• Sonuç bulunamadı

Dava Dilekçesinde Hukuki İlişkinin ve Vakıaların Belirtilmesi

E. İkame Edilebilmesinin Koşulları

3. Dava Dilekçesinde Hukuki İlişkinin ve Vakıaların Belirtilmesi

Belirsiz alacak davasında belirsiz olan dava değil; alacaktır. Bu nedenle, davacı talep sonucunu açık bir şekilde belirtememişse de, hukuki ilişkiyi ve buna dayanak delillerini açıkça ortaya koymalıdır108. Yoksa davalıdan, davacının dayanağı olan vakıaların

bildirmesinin istenmesi mümkün değildir109. Davalıdan davacının dayandığı vakıaları bildirmesi beklenemeyeceği gibi, mahkemeden de tahkikat aşamasında bu vakıaları belirlemesi beklenemez. Davacı açmış olduğu davada vakıaları en iyi bilen kişi olduğundan, uyuşmazlık konusunun somutlaştırılmasına yarar vakıaları da bildirmelidir110.

Zira belirsiz alacak davasında mahkeme, davacının dava dilekçesinde belirttiği vakıalardan yola çıkarak delil toplayacak, yine davalı vakıalardan yola çıkarak savunmasını verecek, delillerini ibraz edecek ve nihayet alacak belirli hale gelecektir. Keza davacının dava dilekçesinde iddiasına hukuki ilişkileri ve vakıaları göstermesi, hakimin alacak miktarının gerçekten belirsiz olup olmadığını, eş söyleyişle davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olup olmadığını belirleyebilmesi bakımından da önem taşımaktadır111.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, belirsiz alacak davasında belirsiz olan vakıalar değil; alacak olduğundan, davacının talep arttırımı sırasında yeni vakıalar ileri sürmesi mümkün değildir112. Zira burada davacı dava dilekçesinde, aynı bir eda davasında ki gibi

iddialarına dayanak vakıaları eksiksiz olarak bildirmekle yükümlüdür. Bunu yapmayan davacı talep arttırımı sırasında iddianın değiştirilmesi yasağıyla karşılaşacak ve davalı buna muvafakat etmezse ıslah kurumuna başvurmak zorunda kalacaktır.

108 Kuru / Arslan / Yılmaz, 269; Yılmaz, Şerh, 756; Simil, 237; Pekcanıtez, 49; Pekcanıtez,

“Uygulanabilirlik”, 945; Özkaya Ferendeci, “Karşılaştırma”, 355; Ercan “Belirsiz Alacak Davası”, 145, 151; Aslan / Akyol Aslan / Kiraz, “Belirsiz Alacak Davası”, 983; Çil / Kar, 26; Simil, 237; Arslan / Yılmaz / Taşpınar Ayvaz, 300; Bilgili, 18; Yavaş, “Etkiler”, 68; Savaş, “İşçilik Alacakları”, 191; Tanrıver, “Güncel Sorunlar”, 8; Alp / Çelebi, “Belirsiz Alacak Davası”, 94.

109 Ercan, “Belirsiz Alacak Davası”, 145.

110 Birben, E. / Öktem, S., “İş Yargılamasının Medeni Usul Hukukuna Hakim Olan İlkeler Bakımından

Değerlendirilmesi”, Prof. Dr. Nuri Çelik’e Armağan II, Beta, İstanbul, 2001, 1098.

111 Simil, 242.

29

F. Alacak Miktarının Tam ve Kesin Olarak Belirlenebilmesinin Mümkün Olduğu Anda Talep Arttırımı

HMK m.107/2’ye göre hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açan davacı, davalı tarafın elindeki bilgi ve belgeleri sunmasıyla veya tahkikat sonucunda talep sonucunu tam ve kesin olarak belirleyebilir olduğu anda iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini arttıracaktır113.

Belirsiz alacak davasını düzenleyen HMK m. 107/2’de “tahkikat sonucu” ibaresi kullanılmış olsa da, alacak tahkikat sonunda değil, alacağının belirli olduğu anda arttırılmalıdır114. Zira talep sonucu davacı tarafından tam ve kesin olarak belirlenebilir

olduğu anda davaya belirsiz alacak davası olarak devam edilmesinde davacının hukuki yararı kalmamaktadır. Dolayısıyla alacak, tahkikat sonucu davacı tarafından tam ve kesin bir şekilde belirlenebilir olabileceği gibi, tahkikat sonundan önceki bir dönemde de belirlenebilir olabilir. Örneğin alacak davalı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin davacıda bulunmaması nedeniyle belirsiz ise ve bu belgeler dilekçelerin sunulması aşamasında mahkemeye teslim edilmişse, alacak tahkikatın sonucu beklenmeden arttırılmalıdır.

Yukarıda da değinildiği üzere belirsiz alacak davasında, talep sonucunun tam ve kesin olarak belirlenebilir olduğu anda davacının talebini arttırması iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağına tabi bir işlem olmadığından bu arttırım işlemi için ıslah kurumuna başvurulmasına gerek yoktur. Ne var ki, davacı talebini ıslaha tabi olmaksızın arttırdığı zaman, bu arttırımın ikinci kez yapılması mümkün değildir. İkinci kez böyle bir işlem yapmak isteyen davacı, iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı ile karşılaşacak ve davalı taraf onay vermezse, ıslah kurumuna başvuracaktır115.

Buna paralel olarak, davacının iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın yapabileceği şey yalnızca talep sonucunu arttırmaktır. Davacı bu işlemle

113 Arslan / Yılmaz / Taşpınar Ayvaz, 300; Tanrıver, 606; Tanrıver, “Güncel Sorunlar”, 11; Yılmaz,

Islah, 226; Bilgili, 20; Savaş, “İşçilik Alacakları”, 192.

114 Ercan, “Belirsiz Alacak Davası”, 146.

115 Yılmaz, Şerh, 758; Yılmaz, Islah, 226; Tanrıver, 606-607; Tanrıver, “Güncel Sorunlar”, 12;

Pekcanıtez, “Uygulanabilirlik”, 948; Ercan, “Belirsiz Alacak Davası”, 147; Arslan / Yılmaz / Taşpınar Ayvaz, 300; Bilgili, 20; Savaş, “İşçilik Alacakları”, 192; Kılıçoğlu, Şerh, 584.

30

dava dilekçesinde dayanmış olduğu vakıaları değiştiremez116. Zira yukarıda da belirtmiş

olduğumuz üzere belirsiz alacak davasında belirsiz olan husus vakıalar veya hukuki ilişki değil; talep sonucunun miktarıdır.

Belirsiz alacak davası açıldıktan sonra ve tahkikat aşamasında alacak tam ve kesin olarak belirlenebilir olduğunda, davacı tarafından talebin arttırılmaması halinde nasıl bir yol izleneceği de kanunda öngörülmemiştir. Doktrindeki bir görüş, böyle bir durumda mahkemenin gösterilen asgari tutar üzerinden hüküm kurması gerektiğini ileri sürmektedir117.

Doktrindeki diğer bir görüş ise, tahkikat aşamasında hakimin davacıya talep sonucunu arttırması için süre verebileceğini ve davacının da talep sonucunu bu süre içerisinde arttırabileceğini ileri sürmektedir. Ancak bu durumda davacı, hakimin verdiği süre içerisinde talep sonucunu arttırmazsa, belirsiz alacak davasından kaynaklanan, iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağına tabi olmadan talep sonucunu arttırma hakkını kaybedecektir118.

Kanımızca belirsiz alacak davasında hakimin davacıya talep sonucu arttırması için süre vermesi mümkün değildir. Zira tahkikat aşamasında, hakimin davacının alacağının belirlenebilir olduğunu fark etmesi ve fakat bunun davacı tarafından fark edilmemesi durumu yalnızca davacının hatası sonucunda meydana gelebilir. Dolayısıyla belirsiz alacak davasının davacı lehine sağladığı kolaylıklar ortadayken, bir de davacının hatası dolayısıyla talep sonucunun belirlenebilir olduğunu fark edememesi neticesinde, hakimin davacıya talep sonucunu arttırması için süre vermesi silahların eşitliği ilkesiyle bağdaşmaz.

Hakimin talep sonucunu arttırmak üzere davacı tarafa süre vermesi hakimin davayı aydınlatma ödeviyle de bağdaşmaz119. Zira HMK m. 31 gereği hakim ancak “maddi

veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında” taraflardan açıklama yapmasını isteyebilir. Yoksa hakimin, taraflardan birini, kanunda var olan bir hakkını kullanmaya davet etmesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 36/1-a anlamında

116 Simil, 276.

117 Yılmaz, Şerh, 758; Ercan, “Belirsiz Alacak Davası”, 152; Pekcanıtez, “Uygulanabilirlik”, 948; Fidan,

“Belirsizlikler”, 180.

118 Simil, 277; Aksi yönde bkz. Tanrıver, “Güncel Sorunlar”, 36. 119 Pekcanıtez, “Uygulanabilirlik”, 948.

31

hakimin davacıya yol göstermesi anlamına gelecektir ki, bu durum hakimin reddi sebebidir.

Belirsiz alacak davasında talep sonucunun arttırılması bakımından değinilmesi gereken bir diğer husus, Yargıtay’ın bozma kararından sonra bedel arttırımı yapılabilip yapılamayacağıdır. Yargıtay bu konuda vermiş olduğu kararlarında, talep arttırımı ile ıslah kurumunu birbirinden ayırmaktadır. Buna göre Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 2016 yılında oy çokluğu ile vermiş olduğu karar120 uyarınca Yargıtay’ın

bozma kararından sonra ıslah kurumuna başvurulması mümkün değil iken121, talep

arttırımı için böyle bir kısıtlama söz konusu değildir122. Bu nedenle, belirsiz alacak davasında davacı arttırım hakkını kullandıktan sonra, iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı nedeniyle ikinci kez arttırım yapamayacaktır. Dolayısıyla bozmadan önce talep arttırım hakkını kullanmış olan davacı, bozmadan sonra talebini arttırabilmek için ıslah kurumuna başvurmak zorunda kalacağından, yukarıda belirttiğimiz, bozma kararından sonra ıslah kurumuna başvurulamayacağını öngören Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı dolayısıyla talebini arttıramayacaktır. Ancak, bozmadan önce tahkikat evresinde talep arttırım hakkını kullanmamış olan davacının bozma kararından sonra talebini arttırması mümkün olacaktır.

G. Koşulları Oluşmadığı Halde Açılan Belirsiz Alacak Davasında Verilecek Karar