• Sonuç bulunamadı

4. MOZAİKLER ÜZERİNDE YAPI BETİMLEMELERİ VE TÜRLERİ

4.3. Kilikya

4.3.1. Kelenderis

4.4.2.4. Dionysos ve Ariadne Mozaiği

Dionysos ve Ariadne Mozaiği (Resim 82), MS 3. yüzyıla tarihlenmektedir ve Euphrates Villası’nın cubiculum’unda bulunmuştur (Önal 2009: 66). 2000 yılı kurtarma kazılarında bulunan mozaik (Önal 2012: 65-182), günümüzde Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmektedir. 3.85 x 5.10 m ölçülerindeki mozaiğin Dionysos ve Ariadne’nin tasvir edildiği figürlü panosu 1.05 x 1.20 m boyutlarındadır (Görkay 2015: 128).

86 Mozaiğin emblema’sı merkezde konumlanmamaktadır ve bu tarzıyla Zeugma’da tektir (Görkay 2015: 128). Emblama’da, aedicula içerisinde tahtta oturur vaziyette tasvir edilen Dionysos ve Ariadne figürleri görülmektedir71 (Resim 83). Aedicula, sarı renkte iki Korinth düzenindeki sütununun taşıdığı, içerisinde yeşil zemin üzerine çeşitli bitki tasvirleri işlenmiş olan alınlığa sahip bir yapı olarak betimlenmiştir (Çizim 36). Genellikle Aedicula’larda görülen arşitrav uygulaması bu mozaikteki yapıda görülmemektedir ve yapıda görülen iki Korinth düzenli sütunun kaideleri direkt zemine oturmaktadır.

Buradaki yapının bir benzeri de, Mısır’da bir Roma Kalesi olan Sheikh Zoueda’da bulunan bir mozaikte tasvir edilmiştir (Resim 84) (Levi 1947: 72). Phaedra ve Hippolytos’un tasvir edildiği bu mozaikte, Phaedra yalnız başına iki Korinth başlıklı sütun ve bu sütunların taşıdığı alınlıktan oluşan bir aedicula içerisinde, Hippolytos ve avcılara doğru bakmaktadır. Buradaki yapının, mozaiğimizdeki yapıya nazaran en önemli farklılığı; sütunlar üzerinde gösterilen arşitrav uygulamasıdır. Ayrıca arşitrav’ın hemen alt bölümünde sütunlar arasında arşitrav’a paralel çekilen bir korniş vasıtasıyla, yapının cephesinde bir perde tasviri oluşturulmuştur. Phaedra ise, tam olarak bu yapının merkezinde, her iki sütuna bağlanan perdelerin arasında, bir prenses edasıyla oturmaktadır. Levi bu yapının muhtemelen sarayı sembolize ettiğini belirtmektedir (Levi 1947: 73). Bowersock’un yorumları da Levi ile paraleldir (Bowersock 2006: 56).

Roma Dönemi tasvir sanatında sık sık görülen yapılardan biri olan aedicula, bu mozaikte yine bir yapının sembolü olarak kullanılmıştır. Görkay, bu yapının sembolik olarak gelin ve damadın, naiskos (şeklen Roma Dönemi’nde aedicula) şeklinde yapılmış bir mahrem-dinlenme odasını temsil ettiğini belirtmektedir (Görkay 2015: 128). Helenistik Dönem saray mimarisine model olduğu düşünülen aedicula’nın (Erol 2009: 58), Phaedra ve Hippolytos Mozaiği’nde de sarayı sembolize ettiğinin düşünülmesi (Levi 1947: 72); bu mozaikteki yapının da sarayı simgelediğini akla getirmektedir. Ancak

cubiculum’da bulunan mozaiklerde genellikle yatak odasının işleviyle alakalı sahnelerin

71 Başı çiçeklerle süslü bir şekilde tasvir edilen Dionysos, sol dirseğiyle pedestal formundaki koltuğa

yaslanmış ve sol eliyle bir thyrsos tutmaktadır. Üzerindeki kıyafeti ise himation’dur ve kıyafetini sol omzuna almış, sol bacağını ise açıkta bırakacak bir şekilde beline dolamıştır. Ariadne’nin vücudu ve üst kısmı tahrip olmuştur. Görkay, Ariadne’nin büyük olasılıkla sol eliyle başındaki duvağı tuttuğunu, sağ eliyle de Dionysos’a bir sarmaşık dalı uzatmış olabileceğini iletmektedir (Görkay 2015: 128). Bu olası betimlemelerden yola çıkan Görkay, sahneyi, evlilik merasimi aşamalarından biri olan duvağın açılma sahnesi (anakalypteria) olarak tanımlamıştır.

87 tasvir edildiğinden, mozaiğimizdeki yapı betimlemesinin de mahrem-dinlenme odasını simgelediği düşünülebilir.

4.4.2.5. “Kahvaltıdaki Kadınlar” Mozaiği (Synaristosai)

Kahvaltıdaki Kadınlar Mozaiği (Resim 85), Zosimos Villası’nda bulunmuştur ve MS 2.-3. yüzyıla tarihlenmektedir (Abadie – Reynal ve Darmon 2003: 79-99; Önal 2009: 49; Görkay 2015: 132). Mozaik, günümüzde Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmektedir ve 4.60 x 5.70 m boyutlarındadır. Buradaki sahnenin işlendiği merkezi panonun ölçüleri ise 1.43 x 1.78 m’dir (Önal 2009: 49).

Mozaiğin merkezi panosunda MÖ 342-291 yılları arasında yaşamış, Antik Yunan Edebiyatı’nın drama ve komedya yazarlarından olan Menandros’un (MÖ 342-291)

Synaristosai (kahvaltıdaki kadınlar) adlı komedi oyununa ait bir sahne betimlenmiştir72

(Abadie – Reynal ve Darmon 2003: 79-99; Önal 2009: 49; Görkay 2015: 132; Dunbabin 2016: 58). Bu sahne, mozaiğin üzerinde bulunan Synaristosas – ΣΥΝΑΡΙΣΤΩΣΑΣ (Birlikte kahvaltı edenler) yazıtı sayesinde anlaşılmaktadır (Önal 2009: 49). Görkay, Midilli Adası’ndaki aynı sahnenin işlendiği başka bir mozaikten yola çıkarak, bu kadınların Philainis, Plagon, Pythias adlı hetaira’lar olduklarını belirtir (Görkay 2015: 132).

Yüzlerinde mask ile betimlenen bu figürler, mozaikteki sahnenin bir tiyatro oyununa ait olduğunu vurgulamak için tasvir edildiği düşünülen (Önal 2009: 49) mimari bir dekorun önünde oturmaktadırlar (Çizim 37). Yapının üzerinde tiyatro oyununu vurgulamak için büyük harflerle Synaristosai yazılmıştır. Bu mimari yapı, üç dikdörtgen nişe ve düz bir cepheye sahiptir. Her bir niş, önde oturan bir figürü kabaca çerçevelemektedir. Bu dikdörtgen nişler, iç bölümden beyaz çerçeveyle ayrılmaktadırlar ve hardal sarısı renginde betimlenmişlerdir. Nişlerin iç bölümü ise açık sarı renkte gösterilmiştir. Dunbabin, bu nişlerin üç ayrı kapıyı simgeliyor olabileceğini

72 Mozaikte, yetişkin kadın kıyafetinde üç oyuncu, yüzlerinde tiyatro masklarıyla bir tiyatro sahnesinde

gösterilmişlerdir. Bu sahnedeki kadın figürleri, uzun kollu khiton ve himation giyimlidirler. Kadınlardan ikisi (Plangon ve Pythias), kline üzerinde oturmaktadırlar ve yüzleri birbirlerine dönüktür. Kline üzerinde oturan figürlerden ilkinin, iki parmağı biraz daha uzun tasvir edilmiştir; dolayısıyla kadının bir konuşma içerisinde olduğu düşünülebilir. Diğer kadın ise onu dinlemektedir. Önlerindeki yuvarlak sehpanın (delphica) ayakları, keçi ayaklarını andırmaktadır ve üzerinde bir kylix vardır. Solda ise, bu iki kadına hizmet eden genç bir kız figürü görülür. Diğerlerinden çok daha küçük tasvir edilmiştir. Sağ taraftaki üçüncü figür ise, (Philainis) kline üzerinde değil de hasırdan yapılmış bir koltukta oturmaktadır. Başında beyaz peruk vardır ve yaşlı olduğu izlenimi verilmiştir. Ona hizmet eden diğer hizmetçi de, aynı şekilde küçük betimlenmiştir ve sağ elinde tuttuğu kupa vasıtasıyla Philainis’e şarap uzatmaktadır.

88 bildirmektedir (Dunbabin 2016: 58). Bu nişlerin üzerinde arşitrav uygulaması görülmektedir. Arşitrav’ın üzerinde ise bir dizi akroter ile süslenen ve yapının geneliyle aynı renkte bir çatı görülmektedir. Belki de çatıdaki bu bölüm, genelde seyircilere gölge yaratmak amacıyla cavea üzerine gerilen deri veya kumaş gölgeliği (velum) simgelemektedir. Mozaik sanatçısı, yapının çatısını bu şekilde göstermeyi tercih ederek, sahnenin bir tiyatro oyunundan alıntılandığını vurgulamak istemiş olabilir. Pompei Amfitiyatrosunun betimlendiği duvar resminde de velum net bir şekilde gözlenebilmektedir (Resim 11). Figürlerin bastığı platformun, panonun geometrik çerçevesine yakın bölümü koyu renkte tasvir edilmiştir. Böylece figürlerin bir platform üzerine bastıkları vurgulanmıştır. Platform üzerinde koyu renkle tasvir edilen bölümde, mozaik sanatçısının imzası “ΖΩΣΙΜΟΣ ΕΠΟΙΕΙ” (Zosimos epoyey=Zosimos bunu yaptı) vardır. Görkay, Zosimos imzasının Zeugma’dan Aphrodite’nin Doğuşu Mozaiği’nde de görüldüğünü; ancak diğer Zosimos’un farklı kişi olduğunu çünkü imzasını “Samosata’lı [Samsat’lı] Zosimos” olarak attığını b (Görkay 2015: 132).

Mozaikte betimlenen bu sahnenin benzeri, Pompei, Midilli (Mytilene) Adası ve Antiokheia’nın orta ölçekli yerleşim yerlerinden biri olan Daphne’deki mozaiklerde de görülmektedir (Gutzwiller ve Çelik 2012: 573-623). Ancak, arka planda mimari yapı uygulaması sadece mozaiğimizde mevcuttur. Slater, arka planda tasvir edilen mimari yapının bir sahne binası veya scaenae frons olabileceğini, özellikle İmparatorluk Dönemi

scaenae frons’larının birden çok açıklığı olduğunu belirtmektedir (Slater 2014: 373).

Ayrıca yine aynı dönemde tiyatrolarda ekklyklema73 uygulamasının görülmediğini,

dolayısıyla bu mozaiğin post-klasik bir üretim olduğunu vurgulamaktadır (Slater 2014: 374). Görkay da, sahnenin arka planında betimlenen bu yapının, bir tiyatro sahnesinin arka sahne mimarisine benzer bir dekor olabileceğini iletmektedir (Görkay 2015: 132).

Tüm bu verilerden hareketle, sahnenin arka planında tasvir edilen mimari yapının hem doldurucu rol üstlendiği hem de sahnenin yansıttığı teatral havayı güçlendirdiği görülmektedir. Yapının mimari özellikleri -diğer Zeugma mozaiklerinde de olduğu gibi- tam olarak yansıtılmasa da bir scaenae frons’u anımsatmaktadır. Ancak, scaenae

frons’un yansıtılmasında hem yeni hem eski geleneklerin kullanıldığı görülmektedir.

Yukarıda da belirtildiği gibi, eski bir tiyatro geleneği olan ekklyklema’nın buradaki

73 Slater’a göre, Ekkylkelema uygulaması, mozaikteki sahnenin iç mekânda geçtiğini vurgulamak için

89 sahnede kullanılması, mozaiğin Helenistik Dönem duvar resminin bir kopyası olabileceğini de düşündürmektedir. Ayrıca yapıdaki üç kapıdan merkezde olanı porta

90