• Sonuç bulunamadı

2.2. Merkezi Organlar

2.2.1. Devlet Başkanı

2.2.1.1. Devlet Başkanının Temsil Yetkisi

Bir devleti diplomatik ilişkilerde temsil eden en yüksek organ ve temsilci devlet başkanıdır127. Devlet başkanının bu bakımdan yetkileri kendi devletinin ulusal düzenlemeleri özellikle Anayasaları ile belirlenir. Bu bağlamda, devlet başkanına kendi devleti tarafından verilen ünvanın devleti temsil yetkisi bakımından bir önemi yoktur.

Devlet başkanının ünvanını taşıyan Kral, Cumhurbaşkanı hatta kollektif bir organ bile olsa uluslararası hukuk bu kişiler arasında bir ayrım yapmamaktadır128.

124 Chanaka Wickremasinghe, “Immunity of State Official and International Organizations”, Malcolm Evans (Ed.), International Law, 3. Edition, Oxford: Oxford University Press, 2010, s.383.

125 Akande ve Shah, a.g.e., s.825.

126 “…Bir kişi dışişleri bakanlığı görevinden ayrıldıktan sonra, bir başka devlet önünde, uluslararası hukukun tanıdığı bağışıklıktan artık yararlanamayacaktır. Uluslararası hukuk altında sahip olduğu yetki uyarınca, bir devletin mahkemesi, görevi süresince özel kişi sıfatıyla yaptığı eylemler bakımından olduğu kadar, görev yaptığı süreçten önceki veya sonraki eylemleri bakımından, başka bir devletin eski dışişleri bakanını yargılayabilir.” International Court of Justice, “Arrest Warrant of 11 April 2000”, para. 61.

127 Robert Jennings/Arthur Watts (Ed.), Oppenheim’s International Law, Volume 1, 9. Edition, New York: Longman, 1996, s.1033; Alina Kaczorowska, Public International Law, 4. Edition, London-New York: Routledge, 2010, s.395.

128 Pazarcı, a.g.e., s.68; Her devlet kendi ulusal düzenlemelerine göre devlet başkanlarına farklı ünvanlar verme yetkisine sahip olsa da diğer devletler bu ünvanları kabul etmek zorunda değildir. Örneğin Napolyon’un imparatorluk ünvanını, Osmanlı padişahları çok uzun bir süre sonra 1806’da kabul etmesine karşılık İngiltere bu ünvanı hiçbir zaman tanımadı. Genellikle devletler diğer memleketi alakalandıran bir mahzuru olmadıkça onu tanırlar. Örneğin İngiltere, 1903’de Sırbistan Kralı Aleksandr Obrenoviç öldürülerek yerine Karayergiyeviç hanedanından Piyer kral olduğunda bu ünvanı ancak birkaç sene geçince bu olaya ön ayak olanlar cezalandırıldıktan sonra tanımıştır. Çünkü kral ve kraliçeyi öldürme

Devletin en üst düzey temsilcisi olarak devlet başkanı uluslararası ilişkilerde devlet adına hareket etmektedir ve uluslararası hukukta kendi devletine atfedilebilecek görevleri yerine getirme yetkisine sahiptir129. Bu kapsamda devlet başkanlarının bazı özel görev ve yetkileri vardır ki bunlar doğrudan uluslararası hukuku ilgilendirir. Devlet başkanının uluslararası alanda önemli görevleri; diplomatik misyon üyelerini atamak ve kabul etmek, savaş ve barışa karar vermek ve uluslararası andlaşma yapmaktır130.

Devlet başkanı kendi devletinin uluslararası ilişkilerini yürütmede ve devleti adına bir takım işlemleri tesis etmede yetki belgesine ihtiyaç duymadan hareket edebilmektedir131. Uluslararası temsil açısından devlet başkanının genel bir yetkiye sahip olduğu hem bir uluslararası örf adet kuralıdır hem de bir takım çok taraflı andlaşmalarla da benimsenmiş bulunmaktadır132. Örneğin 1969 Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 7. maddesinin 2. fıkrasında bir andlaşmanın akdedilmesi ile ilgili her türlü işlemin yapılması amacıyla devlet başkanının hiçbir yetki belgesi gerekmeden devleti temsile yetkili olduğu belirtilmiştir133.

İngiltere’de kötü bir tesir bırakmıştı. Birsel, a.g.e., s.11-12; Devlet başkanlığı genellikle cumhuriyet ve monarşilerde olduğu gibi tek bir kişi tarafından yürütülmektedir. Ancak bir kişi aynı zamanda Birleşik Krallık Devlet Başkanlığında olduğu gibi birden fazla egemen devletin devlet başkanlığını yürütebilir.

Ayrıca İsviçre ya da Bosna Hersek’teki gibi birkaç kişiden oluşan kolektif bir yapı da devlet başkanlığı görevini yürütebilir. Sir Arthur Watts, “Heads of State”, The Max Plank Encylopedia of Public, October 2010, http://opil.ouplaw.com/view/10.1093/law:epil/9780199231690/ law-9780199231690-e1418?prd=EPIL (31.01.2017); Jennings/Watts, a.g.e., 1035-1036.

129 Devlet başkanlarının tek taraflı olarak vermiş olduğu taahhütlerin devletleri bağladığına ilişkin kararlar için bkz: “…Devlet Başkanı’nın, devleti adına uluslararası taahhütler içeren tek taraflı işlemler yaparak devletini temsil etmiş sayılacağı uluslararası hukukta köklü bir kuraldır”. International Court of Justice (03.02.2006), “Case Concerning Armed Activities on The Territory of the Congo (New Application 2002) (Democratic Republic of Congo v Rwanda)”, para. 46, http://www.icj-cij.org/docket/files/

126/10435.pdf (12.04.2017) ; Bir devletin, devlet başkanının resmi bildirileri ile o devleti bağlayan yasal zorunluluklar yaratabilir. Örneğin Fransa Devlet Başkanı’nın tek taraflı olarak “bu seferki atmosferik denemelerin sonuncu olduğu” nu deklare etmesi Fransa’yı bu deklerasyona göre hareket etme hukuki yükümlülüğü altına sokmuştur. International Court of Justice (20.12.1974), “Nuclear Test Cases (Australia v. France; New Zealand v. France)”, s.253, http://www.icj-cij.org/docket/files/58/6093.pdf (12.04.2017) ; Ancak bir basın toplantısında konuşma dışı yorumlar aynı etkiyi göstermeyecektir. Bkz:

International Court of Justice (22.12.1986), “Case Concerning the Frontier Dispute (Burkına Faso/Republic of Mali)”, para. 40, http://www.icj-cij.org/docket/files/69/6447.pdf (12.04.2017).

130 Ramona Pedretti, Immunity of Heads of State and State Officials for International Crimes, Leiden/Boston: Brill Nijhoff, 2015, s.10; Bilge Erson Asar, “Diplomatik İlişkileri Yürüten Devlet Görevlileri”, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 12(2), 2013, s.70; Jennings/

Watts, a.g.e., s.1034.

131 Jennings/Watts, a.g.e., s.1033-1034; Pazarcı, a.g.e., s.68.

132 Pazarcı, a.g.e., s.68; Reçber, a.g.e., s.14.

133 Vienna Convention on the Law Treaties, 23 May 1969, United Nations, Treaty Series, vol. 1155, p. 331, Sözleşme Metni için bkz: http://legal.un.org/ilc/texts/instruments/english/conventions/1_1_1969.pdf (13.04.2017) ; 1961 Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi Türkçe metni için bkz: Gündüz, a.g.e.,

Devlet başkanının genel yetkili olması demek, onların yaptıkları bütün işlemlerin devleti bağladığı anlamına gelmesine sebebiyet verecek midir sorusunu akıllara getirmektedir. Bu hususta kimi yazarlar devlet başkanının bütün işlemlerinin, doğrudan doğruya devleti bağlaması gerektiğini savunmuştur. Buna karşılık başka yazarlar da devlet başkanının temsil yetkisini Anayasanın düzenlediği biçimde ve çizdiği sınırlar içerisinde kullanması gerektiğini bu sınırları aşan işlemlerin devleti bağlamayacağını belirtmişlerdir134. Devlet başkanının sahip olduğu temsil yetkisinin şahsına değil de devletin başı olduğu için tanındığı göz önüne alındığında ikinci fikir daha makuldür.

Ayrıca günümüz uluslararası hukuk kuralları incelendiğinde de bu fikrin benimsendiği görülür135.

Türkiye’de Cumhurbaşkanının uluslararası ilişkileri yürütmede kullandığı yetkiler ve üstlendiği görevler 1982 Anayasa’sında ve diğer iç hukuk düzenlemeleri ile belirlenmiştir. Anayasa’nın 104. maddesinin 1. fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanı Devletin başıdır ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder. Bu hükmün 2. fıkrasında Cumhurbaşkanın Anayasa’da belirlenen şartlara uymak koşuluyla kullanabileceği yetkiler arasında yürütme ile ilgili görevler başlığında uluslararası ilişkilerde kullanabileceği yetkiler düzenlenmiştir. Bu görevler; yabancı devletlere Türk devletinin temsilcilerini göndermek ve Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek ile milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak şeklinde ortaya çıkmaktadır136.

s.66-87; Sözleşme 27 Ocak 1980’de 34 devletin onaylaması ile yürürlüğe girmiştir. Türkiye bu sözleşmeye taraf değildir.

134 Meray, Devletler Hukukuna Giriş 2. Cilt, s.5; Çelik, a.g.e., s.496.

135 1961 Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi madde 46/1: “Bir devlet, bir andlaşmayla bağlanma rızasının iç hukukunun andlaşma akdetme yetkisiyle ilgili hükümlerini ihlal etmek suretiyle açıkladığı vakıasına rızasını geçersiz kılan bir gerekçe olarak başvuramaz, meğerki ihlal aşikâr ve iç hukukun temel önemi haiz bir kuralı ile ilgili olsun.”; Görüldüğü üzere bir uluslararası andlaşma akdetmede genel yetkili olan devlet başkanı andlaşma akdetme ile ilgili kendi yasasındaki temel bir normu ihlal ederek bir andlaşmanın yürürlüğe girmesini sağlayamaz. Örneğin T.C. Anayasası madde 90/1 düzenlemesine göre, yabancı devletlerle yapılan bir andlaşmanın onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır. Bu husus iç hukukun andlaşma akdetmeyle ilgili temel önemi haiz bir kuralıdır. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bir uluslararası andlaşmayı uygun bulma kanunu olmaksızın imzalaması ilgili andlaşmanın yürürlüğe girmesini sağlamaz. Bu durumda, devlet başkanının her işleminin sınırsız bir şekilde devleti bağlamadığı sonucuna ulaşmaktayız. Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasası, T. C. Resmi Gazete, 17844, 20 Ekim 1982.

136 1982 Anayasası madde 104/1-2.

7.7.2010 tarihli ve 6004 Sayılı Dış İşleri Bakanlığı’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunu137 incelediğinde Cumhurbaşkanının uluslararası ilişkileri yürütme yetkisinin daha çok temsili nitelikte olduğu görülmektedir. Bu kanunun 2. maddesinin 2.

fıkrasına göre Hükümet tarafından belirlenen dış politikayı yürütme görevi Dış İşleri Bakanlığına verilmiştir138.