• Sonuç bulunamadı

Belirsiz Alacak Davasında Likit Alacak Kavramı

Yukarıda bahsedildiği üzere, doktrindeki bazı yazarlar, alacağın belirsizliğinin tespitinde likit alacak kavramından faydalanılabileceğini ileri sürmüşlerdir227. Yılmaz,

bu noktada Yargıtay’ın işçinin ihbar ve kıdem tazminatı alacağı ile kısmi davada saklı tutulan işçi alacağını likit alacak olarak kabul ettiğini belirtse de228, Yargıtay’ın bu

yönde istikrarlı bir uygulaması olmadığı kanaatindeyiz.

Keza Yargıtay 2012 yılında vermiş olduğu bir kararında, Hukuk Genel Kurulu’nun, hakkın özünün tartışmalı olduğu durumlarda icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğine ilişkin kararına229 atıf yaparak, hakimin icra inkar tazminatına

hükmedebilmesi için alacağın belirli veya belirlenebilir olması gerektiğini vurgulamış ve işverenin işçinin kıdem ve ücretini bildiği sonucuna ulamışsa da, hak tartışmalı olduğundan ve bu nedenle de yargılamayı gerektirdiğinden, bu alacaklar bakımından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğine karar vermiştir230.

227 Yılmaz, Şerh, 743; Kuru, “Belirsiz Alacak Davası”, 1066; Ercan, “Belirsiz Alacak Davası”, 148;

Aksi yönde bkz. Simil, 176.

228 Yılmaz, Şerh, 746; Yılmaz, “Dava Çeşitleri”, 1991-1992.

229 Yargıtay HGK. 4.3.2009, E. 2009/9-57, K. 2009/110, Sinerji İçtihat Bankası (Erişim Tarihi:

08/01/2018).

230 “İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması

gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8 inci ve 28 inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/9-57 E, 2009/110 K)… Dava konusu alacak daha önce Beyoğlu 1. İş Mahkemesi 2003/947 E. Sayılı dosyasında talep edilmiş ise de hüküm altına alınmamıştır. Anılan Mahkeme kararı temyiz edilmediğinden 30.03.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Hükümde yer almayan, sadece gerekçe kısmında bahsedilen bir alacağın özü halen tartışmalı olup, mahkeme kararının kesin hüküm niteliğinde olduğundan da bahsedilemeyecektir. Fazla çalışma alacağı kesinleşmiş bir yargı kararı ile hüküm altına alınmadığından alacağın özü tartışmalı olduğundan icra inkar tazminatının kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay 9. HD. 03/04/2012, E. 2012/12402, K.

2012/12160, Sinerji İçtihat Bankası (Erişim Tarihi: 08/01/2018); Aynı yönde bkz. Yargıtay 9. HD. 05/02/2010, E. 2008/16769, K. 2010/2552, Sinerji İçtihat Bankası (Erişim Tarihi: 08/01/2018); Yargıtay 9. HD. 28/01/2015, E. 2013/9119, K. 2015/2573, Sinerji İçtihat Bankası (Erişim Tarihi: 08/01/2018); Yargıtay 9. HD. 03/11/2014, E. 2014/28093, K. 2014/32158, Sinerji İçtihat Bankası (Erişim Tarihi: 08/01/2018); Yargıtay 7. HD. 06/06/2016, E. 2016/19303, K. 2016/12221, Sinerji İçtihat Bankası (Erişim Tarihi: 08/01/2018); Yargıtay 22. HD. 12/05/2014, E. 2013/11068, K. 2014/12378, Sinerji İçtihat Bankası (Erişim Tarihi: 08/01/2018); Yargıtay 22. HD. 21/03/2014, E. 2013/23012, K. 2014/6913, Sinerji İçtihat Bankası (Erişim Tarihi: 08/01/2018).

69

Ne var ki, Yargıtay, son zamanlarda verdiği bazı kararlarında ise yukarıda bahsettiğimiz içtihatlarından farklı şekilde, alacağın likit olması ile yargılamayı gerektirmesinin birbirinden farklı şeyler olduğuna vurgu yaparak, davacının kıdemi ve ücreti konusunda uyuşmazlık bulunmaması sebebiyle alacağı likit kabul ederek, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir231.

Bu noktada bahsetmek gerekir ki, bir alacağın likit olmasıyla HMK m. 107 anlamında belirlenebilir olması konuları, birbiriyle ilgili kavramlar olsa da, tamamen farklı kavramlardır. Zira yukarıda bahsedildiği üzere, bir alacağın likit olup olmadığının tespitinde değerlendirilen iki temel husus, alacaklının yalnız başına o alacağı hesaplayabilip hesaplayamayacağı ve alacağın tartışmalı olup olmadığıdır. Belirsiz alacak davalarında davacının belirsiz alacak davası açmada hukuki yararı olduğunun söylenebilmesi için, alacağın tartışmalı olması gerekmediği açıktır.

Likit alacaktan bahsedilebilmesi için aranan belirlilik kriteri ile HMK m. 107’de aranan belirsizlik kriterinin örtüştüğünü söylemek ise kanımızca mümkün değildir. Zira bir alacağın likit olduğunun söylenebilmesi için, alacak miktarının sabit olması, veya borçlusu tarafından alacağın hesaplanabilmesi için gerekli olan tüm unsurların biliniyor olması gereklidir232. Dolayısıyla, likit alacak için borçlunun durumu esas alınmışken,

HMK m.107’de aslen davacı alacaklının durumu esas alınmıştır. Ayrıca likit alacak

231 “İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş

olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8 inci ve 28 inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K). Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. Bir alacağın likit olması ile yargılamayı gerektirmesi ayrı şeylerdir. Alacak likit olsa bile yargılamayı gerektirebilir. İcra inkar tazminatı alacağın likit olup olmamasına bağlıdır. Dosya içeriğine göre; davacının kıdem süresi ve ücreti uyuşmazlık konusu değildir. Hesabın unsurları belli olduğundan icra inkar tazminatının kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle reddi hatalıdır bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay 9. HD. 30/05/2017, E. 2015/10213, K. 2017/9402, Sinerji İçtihat Bankası

(Erişim Tarihi: 08/12/2018); Yargıtay 9. HD. 22/06/2017, E. 2015/11038, K. 2017/11199, Sinerji İçtihat Bankası (Erişim Tarihi: 10/12/2018); Yargıtay 22. HD. 05/06/2017, E. 2015/15182, K. 2017/13257, Sinerji İçtihat Bankası (Erişim Tarihi: 08/01/2018).

70

kavramında aranan belirliliğin HMK m. 107’ye göre çok daha sarih bir belirlilik olduğu kanaatindeyiz.