• Sonuç bulunamadı

3.3. E-Devlet Mevzuatını Geliştirmeye Yönelik Çalışmalar

3.3.1. E-Devlet Mevzuatının Tanımlanması

E-devlet ve bilgi teknolojileri kapsamında uygulamada, idarenin hassasiyetle üzerinde durması gereken husus, kamu faaliyelerinde kullanılan bilgi teknolojileri uygulamalarının, yasal alt yapısının kurulu olmasıdır. Kamu faaliyetlerinin yasallığı, bunu gerektirmektedir. Yasama oraganı, hem tanımlayıcı, yetki ve görev verici; aynı zamanda, sınırlayıcı ve yol gösterici bir erktir.

Kanunlar, kamu yönetimi bağlamında ele alındığında, bireyleri, temel hak ve hürriyetler noktasında, diğer bireyler ve kamu müdahalesine karşı korumaktadır. Söz konusu haklara ilişkin sınırlama ve durdurulma sebeplerini, en üst norm hiyerarşisi olan anayasa ile tanımlamakla, güvence altına almaktadır. Bu hakları, bu alandaki uluslararası anlaşmalarla da desteklemektedir (Baştan, 2008: 18). Bununla birlikte, mevzuat düzenlemesi, kamu kurumları arasındaki görev ve yetki paylaşımını ve kurumların birbiri arasındaki iletişim yöntemlerinin yeknesak bir kalıp üzerinde yürütülmesini sağlamaktadır.

Bu kapsamda e-devlet ve BİT’ler bakımından, mevzuat düzenlenmesi aşamasında, e-devlet ve bilgi teknolojilerinin kullanımının yaygınlaşmasıyla, birçok

bürokratik usûlün atıl kalacağı dikkate alındığında, kamu yönetimi faaliyetlerindeki usul ve kuralların yeniden yorumlanması gerekecektir. Bireylerin, e-devlet uygulamalarıyla, kamu hizmetlerine erişimini sağlayacak sistem ve modellerin yapısı ve kullanımı, ülkelerin anayasal sisteminin de dikkate alınmasını gerektirmektedir. Bu kapsamda, geçiş süreci içinde, kamuda uygulanagelen teammüllerin dikkate alınması, yeni sistemle uyumlaştırılması, geçiş sürecini kolaylaştıracaktır. Bunun yanında, BİT teknolojileri çağında, herhangi bir yararı olmadığı değerlendirilen, alışılagelen uygulamaların da süratle terkedilmesi gerekmektedir.

Etkin bir e-devlet yapılanması, kamu kurum ve kuruluşlarının birbirinden kopuk görünümlüentegrasyondan yoksun yapısının bilgi teknolojileri ile yeniden revizyonu, kamu alanında kapsamlı bir yetki ve görev değişikliklerini beraberinde getirmektedir. Bu durum, karşılıklı çalışabilir bir tümleşik sistemin zorunlu sonucudur. E-devlet sisteminin yerleşmesi, örgütsel yapılar ve sorumluluklar, bilgilere ulaşma ve devlet faaiyetlerinin görülmesi bağlamında, yararlı etkiler yaratacak şekilde kamu otoritelerinin bütünleşmesine ve birbirine daha sıkı bir şeklide bağlanmasını sağlayacaktır (Baştan, 2008: 19).

E-devlet politikasının etkili bir şekilde oluşumu, uygulanması ve beklenen yararların sağlanabilmesi için uygun bir hukuki ve teknolojik altyapı kurulmasına gereksinim bulunmaktadır. E-devlet politikasının başarısı, teknik alt yapının modernize edilmesi yanında, çağdaş teknolojik alt yapıyla uyumlu, alana dair hukuki düzenlemlerle mümkün olacaktır. E-devlet uygulamasında, onu uygulayacak kamu kurumları ile kullanıcıları, sistemin olası zaaflarını, kötü niyetli kullanabilecek şahıslara karşı, koruyacak ve kötü niyetli şahısları cezalandıracak mevzuat maddelerinin belirlenmesi gerekmektedir. Cezai hükümlerin düzenlenmesi, alana dair bu kapsamdaki eylemler yönünden, caydırıcılık ve sistemin güvenliği açısından, önem arz etmektedir (Baştan, 2008: 8). Bu hususlar gözetilmeden, hazırlanacak bir e-devlet mevzuatının uygulamadaki problemleri çözmede, yetersiz kalacağı değerlendirilmektedir.

Aynı şekilde, e-devlet’e dair devlet politikasını uygulayacak kamu kurumları ile söz konusu politikadan etkilenecek politikaya muhatap olacak kullanıcılar olan; vatandaşların, iş dünyası ve diğer kamu kurumlarının BİT ve e-devlet’e olan yaklaşımı ve BİT ve e-devlet kullanma becerileri ve uyum kapasiteleri dikkate alınmalıdır. Bu hususlar dikkate alınmadan hazırlanacak e-devlet politikasından, planlanan verim alınamayacakır. E-devlet politikasının beklenen sonuçlara ulaşabilmesi için politikanın

belirlenmesine dair alt yapı çalışmalarında da değinildiği üzere, “hukuki ve teknolojik altyapı”nın birbirleriyle uyumlu şekilde oluşturulması gerekmektedir (Demirhan, 2011: 233-234).

Türkiye’nin e-devlet politikasının oluşumu ve uygulanmasında, politika yapıcıların ve politika yönetiminin hukuk ve teknolojik altyapı olmak üzere, bu iki konu üzerinde durdukları, bu iki konuya ilişkin çalışmaları, politika ile ilgili olarak hazırlanan eylem planlarına dâhil ettikleri görülmektedir. Türkiye’deki e-devlet politikası bağlamında, hukuki ve teknolojik altyapı kurulması çalışmalarının, birbirinden farklı özellikler gösterdikleri söylenebilir. Öyleki, hukuki altyapı genellikle, politikanın oluşum ve uygulama, daha çok uygulama sürecinde ortaya çıkarken, teknolojik altyapı çalışmalarının hukuki alt yapı çalışmasından daha önce başladığı, hatta hukuki alt yapının başlamasına vesile olduğuna dair bir görünüm mevcuttur (Demirhan, 2011: 233- 234).

Bu kapsamda, e-devlet politikasının hukuki altyapısını oluşturan düzenlemelerin önemli bir bölümü, 2000’den sonra yani politikanın belirlenmesinden sonra ortaya çıkmıştır. 2000 yılı öncesi ve 2000 yılının hemen sonrasındaki ilk yıllarda, daha çok politikanın oluşumuna dair çalışmalar, gündemde olduğundan, bu konudaki hukuksal metinlerin çoğu da haliyle, bu politikanın duyurulmasına yönelik Bakanlar Kurulu Kararları, Başbakanlık Genelgesi ve yönergelerden oluşmaktadır. İlgili makamların tasarrufları olan bu belgeler, Türkiye Cumhuriyeti Mevzuatında, ikincil konuma sahiptir.

Bu dönemde, alanada dair birincil mevzuat olarak nitelenen anayasa ve yasal düzenleme, henüz yoktur. 2000 yılından sonra özellikle, politikanın uygulanmasının selameti, önem arz etmeye başladığında, alanı doğrudan veya dolaylı olarak düzenleyen, bir kısmı yukarıdaki bölümde açıklanmaya çalışılan, yasal metinler oluşmaya başlamıştır. Örnek vermek gerekirse, e-devlet politikasını, doğrudan ilgilendiren Anayasal düzenleme, Kişisel Verilerin Korunması ile ilgili olup, 12 Eylül 2010 tarihindeki Halk Oylaması ile Anayasanın 20. maddesindeki Özel Hayatın Gizliliği başlığına, yeni bir fıkra olarak eklenmiştir. E-devlet politikasını ilgilendiren yasal düzenlemelerin en önemli özelliği, çoğunlukla politikanın uygulamasında, sistemin güvenliği konusundadır. Bu çerçevede yapılan çalışmalar; özellikle, kamu kurumları ile kullanıcıların özel bilgilerine, yetkisiz erişimleri engellemeye yönelik, elektronik ortamdaki işlemlerin, kim tarafından yapıldığını bulma amaçlı, bir tür önleyici mekanizma şeklindedir. Bunun sebebi, e-devlet uygulamalarında yapılan işlem,

tamamen elektronik ortamda olduğundan; kişiler, bilgilerinin çalınabileceği, kötüye kullanılabileceği ve büyük zarar görebilecekleri endişesini, haklı olarak taşımaktadır. Bu yöndeki adımlar, bu endişeleri gidererek; kullanıcıların, yeni bir uygulama olan e- devlet’e olan güvenini sağlama amaçlıdır (Demirhan, 2011: 233-234).

E-devlet politikası ile ilgili diğer önemli çalışma, teknolojik altyapı ya da kapasite oluşturma ile ilgilidir. Politikanın iyi düzeyde uygulanması için gerekli teknolojik kapasite oluşturma gayreti, bir yönü ile hukuksal altyapı oluşumundan farklılık göstermektedir. Daha önce belirtildiği üzere, önce e-devletin teknolojik altyapısını oluşturan araçlardan bilgisayar ve internet, kamu kurumlarında kullanılmaya başlanmıştır. Aynı araçlar, vatandaşlar arasında ve iş dünyasında da yayılmıştır. Ardından, bu altyapı üzerinden, e-devlet politikası doğmuştur. Daha sonra çalışmalar, proje ve uygulama aşamasında artarak devam etmiştir. O halde, teknolojik altyapı veya kapasite oluşturma işinin, aslında öncelikle, kurumsal bir politika olduğu, ardından ulusal bir politika niteliği kazandığı söylenebilir (Demirhan, 2011: 233-234).

BİT araçlarının hızla, sosyo-ekonomik hayata girmesi, bu alandaki politikanın sonradan oluşması gereğini, ortaya çıkarmıştır. Bu alanda öncelikle, yukarıda açıklandığı üzere, ikincil mevzuatla yapılmaya çalışılan değişiklikler, ihtiyacı karşılamamaktadır. Mevzuatın yetersizliği, özellikle devlet kurumları arasında bütüncül bir uygulamayı destekler nitelikte değildir. E-devlet alanında, öncelik birincil mevzuat yasa değişikliği ve bu alandaki kurumlar arası çalışmaları da kapsayan hukuksal çalışmalar, önem arz etmektedir. Alana dair bu güne kadarki, hukuksal düzenlemeler, hızlı gelişen, BİT ve e-devlet alanındaki politikaların bir sonucu ve gereği olarak yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir.

E-devlet uygulamasının kapsamlı olarak uygulanabilmesi için sosyal anlamda; bütüncül, kapsamlı ve düzenleyici bir yaklaşımın benimsenmiş olması gerekmektedir. Bu anlayış kapsamında, toplumun tüm katmanları tarafından kabul gören bir politik nihai amacın varlığı ve uzun dönemli stratejik amaca dair e-devlet sisteminin kullanımı ve bunun sağlayacağı faydalara ilişkin bir vizyon oluşturulması ve sistemin hukuki alt yapısının hazırlanması gerekmektedir. E-devlet mevzuatının kişisel hakların korunması, bilgi güvenliği gibi temel unsurları öncelikle düzenlemesi gerekmektedir. Bunun yanında, e-noter, e-imza, sayısal kimlik gibi uygulamaya dair düzenlemeleri ve bunların yanında oluşabilecek uyuşmazlık durumları ile ilgili düzenlemeleri kapsaması beklenmektedir (acikders.ankara.edu.tr). Diğer yandan, bu politika ve vizyon

çerçevesinde, e-devlet’in özellikle kamu alanında getireceği yeniliklerle, işlem kolaylığı ve etkinliğinin sağlanmasına yönelik, hayata geçirilmesi düşünülen e-devletin işlem güvenliği, yasal alt yapısı açısından, şu anda uygulanmakta olan e-devlet uygulamasını tümüyle kapsayan bir e-devlet mevzuatının oluşturulması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, öncelikle, bütüncül ve bütünleşik bir politika temelinde, e-devlet uygulamalarını, sistemini, yetkili kurumları ve işlem güvenliğini düzenleyen bir birincil mevzuat hazırlanmalıdır. Gerek Devletin kurumları arasındaki gerekse devlet kurumlarıyla bireyler arasındaki ve devlet kurumlarıyla iş çevreleri arasındaki ilişkileri düzenleyen kapsamlı bir e-devlet kanunu, bu alandaki çeşitli kanunların ilgili maddelerini, tek bir kanununda düzenlenmesini sağlayacaktır.

BİT ve e-devlet alanının çerçeve bir kanun metninde toplanması, diğer kanunların, BİT ve e-devlet ile ilişkili konularında, çerçeve bir metin olarak hazırlanmış e-devlet mevzuatına atıf yapabilmeleri olanağı sağlayacaktır. Alana dair oluşabilecek sorunların çözümüne olanak tanıyan genel tanımlar ve düzenlemelerin yapıldığı, çerçeve bir e-devlet mevzuatı, bu alandaki eksiklikleri giderecektir. E-devlet kanunu, BİT ve e-devlet alanındaki diğer mevzuatlardaki hukuki boşlukların önlenmesini sağlamakla, bu mevzuatlarda, alana dair değişiklik yapılması zorunluluğunu ortadan kaldıracağı değerlendirilmektedir.