• Sonuç bulunamadı

Güneybatı Anadolu, Anadolu-Ege bloğunun batıya kaçış hareketi ve Kıbrıs-Helenik yaylarındaki yitim zonlarının etkisinde sığ ve orta derinlikte deprem etkinliği içerisindedir (Frankel ve ark., 1990; Şahin, 2004). Önceki bölümlerde anlatıldığı üzere FBFZ ile AFZ arasındaki kesişme bölgesinin güneyinde yer alan çalışma alanında deprem aktivitesi oldukça yüksektir. Bu tektonik yapı içerisinde Isparta, Burdur, Afyon ve çevresinde bir çok yıkıcı deprem meydana gelmiştir (Soysal ve ark., 1981; Barka ve Reilinger, 1997; McClusky ve ark., 2003; Reilinger ve ark., 2006).

Şekil 2.17.’de Boğaziçi üniversitesi Kandilli Rasathanesi Ulusal Deprem İzleme Merkezi (KOERİ-UDİM) deprem kataloglarından elde edilmiş 1900-2016 yılları arasını kapsayan ve büyüklükleri M>4 olan depremlerin dış merkez dağılımı ve bazı önemli depremlerin odak mekanizma çözümleri (Tablo 2.1.) gösterilmektedir. Şekil 2.17. incelendiğinde bölgede aletsel dönemde önemli yıkıcı depremler bulunduğu ve deprem etkinliğinin günümüzde de devam ettiği gözlenmektedir. Meydana gelen bu depremler aşağıda kısaca özetlenmiştir.

27

Şekil 2.17. Çalışma alanı ve yakın çevresinin KOERİ-UDİM kataloglarından1900-2016 yıllarını kapsayan magnitüdü 4’ten büyük olan depremlerin dış merkez dağılım haritası ve bazı önemli depremlerin odak mekanizma çözümleri (Kesikli çizgili dikdörtgen çalışma alanını göstermekte) (AFZ: Akşehir Fay Zonu, FBFZ: Fetiye-Burdur Fay Zonu, DÇF: Dinar Çivril Fayı, AB: Aksu Bindirmesi) (Faylar Yalçın ve ark., 2013’ten alınmıştır)

Tablo 2.1. Çalışma alanı çevresinde meydana gelmiş bazı önemli depremlerin odak mekanizma çözüm parametreleri

No Tarih Enlem Boylam Magnitüd strike°/dip°/rake° Kaynaklar

A 03.10.1914 37.82 30.27 Ms=7.0 222/42/-107 Ambraseys, 1988 B 12.05.1971 37.64 30.10 Ms=6.2 235/40/-95 Taymaz ve Price, 1992 C 01.10.1995 38.105 30.052 Ms=6.0 136/50/-102 Utkucu ve ark., 2002 D 15.12.2000 38.40 31.33 Mw=6.0 294/40/-80 Taymaz ve ark., 2004 E 03.02.2002 38.52 31.20 Mw=6.2 258/49/-62 Taymaz ve ark., 2004 F 24.08.2014 37.683 30.629 Mw=5.1 220-41/37-53/-90 USGS

a) 1914 Burdur Depremi: Ambraseys ve Finkel (1987) tarafından Ms=7.0 olarak belirlenen deprem 3 Ekim 1914 tarihinde meydana gelmiştir. Burdur fayının kuzeyinde yer alan Gölbaşı-Gökçebağ segmenti üzerinde gölünün hemen kenarında, göle paralel GB-KD uzanımlı yakalaşık 40 km uzunluğunda bir hat boyunca açılmalar meydana gelmiştir (Özer, 2006). Bozcu ve ark., (2007)’de yaptıkları araştırmada açtıkları hendeklerde bu depremde zemin sıvılaşmasında bağlı çamur dayklarının meydana geldiğini ve düşey yer değiştirmenin 2-2,5 m arasında olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum, o dönemde yapıların çoğunlukla tek katlı ve kerpiç evlerden oluşmasının (Tolacı ve Beyhan, 2015) yanısıra zeminindeki sıvılaşma probleminin hasar miktarında etkili olduğunu açıkça göstermektedir.

b) 1971 Burdur Depremi: Ms=6,2 (Ambraseys, 1988) büyüklüğünde 12 Mayıs 1971 yılında meydana gelmiş Burdur depremi, 1914 depreminden sonra bölgede meydana gelmiş bir diğer büyük deprem aktivitesi dikkat çekmektedir. Bu depremde ortaya çıkan yüzey kırığının 1914 yılında meydana gelen depremdeki kırıkla aynı doğrultuda olduğu gözlenmiştir (Taymaz ve Price, 1992). 1971 Burdur depreminin odak mekanizması çözümü depremin normal faylanma mekanizmasında meydana geldiğini öne göstermektedir (Eyidoğan ve ark., 1991; Taymaz ve Price, 1992) (Şekil 2.17.). Düşey atımın yaklaşık 20-30 cm civarında (Eyidoğan ve ark., 1991) olduğu depremde yaklaşık 57 kişi hayatını kaybetmiş (Erdinç ve ark., 1971), AFAD verilerine göre ise yaklaşık 3227 bina hasar görmüştür. 1914 depreminde olduğu gibi bu depremde de geniş bir alanda volkanik malzeme içerikli çamur sıvılaşmaları ve göçükler gözlenmiştir (Taymaz ve Price, 1992).

c) 1995 Dinar Depremi: 1 Ekim 1995’te meydana gelmiş Ms=6.0 Dinar depremi Pınar (1998) ya göre iki ana şoktan oluşmuş ve normal atımın yanında bir miktarda doğrultu atım bileşenine sahiptir (Şekil 2.17.). Deprem esnasında Dinar-Çivril fayının 10 km kısmı boyunca KB-GD yönlü yüzey çatlakları gelişmiştir (Koral ve ark., 1997; Weight ve ark., 1999). Utkucu ve ark. (2002)’ye göre fayın GD parçası yüzey kırığı vermiş olmasına karşın KB parçası yüzey kırığı vermemiştir. Ortalama 10-15cm atımın (Tezcan ve İpek, 1996) olduğu depremde 92 kişinin ölümüne 200’den fazla kişinin de yaralanmasına, 4340 yapıda ağır hasara 3712 yapıda orta

29

dereceli hasara ve 6104 yapıda ise yüzeysel küçük ölçekli hasara neden olmuştur. Deprem sonrası Sucuoğlu ve ark. (1997) ağır hasar gören bölgedeki kuyu litolojisi verilerinden, kum-çakıl ardalanmalı alüvyal dolgulu zemindeki su seviyesinin 3-5m civarında olduğu ve buna bağlı sıvılaşma potansiyelinin yüksek olmasından kaynaklı bu alanlarda hasarın fazla olduğu tespit edilmiştir.

Şekil 2.18. Çalışma alanı depremsellik haritası

d) 2000 Sultandağı Depremi: 15 Aralık 2000’de Mw= 6,0 büyüklüğünde gerçekleşmiştir. Taymaz ve Tan (2001) tarafından yapılan odak mekanizması çözümüne göre depremin normal faylanma ile meydana geldiği (Şekil 2.17.) ve

KB-GD yönlü fayın etkisi ile bu yöndeki yerleşim alanlarında hasar yarattığı görülmüştür (Şahin, 2004). Yapı elemanlarında yıkılma gözlemlenmemesine karşın kuvvetli bir şekilde hissedilen deprem sonrası artçıl depremlerin dağılım şekli AFZ’nun Sultandağı ile Akşehir arasında kalan 25 km’lik kısmın hareket etmiş olduğunu göstermiştir (Koçyiğit ve ark., 2002).

e) 2002 Çay Depremi: Mw=6.2 (Koçyiğit ve ark., 2002) olan Çay depremi 3 Şubat 2002’ de Afyon’nun Çay ilçesinde meydana gelmiştir (Şekil 2.17). Normal faylanma özelliği gösteren depremde maksimum düşey atım 25-30 cm aralığındadır (Taymaz ve ark., 2002). 42 kişinin hayatını kaybettiği depremde yaklaşık 10.000 yapı hasar görmüştür. Deprem sanrası yapılan araştırmalar bu hasar ve can kaybının sıvılaşmanın gözlemlendiği gevşek malzeme içerikli zeminden kaynaklı olduğunu açıkça ortaya koymuştur (Koçyiğit ve ark., 2002; Emre ve ark., 2003; Ulusay ve ark., 2004).

f) 2014 Ağlasun Depremi: 24 Ağustos 2014’de Mw=5.0 (USGS) büyüklüğünde meydana gelmiştir. Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) tarafından yapılan fay düzlemi çözümlemelerine göre depremin Batı Anadolu’da görülen açılma trendinin etkisinde normal faylanma ile karakterize edilmiştir.

Yukarda bahsi geçen büyük ölçekli depremlerin yanı sıra çalışma alanı içerinde yakın geçmişten günümüze kadar büyüklüğü 2.5-4.5 arasında değişen deprem aktivitesi devam etmektedir (Şekil 2.18.). Şekil 2.18 incelendiğinde çalışma alanı içerisinde aletsel dönemde meydana gelen en büyük depremler; 4.5 büyüklüğündeki 1967 Deregümü, 3.9 büyüklüğündeki 1977 Direkli, 3.6 büyüklüğündeki 1989 Aliköy ve 2009 Deregümü depremleridir.

BÖLÜM 3. ReMi YÖNTEMİ İLE ZEMİN SINIFLAMASI

Bu bölümde ReMi yöntemi kullanılarak çalışma alanının Vs (kayma dalgası hızı) dağılımı belirlenecektir. Elde edilen bu hız bilgileri kullanılarak NEHRP (National Earthquake Hazards Reduction Program) kriterlerine göre zemin sınıflaması yapılacaktır.

Benzer Belgeler