• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: ULUSLARARASI ĐKTĐSAT TEORĐSĐ KAPSAMINDADOĞRUDAN

1.1. Dysy’nın Tanımı, Kapsamı ve Tarihsel Süreci

1.1.4. DYSY’nı Etkileyen Faktörler

Yatırımcılar, bir ülkede DYSY kararı almadan önce, pek çok yönden yatırımın yapılacağı ülkeyi incelemekte ve sonra nihai kararını vermektedirler. DYSY yapan yabancı yatırımcıları kendi ülkeleri yerine başka ülkelerde yatırım yapmaya iten nedenler arasında ekonomik nedenler ön sırada yer almaktadır. DYSY’nın amacı daha fazla kâr elde etmek olduğu için gideceği ülkedeki işgücünün maliyeti, eğitim düzeyi ve vasfı, pazarın genişliği, ulaşım imkanları, hammaddenin bolluğu ve maliyeti, enerji imkanları, yatırım için gerekli altyapının varlığı, siyasi ve ekonomik istikrar gibi konular bu tür yatırım kararının alınmasında etkili olmaktadır.

Ekonomik, siyasi ve hukuki iklimin elverişli olmadığı bir ülkeye yabancı yatırımcı gitmek istemez. Ev sahibi ülkenin ekonomik iklim olarak ekonomik istikrara sahip, cazip bir pazar, uluslararası pazarlara açılımı kolay, ucuz ve kaliteli hammadde kaynaklarına sahip, iletişim, taşımacılık alanlarında alt yapısının gelişmiş olması gerekir. Yine ev sahibi ülkenin siyasi iklim olarak siyasi istikrara sahip olması, ayrıca yabancı yatırımların gelmesine arzulu olması gerekir. Hukuki iklim olarak da yabancı

yatırımcıların yatırımıyla ilgili yatırımına el konulması, yatırımının kamulaştırılması, kârların transferi durumlarında ve benzeri konularda hukuki bir sorun çıktığında önünü görebileceği adil bir hukuki düzenlemenin yapılmış olması ve işleyen bir hukuki alt yapının varlığı gerekir (Tiryakioğlu, 200:167-168).

DYSY yapılacak ülkenin altyapı tesislerinin varlığı yanında konumu da yabancı yatırımcıları ilgilendiren unsurlar arasındadır. Ulaşımın kolay olması, ulaşım alternatiflerinin varlığı, iletişim olanaklarının durumu yabancı yatırımcıları yakından ilgilendirmektedir. Bununla birlikte para piyasası, döviz piyasası ve gümrük mevzuatındaki serbestlikler de yabancı yatırımcılar tarafından önemsenmektedir.

DYSY yapılacak ülkenin sahip olduğu sosyo-kültürel değerler de yabancı yatırımcıları etkilemektedir. GOÜ’de milli hislere yapılan bazı vurgular ve iç çekişleri dışa yansıtmak için yürütülen bilinçli politikalar, yabancı sermaye karşıtı görüşlere güç kazandırmakta ve aleyhteki tepkilerin artmasına yol açmaktadır. Yabancı yatırımcıların kültürlerini tanıdıkları, alışkanlıklarını ve tepkilerini bildikleri bir ülkede yatırım yapmaları daha kolay olmaktadır.

Ülkedeki eğitim düzeyi de yabancı yatırımcılar tarafından çok önemsenir. Eğitim düzeyi düşük ülkelere yabancı yatırımları çekmek için halkı bilinçlendirme ve söz konusu yatırımların ülke ekonomisine olası katkısını vatandaşlarına anlatacak politikaları sabırla uygulamaları gerekir. Yabancı yatırımcı için yüksek kâr, istikrarlı bir siyasi ve ekonomik ortam, demokrasinin varlığı, yabancılara karşı toplumun olumlu yaklaşımı, mevzuatlardaki kolaylık ve avantajlar çok önemlidir. Bilinçli bir yabancı yatırımcı elindeki bütün imkanları uygun şartlarda değerlendirmek isteyecektir.

DYSY kararının alınmasında diğer önemli nedenler arasında hammadde kaynakları sağlama, üretimdeki farklı maliyetleri tek yönetim altında birleştirme, üretimle ilgili aktarılamayacak bilgiler, işletmecilik ünvanının korunması, ithalatçı ülkenin koyduğu gümrük vergisi ve kotaları aşma, taşıma giderlerinden kurtulma, yurt içindeki kısıtlamalardan kurtulma, üretim esnekliği sağlanması ve riskin dağıtılması, ucuz yabancı üretim faktörü kullanımı sayılabilir.

Özyıldız (1998) DYSY’nı etkileyen faktörleri makro faktörler olarak şöyle sıralamaktadır:

Üretim sürecinde sermaye ve teknoloji yoğun tekniklerin kullanımının artması işçi kullanımını azaltmakta ve dolayısıyla çalışma yerine ilişkin reformlar daha yoğun olarak gündeme gelmektedir.

Bölgesel ticari blokların hızlı gelişimi uluslararası ticareti olumlu etkilemekte ve iç piyasaların daha çok rekabete açılmasına ve dolayısıyla uluslararası rekabete açılamayan yerli şirketlerin bazı sorunlarla karşı karşıya kalmamak için yabancı ortak yatırımlara yönelmelerine neden olabilmektedir. Bu da DYSY’na daha açık piyasaların oluşmasına katkıda bulunmaktadır.

Yetişmiş işgücüne ve esnek işgücü piyasalarına olan ihtiyaç bilgiye dayalı teknolojilerin uygulanmasında ve tüketiciye yönelmiş, girişimci ve satış kabiliyeti olan işgücü talebini artırmaktadır. DYSY bu tür ucuz işgücünün bulunduğu ülkelere yönelmektedir.

Đşletmelerin daha geniş pazarlara ulaşabilmesi amacıyla globalleşmesi sonucunda üretim, hizmetler ve sonraki hizmetlerin hedef pazarda veya yakınında olması zorunluluğu da diğer bir etkendir.

Bilgiye dayalı endüstrilerin gelişmesi, bu alanda rekabetin oldukça yoğun olması nedeniyle yeniliklerin, enformasyonun bulunduğu yerlere yatırım yapma arzusu gelişmektedir.

Uzun vadeli karşılaştırmalı üstünlük sağlayan bölgelerde, ana şirketin üretim faaliyetlerini destekleyen diğer üretim faaliyetlerinin yoğunlaştırılması maliyetleri azaltan bir etkendir. Böylelikle ana şirkette, gerekli altyapısı genişlemeye, destekleme faaliyetlerine, promasyona ve arza açık olan bölgelere yatırım yapma arzusu oluşmaktadır.

Girdilerin, üretimin globalleşmesindeki gelişmelere bağlı olarak artan bir oranda uluslararası bir karakter kazanması sonucunda, yatırım yapacak şirketler için yatırım yapılacak yerin önemi artmaktadır.

Üretimde otomasyonun ve yeni teknolojilerin kullanımının artması, sanayide geleneksel işgücü becerilerinin üretim sürecindeki önemini azaltmaktadır.

Emek yoğun üretim yapan şirketlerin ucuz işgücünün bulunduğu bölgelere yatırım yapması daha yüksek kâr realizasyonunun sağlanması açısından önemli olmaktadır.

Sonuç olarak sayılan faktörlerin üretimin belli merkezlerde yapılma zorunluluğunu ortadan kaldırması DYSY’nın giderek daha mobil bir hal almasını mümkün kılmaktadır. Bu gelişmelerin doğal sonucu olarak gelişmekte olan ülkeler arasında DYSY’nı çekebilme konusunda rekabet kızışmakta ve daha fazla tavizlerin verilmesi mümkün olmaktadır.

Gelişmekte olan ülkelerde iç finansal serbestlik ve kamu borç yükünün reel faiz oranlarını artırması, bu ülkelere DYSY kararlarını olumsuz yönde etkilemekte ve özel yabancı sermaye girişlerini spekülatif nitelikli kısa dönemli kazanç peşinde koşan portföy yatırımlarına dönüştürmektedir. Bir süre sonra ulusal paranın yabancı paralar karşısında aşırı değerlenmesi, artan cari açık ve kamu açığı nedeniyle kendini hissettiren devalüasyon beklentisi ve belirsizlik yabancı sermaye kaçışlarını hızlandırırken DYSY girişlerini olumsuz etkileyebilmektedir (Bedestenci, H.Ç. ve Kara, M.A., 2004; 262-263).