• Sonuç bulunamadı

1.4. EDEBΠHAYATI 

11.5.2.  Demokrat Parti ve Samet Ağaoğlu 

  Samet  Ağaoğlu’nun  çalışma  hayatı,  1934  yılında  başladığı  çeşitli  devlet 

birimlerinde bir süre devam eder. 1943 yılında memlekette seçim olur. Halk Partisi tek  partidir.  Bu  seçime  Samet  Ağaoğlu  girmez;  fakat  aynı  yıl  Samet  Ağaoğlu  Adnan  Menderes’le  tanışır  ve  kendisinden  çok  etkilenir.  7  Ocak  1946’da  Demokrat  Parti  kurulur.  Aynı  yıl,  Adnan  Menderes  ile  tekrar  karşılaşır.  Bulunduğu  bakanlıkta  ise 

 

yükselerek  genel  müdürlük  görevine  gelmiştir.  Fakat  bu  görevinde  fazla  kalmayarak  istifa eder ve Temmuz 1946’da Demokrat Parti’ye girer. Adnan Menderes ise kendisine  henüz yeni genel müdürlüğe yükselmiş olduğunu hatırlatarak şöyle söyler:  

  “Gençsiniz,  istikbal  vaat  ediyorsunuz.  Siyasete,  hem  de  bizimle  girmeye  karar 

verirken iyi düşündünüz mü?” 

  Adnan  Menderes’in  bu  sözleri  Samet  Ağaoğlu’nu  en  ufak  bir  şüpheye  ya  da 

korkuya  düşürmez.  O  Demokrat  Parti’ye  güvenir  ve  Demokrat  Parti’nin  Adnan  Bey’in  şahsında  hürriyete,  medeniyete,  refaha  doğru  bir  köylü  ayaklanması  olduğunu  düşünür. Kendisi partiye girdiği günlerdeki duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etmiştir: 

  “Demokrat  Parti,  7  Ocak  1946’da  kuruldu.  Ben, 

partiye  Temmuz  1946’da  katıldım.  Genel  İdare  Kurulu’nda  çalışırken,  ayrıca  da  Ankara’da  Ali  Rıza  Baskan  ve  Hamdi  Arpağ’ın  çıkardıkları  Kuvvet  gazetesine  gündelik  siyasî  makaleler  yazıyor,  parti  müfettişi  sıfatıyla  halkla,  köylüyle  haşır  neşir  oluyor,  konuşuyor,  hayat  şartlarını  yakından  görüyor, 

dertlerini, isteklerini kendi ağzından öğreniyordum.”11 

  Samet  Ağaoğlu,  parti  içinde  yoğun  çalışmalarını  sürdürürken  1950  yılında 

seçimler  yapılır  ve  Samet  Ağaoğlu  Manisa  milletvekili  olarak  mecliste  yerini  alır.    21  Mayıs  1950’de  de  Demokrat  Parti’nin  ilk  hükümeti  kurulur.  İlk  kabinede  yer  almaz;  fakat  Adnan  Menderes,  başbakan  olunca  kendisini  başbakan  yardımcısı  olarak  atar.  Adnan  Menderes’le  olan  yakın  arkadaşlıkları  da  bu  suretle  başlamış  olur  ve  Birinci  Menderes  hükümetindeki  başbakan  yardımcılığını  İkinci  Menderes  hükümetinde  de  sürdürür.  1954  yılındaki  seçimlerde  yeniden  Manisa  milletvekili  seçilerek  Üçüncü  Menderes  hükümetinde  İşletmeler  Bakanı,  Dördüncü  Menderes  hükümetinde  de  sanayi  bakanı  olur.  1957  seçimlerinde  yine  Manisa  milletvekili  olarak  meclise  giren  Ağaoğlu,  Beşinci  ve  son  Menderes  hükümetinde  önce  Sanayi  sonra  Devlet  bakanı  olarak  görev  alır.  Eylül  1958’de  hükümetten  ayrılır.  27  Mayıs  1960’ta  ordunun  yönetime  el  koymasına  değin  milletvekilliği  yapar.  Bu  tarihte  Samet  Ağaoğlu’nun 

      

hayatında  bir  dönüm  noktası  olan  hükümet  darbesi  gerçekleşir  ve  kendisi  evinden  alınarak  arkadaşları  ile  birlikte  Harbiye’ye  götürülür.  Samet  Ağaoğlu,  hatıralarında  bu  dönemin kendisinde bıraktığı izleri şöyle anlatır: 

  “Politika  hayatı,  bana  büyük  heyecan  ve  çalışma 

azmi  vermişti.  Yine  hikâye  yazdım.  Fakat  daha  çok  konuştum.  On  beş  yıl  böyle  akıp  gitti.  Ama  bir  bahar  sabahının  alacakaranlığında  kader,  kollarımdan  tutarak,  beni  politika  dünyasından  biraz  da  yorgun  çekip aldı.” 

  Demokrat  Parti’nin  üyeleri,  bir  süre  sonra  Yassıada’ya  nakledilirler.  Samet 

Ağaoğlu, Yassıada’da geçirdiği bu günlere hatıralarında uzun uzun yer vermiştir. 

Hatıralarında  bu  dönemde  ünlü  edebî  isimlerle  ilgili  olan  şu  satırlar  dikkate  değer: 

  “Yassıada  mahkemelerinde  Divan  Başkanlığından 

en  sessiz  tanık  ve  üç  sanığa  kadar,  Şekspir’in  şiir  ve  mistik hayâllerine, Fuzuli’nin lirizmine, Edgar Poe’nun  ateşli,  kızgın  rüyalarına,  Dostoyevski’nin  tahlillerine, 

hatta  bunların  hepsinin  üstünde  Dante’nin 

ıstıraplarına  layık  ve  bu  büyük  dehaların 

kalemlerinden  anlatılmaya  değer  ruh,  zihniyet,  karakter  tezahürleri  gösterdiler.  Orada  medeni 

cesaretin  ürperten  haykırışı  yanında  aşağılık 

duygusunun  yarattığı  iğrenç  hıyanetten  örnekler  gördük.  Orada  korkunun  insanı  alçaklık  uçurumuna  nasıl  yuvarladığını  heyecanla  seyrettik.  Orada  aynı  insanın  vefa,  arkadaşlık  uğruna  başını  cellada  nasıl 

seve seve uzattığına tüylerimiz diken diken baktık.”12 

  Yassıada günleri belli aralıklarla yapılan savunmalarla geçer. Bir süre sonra hapis 

cezaları  Yassıada’dan  Kayseri  Hapishanesi’ne  çekilir.  Bu  yüzden  Yassıada  tutukluları  Kayseri’ye taşınırlar. Samet Ağaoğlu’nun cezası müebbed hapistir. Samet Ağaoğlu’nun  cezası  müebbed  olmasının  yanında  bir  hücrede  geçmektedir.  Bu  sıkıntılı  ceza  üzerine  Samet  Ağaoğlu’nun  avukat  olan  ablası  Süreyya  Ağaoğlu  ve  ailesi  resmî  yetkililerle  görüşerek Kayseri Cezaevi’nden İstanbul Toptaşı Cezaevi’ne alınmasını sağlarlar. Fakat        

 

bir  süre  sonra  Celal  Yardımcı  ve  Refik  Koraltan  ile  beraber  Ankara  Merkez  Hapishanesi’ne  nakledilir.  Bir  ay  sonra  ise  1964  yılında  çıkarılan  aftan  yararlanarak  kamu haklarından yoksun bırakılmak suretiyle serbest bırakılır. 

  Hapisten çıktıktan sonra 1983 yılında hayata gözlerini kapayacağı zamana kadar 

kalan ömrünü anılarını ve siyasî yazılarını kitap haline getirmekle geçirir. 

  1964‐1980  yılları  arasında  Dünya  ve  Meydan  gazetelerinde  çalışır.  Yine  bu 

yıllarda Ankara’da Anadolu Ajansı’nda yönetim kurku üyesi olarak çalışır. Çünkü babası  Ahmet Ağaoğlu,bu ajansın kurucusu olup burada hisseleri bulunmaktadır. 

  Bir süre sonra eski siyasî haklarını elde edince bir ara Adalet Partisine girer.1973 

seçimlerinde milletvekili olması düşünülür ama devrin başbakanı Süleyman Demirel ile  anlaşamayınca bu düşünceden vazgeçer ve partiden de istifa eder. 

  Bu  yıllarda  midesinden  rahatsızdır.  Mide  kanamasından  sonra  daha  da 

kötüleşerek  6  Ağustos  1982’te  İstanbul  Cerrahpaşa  Hastanesi’nde  vefat  eder.  İstanbul’da Feriköy Mezarlığı’nda gömülüdür.