• Sonuç bulunamadı

2.2. Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi

2.2.3. Yöntemler

2.2.3.3. Doğal Yöntem

Doğal yöntem, hedef dili ana dili öğrenir gibi doğal olarak öğretmeyi amaçlar. Güncel dilin sık kullanılan kelimelerini öğretmek öncelikli hedefidir. Öğrenme aşamasında öğrenci drama, rol yapma gibi teknikleri kullanır.

Öğretim dili sadece öğrenilen hedef dildir. Öğrencilere açıklama yaparken bile, anadil kullanılmamaktadır. Öğrenciden, duyduğu kelimeyi veya kelimenin anlamını bilmese bile, duyduğu şeyi doğrudan tekrar etmesi ve taklit etmesi istenir. Öğrenci, ana dilini öğrenirken yaptığı gibi aktif olmalı, yanlışlıklara takılmadan, elverdiğince konuşmalıdır. Öğrenci konuşmakta utangaç davranırsa, ona kitaplardan günlük konuşma parçaları ezberletilir (Aykaç, 2015: 168).

Yabancı dilin kendi ana diline benzer şekilde öğretilmesi gerektiğini söyleyen yöntem, gramer - çeviri yöntemine tepki olarak doğmuştur. Klasik

yaşayan ve günümüzde konuşulan dili öğretmeyi hedefler (Memiş ve Erdem, 2013: 302).

2.2.3.4. İşitsel-Dilsel Yöntem

İşitsel-dilsel yöntemde öğrenilecek dilin kalıplarından hareketle ezber ve tekrar yoluyla öğretim yapılır. Konuşma ve dinleme becerileri ön plana çıkmıştır. Ezber yoluyla öğrettiği için eleştirilerin odağı olan bu yöntem bilişsel süreci dikkate almamaktadır.

1930'larda Amerikan ordusu, askeri üsleri kurduğu ülkelerin dillerini öğrenmek zorunda kaldı ve pratikte, özellikle Michigan Üniversitesi'nin yardımıyla yeterli sonuçlar elde etti. Sonuçlar çok başarılıydı ve 1950'lerde orta okullarda kulak dili alışkanlığı yöntemi yaygınlaştı. Bu yöntem, dilbilimsel olarak davranışçı (Skinner), yapısalcı (Bloomfield, Nelson Brooks ve Lado) etkisi altında gelişmiştir. Dilin doğal öğrenmesinin dinlemeyle başladığını, ardından konuşma, okuma ve yazma becerilerinin kazanıldığını savunuyor. Bu nedenle, dinleme- anlama ve konuşma diğer becerilerden daha önemlidir (Memiş ve Erdem, 2013: 303).

2.2.3.5. Bilişsel Yöntem

Bilişsel yöntem öğrencinin merkeze alındığı, dört temel becerinin (konuşma, yazma, okuma, dinleme) de aynı derecede önemsendiği bir yöntemdir. Öğrencinin, öğrendiklerinden yola çıkarak yeni cümleler üretebilmesi amaçlanmaktadır.

Bilişsel dil yaklaşımında beynimizin dil edinmek için bilgisayar gibi özel olarak programlandığı iddia edilir. Bu nedenle “Dil, öğrenilmez edinilir. ” görüşü hakimdir. Bu yaklaşımının en önemli temsilcisi Noam Chomsky’dir (Güneş, 2011: 132).

Stern’e göre, bilişsel kuram öğrencinin yabancı dilin yapısını anlamayı ve bu

yapının kolayca kullanılmasını önemser. Koşullanma, yetişme, pekiştirme, alışkanlık kazanma ve aşırı öğrenme konularındaki davranışçı görüşün yerini,

Ausabel gibi bilişselci psikologun önerdiği kural öğrenme, anlamlı alıştırma ve

konuşanlarınki gibi yabancı dil becerileri kazandırmaktır. Buna göre, öğrenciler belirli cümle kalıplarını öğrenmek yerine daha önce karşılaşmadıkları durumlarda da uygun cümleleri oluşturabilecek bir yeteneği geliştirmelidirler (Tosun, 2006; 82).

Bu yöntemi, John Bissell Caroll ve uygulamalı dilbilimci Kenneth Chastain tarafından geliştirilmiştir. Genel itibariyle davranışsal dil öğretimine bir tepki olarak doğmuştur. Dilin bir alışkanlık ürünü değil, yaratıcı bir süreç olduğunu savunmaktadır (Memiş ve Erdem, 2013: 305).

Bilişsel öğrenme metodunu diğer metotlardan farklı kılan yanı, yabancı dilde bulunan yeni bilgilerin depolanması ve eski bilgilerin yeni anlamlar ve bağlar edinmesidir. Anlamlı öğrenmenin gerçekleşmesi için, daha önce öğrenilmiş olanla yeni bir öğrenmenin bütünleştirilmesi gerekir. Bilişsel yöntemin ilkeleri kısaca şöyle sıralanabilir:

Dil, üretim ve iletişim sistemlerinin bütünüdür.

Ezberlemeye dayalı mekanik öğrenme yerine anlamlı öğrenmeye ağırlık verilmelidir.

Dilbilgisi kuralları, tümevarım ve kesinti yoluyla öğretilmelidir.

Dilbilgisel kurallar gerçektir ve psikoloji ruhunda öğretilmelidir.

Bir kişinin dili yaratıcı bir biçimde öğrenmesi ve kullanması için dört temel dil becerisine eşit derecede önem vermelidir (Memiş ve Erdem, 2013: 305).

2.2.3.6. İletişimsel Yöntem

Dil öğrenirken iletişim becerisi kazanmanın amaç olduğu iletişimsel yöntemde öğrencinin hazır bulunuşluğu öne çıkmaktadır. Dil bilgisi kurallarına yer verilmeyişi yöntemin eksik yanıdır.

Öğretim yöntemleri, araçları, öğretmen ve öğrenci rolleri ve davranışları, sınıf etkinlikleri ve uygulamalarını bir yaşam diline ve dil kullanım yöntemine göre düzenlemektir. Bu yaklaşım bir yandan dilin yapısı (dil öğrenme mekanizması) ve diğer yandan dilin kullanımı (dil ve toplum ilişkisi)

araştırmalarına dayanmaktadır. Dil öğretiminin amacı, iletişim becerilerini geliştirmektir. Bu yeteneği kazanan herkes, dili kullanma bilgisine ve yeteneğine sahiptir (Tosun, 2006: 82).

2.2.3.7. Seçmeli Yöntem

Seçmeli yöntem, uygun görülen yerde uygun görülen yöntemin kullanılmasına olanak verdiği için öğretmeni özgürleştirir. Öğretmenin yöntemlere hakim olması gereğinden dolayı öğretmen niteliğinin önemli olduğu bir yöntemdir.

Seçmeli yöntem, yöntemlerin karışımı, yöntemlerin derlemesi veya yöntemlerin zenginliği anlamında kullanılır. Seçmeli yöntem, bir yöntemden çok, bir yöntem seçme tekniğidir. Yöntemin temel ilkesi, tek ve kesin bir yaklaşıma sahip olan yöntemden ziyade, dil öğretimi ile ilgili genel ilkeler olmasıdır. Öğretilen dile göre özel ilkeler geliştirilerek, dil öğrenim hedefine ulaşmak için her yöntem ve araç kullanılır. Seçmeli yöntem, iyi bir yöntemin öncelikle tüm dilbilim bilgisine dayanması gerektiğini ve bu bilgiyi kullanırken psikolojik kuralların da kullanılması gerektiğini savunur. Bu yöntemde öğretmen, dil öğretim yöntemlerinin en iyi ve en faydalı yönlerini seçer ve bunları kendi amaçları için kullanır (Memiş ve Erdem, 2013: 307).

2.2.3.8. Telkin Yöntemi

Telkin yönteminde öğrenme ortamı önemlidir. Sınıf görsellerle ve hedef dilin kuralları ile ilgili cümlelerle donatılır. Kelime öğretimi ve diyaloglarla ilerleyen derslerde öğrencinin motivasyonu hep diri tutulmaktadır. Öğrenciye başarabilirim, yapabilirim düşüncesi telkin edilir.

1960'tan sonra Bulgar psikoterapist ve eğitimci Georgi Lozanov tarafından psikolojinin verilerini kullanarak geliştirilen bir yabancı dil öğretim yöntemidir. Telkin yöntemi, akıl ve / veya bilince dayanmayan etkileri öğrenmeyi sağlayacak şekilde kontrol etmeyi ve yeniden yönlendirmeyi amaçlar. Lozanov, bu yöntemi dil öğretiminde kullanan öğretmen ve öğrencilerin, dili geleneksel öğretim yöntemleriyle öğrenen öğrencilere göre 3-5 kat daha hızlı öğrenebileceklerini belirtmektedir. Bu yöntem, öğrenmenin, telkinle mümkün olabilecek pozitif

öğrenme psikolojisi ile iyi sonuçlandığını savunmaktadır. Bu yöntemin en ilginç özellikleri, sınıfın dekorasyonu, müzik kullanımı ve öğretmenin otoriter davranmasıdır. Yabancı dil öğretim ortamları rahatça iletişim kurmak için düzenlenir ve müzik, öğretimde etkili bir şekilde kullanılır (Memiş ve Erdem, 2013: 308-309).