• Sonuç bulunamadı

Batı ülkelerinin çoğunda demokrasi tek anlamlı bir olguyu ifade etmekle birlikte demokrasinin tek yasal kabul edildiği belirtilmektedir. Halkın idaresi olarak beliren demokrasinin geçmişten günümüze bir takım modelleri bulunmaktadır. Bu açıdan demokratik sistemlerin çeşitliliği ve demokratik idarenin haklılaştırılmasını sağlayan farklı örnekler bulunduğunu göstermesi dolayısıyla bu demokrasi modelleri önem arz etmektedir (Heywood, 2010: 106).

Günümüzde demokrasiye dair değişik yapıda anlayış ve uygulamalar bulunmaktadır. Liberal demokratik modelin farklı biçimleri olduğunu belirten bu demokrasi modelleri, demokratik biçimlerin ve aygıtların çeşitliliğine ve demokratik idarenin değişik nedenlerle yasallaştığını da belirtmektedir (Erdoğan, 2001: 200). Bu bağlamda demokrasi yalnızca tek bir model değildir, çok farklı demokrasi modelleri bulunmaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinden demokrasi modelleri Heywood, Erdoğan perspektifinden irdelenecektir.

47 8.1. Liberal ve Anayasal Demokrasi

Halkın rızası düşüncesiyle sınırlı yönetim ilkesini dengeleyen Liberal demokrasi, demokratik bir yönetim biçimi olup, “liberal” kelimesi özelliğini, bireyleri ve birey özgürlüğünü devlete karşı koruma sağlamaya göre düzenlenmiş, iktidar üzerinde iç ve dış denetim ağlarında ifadesini alır. Demokratik özelliği ise, genel oy hakkı ve siyasi eşitlik temelinde yürüyen düzenli ve rekabetçi bir sistemden kaynağını almasından ileri gelir (Heywood, 2010: 53). Bu bağlamda Liberal demokrasi şu şekilde tanımlanabilir: demokrasinin temsili ve dolaylı bir şekli olup, siyasi eşitlik ilkesine göre yapılan düzenli seçimlerle iktidarın belirlendiği bir demokrasi biçimidir. Rekabete dayalı seçimlerle sürdürülen liberal demokraside, devlet ile sivil toplum arasında açık bir ayrım bulunur (Türköne, 2011: 179). Liberal demokrasinin temel prensibi özgürlük yoluyla eşitliktir, kısaca özgürlükler aracılığıyla eşitlik sağlanmış olur. Yani eşitlik yoluyla özgürlük ifade etmez (Sartori, 1996: 420). Demokrasi insanların inisiyatiflerini ve özgürlüklerini engel olacak durumlar meydana getirmemesi gerekir. Dolayısıyla bu durumdaki kavramsal karşıt

“özgürlükçü” veya “liberal” demokrasi olarak belirmektedir (Türköne, 2011: 174).

Liberal düşünceye sahip siyaset bilimciler tarafından 18.yüzyıldan sonra ortaya konulan bir model olarak Anayasal Demokrasi, demokrasi sınırsız özgürlük olarak değerlendirilmesi gereği dışında demokraside sınırlar olması gereği ve bu sınırların bütün içermesi, kanunlarla belirlenme durumu anayasal demokrasi kavramının ortaya çıkmasına sebep olmuştur (Taşar, 2001: 100).

Anayasal demokrasi, ikinci dünya savaşının ardından siyasal alanda kullanılmaya başlanan klasik düşüncenin demokratik devlete uyarlanmış biçimi şeklinde açıklanmıştır. Kısaca Anayasal demokrasi siyasi özgürlüğü korumak, demokratik devleti anayasa ve onun teknikleri ile sınırlamayı amaç edinmiş bir kavram olarak ifade edilir (Erdoğan, 2001: 21). Erdoğan’a göre anayasal demokrasi modeli demokratik ideal ve anayasacılık öğretisinin kalıplarını birleştiren, sosyo-politik öneme sahip bir kavramdır. Bu kavramın temeli devlet iktidarının kapsamı özelliği ve kullanımı açısından yazılı bir anayasayla sınırlanması kuralına dayanır.

Diğer bir ifadeyle anayasacılık, iktidarın belli hukuk kurallarıyla bağlanması temel

48 hak ve özgürlüklerin anayasal güvenceyle korunması ve kuvvetlerin ayrılığını temel alan bir modeldir (Erdoğan, 2000: 119).

8.2. Radikal Demokrasi

Merkezi gücün etkisini azaltıp, yerel yönetimlerin ön plana çıkarılmasıyla katılım temelli siyasi iktidarın en geniş şekilde bölüştürülmesi esasına dayalı (Heywood, 2010: 105) ve 20.yüzyılın son çeyreğinde önemli demokrasi tartışmalarından biri olan Radikal demokrasi modeli, halkın müşterek menfaatlerini en yüksek düzeyde gerçekleştirebilecekleri ve her çeşit katılım aracının kullanımına açık olduğu bir demokrasi olarak ifade edilir ve bu modelde demokrasi vatandaşların özgürce hareket ettikleri genel ve esnek bir araç gibi görülmez (Türköne, 2011: 174).

Başka bir ifadeyle liberal demokrasinin post modern anlayışa göre yeniden yapılanması gereksiniminden doğmuş radikal demokrasi birey düzeyinde aklı, toplum düzeyinde uzlaşmayı, birlik ve bütünlüğü esas alan ve demokrasinin demokratikleştirilmesini amaç edinen bir modeldir (Dursun, 2006: 195).

8.3.Korumacı Demokrasi

17. ve 18.yüzyıllarda demokrasi, antik dönemden farklı bir biçimde algılanmaktaydı. Demokrasi sadece halkın katılımını belirtmemektedir, bunun yanı sıra bireysel özgürlük tanıyan, halkın devlet müdahalelerine karşı korunma aracı olarak ta görülmekteydi. Bu bağlamda liberalizmin demokrasi anlayışını belirten bu model korumacı demokrasi modeli olarak ifade edilmektedir (Erdoğan, 2001: 201).

Korumacı demokrasi, halkın rızası ile düzenli ve rekabetçi seçimlerle sağlanan, sınırlı ve dolaylı bir demokrasi modeli ortaya koyar. Bu demokrasi modelinde yönetenler halka hesap verme yükümlüğündedir. Oy hakkı gerçek bir demokrasi için yeterli olmayıp siyasi anlamda eşitlik burada eşit oy hakkını anlatan teknik bir kavram olarak algılanır. Yasama, yürütme ve yargı üstünde kuvvetler ayrımına dayanan bir sistemin varlığı bireysel özgürlükleri korumak için önem arz

49 eder. Bu bağlamda korumacı demokrasi bireylere istedikleri gibi yaşama imkânı vermeyi amaçlayan bir demokrasi modelidir (Türköne, 2011: 178).

Demokrasi koruyuculuğunun haklılığını, demokratik yönetime yönelik sadece sınırlı bir onaylamayı ifade eden koruyucu demokrasi modeli demokrasinin dolaylı ve sınırlı biçimini anlatan bir kavramı açıklar. Düzenli ve rekabetçi seçimlerle halkın rızası sağlanır. Dolayısıyla yönetenlerin hesaba çekilebilirliği sağlanır (Heywood, 2010: 109).

8.4. Militan Demokrasi

1917 yılında Sovyetlerde oluşan Bolşevik ihtilali ile başlayan militan demokrasi anlayışına karşı, ABD’de bir takım yasal önlemler alınmış ancak Batı’da da bu anlayış etkisini göstermiştir. 1930’lara gelindiğinde ise komünist, faşist ve nasyonel sosyalist akımların yıkıcı gücüne maruz kalan Liberal demokrasi, bu etki karşısında direnmek ve kendini savunmak amacıyla militan, mücadeleci bir davranış göstermiştir. Demokrasilerde özgürlükler, özgürlükçü ve çoğulcu rejimin korunması çok önem arz etmektedir. Militan demokrasi, özgürlüklere ve özgürlükçü demokratik sisteme karşı olan hareketlere karşı devleti ve anayasal rejimi savunma amacıyla oluşmuştur. Bu bağlamda özgürlüklere sınırlama koyulurken bu özelliğe özen gösterilmelidir (Hakyemez, 2000: 260).

Militan demokrasi, özgürlüklere, bilhassa ifade ve siyasî örgütlenme hürriyetine öz değerlerini korumak maksadıyla sınırlamalar koyan, farklılıkları hoşgörüyle yaklaşmayıp onları yok etmeyi yeğleyen bir demokrasi modelidir.

Almanca’da savaşan demokrasi, İngilizce’de militan, kavgacı, olarak ifade bulan, Türkçemize ise militan demokrasi olarak yer almıştır (http://www.ozgundurus.com/Haber/Dusunce-Analiz/20052010/Militan-demokrasi- nedir.php).

50 8.5. Westminster Modeli Demokrasi

Çoğunluk demokrasileri diğer bir ismiyle Westminster modeli demokrasi, parlamenter sisteme uygun olarak örgütlenip bu modele en somut örnek İngiltere olarak göze çarpar. Aynı zamanda Yeni Zelanda, Avustralya, Kanada, İsrail ve Hindistan gibi ülkeler tarafından da benimsenmiştir. Çoğunlukçu demokrasi modelinin nitelikleri şunlardır (Heywood, 2010: 57):

- Tek parti hükümeti - İki parti sistemi

- Üniter ve Merkezileşmiş hükümet

- Yazılı olmayan bir anayasa ve meclis egemenliği - Tek üyelikli çoğunluk seçim sistemi

- Yürütme ile meclisi arasında kuvvetler ayrılığının olmaması.

Westminster modeli demokrasi İngiltere, Yeni Zelenda ve Barbodos olmak üzere üç modern demokrasi ile simgelenmektedir. Bu modelin doğduğu ve ilk ve en açık örneği olan İngiltere olmasına rağmen çoğu yönden Yeni Zelanda daha iyi bir modeldir. Diğer bir ülke olan Barbados ise diğer ülkelere bakarak bu demokrasinin en mükemmel modeli olmuştur (Lijphart, 2006: 21). Modern demokratik kurumların temel örneği olarak görülen Westminster modeli taraftarları, çoğunluk yönetimi bakımından iki partili düzenlerin çok önemli olduğunu belirtmişlerdir. Seçimlerde oyların büyük çoğunluğunu alan parti iktidarı elde ederken, azınlık durumunda kalan parti ise muhalefet durumunda kalacaktır (Dahl, 1993: 198).