• Sonuç bulunamadı

RESEARCH DİYET (% 60 YÜKSEK YAĞLI DİYET)

B) Birim alandaki hücre sayısı (100 µm 2 ).

5.6. RT-PCR Yöntemiyle Gen İfadesi Analiz

6.2.2. Depresyon Testler

Depresyon benzeri davranışları değerlendirdiğimiz testler; kuyruktan asma testi ve zorlu yüzme testidir. Bu testlerde immobilite; ‘ümitsizlik davranışı’ veya strese karşı adaptasyonda başarısızlık olarak değerlendirilmiştir ve bu davranışın insanlardaki depresif bozuklukları yansıttığı düşünülmektedir (269).

Depresyon testi olarak kullanılan zorlu yüzme testinde, ümitsizlik göstergesi olan floating (immobilite) süresinin obez hayvanlarda önemli ölçüde uzadığı belirlenmiştir. Obez grupta artan adipozite ve vücut ağırlığının bu hayvanlarda fiziksel hareketliliği azaltmış olabileceği ve bu nedenle de floating süresinin uzadığı düşünülebilir. Ancak obez+egzersiz grubundaki hayvanların da obez gruba göre daha az olmakla birlikte kontrol ve egzersiz grubuna göre anlamlı düzeyde daha büyük vücut ağırlığına sahip olduğu ve bu hayvanlarda ZYT’deki diğer parametrelerden olan swimming süresinin ve climbing süresinin arttığı düşünüldüğünde, tek nedenin vücut ağırlığı olmadığı söylenebilir. Ayrıca açık alan testinde lokomotor aktivitenin göstergesi olan geçilen çizgi sayısının anlamlı olmasa da obez gruba göre artışı da bu fikri desteklemektedir. Obez grupta immobilite süresi aynı zamanda azalan vücut yoğunluğuna bağlı olarak hayvanların batmamasının da bir göstergesi olabilir (270). Bizim çalışmamızla uyumlu olarak vücut ağırlığıyla immobilite süresi arasında korelasyon olmadığını gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Leptin bozukluğu olan hayvanlarda gelişen depresif semptomların, leptin uygulandığında vücut ağırlığından etkilenmeksizin azalma göstermesi bu bulguyu desteklemektedir. Kronik olarak YYD ile beslenmenin beyinde patofizyolojik olarak değişikliklere yol açtığı birçok

108

çalışmada gösterilse de, fazla miktarda yağ alımı, yüksek vücut ağırlığı ve bunlarla ilişkili olarak metabolik değişikliklerin tek başına davranışsal değişikliklere yol açıp açmadığı net değildir. Yapılan bir çalışmada YYD ile beslenen ratlardan % 30’unun, geri kalan diğer hayvanlara kıyasla anlamlı düzeyde daha az vücut ağırlığına sahip olması davranış testlerinde anlamlı bir farklılık oluşturmamıştır. Yine bu hayvanların YYD ile beslenen gruptaki diğer hayvanlara göre metabolik olarak daha iyi bir profile sahip oldukları söylenememektedir. Bu çalışmada yapılan istatistiksel analizler YYD’nin metabolik ve davranışsal değişiklikler üzerindeki zararlı etkisinde artan vücut ağırlığının gerekli olmadığını göstermiştir (270). Bu bilgilerle uyumlu olarak 72 saat süren YYD ile beslenmenin vücut ağırlığında ve adipozitesinde anlamlı bir değişiklik oluşturmaksızın santral insülin duyarlılığını azalttığı gösterilmiştir (271). Ayrıca farelerde 1 günlük YYD ile beslenmenin beyinde inflamasyon oluşturduğu gösterilmiştir (272). Lezzetli kafeterya diyet içeren besinle 13 hafta beslenen farerlerde hem zorlu yüzme testinde hem de kuyruktan asma testinde immobilite süresinin azaldığı gösterilmiştir (269). Kafeterya diyetin bu anlamda anidepresan etki göstermiş olduğu düşünülebilir. Bu çalışmayla uyumlu olarak Maniam ve Morris’in yaptıkları bir başka çalışmada sütten ayrıldıktan sonra kafeterya diyetle beslenen ratlarda ZYT’de depresyon semptomlarının azaldığı gösterilmiştir (273). Lezzetli gıdalar tok ratlarda bile iştah açıcı davranışlara yol açabilmektedir ve bunun nedeninin ise beyinde ekstranöral dopamin artışından kaynaklandığı düşünülmektedir (269).

Yapılan bir başka çalışmada 23 hafta boyunca YYD (% 45) ile beslenen ratlarda ve kronik öngörülemeyen orta düzey stres uygulanan hayvanlarda yapılan ZYT testinde immobilite sürelerinin benzer olması YYD ile depresyon benzeri

109

davranışların oluştuğunu göstermektedir (274). Stresin YYD ile beslenmeye göre daha fazla artışa yol açmaması YYD’nin oluşturduğu etkilerin strese benzer olduğunu göstermektedir. Aynı çalışmada yapılan anksiyete testinde de (Yükseltilmiş artı testi) stres uygulanan grupta YYD ile beslenen gruba göre anksiyetenin daha fazla tetiklenmediği gösterilmiştir. Bu bulgular hem obez olup hem de stres uygulanan ratlarda glikokortikoid düzeyinde stresin etkisiyle ekstra bir artış görülmemesiyle de desteklenmiştir (274). Böylelikle, obezitenin strese benzer şekilde depresyona yol açtığı söylenebilir.

Obez hayvanların egzersize tabi tutulmasıyla immobilite süresinin kısalması, swimming ve climbing sürelerinin artışı egzersizin obeziteye bağlı olarak oluşan depresif etkiyi azalttığı sonucuna varılmıştır. Birçok çalışmada fiziksel egzersizin beyin fonksiyonları üzerinde pozitif etkisi olduğu ortaya çıkarılmıştır. Egzersiz, beyinde strese karşı nöral cevapları iyileştirmekte ve birçok nörolojik hastalığın ilerlemesine karşı koruyucu etki gösterdiği bilinmektedir (94). Ayrıca çalışmalarda egzersizin depresyon ve anksiyete üzerinde de iyileştirici etkisi olduğunu gösteren güçlü kanıtlar ortaya konulmuştur (276). Düşük yoğunluklu fiziksel egzersizin (haftada 3 gün 15-45 dk yürüyüş) bile depresyonu önlediği gösterilmiştir (277). Yapılan bir çalışmada YYD (% 60) ile oluşturulan obez modelde gelişen depresyon ve anksiyetenin, treadmill’de gerçekleştirilen egzersizle dorsal rafe nükleusta 5-HT, TPH, 5-HT1A ve 5-HTT ekspresyonlarının artışıyla birlikte azaldığı gösterilmiştir (94). İlaveten Kim ve arkadaşları treadmill egzersizinin stres indüklü depresyon modelinde dorsal rafede 5-HT, TPH ve 5-HT1A reseptör aktivasyonu aracılığıyla depresyonu hafiflettiğini göstermişlerdir (278). Egzersizin ruh halinde pozitif etkiler oluşturmasının altında yatan mekanizmanın; egzersiz aracılı olarak kanda triptofan

110

aminoasidinin artışı ve triptofanın kan-beyin bariyerini geçerek beyinde serotonin sentezini artırması olduğu öne sürülmüştür (94). Çalışmamızda RT-PCR çalışmasıyla obez+egzersiz grubunda prefrontal korteks ve corpus striatum bölgelerinde gösterilen 5-HT2A reseptör ekspresyonunda artış, 5-HT’deki azalmaya bağlı olarak görülen kompansatuar bir artış olabilir.

Daha önce yapılan çalışmalarda yüksek yağlı diyetle beslenen farelerde depresyon oranının yükseldiği gözlenirken (279) bizim çalışmamızda da benzer sonuçlar elde edilmiştir. Yamada ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada 16 hafta boyunca yüksek yağlı diyetle beslenen (% 60, kontrol grubu % 12,6) C57BL/6J farelerde ZYT’de immobilite süresinin arttığı gösterilmiştir (279). Ancak bir başka çalışmada anneden ayrılmaya bağlı erken yaşam stresine maruz kalan Spraque Dawley ratlar sütten kesildikten sonra 8 hafta boyunca yüksek yağlı diyetle beslendiklerinde (%32, kontrol grubu % 12) antidepresif etki gözlenmiştir (280). Bizim çalışmamızda da ratlar benzer şekilde sütten kesildikten sonra yağlı yem tüketimine tabi tutulmuş ancak bu çalışmaya göre hem yağlı yem yüzdesi ve hem de yağlı yemle beslenme süresi daha uzundur. Bu bulgular ile yağlı yem oranı ve yağlı yemle beslenme süresinin duygu durum üzerindeki etkisinin farklı olduğu sonucuna varılmıştır. Kuyruktan asma testi sonuçlarına göre de, egzersizin obeziteye bağlı depresyonu önemli derecede azalttığı gözlenmiştir. Zorlu yüzme testinin yanısıra kuyruktan asma testiyle de egzersizin anti-depresif etki sağladığı gösterilmiştir.

Benzer Belgeler