• Sonuç bulunamadı

Delillerin Özellikleri

I. BÖLÜM

1.1.2. Delillerin Özellikleri

Delillerin, akılcı ve gerçekçi olması, olayı temsil etmesi, kanıtlama açısından önemli olması, hukuka aykırı olmaması ve müşterek olması gerekir.12

Selami/BAŞ Zuhal Bereket, İdari Yargıda Dava Açma ve Davaların Takip Usulü, 6. Bası, Beta Yayınları, Temmuz 2006, s.262.

7 KUNTER Nurullah/ YENİSEY Feridun, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, Onuncu Bası, İstanbul 1998, Beta Yayınevi, s.538; ŞENLEN SUNAY Süheyla, İdari Yargılama Usulüne Hâkim Olan İlkeler Karşısında İspat ve Delil Hususları, İstanbul 1997, s.10.

8 POSTACIOĞLU İlhan , Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6. Bası, İstanbul 1975, s. 528.

9 ŞENLEN SUNAY, age., s.32.

10 KURU/ ASLAN/ YILMAZ , age., s.374.

11 ANSAY Sabri Şakir, Hukuk Yargılama Usulleri, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No:142, 7.Baskı, Güzel Sanatlar Matbaası, Ankara 1960, s.251-252.

12 KUNTER/ YENİSEY, age., s.541-544; Deliller konusundaki yukarıda anılan bu özelliklerin ceza yargılaması açısından sayılmakta olduğu, ancak bu özelliklerin bizim de katıldığımız görüşe göre idari yargılama usulünde de aranması gerektiği görüşü için bkz; ELÇİM Mustafa, Hukuk Devleti Açısından İdari Yargılama Usulünde Kanıtlama Yöntemi ve Araçları(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kocaeli 2001, s.50.

1.1.2.1. Gerçekçi Olması

Deliller, akıl ve mantığın kurallarına uygun olmalı, bunun yanı sıra da iç dünyamızın değil, objektif, elle tutulabilir, somut, dış dünyamızın beş duyumuzla algılayabildiğimiz bir parçasını oluşturmalıdır.13 Bunun yanında, gerçeği aklın ve bilimin kabul ettiği yöntemlerle akla uygun olarak ifade edebilmelidir. İnsanların iç yani ruhsal dünyalarına hitap eden şeyler delil olarak kabul edilmeyecektir.14 Bu halde,

“hâkim kararını bir falcının kehanetine dayandıramayacağı”15 gibi, “içinden gelen bir sese de dayandıramaz.”16

Delillerin gerçekçi olmasından hareket ile beyan, belge ve karineler de delil olarak kabul edilmektedir.17

1.1.2.2. Olayı Temsil Etmesi

Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde delil olarak kullanılacak şeylerin, uyuşmazlık konusu vakıanın bir parçasını dahi aksettirmemesi halinde delil değeri olmayacağından böyle bir durumda delilden söz edilemeyecektir.18

Mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 238’inci maddesinde yer alan,

“maksada elverişlilik” şeklinde ifade edilen delillerin olayı temsil etmesi özelliği,19 idari yargılama usulünde, idarelerin dava konusu uyuşmazlık ile ilgili olmayan bilgi ve belge göndermeleri veya aynı belgeleri tekraren göndermeleri dosyayı kalınlaştırmaktan başka bir şeye yaramadığı 20 da göz önünde bulundurulduğunda, yargılamanın sağlıklı yapılması bakımından önem arz edecektir.

13 KARAKOÇ, age., s.11; PARLAK Bayram, İdari Yargıda İspat ve İspata Yarayan Araçlar, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Ünv. SBE, Ankara 2006, s.4; KUNTER-YENİSEY, age., s.541.

14 PARLAK, agt., s.51; KUNTER-YENİSEY, age., s.541.

15 KUNTER-YENİSEY, age., s.503.

16 ELÇİM, agt, s.50.

17 KARAKOÇ, age., s.11.

18 KARAKOÇ, age., s.12; KUNTER-YENİSEY, age., s.543.

19 KARAKOÇ, age., s.12; KUNTER-YENİSEY, age., s.543.

20 PARLAK, agt., s.50.

Delilin temsil edici olma özelliğini taşıyabilmesinin ilk şartı, delilin güvenilir olmasıdır. İkinci şart ise, delilin taraflarca ya da yargılama makamınca elde edilmesinin olanaksız olmaması gerekir. Aksi halde böyle bir delilin temsil edici olma özelliğinden yararlanılamaması sonucu ile karşılaşılacaktır.21

1.1.2.3. Müşterek Olması

Delillerin taraflarca ya da yargılama makamınca elde edilmesinin olanaksız olmaması gerektiğine yukarıda yer verilmişti. Delillerin müşterekliği ilkesi ile ifade edilmek istenen, elde edilmesi olanaksız olmayan delilin içeriğini sadece Hâkimin öğrenmesi değil, tarafların da öğrenerek bu husustaki düşünceleri ile kollektif yargılama faaliyetine katılabilmesidir demek yanlış olmayacaktır. Çünkü Hâkimin dava konusu olay hakkındaki kişisel bilgilerine güvenerek karar vermesi, delillerin müşterekliği ilkesine aykırı bir durum yaratacağından kabul görmemektedir. İşte

“Hâkimin olay hakkındaki şahsi bilgisine dayanmaması ilkesi” delillerin müşterekliği ilkesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.22

Hâkimin olay hakkındaki şahsi bilgisi ile kastedilen herkes tarafından bilinmeyen şeylerle ilgili bilgilerdir. Zira herkes tarafından bilinen meşhur şeyler söz konusu ise Hâkim bunlara ilişkin bilgisini, farz edilen hüküm ve soyut kural olmayıp somut olması ve doğru olduğunun tartışılamayacak kadar yerleşmiş bir bilgi olması şartlarını birlikte ihtiva etmesi ön kabulü ile göz önünde bulundurabilecektir.23

Uygulamada bu ilkenin görünümü, “...delillerin müşterek olmasının özelliği gereği, taraflar veya vekillerinin dosyayı, yazı işleri müdürü veya görevlendireceği bir zabıt katibinin yanında okuyabilecekleri, bunlar dışında kalanların mahkeme başkanı veya hâkimin izni olmadan inceleyemeyecekleri...” 24 şeklinde gerçekleştiği görülmektedir.

21 KARAKOÇ, age., s.12; KUNTER-YENİSEY, age., s.543.

22 KUNTER/YENİSEY, age., s.544; KARAKOÇ, age., s.14.

23 KUNTER/YENİSEY, age., s.543.

24 PARLAK, agt., s.52.

Yine, keşif sırasında ve duruşma esnasında taraflarca verilen belgelerin iki nüsha olarak alınması ve bir nüshasının karşı tarafa verilmesininde delillerin müşterekliğini sağlamak bakımından önemli olduğu söylenebilecektir.

Bu hususta zikredilmesi gereken diğer bir gelişme de, İYUK’nun 20/3’üncü maddesinin25 10.6.1994 tarihli 4001 sayılı kanunla değiştirilmeden önceki halinde yer alan, davalı idarece gönderilen gizli belge ve dosyaların taraf ve vekillerine incelettirilmeyeceğine ilişkin Yasa hükmünün kaldırılması, delillerin müşterek olması özelliğine katkıda bulunduğu söylenebilecektir.26

1.1.2.4. İspat Bakımından Önemli Olmak

Bir delil çeşidi için ispat bakımından önemli olmak demek, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması sırasında ispat edilmesine ihtiyaç bulunan hususlarla ilgili olarak ortaya çıkan deliller demektir. Diğer bir ifade ile yargılamanın nihayete ermesi noktasında, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdirmeye faydası olmayan delilleri bularak ortaya çıkarmanın bir anlamı bulunmamaktadır.27

Örneğin, çalıştığı işyerinin merdiveninden düşmek suretiyle yüzünde ve vücudunun değişik azalarında meydana gelen kalıcı hasarlar oluşmasında idarenin hizmet kusuru olduğundan bahisle idare mahkemesinde açılan bir tazminat davasında, hizmet kusurunun var olup olmadığının saptanması bakımından; olayın meydana gelmesinde davacının düştüğü merdivende yapım kusuru olup olmadığı, plan-projeye aykırı bir hususun olup olmadığı araştırılması ve bu yönde delil elde edilmeye çalışılması gerekirken binanın yapımında çekme mesafesine uyulup uyulmadığını araştırmanın taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdirmeye faydası olmayan delilleri bularak ortaya çıkarmanın tipik bir örneği olabilecek bir hadisedir. Çünkü bu hususta ortaya çıkan bir delilin ispat bakımından bir önemi bulunmamaktadır.

25 Madde metni değişiklikten sonra “..Ancak, istenen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise, Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle, söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir.(Ek cümle:10.06.1994-4001/10 m.) Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez.” şeklinde düzenlenmiştir. Bkz., Uyap Mevzuat, www.adalet.gov.tr.

26 ELÇİM, a.g.t., s.52.

27 KARAKOÇ, age., s.14.

1.1.2.5. Hukuka Aykırı Olmaması

Uyuşmazlığın çözümlenmesinde değerlendirilecek olan delillerin kanuna aykırı olmaması gerekir. Anılan hususun yöntem ve bizzat delilin kendisi anlamında iki ayrı yönü vardır. Zira, söz konusu delillerin taraflarca elde edilmesinde mevzuata aykırılık olmaması gerektiği gibi elde edilen delillerin de hukuk kurallarınca yasaklanmamış olması gerekecektir.28

Hukuk ve ceza yargılamasında olduğu gibi idari yargılama usulünde de deliller hukuka uygun olmalıdır.29 Örneğin; disiplin soruşturması sonrasında verilen bir disiplin cezasının iptali istemi ile idari yargılama yerinde açılan davada; soruşturmacı tarafından usulüne uygun olarak davacının ifadesi alınmamış veya usulsüz olarak disiplin cezası öncesinde iletişimin tespiti suretiyle telefon dinlenmiş ve bu dinleme tutanağı dışında başka bir delil dikkate alınmadan salt yapılan usulsüz dinleme neticesinde elde edilen bilgiler dayanak alınmak suretiyle verilen bir disiplin cezası söz konusu ise bu halde soruşturma raporu için Kanuna uygun bir delil demek mümkün olmayacaktır. Anılan bu olayda, birinci durumda delilin elde edilmesinde; ikinci durumda delilin kendisinde kanuna uyarlık olmadığı söylenebilecektir.

Yine, idari yargılama usulünde delilin elde edilmesi aşamasının hukuka aykırı olduğuna ilişkin diğer bir örnek; İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 58’inci maddesinde yer alan, idari dava açıldıktan sonra bakılan dava ile ilgili delil tespiti istemlerinin davaya bakmakta olan idari yargı yerlerine yapılması zorunluluğu nedeniyle, idari dava açıldıktan sonra adli yargı yerlerince ya da davaya bakan idari mahkeme dışında, idari yargı yerlerince tespit edilen delillerin elde edilmesi aşaması hukuka aykırı olduğundan görülmekte olan davada kullanılması yerinde olmayacaktır.30

28 KUNTER/YENİSEY, age., s.545.

29 PARLAK, agt., s.51.

30 ELÇİM, agt, s.52.