• Sonuç bulunamadı

2.4. Örgütsel Bağlılığın Türleri

2.4.4. Davranışsal Bağlılık

Davranışsal bağlılık, çalışanın çalıştığı örgütte kendi lehine durumların gerçekleşmesine bağlı olarak örgütte kalmaya devam etmesidir. Bu durumdaki çalışan karşılıklı bir çıkar ilişkisinden dolayı devamsızlık yapmadan örgütte kalmaya devam etmektedir. Çalışan uyumlu çabalar içerisinde bulunduğundan dolayı yeri geldiğinde bireysel istek ve beklentilerini ikinci plana atmaktadır. Bu durumdaki çalışan; bilgi, beceri, tecrübe ve kıdemini artırarak örgüt içerisindeki yatırımlarını da artırmış

olmaktadır. Yatırımlar artıkça da bunların kaybını göze alamamaktan dolayı örgütten ayrılma düşünülmez. Çünkü çalışan, yaptığı yatırımlar ve bunların karşılığında elde ettiği veya edeceği kazanımlardan dolayı örgütte kalma noktasında kendisini bağlı hissetmektedir (Bakan, 2011:91).

Davranışsal bağlılık üzerine çalışan araştırmacılar, tekrarlanan davranışların hangi koşullara bağlı olarak tekrarlandığını ve bunun meydana getirdiği değişiklikler üzerinde durmaktadırlar. Araştırmacılara göre davranışlar sonucu olan tutumlar, davranışın tekrarı üzerindeki en önemli etkenlerin başında gelmektedir (Doğan, 2013:73). Bayram (2005:133)’a göre geçmiş deneyimler ile örgüte uyum sağlama durumu bireylerin davranışsal bağlılıklarını tetiklemektedir. Davranışsal bağlılıkta birey örgütten ziyade yaptığı işe bağlanmaktadır. Çünkü uzun bir müddet aynı işi yapan çalışanlar yaptıkları bu işe alıştıklarından işe bağımlılık ortaya çıkmaktadır. Her gün rutin bir şekilde yapılan faaliyetler sürekli tekrar eder hale gelmektedir. Zaman geçtikçe de söz konusu davranışa uygun ve onu destekleyen tutumlar gelişerek davranışın tekrar edilmesi olasılığını artırmaktadır.

Davranışsal bağlılıkla ilgili olarak özellikle Becker ve Salancik’in çalışmalarının ön plana çıktığı görülmektedir.

2.4.4.1. Becker’in Yan Bahis Kuramı

Becker tarafından 1960 yılında geliştirilen “Yan Bahis Kuramı” günümüzde de hala önemli bir yere sahiptir. Araştırmacıların birçoğunun bu kuramı davranışsal bağlılık içerinde değerlendirdikleri görülmektedir. Becker’e (1960) göre uzun süre tekrarlanan tutarlı davranışlar farklı faaliyetler için sergilense bile sonuçta aynı amaç için gerçekleştirilmekteler. Bireye göre bu davranışlar onun amaca ulaşmasındaki en önemli araçlardır. Bu araçlar sayesinde birey örgüt içerisinde daha önceden de sergilediği davranışları desteklemiş olacaktır. Ayrıca çalışma süresi boyunca yapılan yatırımlardan vazgeçmemek ve bunları kaybetmemek için bu davranışlarını devam ettirilmesiyle, çalışan verdiği mücadeleyle başarı elde edecek ve bu sayede de takdir edilip destek görecektir (İnce ve Gül, 2005:51).

Hayat boyunca verilen birçok kararda çevreden veya daha önceki kararlardan etkilenerek hareket edilmektedir. Karar esnasında seçimlere bağlı olarak yan (alt) seçimlerde yapılmaktadır. Bu alt seçimler ana seçimlere bağlı olduğundan yapılan bir yanlışta alt seçimlerin de yanlış olmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte alt

seçimler, ana seçimlere olan bağlılığı da artırmaktadır. Dolayısıyla ana seçimler ve alt seçimler arasında pozitif bir ilişki olduğu söylenebilir (Aksoy ve Yılmaz, 2016:74).

Becker’e (1960) göre bireyde istek dışı gelişerek bağlılığa neden olan yan bahis kaynakları şunlardır:

Genel Kültürel Beklentiler: Toplumların bireyler üzerinde sosyal ve manevi beklentileri olabilmektedir. Ailenin beklentileri, arkadaş grubunun beklentileri, işverenle yapılan iş sözleşmesi, çalışanın işe girmesine yardımcı olanlara karşı hissettiği zorunluluk vb. nedenler çalışanın örgüte olan bağlılığını etkileyen başlıca faktörlerdir. Bu faktörler nedeniyle birey kendi davranışlarını kısıtlayacak bazı yan bahislere girmektedir. Çünkü çalışan işten ayrılması için alacağı kararda her ne kadar haklı gerekçelere sahip olsa da, sorunun kendisi tarafından kaynaklandığı düşüncesinin oluşmaması adına bu kararını erteleyebilmektedir (Aksoy ve Yılmaz, 2016:75). Bireyler kendileri üzerinde baskı oluşturacak bazı beklentiler nedeniyle davranışlarını kısıtlamak zorunda kalabilmektedirler. Örnek olarak çok sık iş değiştirme eğilimi gösteren kişilerin toplumda güvenilir olmadıkları düşüncesinin oluşmasının önüne geçebilmek için yeri gelince kendilerine sunulan daha iyi iş alternatiflerini kabul etmedikleri durumlar olabilmektedir (İnce ve Gül, 2005:51; Bakan, 2011:94).

Kendini İfade Etme Sorunu: Başkalarıyla sosyal ilişki içerisindeki bireyle ilgili oluşan olumlu kanaatler vardır. Her birey kendisiyle ilgili olan bu olumlu kanaatlerin değişmemesi için buna uygun davranışlarda bulunmaktadır. Örneğin çalıştığı örgütte işini zamanında ve eksiksiz yaptığıyla bilinen bir çalışan bu kanaatin değişmemesi adına her şartta bu şekilde çalışarak bu olumlu davranışlara bir bağlılık geliştirecektir (Bakan, 2011:96). İşletmede kazanılan saygı, statü ve itibar ile örgütüne bağlılığı ile bilinen çalışanın bu olumlu düşüncelerin tersine dönmemesi adına çalıştığı örgüte bağlılık göstermesi kendini ifade etme sorunu ile bağlılık arasındaki ilişkiden kaynaklıdır (Aksoy ve Yılmaz, 2016:75).

Bürokratik Düzenlemeler: Yan bahsin üçüncü kaynağı olan bürokratik düzenlemelerde birey, kendisine sağlanan maddi ya da manevi ödüller nedeniyle bir bahse girmektedir. Çalışanların işten ayrıldıktan sonra alacağı bir emeklilik ücreti vardır. Birey çalıştığı süre boyunca kendisinden kesilen ve normal şartlar altında işten

ayrıldıktan sonra ödenecek olan bu emeklilik aylığını kaybetmemek adına işten ayrılmak istemeyecektir. Çünkü bu emekli aylığı bazı durumlarda ödenmemektedir (Bakan, 2011:95). Aksoy ve Yılmaz’a (2016:75) göre; çalışanın alacağı yüksek maaş, ikramiyeler, sosyal yardımlar (tatiller, esnek çalışma saatleri, ekstra sağlık sigortası, çocuk bakımı ve yardımı) gibi teşvik ve ödüler, çalışanın yanlış kararlar vermesinin önüne geçecektir. Bu ve benzeri sosyal ve ekonomik yaptırımlar çalışanı uzun süre aynı örgütte çalışmaya yönlendirecek bürokratik düzenlemelerin bazılarıdır.

Sosyal Pozisyona Uyum: Uzun bir müddet aynı sosyal ortamda bulunan birey, içinde bulunduğu ortama alışarak uyum sağlamaktadır. İçinde bulunduğu işle ve rolüyle bütünleşen birey başka bir role yeniden uyum sağlamakta zorlanacaktır. Dolayısıyla bu durumdaki her birey başka bir role bürünmekten kaçınmaktadır (Aksoy ve Yılmaz, 2016:75-76).

Becker’e göre örgüt içinde yapılan yatırımlar yan bahislerin etkisiyle gittikçe artmaktadır. Bireyin yaşı ve kıdemi artıkça da örgütten ayrılma zorlaşacaktır. Çünkü yapılan bu yatırımları kaybetmenin doğuracağı maliyetleri göze almamak için örgüte olan bağlılık daha da güçlenecektir (İnce ve Gül, 2005:52; Bakan, 2011:96).

İş Dışı Endişeler: Sosyal çevreyle kurulan bağlar, çalışan eşinin farklı bir yerde iş bulması, çocukların okul durumu, sosyal hayattan yeni beklentiler ve iş hayatı dışındaki arkadaşlık bağları gibi nedenler çalışanları etkileyen iş dışı yan bahislerdir. Örgütten ayrılma üzerinde etkili olabilen bu gibi iş dışı durumların, çalışanın örgüte olan bağlılığı üzerinde de doğrudan etkisi bulunmaktadır (Aksoy ve Yılmaz, 2016:76).

2.4.4.2. Salancik’in Yaklaşımı

Salancik’e göre tutumlar ve davranışlar arasındaki uyum ile bağlılık sağlanmaktadır. Daha önce sergilenen davranışlara bağlanan birey, bunları tekrar etmeye devam etmektedir. Örgüte inanan ve sadık olan birey tutumlarına aykırı davranışların neden olacağı uyumsuzluktan kaçınmak adına örgütün inançlarına bağlılığını sürdürmektedir (Bakan, 2011:97). Böylece bireyin örgüte olan bağlılığını belirleyen en önemli unsur önceden süregelen davranışların gücüdür denilebilir.

Tutum ve davranışları arasında uyumsuzluk olan kişi gerilim yaşayacaktır. Bu gerilimi yaşamamak için kişinin çelişen tutum ve davranışlarından birini diğeriyle

uyumlu olacak şekilde değiştirmesi gerekmektedir. Salancik’e göre kişinin bazı özelliklerinin bağlılığı etkilediği için her davranışa aynı şekilde bağlanılmaz. Özellikle iş seçiminde görülen bu etki, çalışılacak örgütün seçiminde verilen karar ile birlikte yapılan seçime olan bağlılığı da etkilemektedir. Davranış ne kadar net ve kesinse bağlılıkta o derece güçlüdür. Ayrıca Salancik ve Becker, yaklaşımlarında bağlılığın davranışları devam ettirme eğilimi olarak ele alındığını söylemekle birlikte, Becker (1960) Salancik’ten (1979) farklı olarak davranışa olan bağlılığın gelişebilmesi için kişinin o davranıştan vazgeçtiği zaman katlanacağı maliyetin farkında olması gerektiğini belirtmektedir (İlsev, 1997:39).