• Sonuç bulunamadı

2. İSLAMÎ HAREKET’İN OLUMLU YÖNLERİ

2.2. Dinî yönleri

2.2.1. Bazı Kavramları Ortaya Çıkarmak

İslamî Hareket’in sonuçlarından biri de, İslamî bazı kavramları ortaya çıkarması olmuştur. Allah’ın istediği şekilde nefisleri ıslah etmek, akideyi tashih etmek, gidişatı düzeltmek ve insanlar arasında şeriatın maksatlarını gerçekleştirmek dinin hedefleridir. İslamî Hareket dinin bu hedeflerinden sapmalara karşı mücadele etmiştir.

Bundan dolayı bu Hareket, dinin usulü ve füru ile çok ilgilenmiştir. Bu kavramlarla kastedilenin anlaşılması için manalarının sınırlarını belirlemişlerdir. Bu kavramlara yüklenen anlamlardan arındırmakla sonradan yüklenen ve kendilerinden çıkarılan anlamlarla ilgilenmişlerdir. Kavramların anlamlarını belirlemede farklı eğitim ve öğretim araçlarını kullanmışlardır. Kullandıkları bu araçlar, ta’lîm, tevcîh, telîf, risale ve benzerleridir.

Yine hutbeler, kitap sergileri, Şeyh Osman’ın kitapları (Tefsîru’l-Kur’âni’l- Mubârek, Şerhu Sahîhi’l-Buhârî gibi) bu araçlardandır.

197

Http://www.basknet.org/Babetekan_dreje.aspx?jimare=10103.

198

61

Bu şer’î kavramların açıklamasıyla ve Şeriatte kendileriyle kastedilenin beyanıyla, kadı, müftü, müderris ve hatip yetiştirecek tarzda zorunlu olarak ümmi insanlara ileri düzeyde öğretimin yaygınlaştırılmasıyla, saf İslam akidesi insanların gönüllerine yerleşti. Böylece kullara kulluğun zilletinden kurtulup özgürleştiler. Sünneti sevdiler, bidatlerden nefret ettiler ve hurafelere karşı savaştılar. Bu onlarda hatta genelin yanında göze çarpan, genel bir algıya dönüştü199.

2.2.2. Emri Bi’l-Ma‘Rûf Nehyi ‘Ani’l-Münker Farizasını İhya Etmek

İslamî Hareketin en mümeyyiz vasfı, din ve dünya işlerinde Allah’ın rızasını kazanmaya götüren sahih ilim ile günlük hayattaki amel ve sağlam akideyi bir araya getirmektir200. Bunun için Hareket ilim ile başlamış201, amelle, ilmin gerektirdiğini uygulamakla ve emri bi’l-ma‘rûf nehyi ‘ani’l-münker ilkesine sarılmakla devam etmiştir. Bu ilke de salih bir cemaati ve ma’rûfu bilip destekleyen, münkeri bilip ondan nefret eden doğru genel bir bakışı oluşturmak için ilmî bir uygulamadır. Toplumsal alanda fazileti destekleyen ahlaksızlığı sınırlayan bir sorumluluk bilincini oluşturmayı hedeflemiştir. İnşa ettiği böyle bir toplumda faziletler büyür ve gelişir, ahlaksızlıklar da geriler ve küçülür.

Bu büyük İslamî farizayı diriltmekle Hareket, tanındı ve yükseldi. Kendisine güvenenler arttı. Onlar bu davet için uğraştılar ve dinin hizmetinde kullanmaya devam ettiler. Bundan dolayı bu davanın liderlerinin en bariz vasfı, emri bi’l-ma‘rûf nehyi ‘ani’l-münker yapmalarıdır.

Bazı alimler bu farizayı öneminin büyüklüğünden ve etkisinin fazlalığından dolayı İslam’ın ilkelerinden sayarlar. Bir rivayette şöyle aktarılmıştır: “Şüphesiz ki Allah Kur’ân ile engellemediğini sultan ile engeller”. Bu sebeple bu fariza, insanların gönüllerinde İslam’a yer açmıştır. İyilikle kötülüğü birbirinden ayırtetme hissini kazandırmıştır. maʽrûfun fazilet, münkerin rezilet olduğunu göstermiştir. Hareket emri bi’l-ma‘rûf nehyi ‘ani’l-münker’i dinin usullerinden bir asıl, şiarlarından bir şiar olarak kabul etmiştir.

199

Bk. el-Bâzyânî, Mustakbelu’l-Hareketi’l-İslamiyye fî Kurdistâni’l-Irâk,s. 129 vd.

200

Bununla beraber uygulamalarda bazı hatalar yapmışlardır. Bk. Ek 3.

201

62

2.2.3. Dinde Dürüstlük Ve Sadakati İhya Etmek

İslam farklı şiarlarıyla bir beden gibidir. Beden, bütün uzuvlarıyla sağlam olduğu ve gelişimi için uygun ortam oluştuğu zaman görevini layıkıyla yerine getirebilir. Kürdistan’daki İslamî Hareket bu konuda büyük bir başarı kaydetmiştir. Çünkü İslam’ın bütün şiar ve esaslarını esas almış ve bu esasların gölgesinde faziletin gelişmesi için uygun bir iklim oluşturmuştur. Zira Kürt toplumu aslî değerlerine bağlı muhafazakâr bir toplumdur.

Mükemmel bir şekilde sadakat, sevgide, yardımda, emri bi’l-ma‘rûf nehyi ‘ani’l-münker’i destekte, cihatta, sosyal ilişkilerde, samimiyette ve sevip saymada kendisini gösterir.

Dürüstlük, Allah düşmanlarından kalben buğz etmek ve bunu herkese duyurmakla, onlara karşı eliyle, diliyle ve malıyla mücadele etmekle, onlardan her türlü ilişkiyi kesmekle ve davranışlarından hoşlanmamakla olur.

İslamî Hareket, hizmet için kullandıkları genel eğitiminlerinde, kitaplarında, mektuplarında ve hutbelerinde bunu bir ilke olarak benimsemiştir. İslamî Hareket liderleri, hasımlarıyla münasebetlerinde müdahene ve gizli kapaklı olmaktan uzak bir şekilde davranmıştır. Tevhid inancının bir gereği olan samimiyet ve dürüstlük ilkelerini hayatlarında bizzat göstermişlerdir.

2.2.4. Aklı, Cehalet, Hurafe Ve Bidʽatten Arındırmak

Bu Hareket İslam Şeriatının naslarını yüceltmeye ve Kur’ân dili olan Arapça’nın imkânları ölçüsünde şerʽî delilleri ve fıkhî içtihat usulünü anlama çerçevesinde akla saygı gösterip onu özgürleştirmeye çağırmıştır. İnsanların davranış ve sözlerini makamları ve ilmî dereceleri ne ölçüde olursa olsun, Şerʽî delillerle ölçmüşlerdir. Zira ismet, sadece bu risaletin sahibine özgüdür. Resulullah’tan (s.a.v.) gelene baş göz üstüne demişlerdir. Peygamberden sonra bu ümmetin en faziletlileri olan Kur’ân vahyinin inişini müşahede eden, nüzul sebeplerini ve münasebetlerini bile, fasih Arap dilini iyi bilen Sahabeden gelene karşı da aynı şekilde baş göz üstüne demişlerdir. Fakat Peygamber ve sahabenin dışındaki kimselerden gelene karşı -her

63

çağdaki özellikle de ilk üç çağdaki hidayet liderlerine karşı saygı göstermekle birlikte- onlar adamsa biz de adamız demekten kaçınmamışlardır.

2.3. Sosyal Ve İktisadî Yönleri