yalnızca eğitilenleri değil tüm bireyleri de hedeflemektedir. Çok ortamlı öğrenme altyapıları, eğitilenlere daha özgür ve bireysel öğrenme olanaklarını sunmakta, öğrenme kaynaklarını çeşitlendirmektedir. Bu yaklaşımda, eğitilenler arasındaki karşılıklı etkileşim yüksektir (Şimşek A. , 2000, s. 158). Eğitim

27

iletişimi eğitilenlerin, aktarılan içeriği kendi hayatlarına uyarlamalarını hedefler (Weheba & AbdElKader, 2007, s. 127).

İletişim; bilgi üretme, iletme ve anlamlandırma süreci olarak tanımlanır (Erdoğan İ. , 2000, s. 57). İletişimin amacı bilgiyi kavramak, yani öğrenmeyi gerçekleştirmektir. Öğrenme, iletişim süreci sonucunda bireyde davranış değişikliğinin oluşması demektir. İletişim gerçekleşmedikçe öğrenme de gerçekleşmeyecektir (Ergin, 1995, s. 228). Hülasa öğrenme, bireyler arası iletişim ve bireyin kendisiyle iç iletişimidir. Dewey’in de tespit ettiği üzere, “tüm iletişim öğreticidir” (Dewey, 1916, s. 6).

Benzer Belgeler