• Sonuç bulunamadı

DİĞER DİNLERİN İNTİHARA BAKIŞI

Belgede İnanç açısından intihar (sayfa 104-107)

Toplumlar, kendi bireylerinin varlığı ile devamlılık kazanırlar. Bu nedenle, insanlık tarihi boyunca toplumsal kurumlar genellikle intihara karşı bir tavır takınmışlardır. İlkel toplumlarda tabular yoluyla kendini gösteren bu tutum, özellikle tek tanrılı dinlerin ortaya çıkması ile iyice kurumsallaşmıştır. Doğu uygarlıklarında ise genellikle, intihara karşı daha ılımlı bir tutum süregelmiştir. Hatta intiharı onurlu bir davranış olarak görme eğilimi de bu toplumlarda olmuştur.

Yüzyıllar boyu, dinlerin intihara karşı olan bu tutumları intihar olaylarını engelleyememiş ve bazı yaptırımların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Toplumsal ilişkilerin düzenlenmesinde dinsel kuralların egemen olduğu dönemlerde intihar, bir suç ve günah olarak değerlendirilmiştir. Bu ise, o dönemlerde intihar olaylarını engelleyememiş, fakat düşük seviyelerde kalmasında büyük ölçüde rol oynamıştır.

Tek tanrılı dinlerin intihara karşı ağır yaptırımlar uygulamaları, bu dinlerin ortaya çıktığı dönemlerde intihar olaylarının oldukça yaygın olduğunu göstermeleri açısından ilgi çekicidir.

Judaizm (Yahudilik dini), Hristiyanlık ve İslamiyet gibi tek tanrılı dinlere göre insan hayatı Tanrı’ya aittir; canı Tanrı yaratır ve geri alır. İnsanın kendini öldürmesi, Tanrı’ya karşı gelmedir ve bu kişi sonsuzluk içinde devamlı ızdırap çekecektir.

Yahudilik ilke olarak intiharı tasvip etmez. Ancak geleneksel İbrani hukukunda intihar edenin aklı başındayken bu fiili işlemiş olamayacağına, dolaysıyla sorumlu tutulmayacağına dair genel bir anlayış vardır. Bu sebeple intihar edenlere normal Yahudi defin merasimi uygulanır. Katliama, şirke ve zinaya zorlanma gibi durumlar karşısında ise intiharın tercih edilmesi takdire değer görülmüştür. 1906 yılında Worms’ta ve 1190 yılında York ve Rhineland kasabalarında Yahudilerin toplu şekilde intihar girişiminde bulunmaları bu gerekçeye dayandırılan286 örneklerdendir.

Yahudilerin kanun ve tefsir kitabı olan Zalmut, intiharı bir günah saymakta ve intihar eden kişi için geleneksel cenaze merasimini kabul etmemektedir. İntihar eden kişinin cesedi, adam öldürenlerin ve serserilerinki gibi cenaze merasimi yapılmaksızın ayrı bir yere gömülmekteydi.287

Tevrat’ta Samson, Saül, Abimelek ve Ahitofel gibi önemli dört kişinin intiharları anlatılmaktadır. Ayrıca, M.S. 73 yılında kuşatılmış olan Masada kalesinde 960 Yahudinin Romalılara esir düşmemek için topluca intihar etmeleri, Yahudiler arasında intihar olaylarının dinsel yasaklara rağmen engellenemediğini göstermektedir. 288

Hristiyanlık anlayışının intihara bakışı İslamiyet’teki anlayışa daha yakındır.

Hristiyanlık intihara tamamen karşıdır. Saint Augustine ve Saint Tomas gibi din büyükleri hangi durum ve şart altında olursa olsun intiharın tasvip edilemeyeceğine hükmetmişlerdir. Günümüzde bu aleyhte tavır biraz ılımlı hale gelmişse de intihar hala Hristiyanlık bakımından ciddi bir günah sayılmakta289 İslamiyetteki intihar anlayışına paralellik göstermektedir.

Hristiyanlık dininin ilk dönemlerinde, hristiyanlar arasında intihar oldukça yaygındı. İlk olarak St. Augustine intiharın her çeşidini günahkârlık sayarak cinayetle eşdeğer olarak görmüş ve bu yaklaşım etkisini Hristiyanlık dünyasında uzunca bir süre korumuştur.

Ortaçağda intihar edenler insanlık dışı muamelelere uğramaktaydılar. Bunlar sürüklenerek bir odun yığınında yakılır veya bir fıçıya konarak nehre atılırdı.290

1789 devrimden sonra Fransa’da intihar edenler bir kalbur üzerinde ata bağlanıp sürüklenir, mezarlığa gömülmez ve hatta bütün ailesi bu olaydan sorumlu tutulurdu. İngiltere’de ise bir zamanlar, intihar edenler vücutlarından kazıklar geçirilerek bir yola gömülürdü. Kilisenin baskısının azalması ile daha sonraları bu tür uygulamalar yavaş yavaş kalkmıştır. Bugün Katoliklerde, intihar edenler Katolik mezarına gömülmez ve cenazesinde rahip bulunmazdı. Protestanlık mezhebinin ortaya çıkması ile intihar oranlarında bir artış görülmüştür. Rönesans dönemindeki bu artışı, o dönemin düşünürleri en önemli sorunlardan biri olarak görmüşlerdir. J. Dumas ve M. Montaigne, kendi dönemlerinde intiharın bütün Hristiyanlık âleminde yayıldığını ve artış gösterdiğini belirtmişlerdir. İntihar oranlarındaki bu artış günümüze kadar gelerek, bugün batı toplumlarında en önemli toplumsal sorunlar arasında yer almıştır.291

Doğu dinleri arasında Hinduizm ve Jainizm intiharı meşru saymakla kalmaz, bazı durumlarda bir dini merasim konusu olarak değerlendirir. Hinduizm’de “samsara”dan kurtulmak için girişilen intiharlar ve dul kalan kadının kendini yakması bu anlayışın bir sonucudur. Aynı şekilde Jainizm de zühd ve maneviyat adına yeme içmeden uzak durmak suretiyle girişilen intiharları kutsal bir ölüm telakki eder.292

Budizm ve Konfüçyanizm’de ise açık bir meşrulaştırma ve teşvik yoktur. Fakat Budistler, bazı olağanüstü şartlar altında dini açıdan teşvik edilen intiharı bir fedakârlık sayarlar. Konfüçyüsçülük’te atalar kültü ile şekillenen adetlerin uygulanması esas olduğu için intihar bu adetlere saygısızlıktır ve ancak adetleri uygulamak imkânsız hale gelirse görülebileceği293 belirtilmektedir.

290 http//www.intihar.de/intihar-hukuk.htm., ( 30. 04. 2006 ). 291 http//www.intihar.de/intihar-hukuk.htm., ( 30. 04. 2006 ).

Dinsel hukuktan pozitif hukuka geçildiği dönemlerde bile bu tür uygulamalar sökülüp atılamadı. Günümüzde ABD gibi gelişmiş bir ülkenin bazı eyaletlerinde intihar girişiminde bulunup da başaramayanlar adam öldürme suçu ile yargılanmaktadır. Günümüzde, dünya genelinde intihar bir suç sayılmamaktadır; fakat başkasını intihara teşvik etmek veya yardım etmek suç sayılmaktadır.

Ülkemizde de, Cumhuriyetin ilanından sonra, intihar suç sayılmamaktadır. İntihar girişiminde bulunan kişi, ölümden kurtulursa bir cezaya çarptırılmaz. Ancak, intihar için uyuşturucu madde kullanan veya ruhsatsız silahla intihara girişim edenler 6136 sayılı kanuna muhalefetten; yani uyuşturucu madde kullanmaktan veya ruhsatsız silah taşıma suçundan yargılanırlar. Kolektif intiharlarda, birbirini intihara ikna eden kişilerden birinin ölmesi, diğerinin kurtulması halinde, kurtulan taraf başkasını intihara ikna suçundan ve yardım etmekten suçlu duruma düşer. Başkasını intihara ikna ve yardım eden kimse ise, eğer diğer kişi ölürse, TCK’nin 454. maddesine göre üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasına çarptırılır.294

Belgede İnanç açısından intihar (sayfa 104-107)

Benzer Belgeler