• Sonuç bulunamadı

G. AĞILÖNÜ’NÜN SOSYAL KÜLTÜREL ÖZELLĐKLERĐ

6. Dil ve Yaşam / Hitaplar

Dil, insanlar arasında tecrübelerin paylaşılmasını ve mânâların mübadele edilmesini temin etmek suretiyle, onlara devamlı bir cemiyet kurma, nevi şahsına has bir kültür yaratma ve bunu gelecek nesillere intikal ettirme imkânını vermektedir.

Đnsanlar kelimelerden inşa etmiş olduğu bir dünyada eşya ve şahıslar dünyasında olduğu gibi yaşamaktadır. Kelimelere karşı reaksiyonu ve kelimeleri kullanması ile insanlara ve eşyalara karşı reaksiyonu ve kullanmasında birçok müşterek noktalar vardır. Kendisinin ve başkalarının davranışlarını kontrol hususunda kelimeleri alet olarak kullanır. Bu konuşma aletinin en bariz vasfı sosyal mahiyette oluşudur.221 Zira insanlar düşünce, his ve maksatlarını diğerlerine, esas itibariyle, konuşma ve dil yoluyla naklederler.

Konuşmanın, şahıslar arası davranışın en umumi şekli ve vasıtası olması sebebiyledir ki, dilin incelenmesi sosyal ilim mensupları için büyük önemi olan bir mevzudur. Dil yolu ile haberleşme sayesinde bir tecrübenin başkasıyla karşılıklı olarak kavranması mümkün olur. Bu karşılıklı kavrayış, ortak sosyal hareketi kolaylaştırır, cemiyetin teşekkülüne imkân verir ve kültürün yaratılmasıyla intikalini temin eder.222

Ferdin şahsiyetinin şekillenmesinde rol oynayan dil cemiyetin maddi ve manevi kültür öğelerini de aksettirmektedir. Bir toplumdaki geçim biçimi yani üretim biçimi ile yaşama ve düşünme biçimleri arasında karşılıklı bir etkileşim vardır. Dolayısıyla o toplumdaki üretim biçimi de sözlü ve sözsüz iletişim tarzını etkilemektedir.223 Tarım ve hayvancılıkla göl ürünleriyle geçimini sağlayan Ağılönü halkının sözlü iletişim aracı olan dili yoğun olarak çalıştıkları bu yaşamın öğeleriyle şekillenmiştir. Tırpan, düven, tırmık, övendire, dapındırık (seren), hatıl, sıyırgı, tartı, kındıra, öz, hergele, gurugaya, pinter, bücük, beygir, orak, yaba, çeymel, annad224 gibi kelimeler bu iş alanlarıyla ilgili hususi dile ait sözcüklerdir.

Yine halk arasında yaygın atasözlerinin, dua ve bedduaların günlük yaşama yabancı olmayan unsurlardan oluşması dikkat çekmektedir. Örneğin; Alık öküzün kıblesi poyrazı olmaz. Elti eltiyle hamamda bohçası bile yitişir. Atın yaşına bakmayacaksın, boğazına

221

Mümtaz Turhan, Cemiyet Đçinde Fert, M.E.B, Đstanbul, 1983, s. 1.

222

a.g.e., s. 4.

223

Üstün Dökmen, Đletişim Çatışmaları ve Empati, 22. Baskı, Sistem Yay., Đstanbul, 2003, s. 37.

224

(arpasına) bakacaksın. Al duvaklar gör. Emeğin yağlı olsun. Gınalı eller tutasıca. Ocağın kör kalsın vb.

Geleneksel dönemde yazılı ve görsel kitle iletişim araçlarından yoksun halkın en önemli bilgi kaynaklarından biri de din adamlarıdır. Dua, beddua ve atasözlerinin dini tabirler taşımasını bu bilgi kaynağıyla izah etmek mümkündür.

Kadınların ve çocukların evin reislerinin yanında az konuşması veya sessiz konuşması saygı ifadesi olarak görülmekte bu kuralı ihlal edenler sosyal çevreleri tarafından doğrudan ya da dolaylı baskılarla kınanmaktadırlar.

Sözlü iletişim unsuru kelimeler değişik durumlarda değişik anlamlar ihtiva edebilmektedir. Bir kelimenin sosyal hayatta neyi temsil etmesinde mutabık kalındıysa onu temsil etmektedir. Kelime ile obje arasında bir münasebetin bulunması çok fazla önemli değildir. Önemli olan münasebetin içtimai olarak kabul görmesidir. Bu manada Ağılönü’nde yaygın olarak kullanılan “herif” tabiri olumsuz bir anlamda kullanılmaktan daha çok kadınların kocalarından bahsederken gündelik yaşamda yaygın olarak kullandıkları bir kelimedir. Yine Ağılönü’nde yaş itibariyle büyük kimselere “hanım abla, gelin abla, efendibaba, efendi ağa” hitaplarında kullanılan sıfatlar saygı hissinden kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda bu tür hitaplarda yaş ve cinsiyet ön plana çıkarılmıştır. Hacca gitmiş kimseye hitap edilirken muhakkak isminin başına “hacı” sıfatı konulması gerekmektedir.

Sözlü iletişimde konuşan şahsın yaşı, cinsiyeti, bilgi düzeyi ve hayat tecrübesi cümlelerinde seçtiği kelimeleri etkilemektedir. Halk dili diye vasıflanabilecek olan Ağılönü Semti’nde konuşulan dil kısa, sentaks itibariyle zayıf yapıda çoğunlukla gramer bakımından basit cümlelerden oluşmaktadır. Aynı zamanda sınırlı sayıda sözcük kullanılmaktadır. Ancak kullanılan ifade ve cümleler belli anlamlar yüklenerek belli olay ve durumlarda kullanılmak üzere formüle edilmiştir. Örneğin, bir kişi konuşanın sözünü keserek söze başlamışsa “lafını böldüm” der, karşıdaki kişi de “söz senin” der. Konuşulan şeyler kötü anlamlar taşıyorsa “sözüm buradan ırak olsun” ya da “sözüm ona” denilir. Bir kişi başkasının halini ve hatırını sorduğunda cevap olarak “ Hakk hatırını yapsın.” cevabını alır. Herhangi bir tartışma durumunda taraflardan birisi pasif kalmışsa karşıdaki kişiye “senin köpeğin ürsün”, senin eşeğin anırsın” der ve susar. Hasta olan kişi “üzerinizden

ırak hasta oldum” der karşıdaki kişi de “senden de ırak olsun” diye karşılık verir. Hamamdan gelen kişiye kadın ise “güle güle kirlen, elini öpeyim” denir.

Toplumların yaşam biçimleri değiştikçe sözlü ve sözsüz iletişim biçimleri de değişmeye başlar. Sözlü iletişimlerde düşünce ve hisleri ihtiva eden kelimelerin karşı şahıslar tarafından doğru anlaşılıp anlaşılmadığı muhatabın reaksiyonundan anlaşılır. Fertler arasında içtimai ve kültürel boşluklar büyüdükçe kullanılan ifadeler arasındaki ayrılıklar artmaktadır. Muhatap her zaman sözlü mesajı aynen idrak edememektedir. Bu durumda “sözde haberleşme”225 gerçekleşmektedir. Sözde haberleşmenin muhtelif nedenleri olabilmektedir. Nasıl ki toplum hayatına otomobilin, binaların sokulmasıyla o muhitin dünyası değiştirilebiliyorsa dilin değiştirilmesiyle de tutum ve davranış değişmelerinde, istek ve heyecan uyandırılmasında etkili olabilmektedir. Son zamanlarda radyo, televizyon gibi kitle iletişim araçlarının semt halkının hayatında hızla yer etmesi, halkın televizyon kültürünü benimsemesi duygu ve düşünce dünyalarında değişiklik yapmıştır. Bunun sonucu olarak da Ağılönü’nde eskilerin belli değerler ihtiva eden ifadeleri gençler nazarında anlamını bulamamaktadır. Bu mesele sadece dilsel iletişim konusunda değil davranışlar konusunda da kendisini göstermektedir. Sözde haberleşme ortaya çıkmaktadır.

Benzer Belgeler