• Sonuç bulunamadı

3-TÜRK EVĠ’NĠN MĠMARĠ ÖZELLĠKLERĠ

3.4 TÜRK EVĠ’NDE ODA

3.4.2. Dolap ve Yüklükler

Dolap ve yüklükler, odada bulunan eĢyaların depolanması ve korunması amacıyla yapılmıĢtır (bkz.Resim-3.5). Dolaplar odanın birden fazla duvarında yer alabilir ve yükseklikleri odanın tavan yüksekliğiyle bağlantılıdır.Alçak tavanlı odalarda dolaplar tavan ve döĢeme arasında tam boy olarak yer alır.Bu Ģekildeki dolaplar daha çok önemsiz odalarda uygulanmıĢ olup,fonksiyonellik ön plandadır.Dolap ve yüklükler genellikle , odanın seki altı denilen kısmında yapılmaktadır.Kapı kasası dolapla birlikte yapılır ve kapı açıldığında dolap içine yerleĢmesi için boĢ bir alan bırakılır.

“Dolapların ana görevleri,odada bulunan eĢyaların depolanması ve korunmasıdır.Yüklük, kavukluk,tembel deliği,çubukluk,peĢkirlik,lambalık, cezvelik, fincanlık ,çiçeklik, feslik, değneklik, ,testilik gibi isimler alan bu elemanların bütün boyutları,en uygun kullanmayı sağlayacak ölçülerdedir.KuruluĢunda,fonksiyonelliği daha önemli olduğu için gereksiz süslemeden kaçınılmıĢ olan dolapların,daha yeni örneklerinde açık alanlar,değerli eĢyaları sergileme amacıyla boĢluklar Ģeklinde düzenlenmiĢtir.” 1

Odanın faydalı kullanım üst sınırını, terek veya sergen dediğimiz raf belirler.Dolap üst sınırı bu raf boyundadır.Bu yüzden dolap yüksekliği, bir insan elinin kolayca ulaĢabileceği boyuttadır. Bu özellik her evde ve her odada standarttır, değiĢmez.Doğal olarak dolapların alt kısımları daha çok kullanılır.

1 B.Kahraman, A.G.Y,sf.95-96

35

Resim-3.5.Türk Evinde Dolap ve Yüklük Örneği,Safranbolu (S.Gülçin Bozkurt ,2009)

Resim-3.6.Türk Evinde Çok Özenli Bir Dolap Örneği,Bursa ( Ö.Küçükerman,,Kendi Mekaninin ArayıĢı Ġçinde Türk Evi,sf.174)

Yüksek tavanlı odalarda,dolabın bittiği üst sınır tavana kadar uzatılarak önüne direklikler konularak ya da kapatılarak özel boĢluklar elde edilmiĢtir.Bu kısımlar meyvelik olarak kullanılmıĢ ve daha çok Ģehir evlerinde uygulanmıĢtır.Barok akımının etkili olduğu dönemlerde dolap kapakları, aĢırı ilgi ve özenle süslenmiĢtir. Böylece dolapların dekoratif özellikleri daha çok ön plana çıkartılmıĢtır (bkz.Resim -3.6).

“Dolaplar, birer plan elemanı olarak ele alındığında, oda giriĢ düzenini ve odaların birbirleriyle olan bağlantılarını etkiledikleri görülür.Birbirine bitiĢik iki odanın dolapları,arada bir duvar olduğu halde sırt sırta düzenlenebilir ya da arada hiçbir ayırıcı olmadan sırt sırta gelen dolaplar,bir bütün olarak tasarlanabilir.Bazı örneklerde oda giriĢi,dolap düzeninin tam ortasında yer alır,böylece dolap yan duvarlardan tamamıyla koparılmıĢ olur.Dolaplarda bir bütünlük sağlamak amacıyla diğer yan duvarlar bazen ahĢapla kaplanır.AhĢap çerçevelerin arasına yerleĢtirilen panoların türlü tekniklerle süslenmesiyle yapılan bu kaplamalar,dolap üstlerinde,ocak ve çevresinin dekorunda da kullanılır.” 1

Daha önce odanın ne kadar iĢlevsel bir yaĢama birimi olduğundan bahsedilmektedir.Bu iĢlevselliği sağlayan en önemli unsurlardan biri, dolap ve yüklüklerdir. Yatma vakti geldiğinde dolaplarda katlı bulunan yatak ve yorganlar serilerek,yemek yenileceği zaman çıkarılan sini ve sofrayla odanın fonksiyonu bir anda değiĢmektedir.Günlük oturma eylemi dıĢında oda, yemek odası veya yatak odası olabilmektedir.

Yıkanma iĢlevi içinse dolapların içinde yapılmıĢ özel gusülhaneler bulunmaktadır.Gusülhane ya ocağın yakınındaki dolaba ya da yan odanın ocağına yakın yapılarak içerisinin sıcak tutulması sağlanmaktadır.Sadece oturulacak ve su kabı koyulacak boyutlardadır (bkz.Resim-3.7). Diğer bir pratik çözüm ise; Türk Evine özgü dolaplarda uygulanan “dönme dolap” tır.Harem ve selamlığın duvarına dik olarak yerleĢtirilen bu dolap bir eksen üzerinde dönerek haremdeki kadının görülmeden selamlıktaki erkeklere bir Ģeyler sunmasını sağlar (bkz.Resim-3.7). Ayrıca dolaplarda sadece yatak,giysi saklanmamaktadır.Mutfak için gerekli olan kaplar, silah,leğen havlu, atların koĢum takımı da saklanmaktadır.Tembel deliği veya kavukluklara ise değerli eĢyalar konulmaktadır.Bu raflar son zamanlarda rokoko tarzında süslenmiĢtir. “Eski örneklerde dolabın kesinlikle tanımlanmıĢ bir iĢlevi vardır.Bu nedenle kuruluĢunda gereksiz biçimsel davranıĢlar ve özen yoktur.Temel amaç belirli araç ve gereci içinde bulundurmaktır.Daha sonraki örneklerde,açık alanların,değerli araç ve gereci sergilemek için düzenlenmiĢ boĢluklara dönüĢtüğü görülüyor.”2

1 B.Kahraman, A.G.Y,sf.98-99

2 Önder Küçükerman, “Kendi Mekanının ArayıĢı Ġçinde Türk Evi”Türkiye Turing ve Otomobil

Kurumu,Ġstanbul,2007,sf.171

37

Resim-3.7.Türk Evinde Dolap Ġçi Gusülhane ve dönme dolap Örneği, Safranbolu.(S.Gulçin Bozkurt ,2009)

Dolap kapakları da kapı kanatları gibi aynalı sistemde kare ve dikdörtgen Ģekillerle süslenmektedir.Tembel delikleri ise oyma ve ajur ahĢap iĢçiliğiyle, bitkisel motifler kullanılarak süslenmektedir.Yüklük dolabının ortasında ya da yan tarafında çiçeklik denilen kısımlar vardır.Çiçekliklerin yan taraflarında üçerli gruplar halinde “takçegözler” yer alır. Buralara kadınlar eliĢlerini koyar.

19.yy dan itibaren yüklük duvarının ortası çökertilerek bu kısımlara manzara resmi yapılması yaygınlaĢmıĢtır. Yüklüklerin bulunduğu duvarda dolap, yüklük ve hücreler bir bütün oluĢturacak Ģekilde düzenlenmiĢ olup sadelik ve fonksiyonellik daha çok ön plana çıkmıĢtır.

3.4.3.Ocaklar

Türk evlerinde ocak,oda düzenine ve iĢlevine göre ĢekillenmiĢtir.Odanın ısıtılması ve gerektiğinde yemeğin piĢirilmesi amacıyla duvar içine tuğladan yapılmıĢ, yarım daire Ģeklinde bir yapıdır. Üzerinde dumanı çekmek için bir külahı vardır.Buna “ocak yaĢmağı” veya “davlumbaz”da denir.Davlumbazlar ahĢap veya alçıdan yapılırlar.Alçı davlumbazlar üzerine kalıplama tekniğiyle bitkisel ve natürmort süslemeler yapılmıĢtır (bkz.Resim-3.8). AhĢap davlumbazlar ise ahĢap iĢçiliğinin en güzel örnekleri olan simetrik bitkisel motiflerin kullanıldığı davlumbazlardır. “AteĢliklerin yerden yüksekliği 25-30 cm.kadardır.AteĢliklerin içinde büyük boyutlu ağaç kütükler yakılmadığından ateĢ yeri maximum 1m geniĢliğindedir.Anadolu‟nun eski evlerinde daha geniĢ gövdeli ocaklar kullanılırken,bu dar ağızlı ocaklar daha çok XVIII.yy‟da kullanılmıĢtır.Bunun iki tarafında 40-50 cm yüksekliğinde üzerine yastık ve minder koyup oturmak amacıyla yapılan iki seki vardır.KıĢ odalarında ısı kaybını önlemek,bacanın duman kusmasını azaltmak amacıyla,ocak önü, düĢey olarak açılıp kapanan kapaklarla örtülüdür.Bu tip ocaklar daha çok,(kütlesiyle çıkıntı yapmadığı için) küçük odalarda uygulanır.” 1

1 B.Kahraman, A.G.Y,sf.109

Resim-3.8.Türk Evinde Ocak Örneği, (M.Sözen, Resim-3.9 Türk Evinde 19.yy da Ocağın Kapatılarak C.Eruzun,Anadolu‟da Ev ve Ġnsan sf.72) Soba Kullanıldığı Örnek.Safranbolu

(S.Gulçin Bozkurt,2009)

Zengin evlerde ve baĢ odalarda ocak, iĢlevselliğinin yanı sıra estetik bir görevde üstlenmiĢtir.Ocağın bulunduğu duvara,tembel delikleri,hücreler,niĢler ve dolaplar yapılarak duvara hem estetik, hem de iĢlevsel bir görev verilmiĢtir. “Ocak yüklüklerle bir arada bulunmadığı zaman,sağında ve solunda ayrı hücreleri olur.”1

18.yy dan itibaren tütünün çubukla içilmesi geleneğinin yayılması sonucu ocağın iki yanına uzun hücreler yapılmıĢtır.Bu hücrelere “çubukluk” denir.Ocağın yüklüklerin arasına alınmasında ki amaç,yüklüğün içinde bulunan gusülhanenin sıcak tutulması,havlu veya peĢkirin daha çabuk kuruması içindir.

19.yy‟dan itibaren Anadolu‟da ocağın yerine Peç adı verilen bir soba kullanılmaya baĢlanmıĢtır. (bkz.Resim-3.9 19.yy da kullanılan bir soba örneği.) “Peç‟in Türk Evine Slav ve Sas evlerinden gelmiĢ olduğu tahmin edilebilir.Peç,büyük bir yerli sobadır.DıĢ yüzeyleri özel bir harç ile sıvalı veya çini kaplıdır.Çiniler ekseriya yuvarlak ve konkavdır ve alçı içine gömülmüĢtür.”2 1 S.H.Eldem,A.G.Y., sf.66 2 S.H.Eldem, A.G.Y., sf.66 39

3.4.4.Pencereler

Türk Evi‟nde en önemli yer tutan elemanlardan biri de penceredir.Pencerenin önemi boyutsal özelliklerinden kaynaklanmaktadır.19.yy‟ın ortalarına kadar pencereler iki katlı olarak yapılmıĢtır.Alt pencerenin boyutları daha büyük ve yalın olup açılıp kapanabilen, ahĢap kapaklara sahiptir.Üst pencere ise daha küçük boyutta olup, özenli ve hareketsizdir. “Bu tutum odanın üst çevresinin simgesel bir değere kavuĢturulması olarak yorumlanmalıdır.Ya da yine büyük özen gösterilerek oluĢturulan tavan kaplamasının zenginleĢtirilmiĢ bir ıĢık olgusu içerisinde algılamak isteğine bağlanabilir.” 1

“Türk evinde pencere boyutları diğer bütün mekan elemanları gibi insana göre ve onun en rahat kullanımını sağlayacak biçimde ayarlanmıĢtır.Tepe pencereleri dıĢındaki oda pencereleri,yaklaĢık ½ oranında,80 cm geniĢliğinde ve 120-150 cm yüksekliğindedir.Geç dönemlerde ve daha çok büyük evlerde,bu ölçüler maksimum 100 cm geniĢlik ve 200 cm yüksekliğe kadar artmıĢtır.”2

Alt pencerelere hangi tarihte cam kullanıldığı tam olarak bilinmemektedir. “16‟ncı yüzyılda açılan camlı kapaklar nadirdi.Bunların yerinde som ve aynalı kapaklar vardı.”3

“üst pencerelerin daima camlı yapılabilmiĢ olmalarının sebebi burada kullanılan camların küçük ebatta olmaları ve basit ĢiĢirme tekniği ile imal edilebilmelerinden ötürüdür.” 4 “

Bununla beraber 17‟nci yüzyıl sonlarına kadar pencere kanatlarındaki camlar verilmiĢ bir ölçüyü aĢmamıĢlardır.Camlı kanatlar uzun müddet daha pahalı yapılara ve büyük Ģehirlere özgü kalmıĢtır.Anadolu‟nun birçok Ģehirlerinde hatta 19‟ncu yüzyıla kadar alt pencereler camsız bırakılmıĢ ve yalnız kapaklarla kalmıĢtır.” 5

Bu durum o bölgenin ikliminin ılıman olmasıyla da alakalıdır (bkz.Resim-3.10). En eski camlı çerçeveler iki kanatlı olup kanatlar, genelde içeriye doğru açılmaktadır.17.yy evlerinde tepe pencereleri büyük ebatta olmalarına rağmen alt pencereler daha kısa tutulmuĢ fakat cam üretiminin boyutlarının artması sonucu, üst pencere boyutları küçülmüĢ fakat 19.yy a kadar vazgeçilmeyen bir eleman olarak kalmıĢtır.

Türk Evinde oda oluĢumunu etkileyen en önemli etken pencerenin yerden yüksekliğidir.Çünkü Türk evinde mobilya yoktur.BağdaĢ kurulup veya diz çökülerek oturulan yerden, manzaranın görülebilmesi için pencere yüksekliği buna göre ayarlanmıĢtır.Ayrıca pencere önüne gelen korkuluklar ve parmaklıkların boyuda görüĢ açısını engellemeyecek yüksekliktedir.

Pencerelerde camlı çerçevelerin kullanılmadığı tarihlerde ahĢap kapaklar kullanılmaktadır.Bu kapaklar dıĢa açılmakta ve demir kollarla sabitlenmektedir.Bu kapakların kapanması sonucu ıĢık sadece üst pencerelerden sağlanmaktadır.Pencerelerde ayrıca parmaklıklar bulunmaktadır.Bunlar demirden veya ahĢaptan yapılır camlı çerçevelerin dıĢında kapakların içinde yer almaktadır.

1

Önder Küçükerman., “Kendi Mekanının ArayıĢı Ġçinde Türk Evi”, Ġstanbul:T.T.O.K.Yayınları 1988 sf.123

2 B.Kahraman, A.G.Y,sf.75 3 S.H.Eldem,A.G.Y., sf.87 4 S.H.Eldem,A.G.Y., sf.88 5 S.H.Eldem,A.G.Y., sf.88 40

Demir parmaklıkların dikey olanları daha kalın olup, yatay olan çubuklar dikey çubukların içinden geçmektedir.AhĢap parmaklıklarda ise farklı motifler uygulanmıĢtır.Evin iç mekanının kadınların dıĢ dünyaya mahrem kalmasını sağlama isteği pencerelerin dıĢ yüzeyinde kafes ve parmaklık gibi elemanların kullanılmasını gerektirmiĢtir.Kafesler “dikdörtgen bir çerçeve içine iki ya da üç santimetre aralıkla ya dikey ya da çapraz olarak çakılmıĢ çıtalarla yapılır.” 1

(bkz.Resim-3.12).

Sürme pencereler ise 17.yy sonunda görülmeye baĢlamıĢ 18.yy da yayılmaya baĢlamıĢtır.BaĢlarda sadece köĢklerde görülen bu pencere tipi zamanla bütün evlerde görülmeye baĢlamıĢtır. “Sürme pencerenin menĢei bilinmiyor.17.yy ortalarından itibaren Portekiz‟de ve Ġngiltere‟de uygulandıkları sabittir.Türkiye‟de de sürme pencerenin 19.yy süresince diğer pencere tiplerinin yerini almıĢ olduğu söylenebilir.”2

Ġlk olarak yarıya kadar açılan sürme pencereler daha sonra yeterli görülmeyerek kanat, üst duvar içine sürülerek pencerenin bütününün açılması sağlanmıĢtır.

Üst pencereler 19.yy da en asgari boyuttadır.Bu pencereler içlik ve dıĢlık olmak üzere iki kısımdan oluĢur.DıĢlıklara daha sade desenler uygulanırken içliklere daha renkli desenler uygulanmıĢtır.Uygulanan desenler o dönemin özelliklerini yansıtır.AhĢap bir çerçeve içine alçı kayıtlarla geometrik ve bitkisel desenler uygulanmıĢtır.Genellikle tepe pencerelerinde renkli cam kullanılmaktadır (bkz.Resim-3.11).

Resim-3.10.Türk Evinde Tepe Penceresinin En Resim-3.11. Ġzmit‟ten 200 Yıllık Bir Tepe Penceresi Küçük Formu ve AhĢap Kapaklı, Sürme Pencere Örneği

Örneği, Araklı –Trabzon

( Ö.Küçükerman, Kendi Mekaninin ArayıĢı Ġçinde Türk Evi,sf.133-128)

1

Celal Esad Arseven ,‟‟Türk Sanatı III‟‟Cem Yayınevi,Öznur Ofset,Ġstanbul,1984,sf.111

2

S.H.Eldem, A.G.Y., sf.88

Resim-3.12.Türk Evinde AhĢap Kafesli,Cumbalı Bir Pencere Örneği, Bursa.Tepe Penceresi Yoktur.Yakın

Döneme Ait Bir Örnek. ( Ö.Küçükerman, Kendi Mekanının ArayıĢı Ġçinde Türk Evi,sf.119)

3.4.5.Tavanlar

Türk evinde en çok özenilen ve süslenen kısım tavandır.Bunun nedeni yapının dıĢ görünümündeki sadeliğe rağmen, evin içinde süslenmiĢ estetik yüzeyler görme isteğidir.Tavanlar ahĢap kiriĢleme üzerine ,tahta kaplanarak yapılır.Üzerinde oluĢturulmak istenen desene göre ince çubuklarla çeĢitli motifler yapılır. Bu çubuklarla kenarda çerçeve veya ortada göbek oluĢturabilir (bkz.Resim-3.13). “En adi tavanlar pasalılardır.Daha zarifleri ince çubukların ortogonal veya diyagonal yönlerde kareler oluĢturmasıyla yapılır.Bunlara ĢiĢli tavan denir.Tavanlar ince bir bordür ve pasalı veya ĢiĢli orta kısımdan ibarettir.Klasik Osmanlı tarzında çok rastlanan bir tipte,çubuklar üçgen ve altıgenlerin kombinezonundan teĢkil edilen bir desen oluĢtururlar. Çift çubuklarla yapılan diyagonal desen ise daha ziyade Barok ve Ampir üslubunda uygulanmıĢtır.Barok tarzında çubukların kıvrımlı ve oymalıları da uygulanmıĢtır.Ampir üslubunda çeĢitli Ģekilde iĢlenmiĢ geniĢ pasalı tavanlar tercih edilmiĢtir.”1

Tavan süslemesi evlere ,ve odalara göre değiĢmektedir.Aynı zamanda tavan oluĢumunu, döĢemedeki seki altı ve seki üstü kot farklılığı da etkilemektedir.Tavan düzenlenirken bu kot farklılığına göre düzenlenmektedir.Odaların tavan planının dörtgen veya dörtgene yakın dikdörtgen olmasının nedeni odanın kendi iç bölüntülerinden gelen biçimin tavanı etkilemesidir.

1

S.H.Eldem,A.G.Y., sf.128

Arazi koĢullarının tavan planında dörtgen olmasını engelleyen bir durum varsa o zaman merkezde en uygun kare veya dik açılı form oluĢturularak,kenar kısımlar merkezin etkisini destekleyecek Ģekilde süslenmektedir.

“Teknik ve uygulama açılarından ahĢap tavanlarımızı dört ayrı grupta inceleyebiliriz. 1-Geçme sistemi ile küçük tahtaların bir araya getirildiği,araları ince çıtalı,üzerleri nakıĢlı tavanlar,

2-Düz tahtalardan oluĢturulduğu halde,çıtalarla bölünerek desenlendirilen nakıĢlı ve sade tavanlar,

3-Tahta üzerine oyma tekniği ve yaldızlı motifle süslenen nakıĢlı ya da sade tavanlar, 4-Tahta üzerine bez gerilerek üzeri motifle süslenen veya sade bırakılan tavanlar.” 1

Geçme sistemi ile küçük tahtaların bir araya getirilmesiyle oluĢturulan tekniğe kündekari tekniği de denilmektedir. “ahĢaptan çıtalarla yapılan sekizgen,baklava,yıldız gibi geometrik formların,çatma tekniği ile birbirine bağlanmasıyla oluĢturulur.AhĢap parçalar birbirine bağlanırken, çivi veya tutkal kullanmak yerine oluklu ahĢap kiriĢler iç içe geçirilerek bağlanır.Parçalar birbirine geçme olduğundan,ileride ayrılmamaları için alt yüzeylerinde ahĢap bir iskelet bulunur.” 2

Oyma tekniği ile yapılan tavanlar ise; “AhĢap yüzeyin üzerine derin oyma tekniği ile motifler yerleĢtirilir.Böylece alttan bakıldığında tek yüzey etkisi yaratan bir ahĢap tavan oluĢmuĢ olur.” 3

AhĢap üzeri boyama tekniğinde aĢı boyası kullanılarak çeĢitli renklerde rozetler,nar çiçekleri gibi çeĢitli motifler iĢlenmektedir.Bu teknik tavan dıĢında pencere,dolap kapakları ve kiriĢlerde de uygulanmaktadır.Renkler genelde sarı,kırmızı,lacivert,beyaz ve altın yıldızdır.

Kalem iĢi tekniği ise “AhĢabın üzerine önce kaynamıĢ bezir yağı (Osmanlı beziri),Ġngiliz beziri,üstübeç (istidaç) ile hazırlanan macun sürülerek ahĢabın yüzeyi düzgün hale getirilir.Düzgün hale getirilen yüzeyin üzerindeki motifler,aĢı boyalarıyla renklendirilir.Boyların uzun süre dayanabilmesi için içlerine yumurta sarısı katılır,yapıĢtırıcı olarak da tutkal veya kitre zamkı kullanılır.” 4

(bkz.Resim-3.14).

Tavan süslemeleri iki Ģekilde yapılmaktadır.Birincisi tavanın merkezi çokgen veya dairesel formda bir göbekle doldurulur ve etrafı bordür veya pervazla kaplanır.Ġkinci olarak bütün tavan yüzeyi aynı motifle kaplanır.En basit tavan örneği döĢeme kiriĢlerine dik çakılan kaplama tahtalarının üzeri sıvanarak oluĢturulan düz ahĢap tavanlardır.

1

B.Kahraman, A.G.Y,sf.122

2 B.Kahraman, A.G.Y,sf.123 3 B.Kahraman, A.G.Y,sf.125

4 Candan Nemlioğlu “Hakiki Kündekari Tekniğiyle YapılmıĢ AhĢap Mahfil Tavanlarımız”Ġlgi Dergisi,KıĢ

1995,Sayı 83,sf.31-35( B.Kahraman‟dan, A.G.Y,sf.127) 43

Diğer tavan Ģekli ise duvar ve mekan üst örtüsü arasındaki geçiĢi yumuĢatan eğrisel formlu,iki veya üç kotlu “tekne” veya “çökertme” tavanlardır.Tekne tavanların ortasında “ġemse denilen bir göbek kısmı onun etrafında madalyonlar,rozetler,gönye baĢları,değiĢik sular yer almaktadır.” 1 Göbeğin dört köĢesinde köĢebentler yer alır.Kenar pervazlarında klasik ve barok tarzında ahĢap oymalar,S ve C kıvrımları, rozetler,kıvrık dallar,ve baklava dilimleri yer alır.

Resim-3.13.Özenli Bir Yapıda Karelerle ve Göbekle GerçekleĢtirilen Tavan Kaplaması ve Oda Tavan ĠliĢkisi, ( Ö.Küçükerman, Kendi Mekanının ArayıĢı Ġçinde Türk Evi,sf.164-166)

Tavanlar oldukça renkli ve özenli süslenmiĢlerdir. “18.yy‟a kadar kuvvetli ve kontraslı renkler tatbik edilmiĢ,kubbe ve göbek kısımlarına çoğu zaman altın tezhib yapılmıĢtır.BaroklaĢma ile renkler de pastelleĢmiĢ,satıhlar ince çiçek tasvirleriyle bezenmiĢtir.Bundan sonra degrade renkler moda olmuĢ ve bir süre bu Ģekil devam ettirilmiĢtir.Ampir tarzında daha sade ve az farklı renk kombinezonları tercih edilmiĢtir.” 2

Resim-3.14.Özenli Bir Yapıda Kalem ĠĢi Tekniğiyle YapılmıĢ Bir Tavan Örneği (S.Gülçin Bozkurt)

1 HaĢim Karpuz , “Türk Ġslam Mesken Mimarisinde Erzurum Evleri”,Kültür ve Turizm Bakanlığı

Yayınları,BaĢbakanlık Basımevi,Ankara,1984, sf.30

2 S.H.Eldem, A.G.Y., sf.128

44

“18.ve 19.yy da lake tarzı iĢler Anadolu‟da çok tutulmuĢtur.18.yy da ise Avrupa akımlarının etkisiyle bir kurdeleyle bağlanıp buket yapılan ve vazo içine konulan S ve C kıvrımlı çiçek dalları ve değiĢik kaplara yerleĢtirilen meyva resimleri yapılmıĢtır.19.yy a gelindiğinde tüm bu desen kompozisyonları yerini etraflarında tüm yüzeyi kaplayan çiçek motifleri olan madolyon içindeki resim ve armalar almıĢtır.” 1