• Sonuç bulunamadı

16/4 NUMARALI DÜVEL-İ ECNEBİYE DEFTERİ VE TRANSKRİPSİYONU

37: Draç kadısına ve Draç kalʻası dizdârına hüküm k

Elçi-i mûmâ ileyh südde-i saʻâdetime ʻarzuhâl gönderüb memâlik-i mahrûsemden deryâ

yüzüne giden gemiler ve kadırgalar ve donanmalar deniz yüzünde Venedik gemilerine buluşurlar ise birbirine dostluk edüb zarar ve ziyân eylemeyeler, ânlar dahi fermân-ı şerîfimle deryâ yüzüne çıkmış donanma ve kadırgalarıma ve sâ’ir deryâ yüzünde yürüyen gemiler ile buluşduklarında yelkenlerin indirüb dostlukların bildüreler ve eğer yelkenlerin indirüb dostlukların bildirdiklerinden sonra zarar ve ziyân edecek olurlar ise eğer gemi ve davar ve âdem ve esbâb ziyanıdır her ne ise yerine konula hem-çünân ânların kadırgaları ve gemileri ve donanmaları dahi deniz yüzünde benim gemilerim veyâhûd rencber gemilerine buluşurlar ise dostluk üzere geçüb zarar ve ziyân etmeyeler ve eğer gemiler ve âdemler ve esbâb ve davar ziyânıdır her ne ise yerine koyalar ve gayri vilâyetin dahi barçalarına ve kadırgalarına ve gayri gemilerine râst geldiklerinde Venedik beyleri kendü adalarına ve hisârlarına ve limanlarına sığındırmayub durgurmayalar. Tutmak mümkin olur ise tutub mecâl vermeyüb haklarından geleler. Benim tarafımdan dahi ol vechile ʻamel olunub gayri vilâyetin harâmî gemilerin ve barçaların ve kadırgaların limanlarıma ve hisârlarıma sığındırmayub tutmak mümkin olursa tutub mecâl vermeyüb haklarından geleler. Eğer Mağrib’in levend kalyataları ve gayri yerlerin korsan kayıkları deryâda ve sâ’ir karada olan harâmîler varub Venedik’e tâbiʻ olan adaları ve gayri yerlerini urub âdemlerin esîr edüb götürüb Rumili ve Anadolu’da ve Mağrib ve sâ’ir yerlerde satub veya kendüler kullanub bu makûle esîr her kimin yedinde bulunursa bilâ-tereddüd ellerinden alınub Venedik beylerinin bayloslarına veyâ kâ’immakâmlarına veyâhûd vekîllerine teslîm edeler. Ol harâmî levend ele getürülüb muhkem haklarından gelinüb ve ol esîr Müslüman olmuş ise âzâd olub salıverile

deyu ʻahidnâme-i hümâyûnda mastûr ve mukayyed iken iki kıtʻa Mağrib korsanı sefîneleri Venedik körfezine gelüb korsanlık ve nice tüccâr sefînelerin gâret edüb birisi aldıklarıyla Mağrib’e revâne olub birisi yine Venedik körfezinde korsanlığa meşgûl ve Venedik’e tâbiʻ mahallin sefînelerinden iki kıtʻa rencber sefînesini ahz ve emtiʻasıyla Ülgün iskelesine gelüb ve Draç kalʻasında topçubaşı olan Mustafa nâm kimesne dahi Venedik körfezinde korsanlık içün kendü malıyla firkate ihdâs eyledüğünden mâʻadâ ol korsanlar ile yek-dil ve yek-cihet olmağla aldıkları sefîneyi emtiʻasıyla iştirâ eyledim deyu ahz ve baʻdehu Draç iskelesine getürüb ve korsan kapudânını ʻahidnâme-i hümâyûna mugâyir kendü evinde iskân ve zâd ü zevâdesini bi’l-külliye görüb himâyet ve sıyânet edüb mezbûr ile maʻan fesâddan hâlî olmaduğun bildirüb ol bâbda hükm-i hümâyûnum ricâ etmeğin ʻahidnâme-i hümâyûna mürâcaʻat olundukda vech-i meşrûh üzere olduğu mastûr ve mukayyed bulunmağın imdi

mezkûr topçubaşı Mustafa’nın ʻahidnâme-i hümâyûna mugâyir bu makûle taʻaddîsi vâkıʻ ise ahz ve Draç kalʻasında kalʻa-bend olunub der-i devlet-medârıma iʻlâm olunmak bâbında fermân-ı ʻâlîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki ( ) vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan fermân-ı celîlü’l-kadrim mûcebince kalʻa-bend ve sıhhati üzere der-i devlet-medârıma ʻarz ve iʻlâm edüb fermân-ı şerîfim sâdır olmadıkça ıtlâk eylemeyüb emr-i şerîfimin mazmun-ı münîfi ile ʻâmil olasız şöyle bilesiz. Fî evâ’ili B sene 1112.

[37]

38: Draç ve ( ) kadılarına hüküm ki

Kıdvetü ümerâi’l-milleti’l-Mesîhiyye âsitâne-i saʻâdetimde olan Venedik’in büyükelçisi Lorenço Soranço Kavaliyer Prokurator hutimet ʻavâkıbuhu bi’l-hayr südde-i saʻâdetime ʻarzuhâl gönderüb Venedik tüccârı getürdükleri ve alub götürdükleri emtiʻanın gümrüğün kânûn-ı kadîm üzere verüb bir vechile rencîde olunmak îcâb eylemez iken Draç iskelesi emîni olanlar kanâʻat eylemeyüb gümrükden mâʻadâ kapudânlık resmi nâmıyla dahi yüz guruşda on guruş taleb ve ol vechile tüccâr ve kapudânlarını rencîde etmekle bundan akdem ʻahidnâme-i hümâyûn mûcebince menʻi içün emr-i şerîfim verilmişiken mâliyye tarafından emr-i şerîfim ihrâc etmekle yine Venedik sefînelerinden vech-i meşrûh üzere akçe talebiyle dahi rencîdeden hâlî olmadıkların bildirüb ol bâbda hükm-i hümâyûnum ricâ etmeğin ʻahidnâme-i hümâyûna mürâcaʻat olundukda mahrûse-i İstanbul’da ve Beyrut ve Trablus iskelelerinde ve sâ’ir

yerlerde eğer akçe ve metâʻdır evvelden olugelene muhâlif ihdâs olunan bidʻatler refʻ olunub kadîmden ne vechile olugelmiş ise âna göre ʻamel olunub kânûn-ı kadîme mugâyir kimesneye taʻaddî etdirilmeye deyu mastûr ve mukayyed iken Draç iskelesine re’islik ile gelüb yüklenen

ve boşanan sefînelerden resm-i kapudânlık alınmak üzere mâlikâne sâhibine mâliyye tarafından verilen emr-i şerîfimle müste’men sefînesine dahi müdâhale etmekle hilâf-ı ʻahidnâme-i hümâyûn taʻaddîsi menʻ olunmak emrim olmuşdur buyurdum ki ( ) vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan fermân-ı celîlü’l-kadrim mûcebince ʻamel eyleyüb dahi ʻahidnâme-i hümâyûnda vech-i meşrûh (üzere) mastûr ve mukayyed iken Draç iskelesine re’islik ile gelüb yüklenen ve boşanan sefînelerden resm-i kapudânlık alınmak üzere mâlikâne sâhibine mâliyye tarafından verilen emr-i şerîfimle müste’men sefînesine dahi müdâhale etmekle min-baʻd ʻahidnâme-i hümâyûna mugâyir vech-i meşrûh üzere taʻaddî etdirmeyüb menʻ ve defʻ eyleyüb ʻahidnâme-i hümâyûnun hilâfına rızâ ve cevâz göstermeyesin şöyle bilesin ve baʻde’n-nazar bu hükm-i hümâyûnumu yedlerinde ibkâ edüb ilâ-âhirihi. Fî evâ’ili B sene 1112.