• Sonuç bulunamadı

3.1. Osmanlı’da Sosyal Devlet Uygulamaları

3.1.2. Darülaceze

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde aile içi ilişkilerde meydana gelen gevşemeler sonucu sokağa atılan insanlar ve bu insanların barınma sorunu ortaya çıkmıştır. İşte bu sebeple kimsesiz çocuklar ve özürlü insanlara yönelik 1896'da Kağıthane'de Darülaceze kurulmuştur. Darülaceze bir camii, kilisesi, havrası ve çeşitli iş yerleriyle bir külliye olarak her dinden insana hizmet vermiştir.305

Osmanlı tarihindeki önemli sosyal kurumlardan biri olan Darülaceze’nin ortaya çıkmasında, İstanbul’un düzenini bozan serseri ve dilencilerin disipline edilmesi ve böylece düzenin sağlanması ihtiyacı yatmaktadır. Darülaceze kapsam ve tür olarak ilk defa devlet tarafından planlanmış ve hizmete açılmış bir kurumdur.306

Darülaceze, Osmanlı başkentinin ilk modern sosyal kurumudur. Darülaceze bu konumunu, 1899 yılında Etfal Hastanesi hizmete girinceye kadar korumuştur.307

303

Ahmet Rasim, Eski İstanbul’da Hovardalık (Fuhş-i Atik), s. 14-20. 304 Koç, a.g.m., s. 191. 305 Kurt, a.g.e., s. 47. 306 Karataş, a.g.m, s. 23. 307 Özbek, a.g.e., s. 199.

İstanbul'da düşkünler için bir Darülaceze kurulması fikri 1877 Osmanlı-Rus Savaşı’na kadar uzanır. Bu savaştan alınan ağır yenilgi sonucu elden çıkan yerlerden İstanbul'a yoğun göçler başlamasıyla kentin yaşam düzeni bozulmuş, işsiz, hasta, sakat, dul ve yetimlerden oluşan göçmen kafileleri başkentin sorunlarını artırmıştır. Bu durum fuhşa ve diğer kötülüklere alışan kız ve erkek çocuklarını çoğaltmıştır. Devletin şanına ve milletin namusuna ters düşen bu duruma bir çare düşünülmesi amacıyla toplanan Şura-yı Devlet Tanzimat Dairesi, 7 Eylül 1886’da velisi ve evi olmayıp kimsesiz kalmış çocukların bakımı için, millet ve mezhep farkı gözetilmeden bütün yoksul Osmanlı tebaasına açık bir Darülaceze kurulmasını karara bağladı. Ancak kurulmasına karar verilen bu kurum hemen hayata geçirilmedi. 4 yıl sonra II. Abdülhamid, 30 Mart 1890 tarihli iradesiyle kurum faaliyete geçmiştir.308

Darülaceze bir yandan şehirdeki dilencilerin tutulduğu bir merkez olmakla birlikte; diğer yandan ise hastaneleri, süt çocukları için kreşi, yetimler için eytamhanesi olan, aynı zamanda sahip olduğu atölyelerle bir tür iş‐evi, Osmanlıca tabiriyle darüssaydır da. Darülaceze bu niteliği ile günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Darülaceze kent yoksullarından sadece dilenciler değil; kimsesiz genç, özürlü, yaşlı ve terk edilmiş bebeklere de bakım hizmeti veren; hatta bazı atölyeleri ile XIX. yüzyıl Batı’daki çalışma evleri gibi kurumlardan esinlenilerek oluşturulan bir kurumdur.309 Darülaceze'nin çocuklarla ilgili hizmet birimleri şunlardır: yuva, yetimhane, ilkokul, meslek atölyeleri, müzik eğitimi vb.310

II. Abdülhamid, Darülaceze’ye ayrı bir önem vermiştir. Halktan, hali vakti yerinde olanlardan kurum için bir irade-i seniyye çıkararak yardım istemiştir. Yardım kampanyası sadece İstanbul ile sınırlanmamış, imparatorluğun hemen her köşesinde icra edilmiştir. Günlük gazeteler duyulan ihtiyacın giderilmesi hususunda çok önemli işlev yerine getirmişlerdir.311

İstanbul halkının ilgisini çeken Darülaceze'nin, din ve mezhep gözetmeksizin sadece insanlık hizmetinde olacağını açıklaması, yerli ve yabancı hayırseverleri yardıma teşvik etmiştir. Darülaceze 1896 Cuma günü sade bir törenle hizmete açılmıştır. Bu tarihten sonra Darülaceze sözcüğü de artık bu kurumun özel adı olmuştur. Kurum, Cumhuriyet döneminde Darülaceze Müessesesi, İstanbul Darülaceze Müessesesi, Darülaceze Müdüriyeti, Darülaceze İdaresi gibi isimlerle anılarak günümüze ulaşmıştır.312

308

Nuran Yıldırım, "Darülaceze", İstanbul Ansiklopedisi, NTV Yayınları, İstanbul, 2010, s. 329. 309 Karataş, a.g.m., s. 24. 310 Onur, a.g.e., s. 110. 311 Özbek, a.g.e., s. 203-204. 312

3.1.2.1. Irzhane

Darülaceze bünyesinde 1903 yılında hizmete açılan Irzhane, 4 yaşın altında ve öncelikle kimsesiz ve terk edilmiş çocukları bünyesinde barındırmayı hedeflemiştir. Irzhanenin ihtiyaç duyduğu araç gereçlerin çoğu Avrupa'dan özellikle de Viyana'dan getirilmiştir. Elbise dolapları, emaye kaplı dolaplar, sterilize edilmeye uygun perdeler, Avrupa muşambayla kaplı zemin ve bunun temizliğinin kolay olması, dönemin gazetelerinde işlenmiştir.313

Irzhanenin bebek sağlığı açısından Avrupa'nın en son bilimsel tekniklerine göre planlanarak donatılmış olması Osmanlı İmparatorluğu’nun modernliğini göstermesi açısından önemlidir. Irzhane çalışanları; müdür ve başhekimin yanı sıra bir çocuk bakıcısı, sekiz dadı, iki hademe, biri sağlıklı ve biri hasta çocukların çamaşırlarını yıkamak üzere iki çamaşırcı, bir sütçü ve bir kapıcıdan oluşmuştur.314

İdare, öncelikle kuruma 5 adet inek satın almıştır. Bazı bebeklerin inek sütünü sindirmekte zorlanacağı düşünülerek eşek sütü elde etmek üzere bir miktar eşek temin edilmiştir. Ayrıca Irzhanenin bodrum katında sütleri pastörize etmek ve şişelemek için gerekli tesisat kurulmuştur. Önemli bilimsel yenilikler olarak kabul edilen, bebekleri kaşık ve biberon aracılığıyla emzirmek yöntemi Irzhanede uygulanmıştır. Biberon kullanamayacak kadar küçük olan bebekler düşünülerek 6 adet sütnine görevlendirilmiştir. Ayrıca Irzhanede çalışması için Avusturyalı dadılar görevlendirilmiş ve bunların başına bir Fransız müdüre atanmıştır. Her bir bebeğe bir kayıt numarası verilmiş ve bu numaralar bebeğin giysileri üzerine tek tek işlenmiştir. Her gün bebekler tartılmakta ve bu bilgiler düzenli bir şekilde kaydedilmekteydi. Irzhanede her bir yatağın başucunda bir levha bulunmakta ve bu levhalara bebeğin adı, yaşı, dini ve getirilmiş veya bulunmuş olduğu mahallenin adı yazılmaktaydı.315

Görülmektedir ki bebekler için yapılan bu uygulamalar zamanın koşullarına göre son derece modern ve teknik açıdan ileri seviyededir. İmparatorluk kurum bünyesindeki bebeklerin sağlığına önem vermiş ve onlara her türlü imkanı sağlama yoluna gitmiştir. Kurumda 1913 yılında müzik öğretimi başlamıştır. 1. Dünya Savaşı sırasında Darülaceze şehit çocukları, yetimler ve kimsesiz göçmenlerin yuvası olmuştur.316

Darülaceze kurulduğundan itibaren idari bağlılığı değişiklik göstermiştir. Müessese II. Abdülhamid döneminde doğrudan Dahiliye Nezareti'ne bağlı olarak çalışmıştır. II. Meşrutiyet'in ilanından hemen sonra Dahiliye Nezaretinin daha önemli görevleri olduğu belirtilerek 1909 yılında Darülaceze, Şehremaneti'ne bağlanmıştır. Şehremanetine bağlı olduğu yıllarda faaliyetlerini tam olarak yerine getiremediği şeklindeki eleştiriler üzerine 1916 yılında yürürlüğe giren Darülaceze Nizamnamesi ile Darülaceze yeniden Dahiliye Nezareti’ne bağlanmıştır.

313 Özbek, a.g.e., s. 209. 314 Uçan, a.g.m., s. 20. 315 Özbek, a.g.e., s. 210-212. 316