• Sonuç bulunamadı

A. Aile rolleri

2.1.2 Değerler Ġle Ġlgili Kuramsal Bilgiler

2.1.2.3 Değerler ve Toplum

Değerler, ailede oluĢmakta ve öğrenilerek gelecek nesillere aktarılmaktadır. Aslında kültürün tanımında da aynı ifadeler yer almaktadır. Kültür öğrenilerek gelecek nesillere aktarılır. Çiftlerin köken ailelerden getirdiği düĢünce ve davranıĢ kalıplarına aile kültürü diyebiliriz. Shastree, (2004) göre değerler, toplumsal olarak tanımlanan yaĢam biçimidir. Onlar için belirlenen hedeflere baĢarı, motive gibi değerler temelini oluĢturan temel inançlarına ne Ģekilde neler düĢündüğümüz, neler hissettiğimiz

51

sorularına çoğu zaman yanıt dıĢ dünyadaki Ģeyler de olmaktadır. Onlar için temel yönelimlerin ya da iĢlerin yolunda olmasıdır.

ġiĢman (1994) ve Akbaba ve Altun, (2001) çalıĢmalarında değer, kültürden bağımsız ve farklı olarak düĢünülemez. Kültür ise paylaĢılan simgeler, inançlar, ideolojiler, değerler ve yaĢantıların bütünüdür. Pehlivan ve Aydın, (2001) yaptıkları çalıĢmada, yaĢanılan toplumun kültürü, sahip olduğu inançlar, normlar ve değerler, kiĢinin davranıĢlarının etik standartlara uygunluğunu belirler. Sinha, (2012) göre değer sistemi toplumun belkemiğidir. Değerleri yeterince geliĢmiĢ toplumlar için kaliteli yaĢam demektir. Değerler ―bir toplumun üyeleri tarafından benimsenen ve takip edilen genel amaçlar‖ olarak açıklanacak olursa, bu ifade ile değerlerin sosyo-kültürel bir arka plânının olduğu söylenebilir. Sonra her birey belli bir sosyal yapıda doğmakta, büyümekte, geliĢmekte ve orada geçerli olan kültürel havayı solumaktadır. Bu anlam da her birey kendi kültürün ürünü hâline gelmektedir. (Ünal, 1981 ve Güngör, 1998). Hofstede (1980, 1991) ve Smith ve Schwartz (1997) tarafından değerler kültürün en can alıcı noktaları olarak tanımlamaktadırlar. Bundan dolayı değerler, önemli sosyal-psikolojik kavramlar arasında kültürle iliĢkilendirilmiĢ en az kültür kadar araĢtırılmıĢtır.

Gudmunsdottir (1991) tarafından değerler, kültürün öğeleri üzerine kurulan, kültürel bilgidir ve her zaman bir tercihi vurgulamak olarak tanımlanmaktadır. Toplumdaki insanların belirlenen değerleri korumasına veya göz ardı etmesine bağlı olarak değerler ya bir sonraki nesle aktarılarak yıllarca devam ettirilirler ya da zamanla kaybolur gider (Dilmaç,1999). Değerler insanlarca içselleĢtirilmesine ve genel kabul görmesine bağlı olarak yıllarca devam eder ve kalıcı olur. Gudmunsdottir (1991) göre değerler, insana neyi yapmaması gerektiğini kesin olarak söylemezler, ancak yapılacak olan doğru Ģeyler için kılavuzluk ederler. Mischel‘e göre (1990) değerler toplumsallaĢmayı yansıtan görece kalıcı bireysel tercihlerdir.

Değerlerin toplum ve tutum normları ile iliĢkili olması, bunların da kiĢileri yönlendirici olması sonucu, değerlerin toplumsal ve kiĢisel davranıĢları belirlemede, Ģekillendirmede ve yönlendirmede önemli bir fonksiyon üstlendiği anlamına gelmektedir. Ġnsanların ve toplumun hangi değerleri istediği objektif bir Ģekilde tanımlanabilirse, davranıĢ ve tutumların önceden tahmin edilmesi olasıdır (BaĢaran, 1993). Ayrıca Rokeach‘a (1973) göre değerler, bir yandan toplumsal davranıĢların belirleyicisi diğer yandan sosyal tutumların tanımlayıcısı durumundadır. Bu

52

bağlamda değerler, için yol gösterici olmaları ve davranıĢla ilgili tercihler üzerinde etkili olmaları en önemli özelliklerindendir (GümüĢ, 2009).

Çiftlerin kendilerini ve birbirlerini nasıl algılayacakları ve değerlendirecekleri de değerlerle belirlenmektedir. Çiftlerin kendi aralarında etkileĢimlerinde değerlerin etkisi göze çarpmaktadır. Bu anlamda değerlerin çiftlerin kendi kimlik algılarına ve eĢlerine yönelik değerlendirmelere kaynak olduğu söylenebilir. Çünkü çiftler değer yargılarını devreye sokarak kendilerini eĢlerinin gözünde, eĢlerini de kendi gözlerinde yargılayabilirler. Aile değerleri, hem köken aileden getirdikleri değerler, hem de çevrenin etkisi ile oluĢan değerlerin çift uyumunu arttırdığı anlamına gelmektedir.

Williams, (1979) göre ―değerler, bir kültürde yaĢayanların neyin olumlu veya olumsuz neyin arzu edilen veya edilmeyen, neyin güzel veya çirkin olduğunu belirlediği ve paylaĢtığı standartlardır ‖ Ģeklinde tanımlama yapmıĢtır. Bar ve Tal, (1999) göre kiĢisel olarak birbirlerinden ayrılsalar da aynı grubu oluĢturan bireyler, kendilerini baĢka gruplardan farklılaĢtırırken sık sık grubun değerlerine atıf yapma ihtiyacı duyarlar. Bu anlamda gruplar, belirli değerleri paylaĢmıĢ bireylerin birlikteliği olarak tanımlanabilir. Bar ve Tal‘ın tanımlamalarından yola çıkarak aile değerlerini, bazı değerleri paylaĢan çiftlerin birlikteliği olarak tanımlanabilir.

Fichter (1996) ve Tezcan (2003) ve Tolan (1996) çalıĢmalarında aynı ya da benzer değerleri paylaĢan insanlar arasında sosyal çekiciliğin oluĢtuğu, hatta ortak değerlerin sosyal dayanıĢmayı meydana getirilen önemli faktörlerden birisi olduğu genelde kabul edilen bir husustur. Ayrıca grubun birlikteliğinin devamlılığı için orada yaygın olarak bulunan değerlere uygun davranılması gerektiği çeĢitli Ģekillerde grup üyelerine hissettirilir. Sonra grup içerisinde ideal düĢünme ve davranma yolları da genellikle değerler tarafından belirlenir. Buna göre değerlerin grup içinde sosyal kontrol sağlamaya hizmet ettiği, bunu da sosyal baskı oluĢturarak yerine getirdiği söylenebilir.

Ġnsanlar ve kültürler sergiledikleri değer önceliklerine göre değerlerin davranıĢ, duygu, amaç boyutları bütünleĢtirilmektedir. Bu Ģekilde benzer değer özelliklerine sahip kiĢisel ve kültürel ortamlardan bahsedilebilir (KuĢdil ve KağıtçıbaĢı, 2000). Sonuç olarak değerler ile kültür içi içe geçmiĢ kavramlardır. Değerler bireyleri grupları ve aile Ģekillendirebilmekte hatta davranıĢlarına yöne verebilmektedir. Aynı

53

değerleri paylaĢan çiftlerin uyumlu olması beklenen bir davranıĢtır. Ancak değerlerin grup üstüne yani aile üzerine sosyal kontrol mekanizması oluĢturduğu unutulmamalıdır.