• Sonuç bulunamadı

B. XX Yüzyılda Azerbaycan Edebiyatı

1.3. Refail Oğuztürk Dağlı’nın Eserleri

1.3.3. Diğer Eserleri

Bu başlıkta, Refail Oğuztürk Dağlı’nın hiçbir kitabında yer almayan, hiçbir senaryosunda bahsedilmeyen ve değinilmeyen eserleri konu alınmıştır. Bu eserler, herhangi bir kitapta yer almadığı için bu başlık altında incelenmiştir. Oğuztürk’ün hiçbir kitabında yer almayan toplam dört eseri bulunur. Bunlar: Nuri Paşa adında tarihî dram eseri, Bayrak Poeması, Enver Paşa Cengisi ve Nuri Paşa Marşı adında iki şiirdir.

Nuri Paşa, beş perdeden oluşan tarihî bir dram eseridir. Oğuztürk, bu eseri henüz yazmıştır. Bundan dolayı herhangi bir kitaba alınmamış ve tiyatro sahnesine konulmamıştır. Oğuztürk, bu eseri Bakü’yü ve Azerbaycan’ı düşman işgalinden kurtararak tam bağımsız olmasını sağlayan Nuri Paşa’ya ve komutasındaki Türk Kafkas İslam Ordusu’na ithaf etmiştir. Ayrıca Enver Paşa Cengisi adındaki şiiri kahraman Enver

Paşa, Nuri Paşa Marşı adındaki şiiri de Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa için kaleme almıştır. Bu şiirler aslında marş tarzındadır. Yani musiki eşliğinde de çalınıp söylenebilir. Son olarak da Oğuztürk’ün Azerbaycan bayrağı için yazmış olduğu Bayrak adında bir poeması vardır.

Nuri Paşa denilince akla gelen ilk şey, Türk Kafkas İslam Ordusu ve Bakü’nün kurtuluşudur. O halde Nuri Paşa kimdir? Nuri paşa; Harbiye Nazırı, Başkumandan vekili, mirliva ve padişahın damadı Enver Paşa’nın kardeşi, Irak Cephesi Kut’ul Amare kahramanı Halil Kut Paşa’nın yeğeni, Kuzey Afrika Grupları ve Türk Kafkas Ordusu Komutanı, birçok görevde padişahın özel emriyle Fahri Ferik rütbesini kullanan ve Bakü’nün halaskârı olarak bilinen bir Osmanlı subayı, Zeytinburnu ve Sütlüce’deki fabrikaların sahibidir. Nuri Paşa, Azerbaycan Türkleri tarafından çok sevilen ve kendilerine Allah tarafından kurtarıcı olarak gökten gönderilmiş bir melek olarak tabir edilen büyük bir askerdir.

Nuri Paşa ve komuta ettiği Türk Kafkas İslam Ordusu, hem Çağdaş Türk tarihinde hem de Çağdaş Azerbaycan tarihinde önemli bir yere sahiptir. Çünkü Nuri Paşa komutasındaki Türk Kafkas İslam Ordusu ve Azerbaycan Türklerden oluşan kuvvetler, 15 Eylül 1918 tarihinde Bakü’yü ve Azerbaycan’ı Bolşevik Rusya, Ermeni çeteleri ve İngilizlerden oluşan Birleşik Düşman Kuvvetlerinden kurtarır. Tarihin ilk Türk-İslam Cumhuriyeti olan Müstakil Azerbaycan Cumhuriyeti, Mehmet Emin Resulzâde’nin liderliğinde 28 Mayıs 1918’de kurulur. Ancak Bakü, işgal altında olduğu için Gence geçici başkent ilan edilir. Osmanlı Devleti ile Müstakil Azerbaycan Devleti arasında ise 4 Haziran 1918’de yani bağımsızlıktan bir hafta sonra Batum’da Dostluk ve İşbirliği Anlaşması imzalanır. Bu anlaşmaya dayanarak, Azerbaycan’da Bolşevik Ruslar ve özellikle Ermeniler tarafından yapılan katliamları ve soykırımları engellemek ve Azerbaycan’ı düşman işgalinden kurtarmak amacıyla Mehmet Emin Resulzâde İstanbul’a gelip Osmanlı Devleti’nden yardım ister. Osmanlı Devleti ise soydaşlarının bu çağrısına sessiz kalmaz ve Kafkas İslam Ordusu’nu kurar. Kafkas İslam Ordusu’nun başına 29 yaşında, Yarbay rütbesindeki Nuri Paşa getirilir. Nuri Paşa komutasındaki Türk Kafkas İslam Ordusu ve Azerbaycanlı Türklerden oluşan kuvvetler, yaptığı harekât sonucunda 15 Eylül 1918 tarihinde Bakü’yü düşman işgalinden kurtarır. Böylelikle Azerbaycan, tam anlamıyla bağımsız bir devlet haline gelir (Sözen, 2018: 639-640).

Türk Kafkas İslam Ordusu’nun ve Nuri Paşa’nın Azerbaycan’ı ve Bakü’yü kurtarması Çağdaş Azerbaycan edebiyatında birçok manzum ve mensur eserde işlenmiş ve önemli bir konu haline gelmiştir. Pek çok şair, edip, sanat ve fikir adamı şiirlerinde ve eserlerinde Türk Kafkas İslam Ordusu’na, Nuri Paşa’ya ve abisi Enver Paşa’ya övgüler dizmiş ve bu şahsiyetleri Çağdaş Azerbaycan edebiyatının önemli bir teması haline getirmiştir. Örneğin 1914 yılında, Azerbaycan’ın millî şairi Ahmet Cevat tarafından yazılan ‘’Çırpınırdın Karadeniz, Bakıp Türk’ün Bayrağına’’ şiiri, Azerbaycan bestecisi ve fikir adamı Üzeyir Hacıbeyli tarafından Kafkas İslam Ordusu için bestelenir. Bu konuda yazılan şiir ve başka eser örneklerini çoğaltmak mümkündür. Çünkü Türk Kafkas İslam Ordusu, Nuri Paşa ve Enver Paşa için Azerbaycan edebiyatında pek çok şiir yazılmış ve farklı türde eserler ortaya konulmuştur. Hatta Türk Kafkas İslam Ordusu ve Nuri Paşa için marşlar yazılmış ve bestelenmiştir (Sözen, 2018: 640-641).

Çağdaş Azerbaycan edebiyatında Türk Kafkas İslam Ordusu, Nuri Paşa ve abisi Enver Paşa için önemli eserler kaleme alan şair, yazar, fikir ve ilim adamlarından biri de Refail Oğuztürk Dağlı’dır. Oğuztürk’ün, bu konuda kaleme aldığı Nuri Paşa adında beş perdeden oluşan tarihî bir dram eseri, Nuri Paşa’ya ithaf ettiği Nuri Paşa Marşı adında bir şiiri ve Enver Paşa için yazdığı Enver Paşa Cengisi adında ayrı bir şiiri bulunur. Oğuztürk, beş perdeden oluşan tarihî dram eserini 1918 yılında bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan topraklarını, Rus-Bolşevik ve Ermeni-Taşnak işgalcilerinden kurtaran Nuri Paşa’nın, Kafkas İslam Ordusu’nun şehit ve gazilerinin aziz hatırasına ithaf etmiştir. Oğuztürk’ün diğer eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de tarihî bir konu işlenir ve eserin konusu yine tarihten alınır. Oğuztürk, tarihte yaşanan ve hem Türkiye hem de Azerbaycan için önemli bir yere sahip olan bir olayı dram şeklinde okuyucularına ve izleyicilerine sunar (Oğuztürk, 2018: 1).

Nuri Paşa adlı tarihî dram eserinde toplam on beş karakter vardır. Bunlardan Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa, Sadrazam Talat Paşa, Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Paşa, 5.Kafkas Piyade Tümeni Komutanı Mürsel Paşa ve 5.Kafkas Piyade Tümeni Karargâh Reisi Rüşdü Bey Türkiye Türklerindendir. Nağı Bey Şeyhzamanlı, Nesib Bey Yusifbeyli, Fetali Han Hoyski, Yarbay Hebib Bey Selimov ve Azerbaycan’ın en önemli şairlerinden biri olan 19 yaşındaki Cafer Cabbarlı ise Azerbaycan Türklerindendir. Düşman kuvvetlerinden ise Almanya’nın İstanbul sefiri Bernsdroff, Bakü Komiseri Ermeni Stepan Şaumyan, Bakü Komiseri Ermeni Qriqoriy

Karqanov, Ermeni Komünist Anastas Mikoyan ve Rus Alay Komutanı Qriqoriy Petrov karakterleri vardır.

Beş perdeden oluşan eser, Bakü’nün birleşik düşman işgalinden nasıl kurtulduğunu işler. Eserde, Azerbaycan’ın ve Bakü’nün düşman işgalinden kurtuluşu sırasında Türk ordusunun ve Azerbaycan Kuvvetlerinin çektiği sıkıntılar ve düşmana karşı nasıl mücadele ettikleri edebî şekilde dile getirilir. Oğuztürk, bu eserini henüz yazdı ve kendisiyle röportaj için Bakü’ye gittiğimizde bize verdi. Bundan dolayı eser, herhangi bir tiyatro sahnesinde oynanmadı ve gösterime sunulmadı. Ancak kısa zaman içinde Nargin Faciası tarihî dram eserinin oynandığı Azerbaycan Millî Dram Tiyatrosu’nda sahneye konulması planlanmaktadır. Ayrıca hem Nuri Paşa hem de Nargin Faciası tarihî dram eserlerinin, Türkiye’de özellikle Ankara’da tiyatro sahnesine konulması ve oynanması konusunda devlet nezdinde büyükelçilikler kendi arasında görüşmelere devam etmektedir. Her iki eserin de Ankara’da sahneye konulması planlanmaktadır.

Nuri Paşa adlı tarihî dram eserinin özellikle son perdesi olan beşinci perdede çok önemli bir olay canlandırılır. Bu tarihî olay, Bakü’nün halaskârı Nuri Paşa ile Azerbaycan’ın en önemli şairlerinden biri olan Cafer Cabbarlı’nın tanışmaları ve dost olmalarıdır. Bakü artık düşman işgalinden kurtulmuştur. Kasım ayında Nuri Paşa ve Türk Ordusu için bir toplantı tertip edilir. Mehmet Emin Resulzâde, toplantıda bir konuşma yapar. Resuzâde’nin konuşmasından hemen sonra, Abbas Mirza Şerifzâde, Enver Paşa’nın kıyafetinde yani general kıyafetinde sahneye çıkar. Nuri Paşa, ne olduğunu anlayamaz ve çok şaşırır. Mirza Şerifzâde, Enver Paşa’nın kıyafetinde sahnede Cafer Cabbarlı’nın Trablus Muharibesi adlı piyesinden bir sahneyi canlandırır ve seslendirir. Bilindiği gibi Cafer Cabbarlı’nın, Türk Ordusu ve Enver Paşa için yazdığı Edirne Fethi ve Trablus Muharibesi adında iki piyesi vardır. Şerifzâde, rolünü o kadar iyi oynar ki Nuri Paşa, hayretler içinde kalır ve çok şaşırır. Nuri Paşa, o kadar şaşırır ki abisi Enver Paşa’nın geldiğini sanar. Nuri Paşa, hemen etrafındakilere bu eser kimin, bu eseri kim yazmış, diye sorar. Fetali Bey ise eserin Cafer Cabbarlı’ya ait olduğunu söyler ve Nuri Paşa’yı Cafer Cabbarlı ile tanıştırır. Nuri Paşa’nın karşısında 19 yaşında genç bir delikanlı olan Cafer Cabbarlı durmaktadır. Nuri Paşa, bu genci karşısında görünce daha çok şaşırır ve hayretler içinde kalır. Çünkü karşısında duran 19 yaşındaki bu gencin bu eserleri nasıl yazdığını çok merak eder. Nuri Paşa ile Cafer Cabbarlı hemen o anda orada sarılıp kucaklaşır. Böylece Nuri Paşa ile Cafer Cabbarlı tanışmış olur. Bütün gazeteler ertesi gün yaşanan bu olayı ve manzarayı yazar. Tüm gazeteler bu olayı, Türk dünyasının iki büyük

oğlunun; kalem fatihi Cafer Cabbarlı ile Bakü’nün fatihi Nuri Paşa’nın kucaklaşması manşetiyle verir. Gazeteler kalem ile kılıcın kucaklaşması, sarılması ve görüşmesi şeklinde haber yapar. Bu olaydan sonra Nuri Paşa ile Cafer Cabbarlı dost ve arkadaş olur. Hatta Nuri Paşa, Cafer Cabbarlı’nın evine gider ve misafir olur. Bu olayın hemen akabinde Nuri Paşa, Cafer Cabbarlı’ya ve annesine hediyeler gönderir. Bu hediyeler, bugün Bakü’de Cafer Cabbarlı Müzesi’nde sergilenir. Cafer Cabbarlı, Nuri Paşa ile tanıştığı gece Nuri Paşa’nın ve Türk ordusunun Bakü’yü kurtarması şerefine bir eser yazacağına söz verir. Ve 14 Raksı adında olan bu eseri daha sonra yazar. Ayrıca Nuri Paşa adlı tarihî dram eserinin ikinci perdesinde Cafer Cabbalı’nın ölümle ilgili söylediği bir dörtlüğü vardır. Bu mısraları okuduğu zaman Fetali Bey, hayretler içinde kalır. İnsanı derinden etkileyen ve ölümün bu kadar güzel anlatıldığı bu mısraları sizlerle paylaşmak istiyoruz:

Ölmek! O geniş körpüden her kes keçecekdir, Bir bade ki, ondan bütün âlem içecektir! Her süslü çiçek sonda saralmış quru yarpaq,

İnsan da nedir? Evveli torpaq, sonu torpaq! (Nuri Paşa, s:11)

Oğuztürk’ün Nuri Paşa için yazdığı Nuri Paşa Marşı adında bir de şiiri vardır. Bu şiirinde, Nuri Paşa ve Türk ordusunun Bakü’yü kurtarması için Nuri Paşa’ya seslenir ve duygularını şu mısralarla dile getirir:

Sen böyük Türk oğlusan, qalk Nuri Paşa, Qeddar düşmenler ile qanlı savaşa. Dur, Oğuz haqan kimi, yürüt ordunu,

Kâfirin zülmetinden qurtar yurdunu! (Nuri Paşa Marşı, s:1)

Oğuztürk, başka bir dörtlükte Nuri Paşa’nın, Bakü’nün kurtarıcısı olduğu ve Azerbaycan’ı Azerbaycan Türklerine yadigâr olarak verdiğini şu dizelerle ifade eder:

Ey Türk, İslam Ordumuz iftiharındır, Ey Bakım, Nuri Paşa hilaskarındır! Qadir Allah qorusun Türk yurdumuzu,

Ey Paşam, Azerbaycan yadigârındır! (Nuri Paşa Marşı, s:1)

Ayrıca Oğuztürk’ün, Enver Paşa ve Türk Kafkas İslam Ordusu’na ithaf ettiği Enver Paşa Cengisi adında bir şiiri daha vardır. Şair bu şiirde, Türk Kafkas İslam Ordusu’nu büyük Turan ordusuna benzeterek duygularını şu şekilde dile getirir:

Tanrımıza hemd olsun! Haqqın uğrunda, Heç yorulmaz, yenilmez Turan ordumuz! Qedr nişanesi var Türk bayrağında, Başının üzerinde Quran ordumuz!

Qafkas-İslam ordumuz, Turan Ordumuz! (Enver Paşa Cengisi, s:1)

Oğuztürk, şiirin ayrı bir bölümünde ise Enver Paşa’yı, Türk birliğini inşa etmek için Turan’ı ve Türk dünyasını ağır bir uykudan uyandıran büyük bir başbuğa benzeterek, bu düşüncelerini şu ifadelerle anlatır:

Has qanından qelbine sızmış duyğulardan, Sen oyatdın Turanı ağır uyqulardan! Zirvelerden seslenir al bayrağım, tuğum:

‘’Enver paşam, Enver paşam, Oğuz başbuğum!’’ Enver paşam, Enver paşam, Azer başbuğum!

Enver paşam, Enver paşam, Türkmen başbuğum! (Enver Paşa Cengisi, s:1) Son olarak Oğuztürk’ün şanlı Azerbaycan bayrağı için kaleme aldığı Bayrak adında bir poeması bulunur. Son dönemlerde Azerbaycan’da Azerbaycan bayrağı için birçok şiir ve poema yazılmış ve şairler, yazarlar bayrak hakkındaki duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir. Ama Oğuztürk’ün yazmış olduğu bu poema, Azerbaycan’da bayrak ile ilgili yazılmış şiir ve poemaların en başında gelir. Bundan dolayı şairin Bayrak poeması bu konuda Çağdaş Azerbaycan edebiyatında çok önemli ve değerli bir yere sahiptir. Bayrak poeması, Oğuztürk’ün bayrak hakkındaki duygu ve düşüncelerini, Azerbaycan bayrağının sembollerini ve anlamlarını, Azerbaycan bayrağının Azerbaycan Türkleri için neden önemli olduğunu ele alır ve işler. Bu konular,

bayrak sevgisi temamızda ayrıntılı olarak açıklanacak ve bu konu hakkında bilgi verilecektir.

Ayrıca Oğuztürk’ün şu anda yazmakta olduğu bir eseri daha vardır. Bu eser, Hazar Hakanlığı, Hun Devleti ve Göktürk Hakanlığını konu alan tarihî bir poemadır. Oğuztürk, tarihî eserlerini özellikle tarihî poemalarını yazmadan önce en az beş-altı yıl detaylı olarak araştırma yapar ve yaptığı bu araştırmaların neticesinde tarihî poemalarını kaleme alır. Şu anda yazmakta olduğu bu poema hakkında gerekli bütün araştırmaları yapmıştır. Yaptığı araştırmaların sonucunda da şu anda eserini yazmaktadır. Poema, şu anda yazım aşamasındadır ve henüz bitmemiştir. Bundan dolayı da poemanın adı belli değildir. Ama konu olarak Hazar Hakanlığı, Hun Devleti ve Göktürk Hakanlığını ele alır. Oğuztürk, özellikle tarihî konulara, tarihin karanlık noktalarına, tarihin bilinmeyen olaylarına dikkatleri çeker ve eserlerinde bu konuları işler. Çünkü Oğuztürk’e göre, Türklük, Türk tarihi ve Türk dili dakik ve kendine özgü bir sistemdir. Bundan dolayı da Türklük, Türk tarihi, Türk dili kesin bir sistem haline getirilmeli ve üzerinde detaylı olarak ilmî çalışmalar yapılmalıdır. Şaire göre, Türk tarihinde karanlıkta kalan, gün yüzü görmemiş, üzerinde kesin ve tam tespitlerin yapılmadığı konulardan biri de Hazar Hakanlığı, Göktürk Hakanlığı ve Hun Devleti tarihidir. Bundan dolayı yazar, bu konuları araştırmış ve bu konular hakkında bir poema kaleme almıştır. Son olarak yazarın şu anda yazmakta olduğu ve henüz bitmemiş birçok şiiri, bir tarihî romanı ve bir de komedi eseri vardır. Bu eserler şu anda yazım aşamasındadır ve henüz bitmemiştir.

1.4. Şairle İlgili Çıkan Gazete Haberleri ve Şairin Katıldığı Programlar

Benzer Belgeler