• Sonuç bulunamadı

Rus Dış Politikasının Nihai Evrim Süreci

3. VLADİMİR PUTİN DÖNEMİ

5.8. Rus Dış Politikasının Nihai Evrim Süreci

Bir “hudutsuz savaş” başlattıklarını söyleyen Savunma Bakanı Sergey İvanov, açıklamasında, “Hazırlık aşamasında olan veya yürütülen terörist eylemin niteliğine ve yabancı ülkelerin dahline göre, gerekirse silahlı kuvvetler kullanılacaktır” dedi. İvanov; orduyu modernleştireceklerini, bir milyon askeri olan, çevik ve iyi donanımlı bir silahlı kuvvetler kuracaklarını belirtmiştir312.

İvanov, İzvestia gazetesinde birkaç gün üst üste yayımlanan açıklamalarında, Çeçen ayrılıkçı gruplara ve “uluslararası terör örgütlerine” tehdit yağdırdı. Geçtiğimiz ay en az 120 sivilin öldüğü Moskova’daki tiyatro baskınına değinen İvanov, “Bize savaş açtılar. Bu savaşın hududu, sınırı, görünen bir düşmanı yok” dedi. İvanov, son Çeçen saldırılarının ardından dış politikalarını gözden geçirdiklerini ekleyerek, “Diğer

310 http://www.mid.ru , (2003-02-26)

311 ROSE, Richard & MUNRO, Neil; Elections without Order. Russia’s Challenge to Vladimir Putin,

Cambridge University Press, http://www.cambridge.org , Cambridge, UK, 2002, s. 40-90

ülkelerle ikili ilişkilerimiz, terörizme verdikleri tepkiye bağlı olacaktır” diye konuşmuştur313.

Artık sona ermiş görünen Irak Savaşı sırasında Rus dış istihbarat servisi ajanlarının Bağdat’ta Saddam’ın gizli dosya ve arşivlerini ele geçirip Moskova’ya götürmek için çok cüretkar operasyonlar yaptıkları ve bunda belki de başarılı oldukları, pek çok gazete tarafından iddia edildi. Bu gazeteler sadece Batılı olanlar da değildi, Nezavisimaya Gazeta gibi önemli Rus gazetelerinde de bu iddialara geniş yer verildi; hatta bir Amerikan gazetesi Bağdat’ta Irak istihbarat servisi Muhaberat bürosunda ele geçirilen gizli belgelerde Rus dış istihbarat servisi ile Muhaberat arasındaki ilişkileri Arapça yazılı belgelerle kendine göre ispat etmiştir314.

Sovyetler Birliği’nin, klasik dış politikasının bir sonucu olarak, Sosyalist Baas Rejimi’ni desteklemesi, onun mirasçısı Rusya tarafından da devam ettirilince Rusya’nın, Irak’ta yaklaşık 8 milyar dolarlık bir alacak bırakmasına rağmen, zengin petrol yataklarında önemli imtiyazlar elde etmesi ve Saddam rejimiyle bu imtiyazların aynı düzlemde doğru orantıda kalması Moskova’nın ABD’nin Saddam Hüseyin’i devirmeye yönelik Irak politikasına karşı çıkmasına neden olmuştur.

Ancak neticede, ABD operasyonları ile Saddam devrilince Rusya, Irak’taki mevzilerini terk etmek durumunda kalmış; alacakları ile beraber imtiyazlarını da kaybetmesi riski ortaya çıkmıştır315. Irak’ta ABD denetiminde yeni hükümetin kurulmasının ardından, Putin döneminin en önemli dış politika özelliği olan aktif ve kıvrak Rus dış politikası, Rusya’nın Irak’ta kaybetmiş olduğu mevzilerin hiç olmazsa bir kısmını yeniden elde etmek için yeni bir çaba içerisine girmiştir.

Önce geçtiğimiz aylarda Kürt lider Celal Talabani’yi Moskova’da ağırlayan Rus dış politika yapıcıları, şimdi uygun şartlar oluştuğu takdirde Irak’a asker gönderme dahil bir çok konuda ABD ile anlaşabileceklerinin sinyallerini vermektedir. Özellikle

313 http://www.evrensel.net/02/11/07/dunya.html#1 , (2003-02-23)

314 DAĞI, Zeynep, "Rusya'nın Yakın Çevre Politikası ve Türkiye", Türk Dış Politikasında Gelenek ve

Değişim, 1998

ABD’nin BM’ye sunacağı, Irak’a çok uluslu güç konuşlandırılmasını öngören karar tasarısının tartışıldığı bu günlerde Irak konusunda müttefik oldukları Fransa ve Almanya’nın aksine karar tasarısına olumlu baktıklarının sinyallerini veren Rusya Dışişleri Bakanı İvanov, bu konuda bir açıklama yaparak “Irak’ın tekrar yapılanmasında ve güvenliğin sağlanmasında BM’nin geniş katılımını öngören karar tasarısının Moskova tarafından incelendiğini ve önerilen karar tasarısının, Rusya’nın devamlı üzerinde durduğu ilkeleri yansıtması açısından bir başlangıç olduğunu söyleyebilirim” demiştir316.

Diğer taraftan konu ile ilgili bir açıklama yapan Savunma Bakanı Sergey İvanov da “her şeyin BM Güvenlik Konseyi’nde varılacak ortak fikre bağlı olduğunu söylemiş ve Irak’taki durumun iyiye gitmesine gerçekten katkı sağlayabilmesinin önemli olduğunun” altını çizmiştir. İvanov, nihayetinde Rusya’nın Irak’a asker gönderme kararının uluslararası toplumun Irak konusundaki gözlemlerine ve ortak hareket edebilme yeteneğine bağlı olduğunu bildirmiştir317.

Sergey İvanov’un açıklamasıyla Rusya, ilk defa Irak’ta ABD güçleri öncülüğündeki ittifak güçlerine destek verebileceği sinyalini verdi. Irak Savaşı’na karşı çıkan Rusya, savaştan sonra da BM’nin Irak’ta etkin rol almasını istemiştir. Ancak diğer müttefikler Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve Fransa Cumhurbaşkanı Jack Chirac, yaptıkları ortak açıklamada ABD tasarısını desteklemeyeceklerini ifade etmişlerdir.

Bu gazetelerin iddialarının hedefi, Rus dış istihbarat servisi SVR şüphesiz. Tam adı Sluzhba Vıneşnoy Razvedki, kısa adı SVR olan Rus dış istihbarat servisi, Rus dış politika uygulamasının iki önemli unsurundan birisi; zaman-zaman diğer önemli unsur olan Rus Dışişleri Bakanlığı’nı bazı yönlerden gölgeleyebiliyor, uygulamada birinci rol da oynayabiliyor. Bunu da eski Başkan Boris Yeltsin’in 4 yıl kadar önce verdiği bir demeçten biliyoruz; zira Yeltsin o demecinde ‘Rus dış politikasının tespitinde, SVR’nin Dışişleri Bakanlığı ya da başka kurumlardan çok daha fazla rol oynadığını bizzat

316 Rusya’nın Irak’ta Mevzi Savaşı, 09 Eylül 2003, --Sinan Oğan, ASAM-Rusya Ukrayna Araştırmaları

Masası, Kıdemli Araştırmacı

açıklamıştı. SVR’nin mesela, Rus nükleer ve balistik teknolojisinin İran’a aktarılması, NATO’nun genişlemesi, 1972 tarihli ABM anlaşması ve muhtemelen bilinmeyen başka çok önemli konulardaki Rus dış politika pozisyonlarının tespit ve savunulmasında çok önemli roller oynadığı, bugün pek çok uzmanın ortak görüşü.

Asıl görevi dış istihbarat olan; ama bunu yaparken resmi Rus dış politikasının yönünü de etkileyebilen SVR, bugünkü ve gelecekteki Rus dış politikası bakımından böylesine önemli, ilginç bir kurum. SVR, Rusya’da yaklaşık 10 yıldır devam eden büyük kargaşadan ve Yeltsin döneminin keyfi ve istikrarsız özelliğinden hemen-hemen hiç etkilenmeyen, kısacası bu dönem içinden Sovyetler’den devraldığı etkin yapısını büyük ölçüde muhafaza edebilen bir istihbarat servisidir.

KGB’nin ilga edilmesinden sonra iç ve dış istihbarat olarak ikiye ayrılan Rus istihbaratının dış bölümünü üstlenen SVR, iç bölüme bakan FSB’nin aynı dönemde uğradığı çeşitli depremleri, yönetim, kadro ve başkan değişikliklerini de hiç yaşamadı; kadrosu ve başkanları hemen-hemen hiç değişmedi; kurum 10 yıl içinde sadece 3 başkan gördü. Bunlar sırasıyla Leonid Şabarşin, Yevgeni Primakov ve Vyaçeslav Trubnikov’da oluşmaktadır.

1991–1996 yılları arasında SVR’nin başkanlığını yapan Yevgeni Primakov’u herkes tanır (ki daha birkaç hafta önce Saddam’ı, Irak’ı terk etmesi konusunda Bağdat’ta ikna etmeye çalışmıştı). Primakov 6 yıl kadar önce dışişleri bakanı olduğunda yerine, yakın mesai arkadaşı, dostu Vyaçeslav Trubnikov’un gelmesini sağladı. Trubnikov da kurumu 2000 yılına taşıdı. Trubnikov, görevini Vladimir Putin’in gözdelerinden 52 yaşındaki Sergey Lebedev’e devretti 3 yıl kadar önce. Lebedev, Başkan Putin’in eskiden beri tanıdığı bir istihbaratçı olmuştur.

Putin onu, Doğu Almanya’da görev yaparken tanımış. İstihbaratçılıkta ikisi de aynı nesilden sayılırlar. Lebedev, yine bazı yorumculara göre, SVR’nin Batılı kanadını (occidentalist) temsil eden birisi; Doğulu kanadını (orientalist) ise hem son başkan Trubnikov hem de Primakov temsil ediyorlardı ve bu ikisi kurumu ‘orientalist çizgide’ yönetiyor, yönlendiriyorlardı. Mesela, Rus dış politikasının son yıllardaki ‘çok kutuplu

bir dünya söyleminin yazar ve mimarları aslında bu ikisiydi; tam söylemek gerekirse SVR idi kurum olarak. SVR, hakkında çok az şey bilinen tam anlamıyla bir kapalı kutu. Ne Rus ne de Batı medyasında hakkında fazla bir şey yayınlanmadı bugüne kadar. Benim bu köşede anlattıklarım da çok zor bulunabilen bilgiler. Süper güç olmaktan çoktan çıkan; ama bunu bir türlü kabullenemeyen ve Putin ile birlikte yeniden en azından güçlü, sözü dinlenir, büyük ülke, büyük devlet olmak için çalışan Rusya’nın dünyaya yönelik plan ve hareketlerinin motoru SVR elbette. Bugün söylenildiğine göre Rusya’nın Bağdat Büyükelçiliği, büyükelçi ve diğer diplomatlarının burayı çoktan terk etmelerine rağmen geride kalan ve diplomatik statüye sahip 12 SVR görevlisi tarafından korunuyor. Bunlar şüphesiz sadece büyükelçiliği değil, aynı zamanda kaos içindeki Irak’taki Rus menfaatlerini de korumuşlardır318.

Her şeye rağmen Bağdat’ta kalmaya devam eden SVR, bize Rusya’nın lafta değil fiiliyatta da büyük devlet olduğunu gösteriyor. Ne diyelim, darısı lafta büyük fiiliyatta küçük ve etkisiz olanların başlarına. Yeni Rus “konsepti”, Çeçen milislerle işbirliği yapmakla suçlanan Gürcistan’daki Batı yanlısı hükümette büyük kaygı uyandırıyor. Tiflis hükümeti, Rusya’nın Gürcü topraklarına saldırı düzenleme olasılığının arttığını düşünmektedir319.