• Sonuç bulunamadı

DavranıĢların Sistematik Olması

Fail mobbing eylemlerinde beli bir amaca yönelik hareket eder. Mobbing fiilleri belli bir amaca yönelik gerçekleĢir. Failin amacını gerçekleĢtirebilmesi yani mağduru iĢyerinden uzaklaĢtırabilmesi için davranıĢlarını belli bir sistematiklik içinde gerçekleĢtirmesi gerekir. Fakat kanaatimizce gerçekleĢen eylem neticesinde istenilen amacın elde edilmesi önemli değildir. Yine de ayrıca bu amaç gerçekleĢirse cezanın arttırılması yoluna gidilmelidir. Mağduru yıldıran, iĢyerinden uzaklaĢtırma amacı taĢıyan eylemlerin belli bir süre periyodik olarak gerçekleĢmesi gerekir. Genel kabul gören görüĢe göre eylemler en az altı ay sürmeli ve bu eylemlerin sıklığı en az haftada bir olmalıdır125. Fakat bu sürenin bir yıl ile beĢ yıl arasında değiĢebileceğini savunan yazarlar da vardır126.

Yapılan araĢtırmalarda en kısa mobbing süresinin 6 ay, genellikle uygulamada bu sürenin 15 ay, sürecin etkilerinin ortaya çıktığı dönemin ise 29 - 46 ay olduğu tespit edilmiĢtir127. Mobbing davranıĢlarının ortalama 22 ay devam ettiği tespit olunmuĢtur128. Leymann da mobbing süresinin en az 6 ay en uzun ortalama 15 ay olduğunu savunur129.

Mobbing davranıĢlarının diğer çatıĢmalardan ayrılan özelliği belli bir süre devam etmesi ve sıklıkla bu süre içerisinde tekrarlanması olduğu için iĢyerinde yaĢanan anlık sürtüĢmeler, alınan her uyarı mobbing olarak algılanmamalıdır. Leymann‟ a göre bu davranıĢlar en az altı aydan beri haftada bir kez uygulanıyor olmalı iken; Ege ise bu

125COWIE – NAYLOR – RIVERS – SMITH – PEREIRA, s. 165.

126 KEASHLY, Loraleigh, “A Researcher Speaks to Ombudsmen About Workplce Bullying”, Journal of The International Ombudsman Association, International Ombudsman Association, C. 3, S. 2, United States, 2010, s. 13.

127 TINAZ, ĠĢyerinde…, s.15.

128 NAMIE, Gary – NAMIE, Ruth, “Workplace Bullying: How to Address America‟s Silent Epidemic”, Employee Rights and Employment Policy Journal, C. 8, S. 2, Kanada, 2004, s. 320.

129 LEYMANN, “The Content…”, s. 168.

46 davranıĢların sıklığının ayda en az birkaç kez tekrarlanmasını yeterli görmüĢtür. Hatta Ege; Leymann‟ın görüĢüne kıyasla daha esnek bir süre içerisinde mağdurun psikolojik durumu, uygulayıcıların sayısı, konumu, davranıĢların Ģiddetine göre değiĢebileceğinden bahisle “hızlı mobbing” kavramını getirmiĢtir.

Kanımızca mobbing davranıĢlarındaki süre, mobbingin oluĢtuğunun tespitine yetecek ölçüde olmalıdır. Ayrıca bunun etkilerinin tespiti, var ise hangi boyutta olduğunun belirlenmesi yetkili kiĢi ve makamlar tarafından yapılacağından bu süre de mağdur üzerinde belirli etkiler doğuracak uzunlukta olmalıdır. Burada önemli olan belli bir süre devam etmesi ve bu süreç içerisinde gerçekleĢen fiillerin mağdura zarar verecek elveriĢlilikte olmasıdır. Tabii buradaki sürenin 1-2 hafta gibi kısa bir süre olmaması gerekir. Kimi yazarlar ceza hukuku anlamında, iĢ hukukundaki iĢçinin bir iĢyerindeki deneme süresinin en fazla iki ay olması sebebiyle mobbing süresinin de buna paralel olarak en az iki ay sürmesi gerektiğini savunur130.

Sistematiklikten; sadece farklı zamanlarda aynı davranıĢların gerçekleĢmesi anlaĢılmamalıdır. Birbirinden farklı davranıĢlar kendi içlerinde bağlantılı iseler sistematiktirler. Bir görüĢe göre bir davranıĢ silsilesinin sistematik olarak adlandırılabilmesi için o davranıĢların bir plan dahilinde gerçekleĢmesi gerekir131. Diğer görüĢe göre ise önceden tasarlama, plan dahilinde hareket etme unsurları sistematikliği belirleyici unsurlar değildir132. Mobbingte hedef kiĢi doğrudan ya da dolaylı Ģekilde uzun süre suistimale maruz kalmaktadır. Alman yargı kararlarına göre mobbing uygulayıcısının daha önce bunun için plan yapması Ģart değildir, fırsatları değerlendirmek suretiyle de davranıĢlarını devam ettirebilir133.

Mobbing kapsamında ele alınabilecek kimi suçlar değerlendirildiğinde;

sözkonusu suçları düzenleyen hükümlerde sistematiklik unsuruna yer verilmemesi ve bu durumda ortaya çıkan sorunlar dikkat çekmektedir. Örneğin; eziyet suçunda (TCK m.

96) sistematiklik unsuruna madde gerekçesinde yer verilmiĢtir. Benzer durum iĢkence suçunda (TCK m. 94) da görülmektedir. Sistematiklik unsurunun arandığı fiillere iliĢkin olayları konu alan kimi yargı kararlarında bu unsura pek dikkat edilmediği, bu konunun

130 ULUSOY, s. 158.

131 SOYASLAN, Doğan, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 9. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2012, s.

205.

132 ÖNOK, R. Murat, Uluslararası Boyutuyla ĠĢkence Suçu, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2006, s. 412.

133 Komisyon Raporu, s. 67.

47 tartıĢılmadığı görülmektedir. Mahkeme kararlarındaki bu farklılık öncelikle sözkonusu suçları düzenleyen hükümlerde açıklığın olmamasından kaynaklanmaktadır.

Sistematikliğin gerekliliği sadece madde gerekçesinde belirtilmiĢ, asıl bağlayıcı olan madde hükmünde buna yer verilmemiĢtir. Dolayısıyla doktrinde farklı görüĢler olduğu gibi yargı kararlarında da bu hususta farklı yaklaĢımlar ortaya çıkmıĢtır. Örneğin; Bolu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi BaĢhekimi Dr. S. T.‟nin intiharından sorumlu olduğu iddia edilen Sağlık Bakanlığı müfettiĢi M. G‟ yi ‟görevi kötüye kullanmak‟

suçlamasıyla yargılayan Bolu Asliye Ceza Mahkemesi, müfettiĢin „manevi saldırı ve iĢkence‟ suçlamasıyla Ağır Ceza Mahkemesi‟nde yargılanmasına karar vermiĢtir. Bolu Tabip Odası BaĢkanlığı, hastanede denetlemede bulunan Sağlık Bakanlığı müfettiĢi M.

G.‟nin, herkesin önünde BaĢhekim S.T.‟ ye hakaretlerde bulunduğunu ileri sürerek kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmuĢtur. Sağlık Bakanlığı, soruĢturmaya yer olmadığına karar vermiĢ, bunun üzerine Bolu Tabip Odası‟nın karara itiraz etmesi üzerine DanıĢtay 1‟inci Dairesi, M. G.‟nin „Görevi kötüye kullanmak‟ suçunu iĢlediğini belirterek, soruĢturma izni vermiĢtir. Önceki gün yapılan duruĢmasında Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı BaĢkanı Prof. Dr. M. S.‟nin hazırladığı bilirkiĢi raporu davanın seyrini değiĢtirmiĢtir. M. S.‟nin hazırladığı raporda, Dr. S.

T.‟nin, müfettiĢ M. G. tarafından manevi iĢkenceye maruz bırakıldığı belirtilmiĢtir134. Bu olayın mobbing kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunanlar varsa da135 sistematiklik unsurunun gerçekleĢmediğinden bahisle mobbing olarak değerlendirilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Buna benzer görüĢ farklılıklarının mobbing suç tipinde oluĢmaması için sistematiklik unsuruna ayrıntılı olarak yer verilmelidir. Bu durum kanunilik ve belirlilik ilkelerinin bir gereğidir. Oysa ki Almanya‟da, Thüringen Eyalet ĠĢ Mahkemesi‟nin 2001 tarihli kararında mobbing kavramı geniĢ Ģekilde ele alınmıĢ ve Ģöyle denilmiĢtir136: “ süreklilik gösteren, birbiri ardından gelen ya da iç içe geçmiş, düşmanca, kışkırtıcı ya da ayrımcılığa hizmet eden davranış biçimi sözkonusu ise ve bu davranış türü ve meydana gelişi itibariyle kural olarak hukuk düzeninin koruduğu bir amaç için gerekli değilse ve ilgilinin kişilik haklarına, şerefine aykırılık oluşturuyorsa ya da sağlığına zarar veriyorsa” eylemler mobbing oluĢturuyor demektir.

134 “BaĢhekimi MüfettiĢ Ġntihara Zorladı”, (eriĢim)

http://haber.gazetevatan.com/Haber/232047/1/Gundem, 31.10.2013.

135 DANGAÇ, s.28.

136 LAG Thüringen vom 15.02.2001, 5 Sa 102/00, NZA-RR 2001, s. 577; aktaran: ERGĠN, s.163.

48 Bu karardan da anlaĢılacağı üzere mobbingin belirgin özelliği sistematik olmasıdır.

Mobbing sürecinde mağdura çeĢitli davranıĢlarla bıktırma, yıldırma, dıĢlama, iĢyeri olanaklarından mahrum bırakma, engelleme, adaletsiz davranma, aĢağılama, yok sayma, küçümseme yoluna gidilir. Bu suretle fail, haksız eleĢtiride bulunabilir, sürekli hata bulabilir, dıĢlama, yetkilerini kötüye kullanma, iftira etme, tehdit, haksız yere iĢten çıkarma, aĢırı iĢ yükü verme Ģeklinde davranıĢlarda bulunabilir. Ergonomik Ģartları uygun olmayan yerde çalıĢmak zorunda bırakma da mobbing davranıĢı olarak değerlendirilebilir. Fakat ergonomik koĢulların genel anlamda var olmadığı huzursuz iĢ ortamların varlığı mobbing için yeterli değildir. Mobbingte sistematik eylemlerin belli bir odağa belli bir amaç doğrultusunda yönelmesi gerekir. Kanaatimizce bu unsurların olmadığı bir durumda iĢ hukuku, medeni ve borçlar hukukuna iliĢkin hükümler, sistematik çerçevede gerçekleĢen belli bir odağa belli bir saikle gerçekleĢen kasıtlı davranıĢlar ise ceza hukuku çerçevesinde değerlendirilmelidir.

Dolayısıyla mobbing, sistematik bir Ģekilde gerçekleĢen düĢmanca ve ahlakdıĢı gerçekleĢen herhangi bir davranıĢtan ibaret olabilir. Mobbing davranıĢları neticesinde birey özsaygısına, mesleki itibarına yönelik saldırıya uğramıĢ olur.

ĠĢyerinde gerçekleĢtirilen kötü muamelenin mağdur üzerinde zarar verici etkisi hareketlerin belli sıklıkta ve uzunca bir süredir devamlılığından kaynaklanmaktadır.