• Sonuç bulunamadı

Günümüzde izlenen vergi politikalarının, öncelikle devletin sosyo- ekonomik yapı içerisinde oynadığı role bağlı olarak değiştiği görülmektedir. Diğer bir deyişle vergi politikalarının sınırı büyük ölçüde devletin ekonomik yaşama ne ölçüde müdahale ettiği noktasına göre farklılık göstermektedir. Ön koşul böyle olmakla birlikte vergi politikalarının saptanmasında ülkelerin gelişmişlik düzeyinin de önemli rol oynadığı söylenebilir. Devlet eğitim, sağlık, savunma gibi klasik görevleri yanında, sosyal devlet anlayışı gereği giderek artan, yeni görevler yüklenmektedir. Devletin üstlendiği görevleri gereği gibi yerine getirebilmesi, çeşitli kaynaklardan sağlanan kamu gelirlerine bağlıdır. Bu kaynaklar içinde en geniş ve en sağlam olanı vergilerdir. Vergilerin eksiksiz ve zamanında toplanmasındaki etkinlik kamu hizmeti arzındaki verimlilikle doğrudan ilişkilidir. 288

19. yy.’ın ortalarına kadar birçok ülkede bina vergisi arazi vergisi ile birlikte uygulanmıştır. Emlak vergisi, üzerinde bina olsun veya olmasın bütün taşınmazları kapsar nitelikte olmuştur. 19. yy’da sanayideki merkezileşme hareketi ile köyler boşalıp şehirler kalabalıklaşmaya başlayınca binaların sayısı ve değerleri artmış, kira usulü yaygınlaşmış ve kiralar yükselmeye başlamıştır. Bu gelişmeler sonucunda bina eskiden olduğu gibi toprağın tabii bir parçası değil, başlı başına ve değeri araziden daha çabuk değişen bir servet unsuru haline gelmiştir. Bunun sonucunda da binalar önce aynı kanun içinde ayrı bir sınıf sayılmış, daha sonra ayrı kanunlara bağlanmak suretiyle arazi ve bina vergileri birbirinden tamamen ayrılmışlardır. Zaman içinde bina vergileri de arazi vergileri gibi basit şekillerden gelişmiş şekillere doğru bir ilerleme göstermişlerdir. Binaları hep birbirlerine benzeyen küçük toplumlarda, bina başına alınan eşit ve maktu vergiden sonra işgal ettiği arazinin genişliğine, kat ve odaların adedine, kapı ve pencere miktarına ve cephenin alanına göre matrah tespit usulleri uygulanmıştır. 19. yy’ın ikinci yarısından itibaren bu usullerden vazgeçilmiş ve verginin genellikle binanın değerine veya kirasına göre alınmasına başlanmıştır.289

Devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin, toplumsal ihtiyaçlara bağlı olarak ortaya çıkan ve toplum adına kamusal mal ve hizmetleri üretebilmeleri, kişilerden zorla ve karşılıksız olmak üzere, alınan vergi gelirleri ile mümkün olmaktadır. Vergi, Devletin vergilendirme yetkisini kullanarak kendisine vergilendirme konusunda idari işlem yapma yetkisi tanınmış kamu kuruluşları tarafından önceden belirlenmiş kanunlarla, karşılıksız olarak para şeklinde ve zorla alınan bir gelir türüdür.290 Gelişmiş

ülkelerin birçoğunda emlak vergisinin ödenmesinden taşınmaz sahipleri sorumludur. Bu ülkelerde taşınmaz üzerinde borçtan dolayı ipotek olması, maddi teminat bulunması veya alacağın bir şekilde güvence altına alınması sonucu ödenmeyen emlak vergisi miktarı oldukça azdır. Gelişmiş ülkelerde emlak vergisinin tahsilat oranı da yüksek seviyelerdedir. Öyle ki, OECD raporlarına göre bu oran Danimarka, Japonya, Hollanda, İsveç, İngiltere ve ABD’nin birçok eyaletinde yüzde 98’den fazla diğerlerinde ise yüzde 95 civarındadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri gelişmiş ülkelerde emlak vergisine ilişkin gönüllü katılımlardır. Gelişmekte olan ülkelerde ise emlak vergisinde tahsilat oranı yüzde 50-75 arasında değişmektedir. Özellikle etkisiz vergi idarelerinin olduğu ülkelerde ise bu oran yüzde 50’nin altına düşmektedir. 291

4.8.1. ABD’de Emlak Vergisi

ABD, federal bir yapıya sahiptir. Devletin gücü, federal Devlet ile eyaletler arasında paylaşılmaktadır. Gerek federal, gerekse eyalet düzeyinde devletin gücü bağımsız yasama, yürütme ve yargı kollarına ayrılmaktadır.

Emlak vergisi matrahı ilgili mahalli yönetimce takdir yoluyla tespit edilmektedir. Takdir yapılırken, çevredeki gayrimenkullerin alım satım fiyatları ile değeri etkileyen diğer değişiklikler dikkate alınmaktadır. Mahalli idareler genellikle gelir sıkıntısı içinde olduklarından değerlemeler birkaç yılda bir yenilenmektedir. Özellikle 2000 yılından itibaren ABD’de gayrimenkul fiyatlarının enflasyonun çok üzerinde artması nedeniyle bazı yerlerde yeniden değerlemeler daha sık yapılır hale gelmiş bulunmaktadır.292

4.8.2 Avrupa Birliğine Üye Bazı Ülkelerde Emlak Vergisi

Avrupa Birliğine üye ülkelerdeki emlak vergisi uygulamaları ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmektedir. Bunun temel nedeni ise çoğunlukla yerel düzeyde uygulanan emlak vergisindeki arazi ve bina tanımlarındaki farklılıklardır. Emlak terimi Avrupa ülkelerinin çoğunda arazi ve bina kavramını içine alırken bazı ülkelerde ise demirbaş ve makine gibi menkul mallarda bu kavram içinde değerlendirilmektedir. Yine bazı Avrupa ülkelerinde arazi ve bina gibi emlak vergisini oluşturan taşınmazlar farklı vergilendirilebilmektedirler. Örneğin, Danimarka’da emlak vergisini oluşturan arazi ve binalar ayrı ayrı vergilendirilmektedirler. Yine arazi tanımında da ülkeler arasında bir takım farklılıklar bulunmaktadır. Bazı ülkelerde arazi tanımı sadece arazinin kendisini değil araziye bağlı bina gibi sabit yapıları da içermektedir. 293

İngiltere’de beyana dayanan tarh sisteminde kontrol işlemleri, İç Gelirler Yönetim Kurulunun müfettişlik bölümü tarafından gerçekleştirilmektedir.294

4.8.3. Uluslararası Anlaşmalar

Usulüne uygun şekilde yürürlüğe konulmuş olan uluslararası anlaşmaların kanun hükmünde olduğunu kabul eden anayasa hükmünden

de anlaşılacağı üzere, anlaşmalar vergi hukukunun bir kaynağıdır. Hatta bunların diğer vergi kanunlarından farklı olarak anayasaya aykırılığının Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenmesi dahi mümkün değildir. Daha çok vergi kanunlarının yer, zaman ve anlam bakımından uygulanmasında ülkeler arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkları, çifte vergilendirmeye ilişkin problemleri aşmaya yönelik imzalanan bu anlaşmalar, iki ülke arasında olabileceği gibi ikiden fazla ülke arasında da yapılabilir. OECD gibi uluslararası organizasyonların bünyesinde de vergi hukukunu ilgilendiren anlaşmaların yapıldığı bilinmektedir. Bir vergi konusunun bu nitelikte bir anlaşmaya konu olmaması durumunda ülkelerin kendi iç hukuklarında yapacakları düzenlemelerle bu sorunları aşmaları mümkündür. 295

5. BÖLÜM