• Sonuç bulunamadı

1.1.3. Dış Ticarette Serbestleşme Süreci ve Dış Ticaret Politikaları

1.1.3.3. Dış Ticaret Politikaları

Dış ticaret politikası, “ülkenin dış ticaretini belirlenen hedefler doğrultusunda düzenlemek amacıyla alınan önlemler bütünü” olarak tanımlanmaktadır (Dinler, 2010: 547). Serbest dış ticaret politikaları ve koruyucu dış ticaret politikaları olarak ayrılmasına rağmen, günümüzde dış ticaretinin eksik rekabet koşulları ve ölçeğe göre artan getiri varsayımlarının altında gelişen ve yeni dış ticaret teorilerinin devlet müdahalesinin faydalı olacağı görüşünden şekillenen ülke ekonomisini koruma adı altında daha çok koruyucu politikalar olarak bilinmektedir. Klasik dış ticaret teorilerinde tam rekabet koşulları ve ölçeğe göre sabit getiri koşulları altında serbest dış ticaret politikası savunulurken, yeni dış ticaret teorilerinde eksik rekabet ve ölçek ekonomileri koşullarında devletin müdahaleci olduğu koruyucu dış ticaret politikaları

30 öne sürülmektedir (Çakmak, 2004: 49). Bu doğrultuda dış ticaret politikaları, devletin ekonomik faaliyetlere, ekonomik nedenler veya ekonomik olmayan nedenlerden dolayı müdahale etmesidir. Ticaretin yapılış şeklini düzenleyerek, ticareti sınırlandırarak veya özendirerek müdahale etmesi mümkündür (Seyidoğlu, 2007: 324).

1.1.3.3.1. İthal İkamesine Dayalı Dış Ticaret Politikası

İthal ikamesine dayalı dış ticaret politikası, daha önce yurt dışından ithal edilen malların yurt içinde üretilmesini amaçlayan, koruyucu ve özendirici sanayileşme stratejisinin uygulamasıdır (Yiğit, 1996: 1). Özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmalarını gerçekleştirebilmek için uyguladıkları bu politika, tarıma dayalı ekonomilerinin yanı sıra, sanayileşmelerinde gerekli olduğunun düşüncesi sonucu ortaya çıkmıştır. İthal edilen sanayi mallarının iç piyasada üretilmesine ve sanayi mallarının ithalatının kısıtlanmasına dayanmaktadır. Politikanın uygulanması için uzun yıllar ithal edilen ve iç piyasada önemli tüketim hacmi olan mallar incelenir ve bu malların ülke içinde üretilmesi için yerli üreticilere teşviklerin yapılması, bu malların ithalatının da kotalar ya da gümrük duvarlarıyla engellenmesi sağlanır (Han ve Kahya, tarihsiz: 200).

İthalatı kısıtlayıcı politika ile ülke içinde gelişme hızlanmaktadır ve kaynakların dışa aktarılması engellenerek ülkede döviz tasarrufu söz konusu olmaktadır. Bu durum ülkenin dış açıklarını kapatıcı bir yöntem olarak ta kullanılmaktadır. Ülke içi ekonomisi gelişerek istihdam düzeyinin artması bu politikanın olumlu sonuçlarındandır. Fakat gelişmekte olan ülkelerin, yeterli alt yapıya sahip olmamaları, ham madde veya üretim tesislerinin dışarıdan ithal edilmesi gibi durumlarla karşılaşmalarına ve dışa bağımlı ithal ikameci durumuna düşmelerine de neden olabilmektedir (Başkaya, 2003: 104-105).

İthal ikamesine dayalı dış ticaret politikaları daha çok korumacılık savını desteklemektedir. Genç endüstriler argümanı olarak devletin dış ticarete müdahalesi bunun en önemli kanıtlarındandır. Gelişmekte olan ülkelerde yeni kurulan ve ileride

31 karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olacak endüstrilerin, gelişmiş ülkelerin oturuşmuş endüstrilerine karşı rekabet edebilmesi için gümrük tarifeleri ile ithalatın kısıtlanmasıdır. İthalatı kısıtlayıcı politikaların savunucu olan diğer tezleri; sermaye çekme, dış ticaret hadlerini iyileştirme, hayat düzeninin korunması ve ulusal kalkınma ve güvenlik tezleri olarak bilinmektedir (Öçal ve Osmanlı, 2004: 116-122).

1.1.3.3.2. İhracata Dayalı Dış Ticaret Politikası

1970’ler de ulusal kalkınmacılık tezlerinin krize girmesi, ithal ikamesine dayalı politikaların şiddetle eleştirilmesine ve yerini tekrar liberal, dışa dönük politikaların almasına neden olmuştur. 1980’li yıllarda ithal ikamesine alternatif olarak düşünülen ihracata yönelik dış ticaret politikası, gelişmekte olan ülkelerin dış piyasalara açılmasını teşvik edici ve gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecekleri ürünlerin ihracatını kolaylaştırıcı politikadır. Politika serbest dış ticarette karşılaştırmalı üstünlükler teorisine dayanmaktadır. Ülkenin ithalatından çok ihracatını şekillendirecek olan bu politika, üretimin iç piyasa yerine dış piyasalar için üretilmesini sağlamak ve gerekli teşvikleri yapmayı amaçlamaktadır (Han ve Kahya, tarihsiz: 203-204).

Bu politikanın uygulanması için devlet, ülke içine döviz girdisini arttırmak, istihdamın artması ve uluslararası rekabeti güçlendirmek amaçlı ihracatı teşvik eden yöntemler geliştirmektedir. İhracatta vergi iadesi, düşük faizli kredi sağlanması, sübvansiyonlar ve ülkenin döviz politikasının ihracatçılara güven vermesi gerekmektedir. Bu politika ithal ikameci politikaların devamı niteliğinde, ithalat kısıtlanmasıyla korunan genç endüstrilerin, geliştikten sonra dış piyasalara açılması ve ihracatının teşvik edilmesi olarak uygulanabilir (E. Ertürk, 2001: 132-133).

1.1.3.3.3. Karma Politika

Hem ithalatı hem de ihracatı teşvik edici politikalardır. Gelişmekte olan ülkelerin ithalatı kısıtlayıcı olması veya ihracatı özendirici şekilde tek yönlü politika izlemesi yerine iki durumun uygun bir biçimde dengede yürütmesini amaçlar (Yiğit,

32 1996: 14). İthal ikameci politikası ile iç piyasada ilerleme sağlayan ve rekabet edebilecek duruma gelen endüstrilerin, dış piyasaya açılmalarını da teşvik ederek, ihracata dayalı politika izlenmesinden oluşmaktadır. Bu politikanın başarıya ulaşması için özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik temellerini iyi oturtmaları gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerde ise bu politikanın başarısı daha kolay görülmektedir.

1.1.3.3.4. Stratejik Dış Ticaret Politikaları ve Dışsallık Politikaları

Günümüz ticaretini açıklamada yetersiz kalan klasik dış ticaret teorileri yerini yeni dış ticaret teorilerine bırakırken, politika yaklaşımlarında da değişmeler söz konusu olmuş, stratejik dış ticaret politikaları ve dışsallık politikaları uygulanmaya başlamıştır. Modern koruyucu politikalar olan stratejik dış ticaret politikaları ve dışsallık politikaları, geleneksel bebek endüstrisi argümanı ve dış ticaret haddi argümanlarının uzantısı olarak gelişmiştir (Çakmak, 2004: 63).

Stratejik dış ticaret politikaları, GATT ve uzantısı olan Dünya Ticaret Örgütünün kurallarına aykırı olarak, ithal ikameci veya ihracata dayalı dış ticaret politikaları yerine, devletin kendi çıkarları için ülkenin dış ticaretine müdahale etmesidir. Karma politika niteliğinde olup, sektöre veya endüstriye devletin sağladığı yardımlar veya sektörün korunması şeklinde, yabancıların elinde bululan rantın kendi ülkelerine transferi amaçlanmaktadır. Tam rekabet koşullarının geçersiz olduğu, eksik rekabet ve ölçeğe göre artan getiri koşullarında, uluslararası piyasalarda oluşan normalin üzerindeki rantlara sahip olmak için “komşunu fakirleştir” olarak da bilinen politikalardır. İthalata rakip üretim yapan firmaların korunması için tarife ve kotolarla ithalatı kısıtlama ve kar aktarma aracı olarak ihracat sübvansiyonu olarak uygulanmaktadır (Özer, 2007: 73; Çakmak,2004: 53-54).

Dışsallık politikalarında ise uluslararası rantları yerli firmalara aktarmak amacı yoktur. Pozitif dışsallık yaratan yüksek teknolojili endüstrilerin korunması amaçlı uygulanan politikalardır. Komşunu fakirleştir düşüncesinin tersine, eğer

33 devlet ülke içindeki AR-GE çalışmalarını desteklerse bundan bütün dünya yararlanabilecektir (Çakmak,2004: 49).